Sergen'den Yusuf Şimşek yorumu
Beşiktaş'ın orta sahasında oynadığı futbolla efsaneleşeh Sergen Yalçın, takımın yeni transferi Yusuf Şimşek'in futbolunu yorumladı:
Sergen Yalçın'ın Vatan Gazetesi'nde yer alan yazısı:
Yusuf’un Delgado’dan farkı yok..
İlk önce Beşiktaş"ın oyun yapısı ve tabii ki kadrosunu ele almalıyız. Mustafa Denizli"nin dün sahaya sürdüğü kadro zayıf Denizlispor için idare edebilir. Ama kesinlikle bundan sonraki maçlarda sahaya çıkacak kadro bu olmamalı. Aksi bir durum tam anlamıyla "intihar" olur. Rakip zayıf olunca arkadaki 3 defans ile önündeki Serdar ve Yusuf"tan kurulu ikili çok fazla zorlanmadı. Ama şampiyonluk yolundaki rakipler karşısında bu onbir ve sistem sıkıntı yaşar.
Beşiktaş adına ilk yarıda temposuz ama daha önemlisi dirençsiz bir orta saha ve destek alamayan bir forvet hattı vardı. Takım olarak bal yapmayan arı gibiydiler. Bir türlü beklenen baskıyı kuramadılar. Atmaktan çok yememeyi düşünen Denizlispor"la ilk 30 dakika başa baş oynadılar. Sahada çok ofansif bir takım olmasına karşın, ne ilginçtir ki golü, rakibin kendi kalesine atmasıyla bulabildiler. Ve Denizli"nin Nobre"li, Holosko"lu bu ofansif kadrosuna rağmen pozisyon zenginliği yoktu... “Hayır pozisyonlar vardı” diyenlere de şu yanıtı veririm: Beşiktaş kendi evinde Barcelona ile oynasa bile Denizli"ye karşı bulduğu pozisyonları zaten yakalar.
Görünen o ki dün az sayıda organize atak yapan Beşiktaş"ın galibiyet hesapları Denizlispor"un yapacağı hatalar üzerine yapılmıştı.. Ki gol de öyle oldu. Bank Asya Ligi takımı ayarındaki Denizli karşısında Beşiktaşlı futbolcular çok daha iyi olmalıydılar. Bu tür zayıf rakiplerle yapılan karşılaşmalar futbolculara gelecek haftalar için kredi sağlar. Böylesi kolay sayılan maçlarda etkili oynayarak sonraki maçlar için yerini sağlamlaştırma şansın olur. Özellikle Yusuf ile Serdar"ın çok daha etkili olup kredilerini yükseltmeleri gerekirdi. Oysa Serdar ancak 45 dakika kaldı sahada. Yusuf ise yan paslarla "al gülüm-ver gülüm" yaptı. Halbuki takımı atağa kaldıran isim olmalıydı. O da oyunda kaldığı 75. dakika içinde takımı pozisyona sokacak, gole götürecek isim gibi görünmedi. Sırf bu işleri yapsın diye transfer edilmişti. Yani Delgado"dan hiç bir farkı yok.
Mustafa hoca ikinci yarıda “Ben yanlış bir kadro sahaya sürdüm” deyip yaptığı değişikliklerle hatasından döndü. Cisse ve U.İnceman"ın oyuna alınması doğruydu. Ve bu ikili oyuna girdikten sonra Beşiktaş"ın mücadele gücü arttı.
Dünkü maçın Beşiktaş açısından en önemli noktası üretken olmamasıydı. Sahaya rakibini bozmak için çıkmış, oynamak yerine oynatmamayı sistem olarak benimsemiş zayıf Denizli önünde açık ara farka gitmesi gerekirdi. Ama tek gole, hem de rakibin attığı gole şükretti. İnönü"ye keyifli bir maç izlemek için gelen, bol gol görmek isteyen seyirci ne yazık ki dün de ilerisi için umutlanamadı. Evlerine hiç mutlu gittiklerini tahmin etmiyorum.
Ve gelelim Zapo"nun gördüğü kırmızı karta... Yabancılarının gördükleri kart bir değil iki değil. Sorumsuzluk aldı başına gidiyor. Yabancı oyuncular bu tür sorumsuzlukları çok fazla yapıyorlar ve kart görmelerine karşın hiç ders de almıyorlar. Çünkü bunlara gereken cezalar verilmiyor. Takımda bir disiplin sorunu olduğu apaçık bir şekilde ortada.
Yusuf’un Delgado’dan farkı yok..
İlk önce Beşiktaş"ın oyun yapısı ve tabii ki kadrosunu ele almalıyız. Mustafa Denizli"nin dün sahaya sürdüğü kadro zayıf Denizlispor için idare edebilir. Ama kesinlikle bundan sonraki maçlarda sahaya çıkacak kadro bu olmamalı. Aksi bir durum tam anlamıyla "intihar" olur. Rakip zayıf olunca arkadaki 3 defans ile önündeki Serdar ve Yusuf"tan kurulu ikili çok fazla zorlanmadı. Ama şampiyonluk yolundaki rakipler karşısında bu onbir ve sistem sıkıntı yaşar.
Beşiktaş adına ilk yarıda temposuz ama daha önemlisi dirençsiz bir orta saha ve destek alamayan bir forvet hattı vardı. Takım olarak bal yapmayan arı gibiydiler. Bir türlü beklenen baskıyı kuramadılar. Atmaktan çok yememeyi düşünen Denizlispor"la ilk 30 dakika başa baş oynadılar. Sahada çok ofansif bir takım olmasına karşın, ne ilginçtir ki golü, rakibin kendi kalesine atmasıyla bulabildiler. Ve Denizli"nin Nobre"li, Holosko"lu bu ofansif kadrosuna rağmen pozisyon zenginliği yoktu... “Hayır pozisyonlar vardı” diyenlere de şu yanıtı veririm: Beşiktaş kendi evinde Barcelona ile oynasa bile Denizli"ye karşı bulduğu pozisyonları zaten yakalar.
Görünen o ki dün az sayıda organize atak yapan Beşiktaş"ın galibiyet hesapları Denizlispor"un yapacağı hatalar üzerine yapılmıştı.. Ki gol de öyle oldu. Bank Asya Ligi takımı ayarındaki Denizli karşısında Beşiktaşlı futbolcular çok daha iyi olmalıydılar. Bu tür zayıf rakiplerle yapılan karşılaşmalar futbolculara gelecek haftalar için kredi sağlar. Böylesi kolay sayılan maçlarda etkili oynayarak sonraki maçlar için yerini sağlamlaştırma şansın olur. Özellikle Yusuf ile Serdar"ın çok daha etkili olup kredilerini yükseltmeleri gerekirdi. Oysa Serdar ancak 45 dakika kaldı sahada. Yusuf ise yan paslarla "al gülüm-ver gülüm" yaptı. Halbuki takımı atağa kaldıran isim olmalıydı. O da oyunda kaldığı 75. dakika içinde takımı pozisyona sokacak, gole götürecek isim gibi görünmedi. Sırf bu işleri yapsın diye transfer edilmişti. Yani Delgado"dan hiç bir farkı yok.
Mustafa hoca ikinci yarıda “Ben yanlış bir kadro sahaya sürdüm” deyip yaptığı değişikliklerle hatasından döndü. Cisse ve U.İnceman"ın oyuna alınması doğruydu. Ve bu ikili oyuna girdikten sonra Beşiktaş"ın mücadele gücü arttı.
Dünkü maçın Beşiktaş açısından en önemli noktası üretken olmamasıydı. Sahaya rakibini bozmak için çıkmış, oynamak yerine oynatmamayı sistem olarak benimsemiş zayıf Denizli önünde açık ara farka gitmesi gerekirdi. Ama tek gole, hem de rakibin attığı gole şükretti. İnönü"ye keyifli bir maç izlemek için gelen, bol gol görmek isteyen seyirci ne yazık ki dün de ilerisi için umutlanamadı. Evlerine hiç mutlu gittiklerini tahmin etmiyorum.
Ve gelelim Zapo"nun gördüğü kırmızı karta... Yabancılarının gördükleri kart bir değil iki değil. Sorumsuzluk aldı başına gidiyor. Yabancı oyuncular bu tür sorumsuzlukları çok fazla yapıyorlar ve kart görmelerine karşın hiç ders de almıyorlar. Çünkü bunlara gereken cezalar verilmiyor. Takımda bir disiplin sorunu olduğu apaçık bir şekilde ortada.