Spor yazarlarından Beşiktaş analizi
Gaziantep’e konuk olan Beşiktaş ikinci yarıda attığı 3 golle 3 puana ulaştı. Spor yazarları çift forvet sistemini ve Beşiktaş'ın futbolunu yorumladı..
Vedat Okyar (Vatan): Hayat Öpücüğü
Beşiktaş ligde artık öyle bir konuma geldi ki, yarım puan
kaybetmeye bile tahammülü yok. Bana göre de dün akşamki oyun
Beşiktaş için bir seri başlangıcı olacaktı, bu görüntüden sonra
öyle de olur gibime geliyor.
Beşiktaş ilk yarıyı tek pozisyonla bitirdi. Bobo kaçırdı, başka tehlikesi yok. Rakibin ise 3 tane net pozisyonu var. Beşiktaş son maçlarda 3'ü bir arada gol pozisyonu kimseye vermemişti.
Beşiktaş'ın Tello diye bir oyuncusu var, Delgado'nun ve Yusuf'un yokluğunda onun daha üretken olması lazım. İlk yarı sahada yoktu. 2. yarı maça soyundu, birçok şeyi değiştirdi. Attığı gol de buna dahil.
Beşiktaş kendisine çok lazım olanı zor giden maçta kolaya çevirdi. Kendiliğinden mi oldu? Yok öyle bir şey demiyorum. Nobre'yle oldu. Maçın anahtarını kullandı, kapıyı açtı, en sonunda da o kapadı.
Beşiktaş çok acabalı bir noktaya gelmişti. 2. yarının başında çabuk bulunan 2 gol maçı Beşiktaş şenliğine çevirdi. Beşiktaş hayat öpücüğü buldu. Futbolda Kazanacak kadar oynarsın, istediğini alırsın, işini görmüş olursun.
Beşiktaş iyi iş çıkardı, işini gördü.
Mehmet Demirkol'un yorumu bir sonraki
sayfada..[page_end]
Mehmet Demirkol: Yine Tello (Milliyet)
Trabzonspor maçındaki oyun ve Antep maçındaki skor... Beşiktaş lige
tutunuyor.
Bu tutunuşta Tello’nun önemi büyük. Her nerede olursa olsun duran
toplara giderken bile yorulabilir. Sadece bu yüzden herkesten fazla
koşuyor. Sadece kornerden kornere gidişi bile mesai sayılır.
Açılışı Nobre’ye yaptırdığı ve kaleci Murat’ı oyundan düşürdüğü
köşe vuruşu Trabzon maçındaki kadar etkiliydi. Goldeki vuruşta da
kendine güven, alan bilgisi ve yetenek var.
Bunlardan biraz da Serdar Özkan nasibini almış olsa farkı büyütmek
mümkün olabilirdi. Maalesef genç oyuncu, bir hareketi, bir koşuyu
yaparken bir sonraki adımını hiç düşünmediğinden, ne yaptığı
kendisi tarafından bile anlaşılamıyor. Misal bir çalım attığında
rakip değil kendisi şaşkınlığa düşüp öylece bakakalıyor. İkinci
yarıda devreye girme çabası güzeldi, ama katkısı pek yüksek olmadı.
Tello’ya ayak uydurmayan bir başka isim ise Bobo’ydu. Bu kadar çok
ofsaytta kalışına değilse de hakeme her seferinde kızışı
şaşırtıcıydı.
Tabii oyunu ilk yarının son dakikasında Beto’nun boş kaleye içeri
vuramadığı topla değerlendirmeye başlamak lazım. Nobre’nin vuruş
kalitesi başta Beto, Antep’in, Güney Amerikalılarında olsa böyle
dağılmayabilirlerdi. Öte yandan Nurullah Sağlam’ın kontrollü oyun
stratejisinin ilk golle birlikte yerle yeksan oluşu hayret
vericiydi. O sağlam, dinamik, tempolu orta sahanın kendi evinde bu
kadar pelteleşmesini anlamak mümkün değil. Ligin en zor
deplasmanlarından bir olan Antep’in aylardır deplasman kazanamayan
Beşiktaş için bu kadar kolay oluşu konuk ekip için bir güven
artırımı olacaktır.
Hele de ligin en güçlü takımlarından Trabzonspor’u güç olarak
ezdikten sonra.
Bu başarıda yine İbrahim Üzülmez’in özel bir yeri var. Toraman, Zan
ve Ernst’i de destekçi kahramanlar olarak görebiliriz.
Sanlı Sarialioğlu'nun yorumu bir sonraki sayfada..[page_end]
Sanlı Sarıalioğlu (Yeni Şafak): Kartal Sonradan
Açıldı
Beşiktaş iki ön liberoyla oynadı da ne oldu? İlk 45 dakikada kalesinde tam 4 gol tehlikesi yaşadı. Mehmet Yozgatlı, Bekir ve Beto iyi vuruşlar yapabilselerdi ve de hakem Sivok'un Beto'yu çekmesine penaltıyı verseydi Beşiktaş dükkanı kapatarak İstanbul'a dönerdi.
İlk yarıda özellikle Serdar Özkan bir dakika bile tahammül edilemeyecek kadar kötüydü. Mustafa Denizli kendisine nasıl uzunca süre dayandı, doğrusu hayret! Cisse hep bildiğiniz gibi. Bostan bekçiliği görevini hiç eksiksiz yerine getiriyor.
Futbol ilginç bir oyun. İkinci yarının başında Beşiktaş iki gol birden attı. Kornerlerde zorlanan Kartal bu kez Nobre ile amacına ulaştı. Daha sonra da Tello, öldürücü bir vuruş yaptı. Gaziantepspor kalecisi Murat Şahin'in buna yapacağı bir şey yoktu.
Devre arasında herkes Beşiktaş'ın nasıl gol atacağını konuşuyordu. Yanıtı kısa sürede aldılar. İki gol Beşiktaş'ı rahatlatmıştı. Artık oyun tersine dönmüştü.
Uzun süreden sonra ilk kez Bobo-Nobre birlikte oynadı. Sanırım artık Mustafa Denizli bu ikiliden vazgeçmez. Başka çaresi de yok.
Delgado'nun sakat olup oynamadığı bir maçta Yusuf'un 88'de oyuna girmesi ilginçti. Bu Yusuf, Delgado'nun olmadığı maçlarda kullanılmak için transfer edilmedi mi? Ben Beşiktaş'ın işlerine akıl sır erdiremiyorum.
Nobre Beşiktaş'ın vazgeçilmezi. En kötü oynadığı maçta bile mücadelesiyle arkadaşlarına yardımıyla "Helal olsun" dedirtiyor. Ne oldu Nobre'nin mukavelesi hala uzatılmadı mı?
Beşiktaş ikinci yarıdaki oyunuyla üç puana pençeyi attı ve "Yola
devam" dedi.
Atıf Keçeci'nin yorumu bir sonraki
sayfada..[page_end]
Atıf Keçeci (Zaman): Futbolsuz Galibiyet
Beşiktaş'ın, son lig maçındaki iyi oyununu Gaziantep'te de göstereceğini sananlar yanıldı. Sakat futbolcular sebebiyle yine sahada değişik bir kadro vardı. Delgado'nun yokluğunda oynaması için ara transferde alınan Yusuf Şimşek, kulübedeydi.
Rakibin önemli kozu Tabata'nın yokluğunu iyi kullanmak gerekirken, Denizli'nin tek forvet karşısında dörtlü defansı neredeyse çakılı oynatması anlaşılır gibi değildi.
Şampiyonluğa oynayan bir takımın bu kadar pasif futbol oynaması ne kadar doğrudur teknik adamlara sormak gerekir. Alman ön libero Fabian Ernst, giderek takıma uyum sağlaması gerekirken hâlâ verimli bir oyun sergileyemiyor. G.Antep'in hocası Nurullah Sağlam, Siyah-Beyazlı takımdan çekinmiş olacak ki, takımının ataklarda çoğalmasına izin vermedi. Oysa Beto ve Zurita gibi topla çabuk ve süratli adamları iş çıkarabilirdi. Bekir ve Beto, yakaladıkları fırsatları değerlendirebilseler, Beşiktaş'ı sıkıntıya sokabilirlerdi.
Beşiktaş Teknik Direktörü Mustafa Denizli, Gaziantepspor'u
deplasmanda 3-0 yendikleri maçın ardından yaptığı açıklamada, takım
savunmasını çok iyi yaptıklarını söyledi. Lig maratonunda iki
haftada 4 puan kazanmanın önemli olduğunu dile getiren Denizli,
"Bugün kaybedebileceğimiz 2 puan, bizim hedefimizde büyük bir
değişiklik yapacaktı. Ama bunlar hiç önemli değil. Beşiktaş, iyi
yolda. Takım efektif performans sergiliyor." dedi.
Sinan Vardar'ın yorumu bir sonraki
sayfada..[page_end]
Sinan Vardar (Takvim): İkinci Yarı Yetti
Beşiktaş'a akıl sır erdirmek gerçekten çok zor. Gece ile gündüz, siyah ile beyaz birbirinden ne kadar ayrı ve zıtsa bu takımın sergilediği performans da birbirinden o kadar zıt.
Ligde geçen hafta kendi sahasında karşılaştığı Trabzonspor'u adeta sahadan silen, gol bulamayan Siyah-Beyazlılar'dan herkes Gaziantep maçına fırtına gibi başlamasını, hatta daha ilk yarıda farka koşmasını bekliyordu. Bordo-Mavili takım karşısında ortaya konulan futbol, bu beklentilerin en önemli nedeniydi kuşkusuz. Ne var ki karşılaşmaya beklentilerin çok çok ötesinde başladılar...
KırmızıSiyahlı oyuncular gol yollarında biraz daha bitirici olabilseler, skoru lehlerine çevirmeleri işten bile değildi. İkinci yarı sahaya çıkan takımda oyuncular aynıydı, ama sergilenen oyun yine çok farklıydı. İlk yarının aksine topa basan, rakibini boğan, golü düşünen bir SiyahBeyazlı takım vardı sahada...
Daha 3 dakika geçmişken, ilk golde ortayı yapan Şilili Tello, bu sefer ceza sahası dışından yaptığı etkili vuruşla takımını 2 farklı üstünlüğe taşıdı.
İlk yarının belki de en etkisiz iki oyuncusu Nobre ve Tello 3
dakikada Gaziantep'i bitiren futbolcular oldu. Skorun da etkisiyle
kalan dakikaları stressiz atlatan Beşiktaş 3. golü de zorlanmadan
buldu.
İlker Ateş'in yorumu bir sonraki
sayfada..[page_end]
İlker Ateş (Fotomaç): Çift Forvet Farkı
Hayrettir, ilk kez çift forvetle oynamasına rağmen Beşiktaş koskoca ilk yarıyı sıfır çekerek tamamladı. Bu bölümde pozisyon olmadığı gibi futbol da yoktu. Hatta ev sahibi Gaziantep bu ilk bölümde Beşiktaş'ın tüm umutlarını söndürebilirdi.
Üç dakikaya sıkışan Nobre ve Tello golleri, Beşiktaş'ın rahatlamasını sağladı. Gollerle birlikte Beşiktaş futbol oynamaya başladı. Özellikle Nobre'nin özverili oyunu, yeni transfer Ernst'in orta sahadaki çalışan futbolu Beşiktaş'ı farklı bir skora doğru ilerletti.
Serdar Özkan oyunda kaldığı süre içinde Nobre'ye verdiği gollük pas dışında hiçbir şey yapmadı. Mustafa Denizli ona nasıl katlanıyor, doğrusu anlamakta zorluk çekiyorum. Evet, ikinci yarıda Beşiktaş futboluyla ve golleriyle bambaşka bir takım olarak güneş gibi doğdu. İlginçtir 151. kornerde geçen hafta Bobo'yla ikinci kez gol bulan Beşiktaş, Gaziantep'teki 156. kornerde de Nobre'yle üçüncü golü kazandı.
Bu farklı galibiyette ikinci yarıdaki futboluyla Tello'nun da
çok önemli bir rolü vardı. Bobo, ilk 11'de sahaya çıkmasına rağmen
beklenenin çok uzağında kaldı. Ancak çift forvet farkı Nobre ve
Bobo'yla Beşiktaş'ı bu zorlu deplasmanda şampiyonluk yarışının
içinde tuttu. Pamuk ipliği kopmadı.
Fatih Doğan'ın yorumu bir sonraki sayfada..
[page_end]
Fatih Doğan (Fotomaç): İki Başlı Kartal
Futbolun adaleti nereye kadardır? Tahmin etmek zor. Beşiktaş-Trabzon maçında futbolu ev sahibi takım oynamış, ancak misafir takım 1 puanı alarak İnönü'den ayrılmıştı. G.Antep'te ilginç bir fotoğraf vardı. Özellikle ilk yarı daha iyi futbol oynayan, daha çok pozisyon bulan taraf G.Antep sahadan yenik ayrıldı.
Şampiyonluğa oynayan bir takım düşünün. Ve her puan kaybı sonrası daha iddialı açıklamalar yapan Mustafa Denizli'nin durumunu. Göreve geldiği 7. haftadaki Gençlebirliği maçından sonra deplasmanda galibiyet yüzü görmemiş bir teknik adamın ruh halini siz hesaplayın. Tecrübesi, birikimi ile bunu dışarıya belli etmese de içinde fırtınalar, büyük sıkıntılar yaşadığından emin olabilirsiniz.
Orta saha sorunları yaşanmasına rağmen dünkü maçta top aldıkları ve pozisyona girdikleri ölçüde iki golcünün yan yana oynadığı maçta 3-0 galip gelinmesi, Mustafa hocanın düşüncelerini değiştireceği kesin. Ama benim düşüncem Beşiktaş'ın dışarda tek, içerde çift forvet oynamasının daha sağlıklı olacağı. Deplasmanda daha güçlü orta sahaya ihtiyaç var.