Öleceksek sahada İnönü’de ölürüz!
Fransa'da doğup, Beşiktaşlı olan, siyah beyazlı taraftarların gönlünde taht kuran Pascal Nouma, Beşiktaş Dergisi'ne konuştu, kanseri nasıl yendiğini anlattı...
Pascal Nouma’nın röportajından bazı
ayrıntılar resmi sitede şöyle aktarıldı:
“Beşiktaş’a ikinci gelişimdi. 100. yılda, Oscar Cordoba bana koridorda maça çıkmadan taraftarları anlatıyordu. Ama benim Beşiktaş taraftarlarıyla yakınlığımdan haberi yoktu. Sahaya çıktığımızda İnonü Stadı ‘Pascal Nouma’ sesleriyle yıkılıyordu. İşte o zaman Cordoba ile göz göze geldiğimizde yüzündeki ifadeyi görmenizi isterdim...”
“Ben kanser hastasıydım ve kemoterapi tedavisi görüyordum. Tam yedi ay hastanelerde boğuştum. Beşiktaş taraftarı her ne olursa olsun benim yeniden dönmemi istiyordu. İşte o zaman, ben bu insanlara ait olduğumu daha çok hissettim.”
“Ben tekrar Beşiktaş forması giyebilmek için “Öleceksek sahada, İnönü’de ölürüz” dedim. Geri dönmek benim için çok anlamlıydı. Ben bugün yaşıyorsam, o hastalığı yendiysem Beşiktaş sayesinde oldu. Gördüğüm ilgi, sevgi, içimdeki Beşiktaş aşkı beni hayata döndürdü.”
“Ben her maça gittiğimde tüylerim diken diken oluyor. Tribünlerin bana bağırışları, beni benden alıyor, onları çok seviyorum. Taraftarlarla aramızda çok güçlü bir bağ var, onlar benim ne kadar iyi bir Beşiktaşlı olduğumu biliyorlar. Ne ben onlara laf soyletirim, ne de onlar bana...”
“Beşiktaş’a ikinci gelişimdi. 100. yılda, Oscar Cordoba bana koridorda maça çıkmadan taraftarları anlatıyordu. Ama benim Beşiktaş taraftarlarıyla yakınlığımdan haberi yoktu. Sahaya çıktığımızda İnonü Stadı ‘Pascal Nouma’ sesleriyle yıkılıyordu. İşte o zaman Cordoba ile göz göze geldiğimizde yüzündeki ifadeyi görmenizi isterdim...”
“Ben kanser hastasıydım ve kemoterapi tedavisi görüyordum. Tam yedi ay hastanelerde boğuştum. Beşiktaş taraftarı her ne olursa olsun benim yeniden dönmemi istiyordu. İşte o zaman, ben bu insanlara ait olduğumu daha çok hissettim.”
“Ben tekrar Beşiktaş forması giyebilmek için “Öleceksek sahada, İnönü’de ölürüz” dedim. Geri dönmek benim için çok anlamlıydı. Ben bugün yaşıyorsam, o hastalığı yendiysem Beşiktaş sayesinde oldu. Gördüğüm ilgi, sevgi, içimdeki Beşiktaş aşkı beni hayata döndürdü.”
“Ben her maça gittiğimde tüylerim diken diken oluyor. Tribünlerin bana bağırışları, beni benden alıyor, onları çok seviyorum. Taraftarlarla aramızda çok güçlü bir bağ var, onlar benim ne kadar iyi bir Beşiktaşlı olduğumu biliyorlar. Ne ben onlara laf soyletirim, ne de onlar bana...”