Şekip Mosturoğlu’ndan MHK'ya sert açıklamalar
Fenerbahçe ile TFF arasındaki gerilim büyüyor. Fenerbahçe Asbaşkanı Şekip Mosturoğlu, TFF ve MHK'yi sert bir dille eleştirdi. Şekip Mosturoğlu, Halil Umut Meler'in Medipol Başakşehir-Fenerbahçe maçına atanması ile ilgili "O hakeme de yazık" dedi.
Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Merkez Hakem Kurulu (MHK) hakkındaki iddialar sonrası Fenerbahçe Kulübü’nün öfkesi dinmiyor.
Mustafa Çulcu’nun “Fenerbahçe-Gençlerbirliği ve
Bursaspor-Beşiktaş maçlarının hakemleri değiştirildi”
şeklindeki iddiasının ardından Deniz Çoban’ın “Hakem
puanlarını MHK Başkanı Yusuf Namoğlu belirliyor”
şeklindeki yazısı, TFF üzerindeki tartışmaları alevlendirdi.
Fenerbahçe Kulübü, bu iki iddianın ardından TFF’yi sert bir dille
eleştirdi. Son olarak Fenerbahçe Asbaşkanı Şekip Mosturoğlu,
Medipol Başakşehir-Fenerbahçe maçına Halil Umut Meler’in atanmasını
“O hakeme de yazık. Bu atama; bence MHK'nın ömrü
bitmişti, ömrünü tamamlamıştı, bunu tamamen ortaya koyan ve malumun
ilanı olan bir durum…” şeklinde değerlendirdi.
Bu eleştirilere son olarak Fenerbahçe Asbaşkanı Şekip Mosturoğlu katıldı. FB TV’de yayınlanan haber bültenine bağlanan Şekip Mosturoğlu “Skandal ayyuka çıktı” dedi.
İşte Şekip Mosturoğlu’nun canlı yayında söyledikleri:
“Kamuoyuyla paylaştığımız bilgilerin öncesinde, Kulüpler Birliği olarak TFF'yi ziyaretimiz sırasında gündeme getirdiğimiz konular var. Bu konular, basın bültenleriyle kamuoyuna açıkladığımız içerikle hemen hemen aynıydı. Ama tabii o konuda fazlaca bir bilgi vermemiştik, KB'nin TFF ile paralel aldığı karar gereği. Ama ligin ikinci yarısı başlayınca gördük ki, orada yaptığımız konuşmalarda dile getirdiğimiz şikayetler, özellikle MHK ile yaptığımız şikayetler konusunda herhangi bir adım atılmamış. Ardından 2 tane lig maçında çok önemli hakem hataları gördük. Bunu Teknik Direktörümüz Sayın Aykut Kocaman dile getirdiğinde açıkça onun haykırışı, seslenişi çok farklı yerlerde tartışıldı, farklı yerlere götürüldü, ana amacından kopartıldı. Daha sonra, bu açıklamanın hemen ardından Sayın Mustafa Çulcu TRT'de katıldığı bir programda bir hakem değişikliği olayını anlattı. Fenerbahçe-Gençlerbirliğimaçının hakemi ile işte Beşiktaş-Bursa maçının hakeminin değiştiği konusunda bir bilgi verdi. Öncesinde bunun benzerini de Sayın Rıdvan Dilmen NTV'de dile getirmişti. Bunları birleştirdiğimizde, bizim dile getirdiğimiz olayların artık TV'lerden seslendirildiğini, kamuoyuna iletildiğini görmeye başladık. Biz de bildiğimiz, daha evvel bildiğimiz konuları kamuoyuyla paylaşma gereği duyduk. Ardından yine bir eski hakemimiz Deniz Çoban, o da başka bir yazıyla benzer bir konuyu gündeme getirdi. Bunları bir arada değerlendirdiğinizde MHK'nın önemli miktarda güvenilirliğini yitirdiğini, kamuoyunun MHK'dan beklediği adil yönetimi gösteremediği hususları ortaya çıktı. Biz de bunu kamuoyu açıklamalarıyla spor kamuoyuyla paylaştık. Tabii ki buradaki iddialar çok çok önemli. Orada dile getirilen iddialar gerek işte Sayın Dilmen, Sayın Çulcu, Sayın Çoban gibi gerekse bizim TFF'ye ilettiğimiz iddialar çok çok önemli ve artık bunların somut delilleriyle ortada olması, büyük bir skandalın varlığına işaret ediyor. Bu saatten sonra artık bu skandal varken, MHK'nın aynı yapıyla, aynı kişilerle futbolda adaleti sağlamasını beklememiz mümkün değil. Bu bir takımın lehine, öteki takımın aleyhine bir şey değil. Bizim dillendirdiğimiz konu, benzer şekilde hemen hemen tüm takımlar tarafından dile getiriliyor ama somut olarak en çok hakem hatasıyla puan kaybeden takım biz olduğumuz için son günlerde bizim örneklerimiz daha somutlaştı, son günlerde kamuoyuna geldi ve bu şekilde ifade edildi.”
Halil Umut Meler ataması…
MHK'nın Başakşehir-Fenerbahçe maçına Halil Umut Meler'i atamasıyla ilgili olarak da Mosturoğlu şöyle konuştu: “Şimdi hakemin ismi üzerinden tartışmak istemiyorum. Başarılı, genç bir hakem hem de gelecek vadediyor. Ben kesinlikle ismi üzerinden bir tartışma yapılmasını doğru bulmuyorum ama 2 haftadır büyük bir tartışmanın odağında olan 2 hakemden 1 tanesi. Yani burada MHK bu atamayla şu ana kadar yaptığı skandalı perçinlemiştir. Yani bu atamadan bin tane kaotik düşünce çıkarabilirsiniz, yargıda bulunmak, olumsuz düşünce yaratmak mümkün. Bunların hiçbir tanesini bu maçtan önce dile getirmek istemiyoruz ama daha hassas bir maçta, ligin en önemli maçlarından bir tanesinde adı bu kadar tartışma içerisinde anılmış bir hakemi maçta görevlendirmek bize de haksızlık, hakeme de haksızlık. Yani ben, Halil Umut Meler'in bu atamadan dolayı mutlu olduğunu zannetmiyorum. Hakemi bu kadar baskı altında bırakmanın da hiçbir anlamı yok. Bu çocuğu baskı altına alan da maalesef MHK'nın yanlış ataması. Yani bunun tartışılacak bir tarafı yok. O hakeme de yazık. Bugün hakem dünyasıyla ilgili veya futbol dünyasında hakem atamaları, hakem tayinleri ve bunların gözlemcileri vesaire konusunda kafa yoran yorumcuların tümünün ortak görüşü bu olacaktır. Yani bu hakem inanılmaz baskı altına alınmıştır bu atamayla ve buradan çıkacak sonuç hiç kimseyi mutlu etmeyecektir; ne hakemi ne tarafları, ne Türk Futbolunu ne de Türk Futbol Kamuoyunu. Dolayısıyla çok riskli bir atama. Bu atama; bence MHK'nın ömrü bitmişti, ömrünü tamamlamıştı, bunu tamamen ortaya koyan ve malumun ilanı olan bir durum” diye konuştu.
“MHK'deki güvensizlik TFF'ye sirayet eder”
Kişilerin yanlış uygulamalarının bağlı oldukları kurumları da tartışılır hale getirdiğini belirten Mosturoğlu açıklamalarına şöyle devam etti: “TFF, MHK kanuni yetkiyi kullanan ve TFF Türkiye'de futbolu düzenleyen, MHK de hakem atamalarında onların özlük haklarını, terfilerini vs düzenleyen kurum. İkisi de kurum. Bu kurumlar, bundan sonra da olacak bugüne kadar olduğu gibi. Kişiler eğer bu kurum çalışması sırasında kamuoyunda güveni yitirirlerse, maalesef kişilerden ziyade güvensizlik kurumlara da sirayet eder. Yani kurumların, federasyonun bu güvensizliği görüyor olması lazım. Çünkü, federasyonun icraatlarından bir tanesi du bu hakem faaliyetleri. Bu faaliyetler kamuoyunda bu kadar tartışılıyor, bu kadar memnuniyetsizlik yaratıyorsa, yaratmışsa ve MHK'nın da olumlu, pozitif yönde hiçbir gelişimi, değişimi olmuyorsa, maalesef bu güvensizlik giderek kuruma sirayet edecektir. Yani TFF'ye de sirayet edecektir. TFF bir an önce MHK; başka kurullar da olabilir, onlarda da ilgili memnuniyetsizlik dile getirilmişti, başka kişiler olabilir, kişiler hakkında da memnuniyetsizlikler dile getirilmişti, bir an önce yollarını ayırması gerekiyor ki Türkiye'de futbola ve futbolu düzenleyen kurumlara duyulan güven zedelenmesin” dedi.
“Skandal ayyuka çıktı” : “Bu açıklamayı yaparken gerçekten ince eleyip sık dokumaya çalışıyorum. Şunun için: Bu, bu maça özgü yapılmış bir şey değil. 2 haftadır takip ettiğimiz bir olayın, bugün bir başka boyuta taşmasıyla ilgili açıklama. Gerçekten da bizi bu açıklamayı yapmak memnun etmiyor, tam tersine üzüyor. Sayın Aykut Kocaman'la da görüşüyoruz, kendisi benzer üzüntülerini dile getiriyor. Ama bir gerçek var Türkiye'de ve bu gerçeği bugün artık TRT ekranlarında, NTV ekranlarında, Fanatik Gazetesi'nde, Haber Türk Gazetesi'nde her gün yazılı olarak görüyoruz ve bunu yazan insanlar da spor kamuoyunun referans alabileceği kişiler. Rıdvan Dilmen, Mustafa Çulcu, Deniz Çoban gibi bu dünyayı çok iyi bilen, tanıyan ve her gün bu dünyayla ilişkisi olan insanlar. Ayyuka çıkmış, artık hiçbir şekilde örtbas edilemeyecek boyuta gelmiş, skandal boyutundaki MHK ve faaliyetlerinin bence bir an önce Federasyon tarafından görülmesi ve bu kişilerle yolların ayrılması gerekiyor. Aksi takdirde dediğim gibi bu kaos ve güvensizlik büyüyerek devam edecek ve bundan da hiç kimse fayda görmeyecek” diyerek sözlerini tamamladıi