Dünya kupası grup eleme maçlarında şimdiye kadar 2 beraberlik
bir mağlubiyet aldık. 3. Maçlar sonunda 2 rakibimiz 7 puana,
Ukrayna ise 5 puana ulaştı. Bu tablo bizim için en kötü
senaryolardan biri. Bir önceki turnuvada yani Euro2016’da
gruplardan 3.takım olarak direk gitmeyi başardık, ama bu kez işler
böyle kolay olmayacak maalesef.
Futbol her sonuca açık bir oyundur ama bazen rakibiniz o
kadar güçlü olurki ürettiğiniz hiçbir strateji,uyguladığınız hiçbir
taktik işe yaramaz ve rakibinizi yenemezsiniz ama İzlanda bu
kategoride bir takım değil bizim için. Bizim bu İzlanda’ya karşı
birden fazla strateji ile kazanma şansımız olabilirdi.
Peki bizi mağlubiyete götüren etkenler nelerdi?
1)İzlanda’da hava ve zemin ağır, heleki bu mevsimde. Hava
yağışlı ve soğuk. Fatih hoca maça Emre,Kaan,Hakan,Yasin ve Volkan
gibi fizik gücü yetersiz oyuncular ile başladı. Zaten rakibin en
önemli özelliği fizik gücü ve bu fizik güçle harmanladıkları
sistemleri. Biz normal koşullarda bu fizik kalite ile baş
etmekte zorlanırken, bu kadar soğuk ve ağır zemin koşullarında
rakiple dişediş mücadele şansımızı kaybettik. Basketbol tabiri ile
tüm reboundları rakibe verdik, ve sağlıklı oyun kurma şansımız
olmadı. Kadromuzdaki Cenk,Olcay ve Tolga ciğerci gibi fizik
kondüsyonları iyi futbolcular ile başlarsak en azından mücadele
gücümüz daha yüksek olabilirdi.
2) Gruplardaki 3 maça da hem farklı oyuncular hemde farklı
sistemle başladık. Bizim milli takımımız her oyunu oynayabilen bir
milli takım değil. Kaldı ki Fatih Terim’in cv.sine baktığımızda
kendisinin gittiği takımlarda hep bir oyun felsefesi olduğunu
görürürüz ama şu anki Milli takımda maalesef henüz bir felsefe
oturtabilmiş değil. Maça belki direk yarı sahayı geçme
özelliği bulunan driplingli oyuncular ile başladı ama kağıt
üzerinde 4-6-0 bizim için sağlıklı bir sistem asla olmadı.
Çünkü biz yüksek pas sayısı ve pas yüzdesi ile set oyunu
oynayabilen bir milli takım asla olmadık. Üstelik en uçta forvet
görevini henüz fiziki gelişimini tamamlayamamış Emre Mor’a vermekte
futbolun gerçekleri ile pek bağdaşmadı.
3) Fatih hocanın şüphesizki en büyük meziyetlerinden biri
motivasyon ve konsantrasyondur. Yanlış sistem ve kadro seçimi
anlaşilabilir belki ama sahadaki futbolcuların kendi
standartlarında bile bir oyun oynayamamış olmaları aslında maça
mental açıdan ne ölçüde hazırlandıklarının bir göstergesi bizim
için. Fatih hocada forumsuz.
Dünkü basın toplantısında Fatih hocanında ifade ettiği
gibi kalan maçlarımızı kazanmalıyız. Haziran ayına kadar Finlandiya
ve Kosova ile oynayacağız. Bu iki maçtan mutlak suretle 6 puan
çıkarıp, mevcut sorunları çözüp Hırvatistan ve İzlanda’yı evimizde
yenmeliyiz..