Şaibeli kupa adli emanete alınmalı

Şaibeli kupa adli emanete alınmalı

Nurettin Özgenç ts.nurettinozgenc@gmail.com

17 Aralık operasyonu kapsamında oğulları tutuklanan Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan ile İçişleri Bakanı Muammer Güler, erdemli davranarak bakanlık görevlerinden istifa etti.  
 
Keza mevcut hükümetin en başarılı bakanlarından olan bir birinden kıymetli şahsiyetlerin maruz kaldıkları üzücü durumdan dolayı alicenaplık örneği göstererek görevlerinden istifa ederek Türkiye'ye örnek olmuşlardır. Fakat asrın Şike Davası'nda örgüt kurup yönetmek ve şike cezasından tutuklananlar halen görevde bulunmaktadır. Siyasilere gösterilen hassasiyet spor camiasına neden gösterilmemektedir. Ayrıca bu ne yaman çelişkidir? Ayakkabı kutularındaki paralara el konulurken dava konusu olan kupa neden Fenerbahçe'de durmaktadır? Böyle olması hukuku tartışılır hale getirmektedir. Ve 2010-2011 sezonun şampiyonluğunun nişanesi olan kupa Fenerbahçe'de kaldığı her dakika spor kamuoyunun vicdanlarını sızlatmaktadır.

Zira İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü yolsuzluk ve rüşvet soruşturması ile ilgili olarak bazı kesimlerce "Soruşturmanın gölgesiz ve baskısız yürüyebilmesi, üzerinin örtülmemesi ve selameti açısından adı geçen bakanların istifa etmesi" istenilirken ( Nitekim istifa ettiler de) asrın davası olarak bilinen 'şike dava'sına konu olan kişilerin hala daha yöneticilik yapması etik midir? Aynı şekilde 2010-2011 yılına ait kupanın Fenerbahçe müzesinde bulunması normal midir? Tüm bunlar kamuoyunun gözü önünde cereyan ederken bazı çevrelerce bakanlara karşı yapılan dayatma ve ısrar neden spor kulübü yöneticilerine yapılmamıştır? Hukuk devletinde, herkes hukuk önünde eşit olduğuna göre yolsuzluk ve usulsüzlükler konusunda azami hassasiyet gösteren siyasi çevreler aynı hassasiyeti şike davasında da göstermeliydi.

Daha önceleri müteaddit defalar bu konuda yapmış olduğum açıklamalarda şike davası bitene kadar Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) kupayı geri alıp Fenerbahçe'ye "Aklanda gel" demeliydi ama ne hikmetse demedi. Nitekim sporu kirleten kişiler sayesinde elde edilmiş bir şampiyonluk varsa onu temsil eden kupa mahkeme sonuçlanıncaya kadar geri alınmalı şeklinde de herkesçe kabul görebilecek bir öneride bulunmuştum. Bu önerime dayanak olarakta hakkında dava açılan veya suçlanan kamu görevlisinin görevden el çektirilip mahkeme sonucuna göre hareket ediliyorsa şaibeli olan şampiyonlukta aynı şekilde hareket edilmeliydi. TFF'nin şike sürecinde tutunduğu tutum ve hangi akla göre Fenerbahçe'ye aklanda gel demediği de bizlerce muammadır.

TFF'de kararını tekrar gözden geçirmeli

Bir kez daha üzerine basa basa söylüyorum 2010-2011 şampiyonluk kupasını hangi takımın kazandığı kesin değildir. Bu durum net olmamakla birlikte muallaktadır. Spor kamuoyu temyiz sürecinin sonlanmasını beklemektedir. Anılan döneme ait kupa Yargıtay'ın nihai kararından sonra sahibini bulacaktır. Nitekim Türk futbolunu yakından ilgilendiren davada sona gelindi. Yargıtay 5. Ceza Dairesi, 3 Temmuz süreci ile ilgili kararını yakında vereceği biliniyor.

Türkiye Futbol Federasyonu (TFF)'nin resmi internet sitesinde 'Spor Toto Süper Lig Şampiyonlukları' bölümünde 2010-2011 dönemi şampiyonunun mahkeme kararlarına rağmen hala daha Fenerbahçe yazılı olması hem çok büyük bir yanlış hem de abesle iştigaldir. Bir kere anılan dönemde şampiyonun Fenerbahçe olduğu net değildir. Dolayısıyla net olmayan bir şampiyonluğunda devletin resmi kurumu olan TFF' nin sayfasında ilan edilmesi uygun olmadığı gibi hakkaniyete aykırı olduğu kanaatindeyim.