Şike kumpası davasının gerekçeli kararı açıklandı!
FETÖ'nün futbolda şike kumpası davasında gerekçeli karar tam 3 bin sayfadan oluşacak şekilde tamamlandı. Yazımı tamamlanan bu kararda FETÖ'nün çok fazla sayıda taraftarı olan kulüpleri kışkırtarak ülkede kaos çıkarmayı hedeflediği ve hükümeti yıpratmak istediği belirtildi.
Başkanlığını Ahmet Uğuz'un yaptığı İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kaleme alınan FETÖ’nün futbolda şike kumpasına ilişkin görülen davanın gerekçeli kararının yazımı tamamlandı.
Tam 3 bin sayfadan oluşan gerekçeli kararda FETÖ'nün ülkeyi bölmek için milyonlarca taraftarı olan kulüpleri nasıl kışkırttığı ve transferlere varıncaya kadar yaptığı şeyler yer alıyor.
Sabah Gazetesi'nden Mustafa Sait Özkan'ın haberine göre; Futbolda şike davasına ilişkin karar 8 Haziran'da verildi. 88 sanıklı davada, kumpasta rol alan gerek örgüt üyesi emniyet mensupları gerekse FETÖ'nün medya ayağındaki isimler, binlerce yıla varan hapis cezası aldılar. Bu kararla ilgili olarak Başkanlığını Ahmet Uğuz'un yaptığı mahkeme heyeti, verilen kararın gerekçesini yazdı. Yazılan gerekçeli karar tam 3 bin sayfadan oluşuyor.
Futbola göz dikti
Futbolun sadece bir spor olmadığı, sponsorluklar, reklam gelirleri, yayın hakları...vb bir gerçek...FETÖ'nün de bu alana girmek için uzun ve yoğun bir yapılanma sürecine girdiği 90'lı yıllardan itibaren bu spor dalı içerisinden eleman ve üye devşirmeye çalıştığı belirtildi.
Kendi tarafına çektiği sporcular ve spor adamları sayesinde himmet parası adı altında finansal açıdan büyük fayda gördü. Ülkede milyonların severek takip ettiği sporcu yüzleri ile de kendisini sempatik göstermeye çalıştı.
Transferlere bile müdahale ettiler
Yargılanan sanıkların savunmalarında, tanıkların beyanlarında belirtildiği üzere sporcu ve teknik adam transferlerine kadar örgütün nüfuz ettiği vurgulandı.
FETÖ'nün spor camiası üzerindeki etkinliğini arttırarak, finansal ve örgütsel yapılanmasını belli bir seviyeye çıkardıktan sonra artık spor camiasının gündemini ve yaratmak istediği algı operasyonlarını elindeki gazete ve televizyon ile belirlemeye başladığı gerekçeli kararda izah edildi.
Bilerek ve isteyerek soruşturmanın yönünü TFF ve Fenerbahçe'ye çevirdiler
FETÖ futbola iyice nüfuz etmek ve futbola yön vermek amacıyla elindeki mniyet ve yargı yapılanmasındaki faal olan örgüt üyeleri ile operasyonel faaliyetleri hızlandırdı.
Örgüt, bahis ve şike iddiaları üzerinden yapılan bir ihbarı değerlendirmek suretiyle, tüm eylemlerini yasal bir görünüme ve temele sahipmiş gibi gösterdi.
Algıyı daha da genişletmek, tüm kamuoyunun dikkatini çekmek için bilerek ve isteyerek soruşturmanın Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) ve Fenerbahçe'ye çevirdiler.
Amaç kaos çıkarmak!
Geniş kitlelere sahip futbol kulüplerini bu anlamda kışkırtarak onları karşı karşıya getirmeyi istediler. Böylece ülkede kaos çıkararak hükümeti yıpratmak amaçlanıyordu.
Taraftarların sokağa dökülmesini amaçladılar
FETÖ'nün her dönem yaptığı kumpas organizasyonunu, emniyet ve yargı ayağındaki elemanları ile legal bir görünüme kavuşturup, sahibi olduğu basın ve yayın organları ile topluma empoze etmeye çalıştılar.
Bu sayede camiaların milyonlarca taraftarını karşı karşıya getirip, kaotik bir ortam yaratarak, taraftarları sokağa dökmek istediler.
Fenerbahçe yönetimini ele geçirmek istediler
Toplumsal kutuplaşma ve huzursuzluk ortamı oluşturarak, devleti ve hükümeti bu kaotik ortamdan sorumlu göstermek suretiyle yıpratmaya çalıştı.
Öte yandan da Fenerbahçe yönetimini ele geçirmeye çalışarak sahibi olduğu taraftar kitlesinden ve finansal gelirden nemalanmayı hedefledi.
Asıl amacın devlet içerisindeki kadrolara sinsice yapılanmanın yanı sıra toplumsal kaostan beslenme olduğuna dikkat çekilen kararda "Daha önce 17-25 Aralık ve 7 Şubat MİT kumpası yargılamalarında olduğu gibi kumpas organizasyonlarının ana teması toplumu, hedefindeki algıya yönelterek kaos çıkarmak ve böylelikle devleti ve hükümeti yıpratmaya ve işlevsiz hale getirmeye çalışmaktır" ifadeleri yer aldı.
Cumhurbaşkanı ve Fenerbahçe değil ülkece mücadele etmeliyiz
Türk futbolunun ve Fenerbahçe'nin hedefe alındığı, tamamen örgütün çıkar ve hedeflerinin bir ürünü olduğuna vurgu yapılan kararda "Milletimizin üstün feraset ve can siperane tanklara siper ettiği gövdesi değil, aslında devletine olan bağlılığı ve demokrasiye olan sevdası ile şekillenen karakteridir. Bu örgüt ile mücadele sadece Cumhurbaşkanının şahsı, yargı makamları, yahut mağdur Fenerbahçe Spor Kulübü ve diğer mağdurlarla sınırlı kalmayarak topyekün verilmesi gereken bir mücadeledir" ifadeleri kullanıldı.