Sergen Yalçın'dan samimi açıklamalar
Sergen Yalçın özel hayatından hayatında pişmanlıklara, futbolculuk kariyerine kadar hakkında tüm merak edilenleri Helin Avşar'a anlattı.
O Türkiye'nin gelmiş geçmiş en iyi futbolcularından biriydi. Futbolu bıraktıktan sonra futbol yorumculuğu yapmaya başladı. Önümüzdeki sezonda ise bambaşka bir formatla seyirci karşısında olacak. Sergen Yalçın'la hayatının en önemli anlarını yaşadığı İnönü Stadyumu'nda buluştuk, futboldan aşka ve Yetenek Sizsiniz Türkiye'deki jüri üyeliğine kadar her şeyi konuştuk.
Beşiktaş İnönü Stadyumu'ndayız. Yanımda Türkiye'nin en büyük
futbolcularından Sergen Yalçın var. O benim çok eski ve çok yakın
bir arkadaşım aynı zamanda. Yetenek Sizsiniz Türkiye'nin jürisine
katıldığını duyunca "Hadi röportaj yapalım" dedim, o da kırmadı,
üstelik hakkında merak edilen her şeyi her zamanki dobralığıyla
yanıtladı. Yukarıdaki başlığı da kendisi verdi; Sergen bundan sonra
beraber olduğu ilk kız arkadaşıyla nikâh masasına oturacak.
Sergen sen dört büyüklerde oynamış tek futbolcusun
herhalde değil mi?
Aslında niyetim dört büyüklerde oynamak değildi, şartlar biraz
oralara götürdü beni.
Niye?
Beşiktaş'tan ayrıldım İstanbulspor'a, İstanbulspor'dan Siirt
Jetpa'ya geçtim. Oradan Fenerbahçe'ye, ardından Trabzon'a, oradan
Galatasaray'a geldim, sonra da Beşiktaş'a döndüm. Aslında dileğim
aynı takımda başlayıp bitirmekti. Büyük takımlarda genelde
oyuncular öyle yapar. Ama ben biraz gezmek durumunda kaldım.
Şartlar öyle gerektirdi.
Sen Türkiye'nin en iyi sporcularından birisin. Sol
ayağını çok iyi kullanan nadir futbolculardansın. Neden dünyaya
açılmadın?
Benden sonraki jenerasyon yurtdışına gitmek için daha şanslıydı.
Bizim jenerasyon biraz geç kaldı. Bonservisler falan çok yüksek
meblağlarda değildi bizim zamanımızda. Ben 27-28 yaşlarında o
döneme denk geldim, biraz geç olmuştu. Bir de artık son dönemde
yurtdışına gitmek çok bir şey kazandırmıyor. Gideceksen 22-23
yaşında gideceksin. Yaşın ilerledikten sonra büyük takımlarda
oynamak zor, onun altındakilerde de açıkçası çok mutlu olmuyorsun.
Mesela Fenerbahçe, Tuncay'ın gittiği takımdan çok daha büyük bence.
Ben olsam, orayı tercih etmem.
Mesela Real Madrid şu anda üç Türk futbolcu aldı. İster
miydin oraya gitmek?[page_end]
Tabii ki isterdim. Mesela oralarda şans daha fazla. "Boğulacaksan
bile büyük denizlerde boğul" derler, orayı tercih etmek çok daha
mantıklı. Küçük takımlara gitmek çok bir şey ifade etmiyor. Mutlaka
büyük takımlara gitmek lazım. O zamanlar bizim şansımız çok olmadı.
Bana da öyle çok teklif geldi ama yaşım biraz ilerlemişti, gerek
görmedim. Rakamlar da burayla eşdeğerdi, maceraya girmek de çok
fazla işime gelmedi.
Futbolcular burada da çok iyi kazanıyor öyle değil
mi?
Buradaki rakamları yabancı ülkelerde kazanamazlar. Yabancı
futbolcular da Türkiye'de çok iyi kazanıyor.
O yüzden buraya geliyorlar...
"Türkiye onlar için cennet" demek daha uygun olur, ben bunu spor
programlarında da dile getirdim. Yabancı futbolcular için burada
hayat çok güzel, şartlar süper, çok da iyi rakamlar kazanıyorlar,
bana göre müthiş yani. Bunun değerini bilmek zorundalar ama
kulüplerimiz bu işi bir türlü yapamıyor, yani buraya zorla adam
getirmeye gerek yok, herkes isteyerek geliyor. Kulüpler çok borca
giriyor bu yüzden. Bence oyuncular aldıkları rakamların karşılığını
pek veremiyor.
'En sevindiğim anı da en üzüldüğüm anı da bu statta
yaşadım'
Peki burayı özlemiş misin?
Vallahi özlemişim şimdi sahayı, çimleri görünce...
Bu statla ilgili unutamadığın bir sürü anın
vardır.
Buradaki en önemli anım, 2003'te Galatasaray'a attığım gol.
Teşekkür ederim ben Galatasaraylıyım.
Tam şuradan bizim sahadan almıştım topu, şuradan Tümer'e atmıştım
aynı şekilde topu bana bırakmıştı. Şampiyon olduğumuz yıldı, en
önemli anlarımdan biriydi. Çünkü, istediğim şey 100. yılda şampiyon
olmak ve o golü benim atmamdı. Tabii devamında en çok üzüldüğüm anı
da burada yaşadım, tribünler benim aleyhime slogan attı. Yaptığım
eleştirilerden dolayı, tribünlerden eleştiri aldım. O da çok
üzüldüğüm anlardan biriydi. Ama sevindiğim şuydu, söylediğim her
şey doğruydu. Hiç eveleyip gevelemem ben. Hayatım da böyledir çok
netim. Kimisinin hoşuna gitmiyor ama, konuştuğumuz şeyler herkesin
hoşuna gidecek diye bir kaide yok.
Jübilen yapılmadı diye biliyorum, üzgün
müsün?
Yok üzgün değilim yapmayı düşünmüyordum zaten. Jübile çok
duygusaldır, ben o yüzden kaçıyorum jübileden. Jübileden sonra 10
gün falan kendime gelemem diye düşünüyorum. Duygusal olarak,
futbolu bırakıyorsun veda ediyorsun.
'YAZILARIMI TELEFONDA YAZDIRIYORUM'
[page_end]
Eski futbolcuların çoğu ya futbol yazarı oluyor ya da yorumcusu.
Hatta bazı eski futbolcu spor yazarlarının yazılarını başkaları
yazıyormuş. Bu doğru mu?
Gazeteye mi?
Evet.
Vallahi hiç bilmiyorum. Ben genelde yazılarımı telefonda
yazdırıyorum, çok da enteresan oluyor. Başkaları da yazdırabilir
fakat her insanın ayrı bir kimliği var. Yazıda o kimliği mutlaka
yansıtmak lazım. Seni okuyan insan, o yazıyı senin yazmadığını
anlar zaten.
Sen televizyonda da aynı cümleleri
kuruyorsun.
Evet benim cümlelerim hep aynı zaten.
Belki bazıları yapıyordur.
Belki düzeltme yapıyorlardır...
'Benim hayatım pişmanlıklarla dolu'
Hiç pişman olduğun bir şey oldu mu hayatta?
Ya benim bütün hayatım pişmanlıklarla dolu. Her şeyden pişman
oldum.
Bir de atlarla ilgili bir hikâyen var, bir ara atların
vardı. İsimleri neydi çok merak ediyorum.
Vallahi bir sürü atım vardı. Birinin adı Sergen'di, birinin de
Blackberry'di. 8-10 atım oldu.
Mesela o dönemden pişmanlık duydun mu hiç?
At olayından pişmanlık duyulacak bir şey yok. O ayrı bir zevk yani,
onu bir hobi gibi düşünmek lazım.
At sadece hobindi değil mi?
Benim hayatımla ilgili söylenecek en önemli şey şudur: Ben
hayatımda hiçbir şeyi saklamadım ve kaçmadım. Mesela "At yarışı
oynuyor musun" diye sordular, "Evet oynuyorum" diye cevap
verdim.
Bence bu yüzden de insanlar seni çok seviyorlardı, hâlâ
da seviyorlar.
Ben kötü bir şey yapmıyorum ki, niye kaçayım ki? Para kazanıyorum,
hayatımı yönlendiriyorum, bunun içinde doğrular da olacak yanlışlar
da olacak. Bunda o kadar da büyütecek bir şey yok. Ama genelde
herkes kaçtığı için bizimki enteresan görünüyor. Açık açık
söylüyorum ne yaptığımı. Kız arkadaşım olsa da kaçmıyorum yani.
'Yanımda kimi görseler sevgilisi diye
yazıyorlar'
[page_end]
Peki, duygusal mısın?
Dışarıdan pek öyle görünmesem de öyleyimdir aslında.
Bir röportajında bir kere evlilikten döndüğünü
söylemiştin. Bir kere mi döndün?
Evet, bir kere.
Peki neden evlenmiyorsun?
Vallahi ben iki uzun ilişki yaşadım. Ondan sonra da işten güçten
kafamı bu işlere çok yatıramadım. Belki de benim karşıma öyle biri
çıkmadı. O şansı bulamadım. Ama artık yavaş yavaş evlenme çağı
geldi diye düşünüyorum.
Düşünüyorsun...
Evlenmek için kızı bulmak önemli.
Sen dışarıdan bakıldığında kız babalarını korkutuyor
olabilirsin. Halbuki çok iyi biliyorum ki sen çok duygusalsın,
hatta mükemmel bir baba olabilirsin bence.
Gezmek biraz farklı bir anlam ifade ediyor burada. Yani herkes
farklı anlıyor gezmeyi. Herkes geziyor dolaşıyor, yaz şimdi havalar
sıcak. Ama biraz farklı lanse ediliyor. Şimdi seninle beni görseler
sevgili yazacaklar hemen mesela.
Yazmışlar zaten seni.
Kimi görseler yanında sevgili diye yazıyorlar. İnsanlara bir şey
anlatamazsın. Mesela geçen gün bir arkadaşımın hanımıyla
oturuyorduk, çekip sevgilisiyle oturuyordu diye yazmışlar. Bu da
tabii insanların seni yanlış tanımasına neden oluyor.
Bir de siz koloni halinde geziyorsunuz senelerdir, onlar
senin çok samimi dostların değil mi?
Yıllardır aynı ekiple geziyoruz. Ama yakında evleneceğim.
Birisi var o zaman?
Birisi yok ama düşünüyorum. Daha doğrusu düşünmeye başladım. Aday
yok ama...
'Bu kadro çok güzel'
Yetenek Sizsiniz Türkiye'de jüri üyeliği yapacaksın. Orada
duygusal olaylar yaşanacak, farklı hayat hikâyeleri anlatılacak.
Ona göre mi puan vereceksin yoksa yeteneklerine göre
mi?
Normalde ben spor yorumculuğu yapıyorum. O iş bana çok zor gelmiyor
çünkü kendi işimi yapıyorum. Ama yarışma çok enteresan olacak.
Bence tamamen yeteneğe konsantre olmak lazım.
Futbola yeteneği olan yarışmacılar da katılıyor
elemelere.
Yeteneği yorumlamak çok zor değil bence. Acun'la da konuştuk, o da
çok pozitif düşünüyor bu konuda.
Peki Acun neden seni seçti sence?
Jüride çok aykırı insanların olması lazım ondan herhalde. Hülya da
farklı bir kişilik, ben de çok farklı bir kişiliğim, Acun da öyle.
Ben iyi bir enerji olacağını düşünüyorum orada, çünkü herkesin
kendine göre bir yorumu olacak. Ben de çok aykırı bir yorumcuyum
aslında. Benim yorumlarım hep kendime göre oluyor, bazen futbolun
dışına çıkıyorum konuşmalarda. Çok enteresan bir iş olacak. Kadro
çok güzel.
HT PAZAR / HELİN AVŞAR