Seyrantepe'ye Fener de talip olabilir
Eski Galatasaray Genel Sekreteri Sinan Kalpakçıoğlu Seyrantepe projesinden Cimbom'un borçlarına kadar pek çok konuda çarpıcı açıklamalarda bulundu...
Referans Gazetesi'nin haberine göre; Galatasaray'da 10 yıl
boyunca genel sekreterlik yaptı. Galatasaray Sportif AŞ dahil,
kulübün çeşitli birimlerinde yönetim kurulu üyeliği ve genel
müdürlüklerle birlikte 8 şapka taktı bu sürede.
Sonra bütün görevlerinden ayrıldı. 2 yıl Türkiye Jokey Kulübü Genel
Müdürlüğü görevinde bulundu. Ve bir gün QVT'ye geçtiği öğrenildi. O
gün bugündür "Brütüs" muamelesi görüyor Sinan Kalpakçıoğlu. Zira o,
"Galatasaray'ın kara kutusu"ydu, nasıl olur da gidip kulübün
mahkemelik olduğu fon şirketi QVT'yi müşterisi yapar! Ya
Galatasaray'ın bütün sırlarını anlatırsa!
QVT, temettü ödemediği için kulübe iki ayrı dava açan Galatasaray
Sportif'in küçük ortağı... Adeta "Brütüs" muamelesi gören
Kalpakçıoğlu, Galatasaray'ın üç kurucusundan biri olan Cevdet
Kalpakçıoğlu'nun torunu. Cevdet Kalpakçıoğlu, aile fertleri hayatta
olan tek kurucu başkan!
Paslaşmalar'a şu "sırlar"dan dem vurarak başlıyoruz: "Cimbom'un
sırlarını QVT'ye vereceğiniz söyleniyor?" Bu pası gülerek alıyor
Kalpakçıoğlu: "GS Sportif AŞ'nin saklanacak bilgileri yok. Halka
açık bir şirketin ne gibi gizli bilgileri olabilir ki ben bunları
aktarayım." Kendisi için Galatasaray'ın kara kutusu deniliyor. Ama
o "Bu kutu hiçbir zaman açılmaz" diyerek, bu konudaki ataklarımı
daha baştan kesiyor!
GS'nin canı kebap istedi
QVT'den evvel bir "bonus pası": Kalpakçıoğlu, 1996-2006 döneminde
görev aldı. Birçok mali operasyonda kilit isimdi: "Halka arz
benimle Faruk Süren'in projesidir. Kulüple ile yaptığımız iş akdine
göre halka arz edilecek şirketin değerinin yüzde 3'üne tekabül eden
hisseyi nominal değer alma hakkım vardı. O günün koşullarında bu
4.5 milyon dolardır. Ama ben 'bonus'umdan feragat ettim. Özhan
Canaydın bile bunu Mart 2007'de öğrendi."
Kalpakçıoğlu'nun çok emek verdiği Sportif AŞ, gün geldi
Galatasaray'ın en büyük kamburu oldu. Bugün Sportif AŞ ile Futbol
AŞ'nin birleştirilmesi en büyük amaç.
"Şirket modelini yanlış mı kurdunuz?" Kalpakçıoğlu, bu soruyu bir
"misal"le yanıtlıyor: "Bodrum'a tatile giderken yolda karar
değiştirip, 'Adana'da bir kebap yiyelim' derseniz, olacak olan
budur."
Bodrum AIG ise Adana da ondan kurtuluş! Özhan Canaydın'ın
Galatasaray'ı ondan, ABD hükümeti de onu krizden kurtarmıştı:
AIG.
Sportif AŞ'nin yüzde 21 hissesini alarak nikâhlanan AIG, Cimbom'a
forma reklamından stat projesine kadar birçok alanda kaynak
sağlayacaktı.
Ne var ki "AIG kulübü ele geçirecek" dedikoduları ayrılık getirdi.
"Oysa" diyerek topu ayağımdan alıyor Kalpakçıoğlu: "Bir gün efsane
başkan Selahattin Beyazıt beni çağırdı. 'Allah cezanı versin o
AIG'yi nasıl kaçırdın' dedi. Eski başkanları Ali Tanrıyar, Faruk
Süren ve Mehmet Cansun da karşı değildi. Alp Yalman çekimserdi. Bir
tek Özhan Canaydın karşıydı."
1 dakikada 60 milyon dolar
Galatasaray'ın AIG ile "pas bağlantı"sı Canaydın yönetiminin şirket
yönetimine AIG'lileri seçmemesiyle kesilmişti. Nihayetinde
Canaydın, AIG'den hisseleri 9 milyon dolar tazminat ödeyerek geri
aldı ve Galatasaray kurtuldu! Kalpakçıoğlu oyunun burasında "çok
çarpıcı bir pas" atıyor: "Galatasaray 1 dakika ile 60 milyon dolar
kazandı. Ünal Aysal, sürenin bitimine 1 dakika kala havaleyi geçti
ve böylece Galatasaray sözleşme gereği olan 9 milyon doları AIG'ye
ödedi. Yoksa ertesi gün İsviçre'deki Tahkim Mahkemesi bizi 60
milyon dolar tazminata mahkûm edecekti."
Galatasaray Bodrum'da tatil yerine Adana'da kebap yemek için yolu
değiştirince(!) GS Sportif AŞ ve Futbol AŞ'nin birleşmesi de
kaçınılmaz oluyor.
"Canaydın'a bunu ilk ben söyledim. Daha sonra Denizbank Genel
Müdürü Hakan Ateş'e gittim.‘Hemen başlayalım' dedi. QVT'ye gittim.
Küçük ama neticede bir ortak. Bana teşekkür ettiler çünkü o güne
kadar kimse onlarla görüşmemiş. Hep düşman görülmüş.O zaman neden
halka arz yapıyorsun. Böyle bir anlayış yok. QVT'nin Fenerbahçe'de
de yatırımları var. Onlarla niye kavgalı değiller."
Kalpakçıoğlu, şirket birleşmesi için altyapı hazırlarken yönetici
Mehmet Helvacı'nın kontra atağına yakalanıyor: "Ne benim ne de
Denizbank'ın haberi olmadan çıkıp ‘Şirketleri birleştiriyoruz'
dedi. Altyapı hazırlanmadan böyle bir açıklama yapılmaz. Kamuoyu da
yanıltılmış oluyor. İşte aradan 3 yıl geçti hâlâ birleşme olmadı.
Bu arada şirketten para çekmeye devam ediyorsunuz."
Parayı bulmaları zor
GS Sportif'in kulübün toplam 289 milyon lira alacağı var.
Galatasaray Spor Kulübü Derneği ile SPK arasında, Sportif AŞ'nin
alacaklarının ödenmesine dair bir protokol imzalandı. Buna göre
Mart 2010'a kadar kulübün dernek kısmı, halka açık şirkete 90
milyon liralık borcunu ödeyecek. Kalpakçıoğlu, tebessüm ediyor:
"Mümkün değil." "Devletle oyun olmaz" teşbihini yapınca da "Ne
yapılacağına SPK karar verir o zaman" diyor.
"Penaltı" kabilinden bir soru daha: "QVT ile süren davaları kulüp
kaybederse
ne olur?" Kalpakçıoğlu'ndan "yakar top" gibi bir yanıt: "Buna
mahkeme karar verir. Mahkeme sonunda şirkete kayyum el
koyabilir."
Yeniden dikkati ona çekiyorum: "Haklı veya haksız ama neticede
Galatasaray'ın davalık olduğu bir şirket ile çalışmanız pek doğru
algılanmıyor..."
Ama o rahatsız değil ve kendinden emin: "QVT kötü niyetle dava
açsaydı ben bu görevi kabul etmezdim. Bu işin düzelmesi gerektiğini
düşündüğüm için QVT ile çalışmayı kabul ettim. Aracı olabilirim.
QVT, ‘Şirket temettümü olması gerektiği gibi ödesin ve parayı diğer
şirketlere aktarmayın' diyor. QVT ile çalışmakta vicdanen en ufak
bir rahatsızlık duymuyorum."
Babası Özdemir Bey, zamanında "Oğlum, Galatasaray'da bir
profesyonel olarak çalışma" demiş. Bir Yeşilçam repliğini andıran
"Pişman mısınız" soruma karşı Kalpakçıoğlu tek pas oynuyor:
"Hayır".
Ve yılan hikayesine dönen yeni stat projesi.
Ali Sami Yen'in 49 yıllık irtifak hakkı için 11 ay uğraştığını
söyleyerek final pasını alıyor Kalpakçıoğlu: "Seyratepe'nin de 30
yıllık irtifak hakkını da aldık fakat sonra anlamadığım bir
sebepten bunlardan feragat edildi. Şu an Galatasaray'ın
Seyrantepe'yi kullanabileceğine imzalanmış bir belge yok. TOKİ
stadı GSGM'ye devredecek. Ondan sonra da kulüple anlaşılacak. Özhan
Canaydın, Ali Sami Yen'in şartlarının yeni stat için geçerli
olacağını söyledi bana ama orta resmi bir belge yok. Teknik olarak
Fenerbahçe bile bu stada talip olabilir."
Maliyesi en kötü olan Cimbom
Galatasaray, son
olarak 211 milyon dolar borç açıkladı. Ama bunun içinde halka açık
şirkete olan borçlar yok. Futbol AŞ ve Sportif AŞ birleşmiş gibi
gösteriliyor. Oysa birleşme için 70 milyon dolar lazım. Bunu da
koyacaksın ki gerçek borç çıksın. Galatasaray bu transferleri nasıl
yapabiliyor aklım almıyor. Üç büyükler içinde mali açıdan en kötüsü
maalesef Galatasaray.
Babama vefasızlık yapıldı
Babam bu kulübün 3 kurucusundan biridir. Tüzükte de yazıyor. Tüzük
bir kulübün nüfus kâğıdıdır. Ancak mahkeme kararıyla
değiştirilebilir. AEK, 80. kuruluş yılında bir kurucusunun hayatta
kalan yeğeni için statta tören yaptı. Yere göğe sığdıramadılar.
İsterdim ki Galatasaray da 100. yılında, hayattaki tek kurucu
çocuğu olan babamı onore etsin.
Durup dururken KDV ödendi
Sportif AŞ, kulüpten olan alacakları için 31 Mayıs 2009'da sona
eren hesap döneminde 40.6 milyon lira faiz geliri kaydetti. Sonra
bu gelirin yüzde 18'lik KDV'si (7.3 milyon TL) ödendi.
Borçlandırmak zaten hata üstüne bir de faiz ve KDV ödemek zorunda
kalıyorsunuz. Bir şirketi böyle yöneten bir CEO dünyanın her
yerinden işinden olur. Bu parayla erkek basketbol takımı idare
edilirdi.