Euro 2016’ya katılma sürecindeki heyecan ve mutluluğumuz henüz
taptaze iken güzel bir haberde, tarihinin en çalkantılı dönemini
yaşayan Fifa’dan geldi. Türkiye 19 basamak birden yükselerek 941
puan ile Dünya klasmanında 18.sıraya yükseldi. Bir futbol
sever olarak ülkemi ilk 10 içerisinde görmek istesemde, şimdilik
geldiğimiz nokta için emeği geçen herkese tekrar teşekkür
ederim.
‘’Peki Türkiye kendine ilk 10 içinde yer bulabilir
mi?‘’
2010 yılında Fifa dünya sıralamasında 57.sırada bulunan
Belçika’nın tam 5 yılda an itibari ile Dünya klasmanında 1.sıraya
yükselmesi belki bu konuda bize biraz ilham verebilir…
Belçika Futbol Federasyonu Futbol Direktörü Michel Sablon,
kimsenin cesaret edemeyeceği bir projeyle ortaya çıktı. İlk olarak
Fransa modelini incelemeye başlayan Sablon, her yıl bu ülkeyle
futbol üzerine toplantılar yapmaya başladı. Ardından Hollanda ve
Almanya'yı da mercek altına alan Sablon, tıpkı Fransa ile olduğu
gibi bu ülkelerle de fikir alışverişine başladı.
Tüm bu dönemleri elindeki not defterine harfi harfine kaydeden
Sablon, Belçika futbolunu kurtarmak için yeni bir reçete hazırladı.
Bu reçete Belçika futbol ligindeki tüm kulüpleri ve altyapı
okullarını rahatsız etsede Sablon, devrim yaratmak için tüm
sorumluluğu üzerine aldı. Hazırladığı kurtarma reçetesini
uzmanlarla birlikte bir kitapçık haline getiren Sablon,
"kulüp, mili takım ve altyapı" hocalarına
projelerini aktardı.
Kulüp hocalarıyla toplantılar yapmaya başlayan Michel Sablon,
hepsinden 4-3-3 sistemine geçmesini istedi. Aynı isteği altyapı
takımlarından da isteyen Sablon, yıllar süren bu talebini uzun
uğraşlar sonunda gerçeğe dönüştürmeyi başardı. Anderlecht ve
Standard Liege gibi sürekli başarı isteyen kulüp takımlarına
"4-3-3 sistemine geçip, genç oyuncular
yetiştireceksin" projeyi kabullendirmekte zorlanan Sablon,
çabalarının meyvesini 5 yıl gibi bir sürede
aldı.
Sablon ile benzer bir pozisyonda görev yapan Fatih Terim de
aslında benzer amaçlar gütmekte. Üstelik Fatih Terim aynı zaman A
Milli takım teknik direktörlük görevini de sürdürdüğü için,
projelerini sahada bizzat hayata geçirme imkanına da sahip.
Geçtiğimiz yıl ülkemizde uygulanmaya başlayan yeni yabancı
kuralının fikir babasınında Fatih Terim olduğunu biliyoruz. Yeni
çıkan yabancı kuralı bir taraftan klüplerimize Avrupa kupalarında
rakipleri ile daha adil şartlarda mücadele etmek imkanı tanırken
bir taraftanda alt yapıdan oyuncu yetiştirmeyi teşvik eden bazı
nüanslar içeriyor. Lakin altyapı konusundaki teşvikler
yetersiz. Altyapı konusunda teşvikten ziyade belkide tıpkı
Sablon gibi emrivaki yapmak bizim karakterimiz ile daha uyumlu ve
verimli olabilir…
Son olarak; Fifa klasmanında ilk 10 hedefliyorsak, özel
maçlarda daha ciddi rakipler seçmeliyiz. Katar ve Yunanistan an
itibari ile futbolumuza değer katacak rakipler
değiller..