Milli Takım dünyayı sarsacak
Futbolunun Marka Değeri'' başlıklı konferansta konuşan Milli Takımlar Teknik Direktörü Fatih Terim İspanya maçı için hayli iddialı mesajlar verdi...
Milli Takımlar Teknik Direktörü Fatih Terim, 2010 Dünya Kupası
elemelerinde, son iki senedir yenilmeyen son Avrupa Şampiyonu
İspanya ile 90 bin kişilik Santiago Bernabeu Stadı'nda
oynanacaklarını belirterek, ''Marka değeri olarak çok
önemli bir maç. Böyle bir yerde başarılı olmak dünyayı sarsacak bir
haberdir'' dedi.
Bahçeşehir Üniversitesi'nin Beşiktaş Yerleşkesi'nde yapılan ''Türk
Futbolunun Marka Değeri'' başlıklı konferansta konuşan Terim,
öğrencilerin İspanya maçlarıyla ilgili sorusu üzerine, ''4
senedir Madrid'e milli maç alınmamış. 90 bin kişilik Bernabeu'da
oynayacağız ve stat dolacaktır. Rakibimiz son 2 senedir yenilmiyor
güzel, son Avrupa Şampiyonu o da güzel. Çok önemli oyunculardan
kurulu. Marka değeri için çok önemli bir maç olarak görüyorum.
Böyle bir şeyi kazanmak, böyle bir yerde başarılı olmak dünyayı
sarsacak bir haberdir. Oyuncularım 4 gündeki 2 maçta Türk Milli
Takımını hatırlatacaktır'' diye konuştu.
Türk Milli Takımı'nın oynamayı seven bir takım olduğunu anlatan
Terim, ''İspanya milli takımı da dünyada en iyi oynayan
takımlardan biri. Dünya sıralamasında 1 numara, Avrupa Şampiyonu.
Bahanelerden uzak, gidip aslan gibi oynarız. Hiç merak etmeyin.
Sizden bir ricam var, televizyonu erken terk etmeyin, bekleyin.
Olmaz da demeyin. Hırvatistan'dan 118'de gol yiyoruz, 120'de
atıyoruz. Sonra 'şans' diye bazı şeyler duydum. 118'de yediğimiz
şans değil, 120'de attığımız şans. Hiçbir ciddi başarı tesadüfi
olamaz'' deyince, öğrenciler alkışladı.
Sakatlığı bulunan Servet'in olmamasının talihsizlik olduğunu
kaydeden Fatih Terim, şöyle devam etti:
''Benim buradaki tek endişem maçlara kadar olan bölümde başka
oyuncuları kaybetmeyelim, yoksa zaten sakatlara alışkınız. Hatta
bir başka gencimiz için bu fırsat olur, belki yeni bir Servet
çıkar.
Servet ile ameliyattan sonra konuştum, bilim, tıp 'yetişmiyor' dese
de kendisini oraya yetiştirme düşüncesinde olacaktır. Siz hiç
endişelenmeyin, biri çıkar çok da iyi oynar.''
''DEVAMLI OYNAYAN BİR LİNCOLN İYİ BİR
FUTBOLCU''
Fatih Terim, bir öğrencinin, ''Lincoln'un milli takımda oynamasını
ister misiniz?'' şeklindeki sorusu üzerine, ''Ne buradaki
arkadaşların, ne hocalarımızın ne de bizim 'olsaydı ihtimali var
mıydı' gibi şeylerle o kadar vaktimiz yok. Statü olarak oynayacak
durumda değil. Sakat olmayan devamlı oynayan bir Lincoln iyi bir
futbolcu. Türk milli takımında oynamak isteyen yabancı o kadar çok
kişi var ki...'' diye konuştu.
Terim, Turkuaz formayla ilgili soruya karşılık, Turkuaz'ın Türk
isminin geçtiği tek renk olduğunu, ancak konunun başka yerlere
çekildiğini, kırmızı-beyaz formalarla devam edeceklerini
söyledi.
Almanya'da daha fazla futbolcu yetişmesinin nedeniyle ilgili bir
soru üzerine Terim, şöyle konuştu:
''(Bunu kaçırdık Almanya'yı tercih etti) gibi şeyler sizi fazla
endişelendirmesin. Türkiye'de 7-18 yaş arasında 21 milyon kız-erkek
çocuğumuz var. Biz doğal kaynağı kullanamıyoruz. Bu konuda Milli
Eğitim Bakanlığı ile bir çalışmamız var.
2005'de Nuri ve Halil'in attığı gollerle Almanya'yı 2-1 yendiğimiz
maçtan sonra Almanlar 'Biz yetiştiriyoruz, bize gol atıyorlar'
dediler ve bir kanun çıkardılar. (Eğer Türkiye'yi seçersen seni
yabancı sayarım) diyor. Bu da çok kolay terk edilecek bir şey
değil. Çocuklarımıza da çok fazla kızmayın. 'Bize hiç bakmıyorlar
ki' diyenler var. Biz herkese bakıyoruz.''
Fatih Terim, Avrupa Şampiyonası'ndan sonra Türkiye ile ilgili
akılda kalan şeyin, ''Pes etmeyen, sürprizlerle dolu, her an her
şeyi yapabilecek bir sistem içinde oynayan, daima her an her şeyi
bekleyeceğimiz bir takım'' olduğunu, Avrupa'da oynayan
futbolcuların artmasının fazlalaşmasının Türk futbolunun marka
değerini arttıracağını söyledi.
Ligde birçok takımın şampiyonluğa oynamasının ayrı bir heyecan
yarattığını anlatan Terim, ''Diğer ülkeler tarafından takip
edilerek, onlar tarafından enteresan takımların ortaya çıkması
ligimize ayrı bir marka değeri katmıştır. Sivas, Trabzon ve Kayseri
de olayın içine girince heyecan arttı. Artınca bilinirlik,
tanınırlık da arttı. Bu arttıkça da marka değeri de artıyor'' diye
konuştu.
Fatih Terim, 1996 yılında milli takım ile Avrupa Şampiyonası'na
gitmeye hak kazandıklarında Şenes Erzik ve ekibinin büyük
çabalarıyla Pepsi ile sponsorluk anlaşması yaptıklarını ifade
ederek, ''Mercedes bizi taşıyacak arabayı geri almak kaydıyla
veriyordu. Şu anda formamızın üstünde yer yok. Bu Türk takımının
marka değerinin ne kadar önemli olduğunu gösterir. Ortada bir marka
var bu markayı el birliğiyle daha iyi yerlere çekmeliyiz. Mart
ayının sonunda markayı biraz daha tanıtmak için önemli bir
fırsattır. Markayı ezberletmek için başarılı olmak zorundasınız''
şeklinde konuştu.
ARIBOĞAN: ''SPONSORLUK GELİRİMİZ 12'DEN, 35 MİLYON DOLARA
ÇIKTI''
Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Başkan Vekili Lutfi Arıboğan, 14
Şubat 2008 tarihinde göreve geldiklerinden bu yana hem toplumdan
hem spor camiasından hem de iş dünyasından çok önemli olumlu
geri dönüşler aldıklarını belirterek, adalet, güvenilirlik ve
şeffaflık kavramlarıyla Türk futbolunu yönettiklerini söyledi.
Son bir yılda, 12 milyon dolar olan sponsorluk gelirlerini 35
milyon dolara çıkardıklarını belirten Arıboğan, ''Bu dünyada bir
rekordur'' dedi.
Milli takımın Avrupa ve dünya 3.'lüğü, Galatasaray'ın UEFA Kupası
ve Süper Kupa'yı kazanmasının Türk futbolunun marka değeri katkıda
bulunduğunu anlatan Lutfi Arıboğan, ''Süper ligin değerinin
artırılması yönünde orta vadede çok önemli şeyler yapacağız.
Kulüplerimizin idari ve mali olarak iyi yönetilmesi için gereken
tedbirleri alıyoruz. 2010 yılında süper ligi dünyada önemli bir
marka yapmak adına yurt dışına açılmayı planlıyoruz'' diye
konuştu.
Arıboğan, bir soru üzerine, belediyelerin kulüp sahibi olmaması,
ama spora katkıda bulunmasının ideal model olduğunu söyledi.
Turkuaz formayla ilgili soru üzerine ise Lutfi Arıboğan, şunları
kaydetti:
''Basketbolda milli takım formasını 243 defa giydim. Bayrak ile
milli formanın birbirine eşitmiş gibi algı yaratılmasını doğru
bulmuyorum. Farkındalık yaratmak için dünyada bazı ülkeler bu
renkleri kullanmışlar. Türkiye'de her şey speküle ediliyor. Bu
sadece marketing stratejisi ile alakalıydı, ama doğru yönetilemedi.
Çok kabul edilmedi. Biz yine kırmızı beyaz ağırlıklı olarak
kullanmaya devam edeceğiz. Yeni kreasyonumuzda turkuaz yok.''
Arıboğan, konferansa katılacağı açıklanan TFF Başkanı Mahmut
Özgener'in yakın bir ahbabının vefatı nedeniyle İzmir'e gitmek
zorunda kaldığı için gelemediğini söyledi.
Konferansın sonunda Lutfi Arıboğan'ın eşi olan Bahçeşehir
Üniversitesi Rektörü Deniz Ülke Arıboğan, Fatih Terim ve Arıboğan'a
birer plaket verdi.