Hiç isim vermekten kaçmaya, laf
kıvırmaya gerek yok. Muhatabım doğrudan Sinan Engin’dir. Aslında
sevdiğimde birisidir. Beşiktaş’lı duruşu, efendiliği ve yorumlarına
saygı duyuyorum. Yalnız konuşurken biraz daha düşünerek konuşmak
gerektiğini Sinan Engin’e hatırlatmak isterim.
Beşiktaş’ın devre arası yapmış
olduğu transferleri tartışmaya gerek yok. Yapılan transferlerle
Türkiye’de en iyi yabancı kadroyu kurdular. Buna kimse itiraz
etmez. Önemli olan bu isimlerin birbirlerine olan uyumları ve
teknik direktörün oynatacağı sistemdir.
Beşiktaş 19.hafta Belediyeye
karşı 10 kişi oynayarak mağlup olduğunda Sinan bey
Beşiktaş’ı onbire onbir hiçbir takım yenemez, Beşiktaş
kazanır demişti. 3 haftadır galip gelemeyen Beşiktaş 10
kişi oynamadı. Belediye maçını kaybeden Beşiktaş, Karabük ve
Ankaragücü maçlarını da kazanamayarak şampiyonluk yolunda ağır bir
darbe aldı. Ne oldu o maç kaybetmeyecek kadroya? Hakemleri bahane
etmenin alemi yok. Beşiktaş iyi oynamadığı için, iyi yönetilmediği
için kaybediyor. Futbolcuların üzerlerinde sürekli bir baskı var.
Galip gelmeyi bırakın rakibe fark atar denilerek baskı
ortamı oluşturuluyor. Netice itibari ile büyük konuşmamak
gerektiğini varsayımlar üzerinden yola çıkılması gerektiğinin ne
kadar önemli olduğunu öğrenmiş oldular.
Kayseri karşısında ilk yarıda iyi
oynayan ve şampiyonluğa inanmış bir Fenerbahçe izledik.
Dia, Niang, Mehmet Topuz, Selçuk ve
Lugano öne çıkan isimler oldular. Taraftarı ile
bütünleşmiş bir Fenerbahçe’nin ne kadar tehlikeli olduğuna şahit
olduk. Rakibine pozisyon vermeden, rakip alanda pres yaparak
oynadılar ve kazandılar.
Bu hafta derbi öncesinde moral bulan Fenerbahçe, Beşiktaş’a da
gözdağı verdi. Dikkatli olun Fener geliyor
dediler. Beşiktaş eğer bu mantalite ile oynamaya devam ederse
Fenerbahçe’yi yenemez. Bu maçı kaybetmesi Beşiktaş'ın
şampiyonluk yolunda havlu atması anlamına gelir.