‘’İlk yarıdaki ofansif aksiyonların çoğunun içinde bulunan Olcay, o ‘şahane’ sol ayağını gerektiği gibi kullanamayınca Beşiktaş baskıdan gol çıkaramadı ve Olcay da doğal olarak yerini Q7’ye bıraktı. Olcay oyun, Q7 skor oyuncusu tıpkı Tolga’yı iki maçta yaşlandıran Oumar Niasse (Niyaz) gibi.’’
Klasikleşmiş oyuncu kadrosu ve sistemi ile başladı maça Beşiktaş ve oyunun genelinde de hakim olan taraftı. L.Moskova öyle bir disiplin ile defans yaptıki Beşiktaş usta ayaklarına rağmen cezasahasına giremediği için sürekli orta yapmak zorunda kaldı. İlk yarının sonunda Beşiktaş’ın 2'si isabetli 22 cezasahası içine ortası vardı ama ne yazık ki kaleyi bulan ilk şutu 52.dk da geldi.
Beşiktaş’ın bir stadyum, 2 stoper, bir kaleci ve bir sol beke ihtiyacı var, yani herşey o kadarda güzel değil…
İkinci yarı Şenol hoca Q7’yi oyuna aldı ama Q7 de koordinasyon sorunu var. Sürekli maç oynamıyor olmasından sanırım, bir türlü saha içinde durması gereken yeri bilemedi. Özellikle hücumlarında sürekli pozisyon almak için kararsızlık yaşadı, ta ki golü bulana kadar. Golden sonra daha özgüvenli ve daha faydalı oldu. Şenol hoca’nın oyuncularına tıpkı Süper Lig'de olduğu gibi Avrupa Ligi'nde de golü bulduktan sonra aynı şekilde gol aramaya devam etmeleri gerekiğini aşılamalı. Evet Beşiktaş golü bulana kadar yüksek tempoda oynadı ve yoruldu oyuncular, Necip oyuna girmeliydi ama bu takımın tamamen kendi sahasında beklemesi anlamına gelmiyor. Belki Necip ile birlikte Gomez-Cenk değişikliği de olsa, Cenk önde basıp takımını biraz daha ileri çıkarabilirdi.
Grupta hesaplar oldukça karışık,ama büyük takımlar faraziler ile ilgilenmez kendi işlerini kendileri hallederler. Her iki Lokomotif maçında da maç Beşiktaş’a geldi aslında. Yenilmemek tabiki bir avantaj gibi görünebilir ama kendi evinde Sporting’e iki puan kaptıran Beşiktaş bunun acısını L.Moskova’dan çıkarmalıydı. Neyseki İskenderbey imdada yetişti!
Son olarak Beşiktaş’ın bir stadyum, 2 stoper, bir kaleci ve bir sol beke ihtiyacı var, yani herşey o kadarda güzel değil…