Özer'i Özer yapan Aykut Kocaman'dır
Fenerbahçe'nin Ankaraspor'dan transfer ettiği genç yetenek Özer Hurmacı'dan taraftara çarpıcı mesajlar
Fenerbahçeli futbolcu Özer Hurmacı, sportif direktör Aykut
Kocaman'ın kendisine verdiği öz güvenin, futbolunu ve
profesyonellik anlayışını üçe katlamasını sağlandığını belirterek,
''Ona ve Fenerbahçe camiasına bir borcum var ve şahsen bunun da
bilincindeyim'' dedi.
Fenerbahçe Dergisi'nin 72. sayısında röportajı yer alan
sarı-lacivertli futbolcu, 19 yaşında 3. ligde forma giyerken,
Ankaraspor'a kiralık olarak gittiğinde Kocaman ile çalışma fırsatı
bulduğunu anlatarak, ''Özer Hurmacı'yı, Özer Hurmacı yapan Aykut
hocadır diyebilirim. Bana vermiş olduğu öz güven, futbolumu,
profesyonellik anlayışımı ikiye hatta üçe katlamamı sağladı. Bana
her zaman çok destek verdi. Ben de onu mahcup etmemek için de daha
çok çalışıp, daha üst yerlere gelmek istiyorum. Ona ve Fenerbahçe
camiasına bir borcum var ve şahsen bunun da bilincindeyim'' diye
konuştu.
İşte Fenerbahçe Gazetesi'nin, 72. sayısında Özer Hurmacı ile
yapılan ve "2010 patlama yılım olacak" başlığını taşıyan röportajın
tam metni:
Almanya kökenli bir futbolcusun.. Türkiye ile yurt dışı
arasında futbol anlamında ne gibi farklılıklar var ?
"Almanya'nın alt yapısı Türkiye'ye göre biraz daha iyi
diyebilirim. Çok genç yaştaki çocuklara büyük sorumluluklar
verebiliyorlar.. Yurt dışında çok sık turnuvalar düzenleniyor. Ben
Almanya'da salon futbolu da oynadım, bu benim teknik becerime
olumlu katkı yapan bir tecrübe oldu..
Almanya'da çocuk yaşlardan itibaren çim sahalarda top oynamanız,
genç yaşta daha çok yol kat etmenize yardımcı oluyor. Türkiye'de de
artık alt yapıya özel bir önem veriliyor. Fenerbahçe'nin alt yapı
tesislerinin Almanya'nın en iyi kulüpleriyle eşdeğer olduğunu
söyleyebilirim.
Ben hep şunu öneriyorum. Türkiye'de her tarafa bina, apartman
yapmak yerine iki tane güzel saha yapmak ve orada çocuklarımızın
futbol oynamalarını sağlamak, ülke futboluna daha çok katkı
sağlayacaktır.."
Sen de, Daum da aynı ekolden geliyorsunuz, buna rağmen aranızda farklılıklar oluyor mu?
"Benzerlikler çok ama tabii farklılıklar da var. Bu oyuncunun kendi kişisel yeteneği ve yetiştiği çevreye bağlı. Hocamız 27 yıldır teknik direktörlük yapıyor. Çok tecrübeli olduğu için birçok şeyi bizden daha iyi biliyor. Zaten bana göre futbolun dili her yerde birdir. Almanya, Türkiye, Brezilya fark etmez.."
"Özer Hurmacı'yı Özer Hurmacı yapan Aykut hocadır "
[page_end]
Aykut hoca ile aranızdaki bağı anlatır mısın?
"Aykut hocam ile tanıştığımızda ben daha 19 yaşındaydım. Üçüncü
ligden kiralık olarak Ankaraspor'a geldim ve burada beraber
çalıştık. Özer Hurmacı'yı Özer Hurmacı yapan Aykut hocadır
diyebilirim.
Bana vermiş olduğu özgüven, futbolumu, profesyonellik anlayışımı
ikiye hatta üçe katlamamı sağladı. Bana her zaman çok destek verdi.
Ben de onu mahcup etmemek için de daha çok çalışıp, daha üst
yerlere gelmek istiyorum. Ona ve Fenerbahçe camiasına bir borcum
var ve şahsen bunun da bilincindeyim.."
Alex ile aynı takımdasın kaptanında seni çok beğendiğini biliyoruz takım içinde sana desteği nasıl?
"Alex'in Fenerbahçe'ye gelmiş geçmiş en büyük yabancı futbolcu
olduğunu söyleyebilirim.. Ondan sadece futbol tekniği değil,
profesyonellik yaşantısı konusunda da öğrenebileceğim çok şey var..
Antrenmanlardan sonra birlikte ikili çalışmalar yapıyoruz. Bana
şimdiden çok şey verdi. Kendi yeteneklerime bunları da katabilirsem
ilerde çok daha başarılı olabilirim.
Alex'i bir ağabey gibi görüyorum..Futbol kalitesinin yanı sıra
karakter yapısıyla da zirveye ulaşmış bir insan.. Onunla birlikte
aynı sahayı paylaşmak bile gerçekten heyecan ve onur
verici!.. Ayrıca, medyada benim hakkımda söylediği olumlu şeyler,
beni çok motive ediyor.."
"Ben hücuma dönük bir orta saha oyuncusuyum"
Mevki olarak ülkemizde yaratıcı oyuncu sıkıntısı var, bunu kendi özelliklerini katarak nasıl bağdaştırırsın?
"Bu sıkıntı sadece futbolda değil yaşamın her alanında var.
Yaratıcılık kolay bulunan bir özellik değil. Futboldan
bahsediyorsak yetenek ya da yaratıcılık çalışmadan, zorluklara
katlanmadan bir işe yaramaz.
Ben kendimi sadece bir yerde değil, orta sahanın her bölgesinde
görev yapabilen bir futbolcu olarak görüyorum. Maçın her
dakikasında skoru değiştirebileceğimi düşünüyorum. Bunu
kendime olan güvenimden dolayı söyleyebiliyorum. Özer Hurmacı'yı
her yerde kullanabilirsiniz. İleride bunu da göstereceğim.."
Oyun içerisinde iki ayağını da iyi kullanıyorsun. Kendindeki iyi ve kötü özelliklerini sıralarsan aklına gelenler nelerdir?
"İyi özelliklerimi sıralarsam, epey bir yer tutar. Kötü
özelliklerime gelirsek, kazanma hırsı çok yüksek bir futbolcuyum.
Ancak bunu bugüne kadar gösterme imkânım az oldu. Önümüzdeki
günlerde daha fazla forma şansı bulduğumda bunu taraftarımıza
gösterebilirim.
Bir de kaybetmeyi kesinlikle kendime yediremiyorum. Küçüklüğümden
beri kaybettiğim zamanlarda, bir iki gün üzerimden stresi
atamıyorum, kendime gelemiyorum. Tabii bu da beni olumsuz
etkiliyor. ."
Büyük takımda olmak sende ne gibi etkiler yarattı?
"Her şeyden önce büyük takımda oynamak çok güzel bir duygu. Hele bu büyük takım Fenerbahçe ise harika, tarif edilmesi güç bir duygu. Zaten futbolcuların büyük bir çoğunluğu büyük takımlarda oynamak isterler, ben de Fenerbahçe'ye geldim. Kendimi burada kanıtlayıp, Avrupa'da Türk futbolunu temsil etmek istiyorum."
Futbola başladığında bir idolün var mıydı?
"Tabii ki örnek aldığım futbolcular vardı. Küçükken boyum kısa olduğu için arkadaşlarım bana Diego diyordu, büyüdükçe Zidane'nın ekolünde yetiştiğimiz için onu örnek aldım. Bir de Edgar Davids'i çok beğenirdim."
Sakatlığın ve sonrasında artık kendini hazır hissediyor musun?
"Kendimi hazır hissediyorum ama ayağımdaki vidanın her sıçramam
da batması veya ikili mücadeleye girdiğimde o vidayı hissetmem beni
rahatsız ediyor. Yazın ameliyatla o vida alınacak ve ben tamamen
rahatlayacağım."
Futbol dışında ilgilendiğin spor dalları var
mı?
"Futbol dışında ilgilendiğim birçok spor dalı var. Basketbol, voleybol ve masa tenisini vakit buldukça oynayamaya çalışıyorum."
A Milli takımda seni ne zaman göreceğiz?
"Fenerbahçe forması altında 5-6 maç üst üste oynarsam o zaman A Milli takımın kapısının açılacağına inanıyorum. O yeteneğim var, kendime de güveniyorum. Açıkçası şu ana kadar hiç aday gösterilmesem de her zaman kendimi orada oynayabilecek gibi görüyorum. Çalışmaya devam edersem bir gün mutlaka bu hedefime de ulaşacağım."
Taraftarımıza yeni yıl için neler söylersin?
"2009 Fenerbahçe'ye transfer olduğum için benim için unutulmaz bir yıl. Ama aynı zamanda sakatlıklarla dolu bir yıl oldu. 2010 yılı için tek hedefim var sağlıklı bir şekilde, sakatlık geçirmeden futbol oynamak ve takımıma faydalı olmak. Lig de ve Avrupa'da çok büyük hedeflerimiz var. Başkanımızın sözü bizim sözümüzdür. Bunun bilincindeyiz. Son olarak taraftarımıza sesleniyorum: İçinde bulunduğumuz zor günleri, birlik beriberlik içinde aşacağımızı umuyorum.Herkes bu takıma güvensinler ve beni desteklemeye devam etsinler."