Matthaus Türk futbolunu değerlendirdi
Alman efsane futbolcu Lothar Matthaus Türk futbolu ve gurbetçi futbolcular hakkında konuştu.
5+3+1 uygulamasıyla Türk futbolu uzun vadede kazanır. Tecrübeyle söylüyorum. Macaristan'da ve Bulgaristan'da çalışırken takımın yüzde 80'i yabancıydı. Altyapıdan yetişen futbolcular büyük sıkıntı yaşıyordu.
Lothar Matthaus... Alman ve dünya futbolunun yaşayan efsanelerinden. 25 kez sahne aldığı dünya kupalarında şu an için en fazla forma giyen oyuncu. 150 kezle de Alman Milli Takımı formasını en fazla terleten isim. Panzerler'in 1990'da kazandığı Dünya Kupası'nda ise turnuvanın da en iyi oyuncusu seçildi.
Almanlar, o tarihten sonra kupayı ancak geçtiğimiz
temmuzda kazanabildi. Hafta başında özel bir
organizasyon için ülkemize gelen ünlü isim Bugün
Gazete'sinin sorularını içyanıtladı...
* Türkiye’de kulüp başkanlarının soyunma odasına
girip antrenörün işine karışması gibi bir gerçek var.
Böyle bir olay yaşasanız tavrınız ne olur?
Bir kulübün başkanı veya sahibinin tabii ki her
şeyi yapmaya hakkı vardır. Futbol kısmına karışma en
doğalıdır. Ancak, en azından bunu kamuoyu önünde
yapmaması gerekiyor. Antrenörü çağırıp baş başa bir
görüşme halinde fikirlerini söyleyebilir ama bunu
mümkün olduğunca takımın önünde yapmaması gerekli.
Aksi halde teknik direktörün oyuncuların gözündeki
pozisyonu zayıflar. Ben soyunma odasına başkanı
almam.
"SAYGI SEVGİ VE SABIR
GEREKLİ"
* Türkiye’de topa sahip olan takımın hocası “Maçın
hakimiyeti bizdeydi, galibiyeti kaçırdık”
diyebiliyor. Sizce de bir maçı kazanmak için topa sahip
olmak yeterli midir?
Topa sahip olma oranının önemli olduğu tek nokta
rakibin gol atamamasıdır. Topa uzun süreli sahip olarak
maç kazanamazsınız. Zaten maç sonuçları ile top
hakimiyeti sonuçları hiçbir zaman birebir örtüşmez.
Sonucu oyuncuların çıkardığı iş, performansı ve
kalitesi belirler.
* Löw, Del Bosque, Rijkaard, Mancini şimdi ise
Prandelli… Türkiye’deki kariyerlerinin başlarında
hemen eleştiri yağmurlarına tutuluyorlar ve bir
kısmı ile yollar ayrılıyor. Bunun nedeni sizce
ne?
Saydığınız isimler çok büyük antrenörler. Bu
antrenörlerin yeni bir ortama girdiklerinde, yeni
futbol anlayışına ve yeni kültüre alışmak için belli
bir süreye ihtiyaçları var. O yüzden antrenörlere
hakettikleri saygı ve sevginin yanı sıra
belli bir sabır da göstermek gerekiyor. Alışma süreci bu
şekilde atlatılabilir.
* Türkiye’de uygulanan 5+3+1 yabancı kuralı ile
ilgili ne diyeceksiniz?
Bu uygulama yerli futbolculara bir avantaj
sağlayacaktır. Yerli oyuncular daha çok oynama
şansı bulacaklardır. Zira yabancı oyuncuların fazla
olduğu takımlarda yerli oyuncuların şans bulması
imkansız hale gelir. Bu uygulama Türk futboluna bir
avantaj getirecektir.
Altyapıdan yetişen genç oyuncular
kendileri için daha çok fırsat olduğunu bilip, daha iyi
çalışacaklardır. Uzun vadede TürkMilli Takımı
kazanacaktır. Bunu belli bir tecrübe ile
söylüyorum. Çünkü gerek Macaristan’da gerek
Bulgaristan’da antrenörlük yaptığım dönemde takımın
yüzde 80’inde o ülkenin vatandaşı olmayan oyuncular vardı. Bu
nedenle altyapıdan yetişen yerli futbolcular çok
büyük sıkıntı yaşıyordu.
“AiLE ORTAMI STATLARA
TAŞINMALI”
* Türkiye’nin genç oyuncularını nasıl
yorumlarsanız?
Türk futbolunda bir sürü genç görüyorum.
Bu yetenekli gençlere mutlaka şans verilmeli.
Ne var ki Türkiye’de futbolcular
ulaştıkları yerlerle yetiniyorlar. İlerisi
için çaba göstermiyorlar. Almanya’daki futbolcular
kendi hırslarıyla daha ileri gitmeye çalışıyorlar.
Aradaki en önemli farkın bu olduğunu düşünüyorum.
Türkiye’de futbolcular kendi açılarından profesyonelce
davranıyorlar. Eleştiri geldiğinde bu eleştiriyi
kabul etmiyorlar. Bu eleştiriyi olumlu bir
şeye dönüştürmüyorlar. Alman bir futbolcu eleştiri
aldığında hırs yapar. Bu eleştiriden ders alır. Bunun
üzerine gider.
* Dünyanın en güzel statları Almanya’da
bulunuyor. Türkiye son dönemde stat atılımı yaptı.
Sizce bu statların Türk futboluna ne gibi bir faydası
olur?
Türkiye’de futbol karşılaşmalarında yaşanan
şiddet olaylarının önlenmesi nedeniyle son dönemde
Passolig uygulamasının getirildiğini
görüyoruz. Almanya’da model statların
yapılmasının avantajı ise aile ortamının statlara
taşınması oldu. Bu sıcak ortam sonucunda Almanya’da
statlar dolmaya başladı. Bu da Alman futboluna olumlu bir
katkı yaptı. Türkiye’de yapılan statların da futbola bu
yönde bir fayda sağlayacağını düşünüyorum.
Teknik adam olarak Matthaus
2001-02 Rapid Wien
2002-03 Partizan
2004-06 Macaristan
2006 Atletico Paranaense
2006-07 R.B.Salzburg
2008-09 Maccabi Netanya
2010-11 Bulgaristan
Kazandığı Kupa: -
Ofansif futbol oynatmayı severim
* Matthaus olarak çalıştıracağınız takımda benimsediğiniz
oyun sistemi nasıl olacaktır?
Benim çalıştırdığım takımlarda seyircileri heyecanlandıracak,
ofansif futbol anlayışı ön planda olan bir sistem görürsünüz.
Teknik adam olarak böyle bir mentaliteyi benimsediğimi rahatlıkla
söyleyebilirim. Tabii ki
defans güvenliğini de bırakmamak
lazım.
Borussia Dortmund’u favori görüyorum
* Galatasaray, Şampiyonlar Ligi’nde Alman
temsilcisi Dortmund ile karşılaşacak. Bu maçları nasıl
yorumluyorsunuz?
Borussia Dortmund, sadece Almanya’nın değil
Avrupa’nın üst düzey takımları
arasında yer alıyor. Pek çok kaliteli ve
skora etki edebilecek etkili futbolcuları
bünyesinde barındırıyor. Galatasaray ile yapacakları
karşılaşmalarda Dortmund’u favori görüyorum.
İsmail Kartal: Sahada (Trabzon’da)
bütün kontrol bizdeydi. Oynayan, çalışan ve maça hakim olan
bizdik.
Lothar Matthaus: Topa uzun süre
sahip olarak maç kazanamazsınız. Sadece rakibe de gol attırmamış
olursunuz.
Matthaus’un gözüyle gurbetçiler
Mesut Özil: “Ofansif gücü iyi. Defansif
yönden birtakım sorunları bulunuyor.”
Hakan Çalhanoğlu: “Frikikleri iyi
kullanıyor. Mesut gibi onun da ofansif yönü kuvvetli.”
İlkay Gündoğan: “Benim oyun tarzıma
benziyor. Ofansif ve defansif yönü kuvvetli.”
Nuri Şahin: “Kariyerine hızlı başladı
ama yavaşladı.”