Mehmet Topal'dan dobra açıklamalar
Fenerbahçe'nin milli oyuncusu Mehmet Topal; İspanya'dan Türkiye'ye dönüşünü, performansını ve La Liga ile Süper Lig arasındaki farklılıkları değerlendirdi..
Fenerbahçe'nin
milli futbolcusu Mehmet Topal, Türkiye Futbol Federasyonu'nun resmi
yayın organı Tam Saha Dergisi'nin ekim ayı sayısına röportaj
verdi.
Valencia gibi geniş kadrolu bir takımda iki sezonda 59 maç
oynamak oldukça ciddi bir kariyer. Bu süreçte teknik direktör Unai
Emery'nin kolay vazgeçemediği oyunculardan biri olmuştun. Onun sana
nasıl baktığından, aranızdaki ilişkiden söz eder
misin?
Emery ile aram çok iyiydi. Kendisiyle ilişkimiz hoca-oyuncu gibi
değil abi-kardeş gibiydi. Spartak Moskova'ya gittiğinde bana, "Seni
de takımımda görmek isterim" demişti. Ben de kendisine "Sizinle her
zaman çalışmaktan büyük onur duyarım" cevabını vermiştim. İki
senelik İspanya kariyerimde gerçekten futboluma çok olumlu
katkıları oldu. Hayatımda her zaman çok ayrı bir yeri olacak ve
irtibatımız hiç bir zaman kesilmeyecek. Benim için çok önemli bir
abi diyebilirim.
Birçok oyuncu gibi senin de en büyük hayalin Avrupa'nın
kaliteli liglerinden birinde oynamaktı. Sen bunu hem La Liga'ya
giderek başardın hem de Valencia gibi kalburüstü bir takımın
oyuncusu oldun. Ancak Türk oyuncuların pek çoğunda rastlanan çabuk
geri dönüş sendromunu sen de yaşadın ve iki sezon sonra geri
geldin. Neden İspanya'da devam etmek yerine Türkiye'ye dönmeyi
tercih ettin?
Benimki aslında erken geri dönme sendromu değil. Futbolu Avrupa'da
bırakmak istediğimi her zaman söylemiştim. Ama Fenerbahçe gibi
büyük bir camia tarafından ısrarla istenmek çok onur verici bir
şey. Futbolu çok seven bir insanım ve yaşım daha çok genç. Şu anda
Fenerbahçe gibi büyük bir camiada 4 yıllık kontratım var. Zamanın
önümüze ne çıkartacağını bilmiyoruz. Futbolda olaylar çok hızlı
değişebiliyor. Kaderimde böyle büyük bir camiada oynamak varmış.
Fenerbahçe'de olmaktan çok mutlu ve huzurluyum. İnşallah Fenerbahçe
ile büyük başarılar yaşayabilirim. Fenerbahçe bana geçtiğimiz sezon
da bir teklif yapmış ancak kulübüm bu teklifi kabul etmemişti. Bu
sene ise çok daha fazla ısrarcı oldular. Beni almak istediklerini
çok açık bir biçimde belli ettiler. Teklifi kabul etmemde hem
yönetimin hem Aykut Hocamızın hem de taraftarların benimle ilgili
bu güzel düşünceleri çok etkili oldu.
İspanya'da taraftarların oyunculardan beklentileri neler,
Türkiye'den farklı olarak futbola nasıl bakıyorlar?
İspanya'da inanılmaz rahattık. Maçlardan önce kampa girmiyorsunuz,
kötü sonuçlar alındığında tepkilerle karşılaşmıyorsunuz. Türkiye'de
ise böyle durumlarda oyuncuların sokağa çıkamadığı dönemler oluyor.
Bizim ülkemizde herkes futbolu çok iyi bildiğini sanıyor. Ama
oyuncular biraz daha rahat bırakılmalı, eleştiriler biraz daha
düşük düzeyde kalmalı. İspanya'da oyunculara inanılmaz toleranslar
gösteriliyor. Futbolcular bir-iki maçtaki performanslarıyla değil,
sezon boyunca yaptıklarıyla değerlendiriliyor. Bizde de bu baskı
biraz daha azalır ve Türk futbolcusu biraz daha rahat olabilirse
eminim ki sahadaki katkısı çok daha fazla olacaktır. Dilerim bunu
başarabilecek düzeye gelebiliriz. Türk oyuncusunun çok yetenekli
olduğu kesin ama ona yaklaşım da Avrupa'daki oyunculara gösterilen
yaklaşım gibi olmalı.
Ülkemizde kulüp yöneticileri işi profesyonellere bırakmak
yerine süreçlerin tamamına katılmayı ve müdahale etmeyi tercih
ediyor. Bu bağlamda İspanya'da durum nasıldı?
İspanya'da işleri profesyoneller ve teknik adamlar yürütür. Kulüp
başkanlarını ve yöneticilerini imza törenlerinde ya da maça
çıktığınızda protokol tribününde otururken görürsünüz. Avrupa'da
bütün taşlar yerine oturtulmuş, düzen kurulmuş, çark dönüyor. Siz
de bu düzene ayak uydurmak zorundasınız. Orada "Ben böyleyim, düzen
bana uysun" deme şansınız yok. Aksi takdirde çarkın dışında
kalırsınız. Umarım ilerleyen dönemde bizim ülkemizde de böyle bir
düzen kurulur ve çarklar sağlıklı dönmeye başlar.
La Liga gibi üst düzey bir ligde, üst düzey oyuncularla
birlikte oynamak sana neler kazandırdı? İki yıl önce Süper Lig'den
giden Mehmet Topal'la bugün Süper Lig'e dönen Mehmet Topal arasında
ne gibi farklar var?
DEVAMI DİĞER
SAYFADA[page_end]
Bence anormal derecede fark var. Ben Türkiye'de oynarken de
profesyonelliğin gerektirdiği şeyleri yapan bir futbolcuydum, orada
da aynı şekilde davrandım. Ama İspanya'da çok fazla şey öğrendim.
Özellikle Emery hem saha içinde hem de saha dışında yapmam
gerekenler açısından benim için çok yol gösterici oldu. Başta da
söylediğim gibi onunla ilişkilerimiz abi-kardeş gibiydi. Saha içi
açısından bakarsak, Emery benim ofansa daha fazla katılmamı, şut
atmamı istiyordu ve bu anlamda kendimi geliştirmemi sağladı. Bazen
özel görevler veriyor, rakip takımın bir oyuncusunu durdurmamı
istiyordu. Zaman zaman defansta da görev veriyordu. Duran toplarda
ve yan toplarda bana ayrı çalışmalar yaptırıyordu. Bu özel ilgi de
özgüvenimi artırıyordu. Şimdi çok daha sakin bir kafayla maça
çıkabiliyorum. Geçmişte Türkiye'de oynadığım dönemde her gün maçı
düşünür, her gün maçı yaşardım, ama İspanya'ya gittiğimde şunu
öğrendim, kafanız ne kadar rahat olursa performansınız o ölçüde
artıyor.
La Liga'daki futbolla bizim ligimizdeki futbol arasında
nasıl farklar var sence?
Arada çok büyük farklar var diyebilirim. İspanya'da bütün takımlar
futbol oynamaya çalışıyor ve siz de oynadığınız oyundan zevk
alıyorsunuz. Her takımın amacı karşısındakine kendi futbolunu kabul
ettirmek, puan kazanırken izleyenlere de keyifli bir oyun
izlettirmek. İnşallah bizim ligimiz de ilerleyen zamanda bu düzeye
gelir.
Araya bir Valencia tecrübesi girse de Türkiye'de
Galatasaraylı Mehmet Topal olarak biliniyordun. Galatasaraylı bir
oyuncunun daha sonra Fenerbahçe formasını giymesi her zaman için
sansasyonel olmuştur. Sen bunun zorluklarını ve sıkıntılarını
yaşadın mı?
Hayır, hayır. Hiç böyle bir sıkıntı yaşamadım. Ben her zaman
oynadığı kulüpleri en iyi şekilde temsil etmek için hem saha
dışında hem de saha içinde en iyisi yapmaya çalışan bir oyuncuyum.
Dolayısıyla böyle bir zorluk yaşayacağımı düşünmüyorum.
Emre Belözoğlu'nun gitmesi ve ardından senin transfer
edilmen, beklentileri de doğal olarak yükseltti. Bu beklentinin
senin üzerindeki etkilerinden söz eder misin?
Açıkçası ilk zamanlarda bu durum bana üzüntü veriyordu. Çünkü Emre
abinin gitmesinin ardından benim transferim gerçekleşti ve insanlar
benim Emre abinin yerine alındığımı düşünmeye başladı. Oysa Emre
abiyle benim futbolcu tiplerimiz çok farklı. Emre abi daha çok
topla oynayan ve ofansif bir oyuncu bense defansif ve zaman zaman
hücuma çıkan bir oyuncuyum. Bu konuda çok fazla konuşmak istemedim
ama insanların bu değerlendirmede ısrarcı olduğunu görünce,
"Benimle Emre abiyi kıyaslayanların futbol bilgilerinden
şüphe ederim" diye bir açıklama yapmak zorunda kaldım.
Emre abi çok büyük bir futbolcu. Her zaman hayranlıkla izlediğim
bir oyuncu. Fenerbahçe'ye ve Millî Takımlara da büyük katılarda
bulunan bir oyuncu.
Hem Emre'yi hem de La Liga'yı yakından tanıyan bir oyuncu
olarak sence onu nasıl bir kariyer bekliyor? Emre, Atletico'da
neler yapabilir?
Emre abi Avrupa kariyerine erken başlamış oyuncularımızdan bir
tanesi. Futbol tecrübesini ve yaşadıklarını benim anlatmama
ihtiyacı olmayan bir oyuncu. İspanya Ligi için de ideal bir oyuncu
olduğunu düşünüyorum. Çünkü hem yetenekli hem topla oynayabiliyor,
ofansa büyük katkı verebiliyor, saha içindeki hırsıyla takım
arkadaşlarını ateşleyebiliyor. İspanya'da da çok başarılı
olacağından şüphe duymuyorum.
Arda Turan'la İspanya'da rakip oldunuz. Bizim için iki Türk
oyuncusunu Avrupa'da karşılıklı oynarken görmek çok alışıldık bir
durum değil. Arda orada önce UEFA Kupası, ardından da Süper Kupa'yı
kazandı. Onun hakkında neler söylersin? İspanyol futbolseverler
Arda Turan'a nasıl bakıyor?
DEVAMI DİĞER
SAYFADA[page_end]
Arda'nın kaldırdığı kupalarla ben de en az onun kadar gurur duydum.
Geçtiğimiz sezon oynadığı futbol ve kaldırdığı kupalarla İspanya'da
büyük takdir kazandı. Benim de çok iyi dostlarımdan bir tanesi.
Kardeşim diyebilirim. İnşallah bu başarılarının devamını da
getirecek.
Fenerbahçe'de oynadığın her maçta giderek daha iyi bir
Mehmet Topal izliyoruz. Kendisine daha fazla güvenen, hücuma katkı
yapan ve çok iyi hatırladığımız uzaktan şutlarla etkili olabilen,
goller atan bir Mehmet Topal... Bu alışma ve giderek kendini bulma
sürecinde neler yaşadığını anlatır mısın?
Ben aslında sezonlara iyi başlayan bir oyuncuyum ama Fenerbahçe'de
ilk birkaç hafta sıkıntı çekeceğimi düşündüm. Gerçekten de öyle
oldu. Bunun nedenini bilmiyorum ama böyle bir hisse kapıldım. Ancak
daha sonra performansımın artacağını da biliyordum. Hatta hocamla
da konuştum ve böyle bir durumda benden güvenini eksik etmemesini
istedim. Aykut Hocam da beni anlayışla karşıladı. Gerçekten de
birkaç maç sonra performansımı buldum. Son 4-5 maçta iyi oynadığımı
ve Fenerbahçe'ye katkı yaptığımı düşünüyorum. Hâlâ yüzde 100
performansa ulaşmış değilim. İspanya'da oynadığım dönemdeki
performansın yüzde 60'ındayım. Oynadıkça, uyum sağladıkça
Fenerbahçe'ye yapacağım katkı da yükselecek.
Bu sezon Kuyt, Krasiç gibi çok klas oyuncuların transfer
edildiğini görüyoruz. Bu iki oyuncuyu nasıl değerlendiriyorsun?
Takıma katkıları hakkında neler söylersin?
İkisi de uluslararası alanda kendilerini kanıtlamış oyuncular ve
onları tartışmanın anlamı yok. Kuyt çok profesyonel bir insan ve
antrenmanlardaki, maçlardaki çalışkanlığıyla büyük katkı veriyor.
Ben böyle oyunculara çok ihtiyaç duyulduğunu düşünüyorum. Çünkü
altyapılardan yetişen genç oyuncular bu tip iyi çalışan
profesyonelleri kendilerine örnek alabilir. Başlangıçta bir
sakatlığı bulunan Krasiç ise kalitesi belli bir oyuncu ve kısa
sürede takıma gereken katkıyı vereceğine inanıyorum.
Lig yarışı kâğıt üzerindekinden çok daha çetin geçecek gibi
görünüyor. Sanki her takım her takımdan puan alacakmış gibi bir
hava var. Böyle bir ortamda şampiyonluk yarışının nasıl geçmesini
bekliyorsun?
Fenerbahçe gibi büyük bir camia her zaman için şampiyonluğa ve
kupalara odaklanmalı. Çok kaliteli bir kadroyla sahibiz ve
şampiyonluk için en az rakiplerimiz kadar iddialıyız. Ligde çok iyi
kadrolara sahip takımlar var. Galatasaray, Beşiktaş ve
Trabzonspor'un dışında Bursaspor da çok iyi bir oyuncu grubuna
sahip. Anadolu takımları da iyi oyuncular transfer etti. Bütün
takımların birbirini yenebilecek güçte olduğunu düşünüyorum.
Özellikle deplasmanlarda alınan sonuçlar şampiyonluk yarışında çok
belirleyici olacak.
Şampiyonlar Ligi'nden elenmek sizi nasıl
etkiledi?
Açıkçası çok üzüldük. Çünkü Şampiyonlar Ligi'ne katılmayı çok
istiyorduk. Spartak Moskova ile oynadığımız ilk maçta çok talihsiz
goller yediğimizi düşünüyorum. Çünkü yediğimiz o gollerdeki
pozisyonlara çok çalışmıştık. Rövanşta ise ilk yarıda tek pozisyon
verdik ve golü yedik. Bu da takımın güvenini sarstı. Ama ikinci
yarıda toparlandık ve çok fazla pozisyon bulduk. Yüzde yüzlük 3-4
gol pozisyonumuz vardı ancak değerlendiremedik. Böyle iyi oynayıp
elenmek çok üzücü.
UEFA Avrupa Ligi'nde Fenerbahçe'nin neler yapabileceğini
düşünüyorsun?
Tabii ki hedefimiz final oynamak ve sahip olduğumuz kadroyla bunu
da başarabilecek güçteyiz. Grubumuzdaki Marsilya ve Borussia
Mönchengladbach ciddi rakipler ama biz bu maçlardan alnımızın
akıyla çıkacağımıza inanıyoruz.