Spor yazarları Trabzon için ne dedi?
Spor yazarları Trabzonspor'un Es Es ile berabere kalıp liderlik koltuğunu tehlikeye attığı karşılaşmayı analiz ettiler..
Trabzonspor'un Eskişehirspor deplasmanında 0-0 berabere kalarak şampiyonluk yarısında yara aldığı karşılaşmayı köşelerinde analiz eden spor yazarları çarpıcı tespitlerde bulundular...
İşte yazarların Trabzonspor analizleri...
Fenerbahçe basınının hafta boyunca her zaman yaptığı gibi, Trabzonspor’un oynayacağı takımın futbolcularının Trabzonspor’a karşı oynamayacağını ima eden yazılarıyla rakipleri motive ettikleri bir maça Trabzonsporlu futbolcular çok rahat başladı.
Bu kadar gerilen şampiyonluk yarışında futbolculardan iyi futbolu aklı başındaki 5 milyon civarındaki Trabzonspor taraftarı zaten beklemiyordu.
Ama bir gerçek var ki Fenerbahçe’ye karşı savunma güvenliğini elden bırakarak saldıran Eskişehirsporlu futbolcular, ne hikmetse çok dikkatli ve temkinli ve ağır hücumlarla Trabzonspor’a saldırmaya çalıştılar. Tabii bu cılız ataklar Trabzonspor için hiçbir şey ifade etmeyecekti. Etmedi de...
Haftalardır tek farkla kazanan Trabzon bu kez sıçrayamadı. Bülent Yıldırım kritik pozisyonlarda doğru kararlar vererek spekülasyonların önüne geçti.
Trabzonspor haftalardır son bölümde ve tek farkla kazanıp şampiyonluğa koşuyordu ama çekirge bu sefer zıplayamadı. Dün galip gelmeyi başaramadılar. Aslında başaracak futbolu da oynamadılar. Önce Umut'tan bahsedelim; katkısı sıfır. Rakip takımın stoperi gibi. Orta saha bir şeyler yapmaya çalışıyor ama ne organize olabiliyor ne de ileriye Burak'ın istediği topları atabiliyor. Zaten bir tek Jaja'nın topla bir şeyler yapma özelliği var, o da yorulunca oyundan düştü ve üretkenlik tamamen sıfır oldu. Trabzonspor baskılı oynuyor gibi görünse de dün bal yapmayan arı gibiydiler.
Trabzonspor şampiyonluk yolundaki en son zorlu deplasman maçında kaybettiği iki puanla çok ciddi bir yara aldı.
Trabzonspor maça kontrollü ve mümkün olduğunca topa sahip olma prensibiyle başladı. Çok kısa süre içinde Eskişehirspor'un, Real Madrid'in Barcelona'ya uyguladığı taktiğin benzerini sahaya yansıttığını gördük. İleride Trabzon'un hazırlık paslarına müdahalede bulunmayıp takım halinde topun arkasına geçip alan daralttılar. Doğa, Selçuk'a yakın baskı yapıyordu. Jaja, Alanzinho ve Burak da yardımlaşma ile kontrol altındaydılar. Serkansız bir Trabzonspor'un bu tip bir takım savunması karşısında hücum zenginliği sağlaması mümkün değildi. Cale ve Mustafa son çizgiye inme özelliğine sahip oyuncular değil. Bu durumda kanatlar doğal olarak çalışmadı
[page_end]
Zirvedeki iki takım için de kalan maçların hepsi zor. Trabzonspor içinse biraz daha zor. Böyle bir yarışın gerilimini ilk kez yaşayan oyuncuların ağırlıkta olduğu bordo-mavili ekip son altı sınavını kazanırken aynı sıkıntıları yaşadı. Oyunun son bölümlerinde attığı gollerle gitti denen maçları çeviren Trabzonspor dün de Eskişehirspor karşısında ilk 70 dakika sanki üç puan garantiymiş gibi rahat ve umursamaz bir havadaydı.
Neler olup bittiğinin ve belki de yaşanacak tehlikenin farkında olan Tolga, Selçuk, Giray ve Egemen gibi isimlerin çabası 11 kişilik takım içinde azınlıkta kaldı. Hani çekirge misali, bir, iki, altı derken Eskişehirspor "dur" dedi bu gidişe.
Trabzonspor için şampiyonluğa giden yolda en zor ve en tehlikeli virajdı Eskişehirspor maçı. Bugüne kadar direksiyon hakimiyetini kaybetmeyen Trabzonspor, bu tehlikeli virajda acı bir fren yaptı ve 'direksiyonda oturmayı' tehlikeye attı. Bu sonuçtan sonra Fenerbahçe yarın Buca deplasmanında kazanabilirse roller değişecek... Fenerbahçe direksiyona, Trabzonspor yan koltuğa geçecek...
Trabzonspor yine lider. Üstelik bu defa iki de değil, üç puan farkla lider. Ama şimdilik lider! F.Bahçe yarın kazanırsa, yalnızca liderlik koltuğundan değil, büyük olasılık şampiyonluk hayalinden de uzaklaşacak Trabzonspor.
Çünkü bu kayıp, gerçekten de telafisi çok zor bir kayıp.
Bazı gelişmelerin sonucunu, önceden kestirmeniz pek ala mümkün. Trabzonspor, hele de son haftalarda etkisiz oynuyordu. Verimsiz ve yetersiz kalıyordu. Tek gollü galibiyetlerle geçilen Konyaspor, G.Saray ve Bursaspor maçları aslında kazanılmasına karşın işlerin pek de iyi gitmediğinin göstergeleriydi. Belli ki bu stres yüklü yarışta, bu gidiş Trabzonspor'u hedefine zor taşıyacaktı. O bıçak sırtı kazanılan maçlardan bir türlü ders çıkarılamadı.
Eskişehirspor Teknik Direktörü Bülent Uygun sanki maça başlarken futbolcularına; “Aman bu Trabzonspor takımının üstüne gitmeyelim. Boş saha bırakmayalım, özellikle Burak ve Umut’un defansın arkasına yapacağı koşulara dikkat edin” demiş.
[page_end]
Trabzon oyuna başlar başlamaz; ceza sahası dışından 3-4 uzak şut denemesi yaptı. Bu vuruşlarda toplar boşa gidince, kenardan veto yedi... Sonraki dakikalarda teşebbüs eden olmadı.
Avrupa seyircisi uzak şutlara bayılır... Bizimkiler (Gol değilse) pek sevmez. İşin tuhafı, teknik adamlarımız da iyi gözle bakmazlar.
Trabzon’daki Ceyhun Gülselam’ı düşünün. Türkiye’nin uzak şutu en fazla deneyenlerden biri ama, pasivize edildi. Artık kenarda oturuyor.
Süper Lig’de ilk yarıda birkaç küçük Barcelona vardı: Trabzon gibi, Kayseri gibi, iç sahadaki Karabük gibi, hatta Uygun’lu Eskişehir gibi...
İkinci devreyle birlikte Spor Toto Süper Lig’deki Barcelona etkisi azaldı; belki sona yaklaşıldığı, belki Mourinho’nun 4-5 pasla gole gidebildiği düşünce tarzı daha fazla benimsendiği için maçların ruh hali de değişti. Artık hemen hiçbir ekip 20-30 pasla kaleye gitmeye çalışmıyor, herkes takım savunmasını kusursuz uygulayıp az pozisyondan çıkaracağı kısıtlı üretimle sonuca varmak istiyor.
Aslında “Küçük Barcelona” lıktan sonra “Küçük Inter 2010” luğu da en iyi uygulayan takımdı Trabzonspor...
Şampiyonlukta kenarda bekleyen oyuncuların sahaya girdikleri zaman yapacakları katkı çok önemlidir. Trabzonspor'da ikinci yarıda oyunun kilitlendiği anda yedek kulübesine baktım. Fiziksel yönden tamamen tükenmiş Yattara ve Ocak ayı transferi Brozek oyuna 'kurtarıcı' diye alındılar. İşte bu alternatifsizlik ve kadro derinliğinin olmaması, Trabzonspor'un şampiyonluktaki en büyük dezavantajıydı.
Serkan Balcı'nın yokluğunda Şenol Güneş Mustafa Yumlu'ya görev verdi. Üç stoper özellikli oyuncu ve sol tarafta oynayan Cale'nin de, hücum girişimlerindeki etkisizliğini düşündüğümüzde savunmadan hücuma destek gelmedi.
Trabzonspor için perşembenin gelişi çarşambadan belliydi.. Son haftalarda kazanıyor ama kötü oynuyorlardı.. Dün hem kötü oynadılar, hem de puan kaybettiler.. Şu bir gerçek ki Trabzon stresten ağır etkilenmiş.. Futbolcular ayaklarında pranga varmış gibi sabit duruyorlar.. Ligin ilk yarısındaki o özgüveni yüksek, hareketli, yaratıcı oyun yok artık Trabzon’da.. Şenol Güneş’in buraya kadar getirdiği lig yarışında takımını sakinleştirememesi kadar, oyuncu tercihleri de soru işareti bugün..