Rıdvan Dilmen'den çarpıcı analizler
Spor Yorumcusu Rıdvan Dilmen, Sabah'taki köşesinde derbi, G.Saray ve Bursa için şu tespitlerde bulundu...
Spor yorumcusu Rıdvan Dilmen, Süper Lig'de 5. hafta geride
kalırken, Fenerbahçe-Beşiktaş derbisini, çıkışa geçen G.Saray'ı ve
lider Bursa için çarpıcı tespitlerde bulundu...
Dilmen'in Sabah'taki 'Fener ikiyi bulamadı yaslanınca da
yedi' başlık yazısındaki analizleri şöyle:
Fener ikiyi bulamadı yaslanınca da
yedi!
F.Bahçe derbide girebileceği maksimum pozisyona girdi ama birini
atabildi. İkinci yarıda geriye çok yaslandı. Bobo oyuna girdikten
sonra ise savunmanın dengesi bozuldu ve penaltıya sebep olundu
Fenerbahçe-Beşiktaş maçları her zaman taraftarlar ve hatta
camialar arasında büyük önem taşır. Bu, 100 yıldır böyledir. Pazar
günkü derbi sezon başı olmasına rağmen Fenerbahçe cephesinde puan
açısından daha da önemli hale gelmişti. Fenerbahçe kazanıp üstlerde
olmak ve toparlanmak istiyordu. Kazanamadığı takdirde önünde birçok
takım olduğunu biliyordu. Kaldı ki bu derbiyi kazansa Beşiktaş'ı da
yakalama şansı vardı. Ama kazanamayınca Bursa ile arasındaki fark
daha 5'nci haftada 8 puanı buldu.
Hem sezon başındaki kötü gidişat, hem de seyircisinin önünde ilk
lig maçına çıkması konsantrasyon ve heyecan dışında ciddi hatalar
yapabilecek bir ortamı da beraberinde getiriyordu. Zaten oyunun ilk
25 ve son 25 dakikasında bu psikolojik faktörler ve olumsuzluklar
ön plana çıktı.
Derbiye ilk 25 dakika Beşiktaş hükmetti ve çok ama çok iyi oynadı.
İlk ciddi atağında karambolde golü bulan ise Fenerbahçe oldu. 25 ve
45'nci dakikalar arasında Gökhan Gönül, Niang, Dia ve Alex'le yüzde
yüz gol pozisyonları da Fenerbahçe'den geldi. Doğrusu oyuna iyi
başlayan Beşiktaş adeta kroke olmuştu. Schuster'in genellikle
tecrübeli oyuncuları tercih etmesinin sebebi bu tür maçlarda
sakinliklerini korumalarından kaynaklanıyor. 25 ile 45'nci
dakikalar arasında Beşiktaş bunu iyi yapamadı.
Ama belli ki Beşiktaş devre arasında 15 dakikada toparlanma şansı
bulmuştu. İkinci yarıya da iyi futbol oynayarak başladılar. Bu kez
de Schuster'in şanssızlığı şu oldu. Zorunlu iki değişikliği erken
yapmıştı; elindeki son silahını da öyle bir dakikada sokmalıydı ki
maçı döndürebilmeliydi. Ve öyle de yaptı: Aurelio'yu çıkarıp
Bobo'yu oyuna soktu. Bobo girdikten sonra oyunda üstünlüğü olan
Beşiktaş, pozisyonlar da bulmaya başladı. Fenerbahçe savunması
Nobre ile kolay baş ederken Bobo girdikten sonra dağıldı, dengesi
bozuldu. Hatta ofsayt taktiği bile yapmak zorunda kaldı. Bu tür
toplardan ikisi golle sonuçlanmadı; üçüncü de zaten penaltı
oldu.
Emre olmayınca mecburen uzun
oynadılar
İkinci yarıda Fenerbahçe'nin yukarıda bahsettiğim psikolojik
faktörleri devreye girdi. Takım oyunun son bölümünde daha fazla
yaslandı. Yine de kontradan üç tane net pozisyon buldu. Bu tür
maçlarda ikinci golü bulacaksın.
Zaten derbilerde önde olan takım arkada bekler, mağlup takım topa
sahip olmak ister; bu hep böyledir. Bu kez yalnız yüzde 10-15
oranında şans verdi Beşiktaş'a karşı. Bunda en önemli etken
kontratakları orta saha oyuncularıyla topu sürerek değil, uzun
oynamak zorunda kaldılar çünkü Emre yoktu.
Fenerbahçe, aslında Beşiktaş'ın zayıf noktalarını tespit etmişti.
Girebileceği maksimum pozisyonlara da girdi ama bir tanesini
atabildi. Beşiktaş ise o hızlı oyun tarzından biraz taviz vererek,
daha kontrollü hücum yapmak istedi. Oyunun ikinci yarısında bunda
da başarılı oldu.
DİLMEN'İN G.SARAY ANALİZİ[page_end]
Galatasaray iyi olacak
Galatasaray sezona ligde ikide sıfır ile başlamıştı. Alınan iki
yenilgi, sezon başında teknik kadro ve oyuncuların üzerinde ciddi
özgüven kaybına neden olmuştu.
Eskişehir deplasmanında ve daha sonra Ali Sami Yen'de oynanan
Gaziantep karşılaşmasında elde edilen galibiyetler takımı biraz
olsun nefeslendirmişti. Buca ile İzmir'de oynanan karşılaşmanın da
3 puanla geçilmesi halinde takımın özgüveni de geri gelecekti. İşte
bu nedenle bu hafta alınan Buca galibiyeti kötü futbola rağmen çok
önemli.
Sezon başında iki maçta sıfır çeken, Avrupa'dan elenen
Galatasaray'da üç maç üst üste kazanan (ki bunların iki tanesinde
hücumdaki en önemli kozu Arda da yoktu) tek fark şu:
Savunma toparladı
Sezon başından beri takımın her bölgesinde oynayan oyuncular
formsuzdu; şimdi en azından savunmacılar form tuttu.
Sarı-kırmızılılar, sezon başında zor atıyordu, kolay yiyiyordu;
skoru koruyamıyordu. Şimdi de zor atıyorlar. Bu kötü özellik aynen
devam ediyor. Ama özellikle savunma göbeği ve ön orta saha
oyuncuları toparlandıkları için takım halinde sezon başındaki
pozisyonları artık vermiyorlar.
Galatasaray'ın önümüzdeki günlerde daha da toparlanacağını
düşünüyorum. Hücumdaki en etkili unsuru Arda döndüğünde ve şu anda
hepsi birden formsuz olan önemli silahlar Baros, Elano, Misimoviç,
Kewell kuvvetlenerek form tuttuklarında Galatasaray hücumda da
etkili olacaktır.
DİLMEN'İN BURSASPOR
ANALİZİ[page_end]
Sağlam "Yarın seyircisiz oynayalım"
deseydi...
Bursaspor 5x3, yani 5 haftada 15 puan yaptı. Geçen yılın ikinci
yarısından beri zirvedeler. Özgüvenleri de var. Bir tane işi çok
iyi yapıyorlar; o da geçen sene Belediye maçını kaybetmelerine
rağmen hemen toparlanmaları. Bu sezon da hafta içinde Valencia
maçındaki hezimete, büyük hayal kırıklığına rağmen o maçı da çabuk
unuttular. Bu tablo takımın teknik direktörle olan birlikteliğini
de açıkça ortaya koyuyor.
Gaziantep maçında yaşanan olaylar çok üzücü. Hakem, bildiğim
kadarıyla kuralı uyguladı. Acaba fazla mı duygusalım bilmiyorum ama
şu soru aklıma geldi:
Ertuğrul Hoca acaba Gaziantepspor yönetimine "Bir gün sonra o
dakikadan itibaren seyircisiz oynayalım" teklifinde bulunsa mıydı?
Eğer böyle bir öneride bulundularsa tabii ki benim söylediklerim
geçerli değil.
Geçen yılki Diyarbakır olaylarında da hakem haklıydı ama tüm
bunların Bursaspor'un başarısını ve imajını futbolseverlerin
gözünde düşürmemesini diliyorum.