Rıdvan Dilmen'den 4 büyük analizi
Spor yorumcusu Rıdvan Dilmen, 3 haftası geride kalan Turkcell Süper Lig'in 3 büyük takımı için şu çarpıcı değerlendirmeleri yaptı...
Rıdvan Dilmen, Süper Lig'de geride kalan 3. hafta sonrası 4
büyük ekibin ortaya koyduğu performansı Milliyet'teki köşesinde
değerlendirdi... İşte Dilmen'den çarpıcı analizler...
Golcüler uyanmalı...
Beşiktaş’ta geçen sene ilk yarı bittiğinde kimsenin ümidi
kalmamışken başta Teknik Direktör Mustafa Denizli olmak üzere bütün
oyuncular şampiyonluğa motive olmuştu. Tabii ki rakipleri
Fenerbahçe ve Galatasaray çok kötüydü. Şampiyonlukta bu çok
önemliydi ama Beşiktaş’ın o müthiş temposunu, arzusunu ve
konsantrasyonunu bu yıl ilk üç maçta göremedik. Bence kısa sürede
toparlanırlar. Bu Denizli’nin yapacağı bir iş. Ancak üretken
değiller. Belki pozisyon vermiyorlar ama pozisyona da giremiyorlar.
Geçen yılki Ümraniye’den eser yok sanki. Ligin başı, arzuları
tekrar geri dönecektir. Şu an iki kupanın rehavetini yaşıyorlar
sanırım.
Mustafa Denizli savunma ağırlıklı kadrolarla oynuyor. Biraz daha
ofansif takım çıkarmalı sahaya. Beşiktaş’ta savunma oyuncuları pek
ileri çıkmıyor. Zaman zaman İbrahim Üzülmez hücuma destek veriyor.
Ernst, Fink ve Uğur bir arada oynayınca, defansa yakın, rakip
kaleye uzak kalınca forvetle arkadakiler arasında mesafe arttı.
Geçen yıl Beşiktaş en çok korner atan, en çok hücuma kalkan
takımdı. Hatta geçen sene fair-play sıralamasında sonuncuyken, bu
sezon ilk sıradalar. Bu da agresiflikten uzaklaştıklarını
gösteriyor.
Holosko, Bobo, Nobre ve Nihat hazır değiller. Yusuf sakat. Aslında
orta saha oyuncularının kapasiteleri bu. Daha fazlası olmaz. Ancak
hücumcular form tutmadı. Bence onların zayıf takımlarla maç alarak,
bol gol atmalarını sağlayarak güvenlerini artırmak gerekir.
DİLMEN'İN FENERBAHÇE ANALİZİ.... DİĞER SAYFADA
[page_end]
Rotasyon gerekiyor
Fenerbahçe’nin geçen seneden en büyük farkı hızı arttı. Hatta son
üç yıla göre de diyebiliriz. Acaba deplasmanlarda durum ne olacak
diye düşünüyorduk. Diyarbakır’da ilk yarım saatte geçmişle bir fark
yok gibi geldi.
Rakip takımın sert ve bütün oyunculara yakın oynaması Fenerbahçeli
futbolcuları sindirince, pas yaparken yardımlaşma gelmeyince
geçtiğimiz yıllardaki tablo ortaya çıktı. Ama Diyarbakır’ın attığı
gol ve sonrasında kaçırdığı pozisyonun ardından, uzun süre rakibin
sert oyunundan ürken Fenerbahçeli futbolcular toparlandılar. Belki
de bu yıl bir daha göremeyeceğimiz güzellikte hazırlanan bir golle
eşitliği sağladılar.
Ardından müthiş bir yardımlaşma başladı. Herkes birbirine yakın
oynadı. Adam adama savunma yapan Diyarbakırlılar topun peşinde
koşmaktan yoruldular. Oyunun devamında rakibini sürklase etti
Fenerbahçe takımı. Üst üste pozisyonlar buldu ve oyunun sonunu
rahat getirdi.
Lugano hazır değil. Maç kondisyonu artsın diye oynuyor sanırım.
Yoksa bildiğimiz hamleleri, agresif yapısı ortada yok. Lugano bu
değil. Fenerbahçe’nin şu anda en olumlu yönü Gökhan’ın geldiği
günden beri sürekli formda olmasının dışında yeni transferlerin
takıma çabuk uyum sağlaması. Sistem 4-2-3-1 görünse de Cristian tek
kalıp Emre de hücuma çıkıyor. Semih de Güiza’nın yanına kayınca
4-1-3-2 gibi oluyor. Emre de fizik açıdan kuvvetli olduğu için
artık istenilen driplingleri rahatça yapıyor. Eskisi gibi şut
atıyor, pas veriyor, rakip ceza sahasına dikine dalıyor. Santos
zaten içeri çok kateden bir oyuncu. Kazım da Daum’un güvenmesinden
sonra golcü kimliğine kavuştu. Bunlar hep artılar. Sadece savunma
arkasına atılan toplarda hızlı oyunculara karşı henüz çözüm
bulunamamış. Ayrıca orta saha oyuncularına da bu sıcaklarda çok yük
bindi. Sanki rotasyon gerekiyor.
DİLMEN'İN GALATASARAY ANALİZİ... DİĞER
SAYFADA [page_end]
Özgür çocuklar
Galatasaraylılar herhalde kafayı yiyecekler. Önce Gerets ile 83
puanla şampiyonluk gördüler, aynı takım bir sezon sonra 56 puanda
kaldı. Ardından 79 puanla yeniden şampiyonluk geldi. Bir yıl sonra
61 puan aldılar. Yani ciddi bir istikrarsızlık problemi vardı.
Oyuncular maç seçiyordu. Teknik Direktör Rijkaard seçimi ve
yönetimin doğru planlaması ile güçlü bir takım yaratıldı.
Aslında oyuncu kalitesinde çok bir değişiklik yok. Geçen sene 61 puan alan takımdan bugün 5-6 kişi yine oynuyor ama performansları arttı. Daha istekli, arzulu ve daha konsantreler. Bu arzu ve isteği Galatasaray ve Fenerbahçe için çok kullanıyorum. Çünkü futbolda ciddiyet en az yetenek kadar önemli. Yetenekli olursunuz, ciddi değilsinizdir. Böylece yetenek boşa gider. Yedekleri ile birlikte takımda 6-7 Türk milli oyuncu bulunuyor. Öndeki ikiliden Ayhan biraz toparladı. Mustafa Sarp da beklenmedik şekilde form sıçraması yaptı. Adaptasyon sorununu çabuk aştı.
Hangisi oynasa fark etmez
Onların önünde oynayanlara baktığımızda Rijkaard dört oyuncuyu
özgür bırakmış. Liderlik Arda’da. Kewell, Baros, Aydın, Keita,
Elano, Nonda... Hangisi oynarsa oynasın farketmez. Hocaları bunlara
sadece “gidin tabelayı değiştirin” demiş o kadar. Onlar da
değiştiriyor.
Rijkaard maç gecesi yatarken ertesi gün önde oynatacağı isimleri
kurayla belirlese, kimse ertesi gün bu niye sahada diyemez. Bu
avantaj.
Bugüne kadar Kayseri dışında çok ciddi takımla oynamamışlardı.
Kayseri maçında da farklı skor geldi. Ama Galatasaray temposunun,
isteğinin altında pozisyon buldu. Bu düşündürücü.
DİLMEN'İN TRABZONSPOR ANALİZİ... DİĞER SAYFADA
[page_end]
Trabzon’u Sivas yaktı
Sivas takımı herkesi
yaktı. Trabzonspor, Sivas’ı yenince hakikaten o maçta iyi
oynamışlardı geçen sezondan daha güçlü zannedildi. Diyarbakır
maçında görüldü ki geçen seneyi arayacaklar.
O puanları toplamaları mümkün görünmüyor. Geçen yıl topladıkları
puan zaten şampiyonluk için yeterli değildi. Son iki maça
bakıyoruz, sıfır puan ve kısır futbol. Ve iki yeni takıma
kaybedilen altı puan.
Bu tablo Trabzonspor’u demoralize etti. Geçen yıl başarılı olan
takım bu sene beklentilerin altında başlayınca herkesi hayal
kırıklığına uğrattı. Bu sıkıntıların transfer dönemi bitmeden
olması önemli. En az iki üç oyuncuya ihtiyaç var. Acilen bunlar
alınmalı.