Sneijder ve Drgoba Galatasaray'ı istedi!

Galatasaray İcra Kurulu Başkanı Lütfi Arıboğan, Sneijder ve Drgoba'nın Galatasaray'ı istediğini belirtti.

Galatasaray İcra Kurulu Başkanı Lütfi Arıboğan Skyturk360'da ''Spor Aşkına'' programına katıldı. 

İcra kurulu başkanı Lutfi Arıboğan, "Sneijder ve Drogba istedi, biz de aldık" dedi. Arıboğan, "Galatasaray'ın 2000'den bu yana sportif başarı ve mali konuda istikrarsızlıkları olduğunu görüyoruz. Bunları düzeltmek için yıldız transferi düşünmüyorduk ama iki futbolcu da takımlarının durumu sonucu, G.Saray'da olmak istedi. Biz de değerlendirdik" diye konuştu. 
 

İşte Arıboğan'ın açıklamalarından derlediklerimiz:
 
Gerçekten yoğun bir dönem. Galatasaray çok şükür bütün branşlarda iyi gidiyor. Çok ciddi bir yoğunluk içindeyiz. Dediğimiz gibi yapılanmamız var, işimiz yoğun ama her şey çok iyi olduğu için moralli ve yoğun gidiyoruz.
 
''FAİR-PLAY ÖN PLANDA OLMALI'' 

Türk sporundaki rekabeti heyecanı, ilgiyi, ekonomiyi, mali potansiyeli yaratan şey tarihten bu yana 3 büyüklerin arasındaki rekabettir. Bu rekabet Türk seyircisi için çok keyifli bir şey ama zaman zaman sporun temel değerlerinden ayrıldığına şahit oluyoruz. Bu sportif rekabetin hiçbir zaman Fair Play'in, dostluğun, centilmenliğin dışına çıkartmamak gerekiyor. Gerçekten bunu fantezi teorik cümleler olarak söylemiyorum. Türk sporunda hedefler büyüdükçe başarılar arttıkça, kulüpler arası rekabetimiz arttıkça aynı zamanda da davranış bozuklukları, düşmanlıklar, spor içindeki şiddet artıyor. Buna müsade etmememiz gerekiyor. En güzel haliyle Türk sporunun lokomotifi dediğimiz 3 büyük camianın arasındaki rekabette, diğer kulüplerle olan rekabetinde dostluğun, Fair Play'in ön planda olmasını temenni ediyorum. 

"SNEİJDER VE DROGBA GALATASARAY'I İSTEDİ BİZ DE DEĞERLENDİRDİK" 

Galatasaray'da kuruluş felsefesinde uluslararası başarı var. Uluslararası başarıları gerçekleştirmek için de demin söylediğim bir sentezi gerçekleştirmek zorundasınız. Hem sizden yetişen oyuncular belli bir ağırlıkta olacak, sizin kültürünüzle o aidiyeti yaratacaklar, o ruhu taşıyacaklar. Bir yandan da uluslararası başarılar için Dünya starlarından yararlanmanız gerekecek. Şimdi böyle baktığınız zaman son derece başarılı bir kadromuz vardı geçen seneden bu yana. Aslında baktığınız zaman Galatasaray'ın 2000 yılından bu yana biraz sportif başarılar ve mali konularda istikrarsızlıkları olduğunu görüyoruz. Bunların bir an evvel düzeltilmesi adına geçen sezondan bu yana önemli şeyler yapılmış. Galatasaray süratle o başarı kültürüyle işi toparlamış. Geçen sene şampiyon olan bir futbol takımımız var. Zaten güçlü olan kadromuzu sene başında yaptığımız transferlerimizle güçlendirdik. Bir sonraki sezonda da uluslararası düzeydeki özellikle Şampiyonlar Ligi'ndeki başarımızı arttırmak için de birkaç dünya yıldızıyla takımızı desteklemeyi düşünüyorduk. Fakat futbolda oluşan şartlar aslında bunu yarım sezon daha erkene aldı. Hem Sneijder hem Drogba bütün dünyanın tanıdığı önemli marka oyuncular. Onların bulunduğu ortamda kulüpleriyle yaşadıkları ortamla ilgili sezonun ortasında transferlerinin gerçekleşeceği bir ortam oluştu. Biz de kulüp olarak süratle karar vererek bu transferleri gerçekleştirdik. Galatasaray için önemli bir fırsattı bu. Bu fırsatı değerlendirdik. Her zaman bu fırsatlar olmayabilir. Bu aslında maç devam ederken karar almak gibi bir şey. Yani bu iş hayatında da böyledir. Aslında biz belki sezon bittikten sonraki normal transfer döneminde Haziran'da, Temmuz'da belki bu ortamı yaratamayabilirdik. Sneijder'in İnter'deki durumu, Drogba'nın oynadığı Çin takımındaki durumu ve onların Galatasaray'a gelme istemesindeki durumu bir kere daha o ilişkilerde Galatasaray'ın Türkiye'nin markası olarak, hangi seviyede olduğunu anlamış olduk. Bu oyuncular Galatasaray'da olmak istediler. Bu durumu değerlendirdik. Yıldız oyuncu transferi kolay değildi. Ama gerçekten de sportif katkılarının dışında da zaten güçlü olan Galatasaray markasına da uluslararası imaj olarak çok önemli katkıları oldu. Bu önemli transferleri dünya üzerinde kullanmayan hiçbir haber ajansı hiçbir haber kanalı olmadığını düşünmüyorum. Hakikatten transferlerin gerçekleştiği dönemde Galatasaray dünyada çok konuşulan spor takımı haline gelmişti. Uluslararası ekonomimizi destekleyen bir şey olacak. Hem de sportif olarak bize ciddi katkıları olacak.

''DROGBA'NIN YAŞI VAR AMA YAŞI VARMIŞ GİBİ DEĞİL''  [page_end]


Şunu eklemek istiyorum. Bir kere Sneijder ve Drogba Türkiye için birkaç şeyden dolayı farklı bir örnek olacak. Çünkü Türkiye hakikatten büyük bir ülke, büyük de kulüpleri var. Ama şöyle de bir şey var. Sporda olan potansiyelin yanı sıra sportif istikrarsızlığımız var. Yurtdışından aldığımız transferler ya kariyerlerinin sonunda yani sportif seviyelerinin en yüksek olduğu dönemlerde gelmiyorlar, ya da gelemiyorlar. Ya da o yaşta ve kariyerdeyken sorunlu yıldızlar Türkiye'ye geliyor. Ya sorunlu kişiliktekiler geliyor, ya da kariyerlerinin sonunda geliyor. Şimdi bu iki oyuncu da bu durumda değiller. Aslında kariyerlerinin en üst seviyesinde geldiler. Sneijder zaten 28 yaşında bir oyuncu. Avrupa'da birçok en üst düzeyde başarıyı hem milli takım düzeyinde hem de kulüp düzeyinde başarıyı yaşamış bir insan. Drogba'nın yaşı var. Ama yaşı varmış gibi değil. Fiziksel özellikleri nedeniyle. Geçen sene Şampiyonlar Ligi Kupası'nı kazanan bir kulübün oyuncusu olarak burada. Bir kere bu iki tanımla çok farklı bir şey. Bir de kişilikleri olarak bir yıldızın bir marka oyuncunun nasıl olması gerektiğini gösteriyorlar. Çok pozitifler, halkla ilişkileri çok kuvvetli. Çok sabırlılar. Hayranlarıyla ilgili ilişkilerde onlara ilgi gösteren kitlelerle ilişkilerinde çok sabırlı ve yumuşaklar. Bu yoğunluğun içerisinde çok kolay bir şey değil. Başarının bozmadığı çok iyi karakterli oyuncular. Ama bakarsanız bizim kadromuzun tamamı da aslında öyle. Bu yönden çok şanslıyız.

''REAL MADRİD MAÇI UNUTULMAZ BİR MAÇ OLDU''  

En son kazandığımız Real Madrid maçı unutulmaz maçlar kategorisine aldım. Bizim için olduğu kadar Real Madrid için de unutulmaz bir maç olduğuna eminim. Çünkü 2. golden sonra ofsayt olan 4. golle birlikte ofsayt sayılana kadar şok oldular. Unutulmaz maçlar arasında benim için çok önemli bir maçtı Türkiye için de.

''BASKET OYNADIĞIM GÜNLERİ ÖZLÜYORUM''

Basket oynadığım günleri çok özlüyorum. Sporculuk çok güzel. O zaman da kıymetini bildik. Onun en güzel yıllar oldugunu biliyorduk biteceğini de. Ben 35 yaşıma kadar oynadım. Doğru bir zamanda da bitirdim. Bizler en uzun zaman oynayanlardan biriydik. Hayat bir mücadele. Hayatında kurallı ve etik mücadelenin sporculuk yıllarınızda yaptığınız mücadele sporculuk yıllarında yaptığınızı görüyorsunuz. Genelde hayata pozitif bakan bir insanım ama sporculuk dışındaki hayatınızda bir çok kuralsızlıkla uğraşıyorsunuz. Kurallarınızdan, etik değerlerinizden ödün vermeden, birçok mücadelenin içinde kalıyorsunuz. Onların içinden çıkmak kolay değil. Hayatta özlediğim tek şey bu. Belli bir düzeyde sporculuk yapmış oyunculara sorsanız aynı cevabı verir.

Sporculuk daha kolay tabi ki. Sporu da bırakmıyorum. Sağlık açısından da spor çok önemli.

Günün Önemli Haberleri