Şike çetesinin <font color='#FF0000'>seyir defteri</font>
Sedat Tunalı, şike hakkında çarpıcı bir yazı kaleme aldı.
İŞTE O YAZI
Yani başta “bir kısım medya” olmak üzere şişirilmiş lig pastasından şöyle veya böyle nemalanan ve bunu yaparken de ahlak ve namus gibi futbolumuzda alıcısı olmayan değerleri ham hum şaraloplayan güruhun son yumurtası şu;
“Yaw tamam, Trabzon’un hakkı yenmiş de olabilir ama, onlar da saha dışıyla uğraşmayı bıraksınlar da biraz saha içine dönsünler, bak takım kötü gidiyor, gelin futbol konuşalım , yazık yaw Trabzon’a da.”
Cümle kötü oldu farkındayım, e ilham verenleri bir düşünün, isimlerini yazmaktan iğrendiğim figürleri bir getirin gözünüzün önüne, siz anladınız onları, cümledeki düzey yine de fazla değil mi?
“Atamayla” gelen TFF şikeyi de kendi gibi gelen ETİK ve TAHKİM kurulları marifetiyle halının altına süpürdükten sonra , ikinci hamle olarak da , “ artıkın futbol konuşalım yaw “ geyiğini devreye soktu.
Halıyı ters dubleks kıvamına ulaştıran pislik yığınları ortada durur ve UEFA ve FİFA, TFF’nin tercüme oyunları ile geciktirilen “acı kararıyla” şikeli futbolumuzun cerahatini her an patlatabilecek iken, hala güzel oyundan bahsedebilen midelerin sindirim sistemleri nasıl işliyor sorusunun yanıtını tıbba bırakalım. Ve fakat , bunca pisliğe rağmen hala “güzel oyun “ diye sıcak sıcak yumurtalar çıkarabilenlerin göğüs ve kafa hanelerinde hiç mi ahlaki kaygıları yoktur, bu kişilerin çocukluklarında onlara “güzel ahlaktan” söz eden öğretmenleri, köy camilerinde yaz aylarında kursa gittikleri camilerde “adam olmanın şartı vicdandır, adalettir” diyen köy camisi hocaları, “kimsenin hakkını yeme oğlum” diyen anneleri, ablaları, ağabeyleri, arkadaşları hiç mi olmamış? Yok olmuşsa bu rezilliği nasıl tolere edebiliyorlar, yine geldik sindirim sitemine, yok böyle olmayacak. Aklın ve vicdanın sınırları içinde kalınarak bu pisliği “anlamanın” imkanı yok!
YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN...