Ben Rasim Ozan Kütahyalı, Mehmet
Baransu ya da Emre Uslu gibi dışarıdan bilgi sızdırılan, kurumların
içlerinde adamı olan, birilerinin verdiği bilgilerle haber yapan ya
da birilerinin talimatları ile yazan bir yazar değilim. Ben sadece
maç yorumu ve güncel konularda yorumlar yaparım. Bu yorumlar
tamamen kendi düşüncelerimdir. Maç yorumlarımda tarafsız olduğum
kadar Fenerbahçe ile ilgili yazılarımda taraf olduğum gerçeği
ortada. Fenerbahçe ile ilgili çok eleştirilerim oldu. Oynadığı
futbolu, yapılan transferleri, yönetimin yanlışlarını, teknik
direktör kararlarını çok eleştirdim. Ben tarafım dediğim konularda
kulüp haksız ithamlara uğradığı zaman taraf oluyorum. O zaman
kulübün bir taraftarı olarak gerçekleri ve olması gerekenleri
yazıyorum. Elbette takdir okurların. Beğenenler oluyor
beğenmeyenler oluyor. Kimileri de yazıyı okumadan alakasız
konularda yorumlar yazıyor. Bu 28 Şubat sürecinin son
çırpınışlarını gördükçe aklıma gelmedi değil, biraz düşündüm ve bu
şike sürecini farklı boyutlara çektim.
28 Şubat sürecinde yaşananları
hatırlıyoruz. MGK kararlarına atılmayan imzalar, sonrasında zorla
başka bir konu için atılan fakat istenildiği gibi gösterilen
imzalar, partilere açılan kapatma davaları derken yeni kurulan
tamamen askeri güdümlü bir hükümet. Bunların hepsini 1000 yıllık
bir proje için hayata geçirseler de gün geldi EGEMENLİK
KAYITSIZ ŞARTSIZ MİLLETİNDİR diyen bir siyasi parti oyları
sildi süpürdü. Tek tek icraatlarına başladı. Ekonomi,
sağlık, ulaşım, Yök, Yargı, Basın derken insanlar artık
baskı altında olmadığı için karanlık konuların üzerine rahat
gitmeye başladı. Neler çıktı neler. Şimdi bunları tek tek anlatıp
siyasi konulara daha fazla girmek istemiyorum.
Ben baktığımda dış politika hariç
içeride herhangi bir oyun oynayabileceklerini sanmıyorum. Vatandaş
demokrasi konusunda artık rahat. Yeni anayasa tartışmalarının ve
görüşmelerinin yapıldığı şu dönemde iç karışıklık çıkartamazlar.
İşte bu sırada aklıma bu şike davası geldi. Milyonlarca taraftarı
olan bir kulüp ve diğer kulüplerle her ne kadar dost olsa da
taraftarın birbirinden adeta nefret duyduğu bir ortam. Tutuklamalar
ve gözaltı süreçleri ile birlikte adliye önünde yaşanan
gerginlikler ve sürecin uzaması. Bunların hepsi bir oyunun parçası
olabilir. Taraftarları birbirine düşürmek, hükümeti zor
durumda bırakmak, maçları oynanmayacak hale getirip insanların en
değerli sosyal faaliyetini elinden alarak onları başka şeyleri
düşünmeye sevk etmek gibi planlar içerisinde olmadıkları ne
malum? Bu konuda sinirlerin gerildiği, taraftarların
birbirlerine söyledikleri, kupa isteyen kulüpler, ortamı geren
siyasiler aklıma gelince diyorum ki neredeyse amaçlarına
ulaşacaklardı. Bu işin başlangıç noktasındaki gün ile şu anki durum
arasında oldukça fark var. Bunda davanın görülmeye başlanmasının da
payı büyük. Gizli bilgi ve belgeler değil iddianame ve savunma
konuşuyor. Artık inanıp inanmamak insanların elinde.
Bu süreç bana göre bir 28 Şubat
ürünü. Ellerinde milleti tahrik edecek bir şey kalmadı.
Futbol ve futbolun en değerli hatta en çok taraftarı olan
Fenerbahçe ile adım attılar ama başaramadılar. Bu tamamen
benim kendi düşüncemdir. Katılır ya da katılmazsınız. Bunların
gerçek olduğunu ispatlamam mümkün olmadığı gibi bunların olma
ihtimalini de küçümsemeyin.
Kalın sağlıcakla…
https://twitter.com/#!/muhmed83