Şenol Güneş: Pepe hoşuma gitmiyordu
İtalya'da yayınlanan yüksek tirajli spor gazetesi La Gazzetta dello Sport'a özel demeç veren Beşiktaş Teknik Direktörü Şenol Güneş, Şampiyonlar Ligi'nden Türkiye Ligleri'ne, gelinen başarılı düzey ve hedefleri hakkında konuştu. Güneş ayrıca, bu sezonki performansıyla parmak ısırtan Pepe ile ilgili çarpıcı ifadeler kullandı.
Yüzyılı aşkın bir kulüp ve 1903 yılında doğan Beşiktaş, bugün başarısının keyfini çıkartıyor. Yeni ve modern bir stadyum, yeni pazarlara yönelen açılım, (Çin) yabancı oyunculardan Pepe, Negredo ve Medel gibi önemli isimlerin transfer edilmesi, Türkiye Ligi'nde son 2 yılın şampiyonu, Şampiyonlar Ligi'nde turu geçmek için 1 puana ihtiyacı olan Beşiktaş, belki de grup lideri olarak bir üst seviyeye çıkma şansına sahip.
Boğazın Kartalı, 5 yıl önce oluşuma başladı. Şenol
Güneş göreve geldiği günden bugüne kadar kazanma geleneğini
sürdürdü. Kendisi oldukça tecrübeli ve başarılı bir teknik direktör
olarak 2002 Dünya Kupası'nda elde ettiği başarı ile Türk
Futbolu'nun sembol isimlerinden biri olarak anılıyor.
İşte Fanatik Gazetesi'nin derlediği Şenol Güneş'in La
Gazzetta dello Sport'a verdiği röportaj:
-Kore ve Japonya'da düzenlenen Dünya Kupası'nın ardından
bir kez daha tarih yazmaya hazırlanıyorsunuz, bir benzerlik görüyor
musunuz?
Ortak benzerlik benim felfesemdir. En üst düzeyde mücadele
etmek, neşeli futbol oynamak, güzellik aramak, oyuncularımın
yaratıcılığını sergilemelerini sağlamak için onları özgür
bırakmak... O Türkiye ile herkesi hayret içinde bıraktığımızı
düşünüyorum. Kimse bizi tanımıyordu. Buna karşılık
Şampiyonlar Ligi'nde herkes herkesi çok iyi tanıyor. Yaratıcı ve
yenilikçi olmak gerekiyor.
-Avrupa'da yenilikçiler kimlerdir?
Bugüne kadar hiç bahsetmedim. Barcelona'nın okulu benim için en
büyük ilham kaynağı olmuştur. Cryuff'tan, Guardiola'ya kadar
yenibir model yarattılar. Oyuncuların topla rakip kaleye gittikleri
her seferde, özel bir şey beklemenin yanı sıra, bunu hayranlıkla
izlemeniz mümkündür. En iyi hücum ve savunma için bu sözlerden daha
değerlisi yok.
-Eski İtalyan stili ve Mourinho, sizin tercihleriniz
arasında değil mi?
İtalya'da son dönemlerde yenilik getirmekte zorlandınız. Mourinho
birçok şeyi özel yapıyor ve diğerlerinden farklı şeyler söylüyor.
Ama Ferguson'dan çok şey öğrenebiliriz. Çünkü o farklı jenerasyon
döneminden oyuncular ile kazandı ve başarılar elde etti.
-Güneş için Türk Ferguson diyebilir miyiz?
Ben ancan örnek alabilirim. Trabzon'dan geliyorum, İngiltere'den
çok farklı. Bu şehir dağlar arasında ve deniz var. Büyük ağaçlar
görüp, gün batımını görmeniz mümkün. Doğadan çok şey
öğrenebilirsiniz. Küçükken benim dünya fikrim, o limandan gelen
gemiler ve ayrılan gemilerdi...
-Bu arada Trabzonspor'un yeni stadyumuna sizin
adınız verildi yaşarken...
Bakın ben bu olsun istemiyordum, doğru bulmuyorum ama orada doğdum.
Bütün hayatımı ve futbolculuk kariyerimi o şehirde geçirdim. Bana
sorun da yaratıyor. Çünkü o stadyum içinde mağazalar var ve
bazıları o mağazaların sahibinin ben olduğumu düşünerek, beni
arayıp kiracıların kirada indirim istekleri falan
oluyor.
-Bütün kariyerinizi Türkiye'de geçirdiniz. Kısa bir dönem
2007-2009'da Kore'nin FC Seul takımını çalıştırdınız. Avrupa'da
görev yapmayı düşünmediniz mi?
Farklı teklifler gelmesine rağmen, oyuncu olduğum dönemde asla
Trabzonspor'u bırakmak istemedim. Kore dönemi benim fikirlerimi
tazeledi ve benim kariyerim hiçbir zaman programlanmadı. Eğer
programlasaydım. herhalde Avrupa'daki liglere giderdim. Bugün biraz
yaşlandım, hatta emekliye bile ayrılmayı düşünüyorum. Her ne kadar
bu tecrübeyi yaşamak istedem de, İtalya ile irtibatım yok. Halen
1983-1984 sezonunda oynanan Inter-Trabzonspor maçında Aldo
Sereno'nun dirsek izini taşıyorum.
-Sahada kaleciydiniz. Bu görevdeki biri için
teknik direktörlük yapmak kolay mı? Buffon için bir mesajınız var
mı?
Bir dönem Türkiye'de kaleciler aptal yerine konuyordu. Ama kaleden
tam karşıyı bütün sahayi iyi görebiliyordunuz. Hatta yaşanan
sorunları da ve çözüm yolu aramayı da daha nasıl
saldırarabileceğinizi öğreniyorsunuz. Buffon büyük bir antrenör
olabilecek imkanlara sahi. Sadece çok iyi çalışması gerekiyor.
-Teknik direktörün görevlerinden biri kompakt bir grup
oluşturmaktır. Yaz transfer döneminde Balotelli'ye bu yüzden mi
hayır dediniz?
Hayır şahsen tanımıyorum kendisini. Fransa'da çok arkadaşım var.
Edindiğim bilgiler, davranışları hakkında olumsuz idi. Bu nedenle
istemedim. Benim için sadece yetenek önemli değil. Tutum, davranışı
da çok önem taşıyor. Bana söylenen, hem saha içinde, hem özel
yaşantısının da sorun yaratabilecğei bilgisi verildi. Quaresma'ya
burada yeni bir fırsat tanıdık. Bu riski aldık ama yeniden döndüğü
zaman her şey çok iyi oldu. Ayrıca her değişiklik yaptığım zaman
kızma tavrını da bıraktı. Belki Balotelli'de de böyle olabilirdi,
ama o tarz bir oyuncuyu istemedim.
-Sizin sert bir itibarınız var ve bir süre önce
Medel'e herkesin önünde kızdınız...
Değişikliğe hazır değildi. Çağırdığım zaman yeterince hızlı
gelmedi. Ayrıca maça dahil olarak oyuncular da aç olmalı. Ama daha
sonra yapıcı bir görüşmemiz oldu. Ben takımın iyiliği için
çalışıyorum ve gerekli kararları almam gerekiyor.
-Pepe kötü bir amaçla geldi ama 16 maçta yalnızca 3 sarı
kart gördü...
El-Clasico'yu izlediğim zaman hoşuma gitmiyordu. Kötü bir izlenim
vermişti bana ama burada herkes için örnek bir oyuncu olduğunu
gösterdi. Bir başarılı genç gibi çalışmalarını yürütürken, bizim
için önemli bir silah. Her ne kadar Türk kulüpleri genç yetenekli
Türk oyuncuları yetiştirmek görüşünü savunsam da, bu aşamada
tecrübeli oyuncularla kazanmaya çalışıyorum. Lyon ve Monaco da bunu
yapıyor ve rekabet içindeler...
-Beşiktaş nereye varır?
Uzun süreli bir projemiz var ve adım adım ilerliyoruz. Kulüp ile
görüşerek büyük yatırımlar yaparak daha başarılı olmak için
çalışıyoruz. Ayrıca Türkiye'de baskı var. Monaco, Keita Balde gibi
bir yatırım yapabilir. Yüksek rakamlar harcayabilir. Burada çok
para harcadığınız için sizi suçlayabilirler. Negredo'yu alıp, Cenk
Tosun oynadığında, transferde hata yaptınız deniliyor.
-Farz edelimki, Çeyrek Finalde üç İtalyan takımı çıkıyor.
Kulüp olarak hangisi ile karşılaşmak istemezsiniz veya
istersiniz?
Napoli'yi alırım... Bizim dostlarımız. Çok iyi tanıyorum. 2016-2017
sezonunda bir galibiyet ve bir beraberlik var. Üç takım da çok iyi
ama Juventus, uzun süren başarılı dönemden sonra bu seozn biraz
sorunları da olsa karşılaşmak istemem.