Süper Lig ihalesi için geri sayım başladı
Süper Lig’in yayın ihalesi için geri sayım başladı.
Kasım ayında düzenlenecek olan ihaleye, Digiturk, D-Smart gibi televizyon yayın platformlarının yanı sıra iletişim operatörleri Turkcell, Türk Telekom ve Vodafone da girecek. İhaledeki en tartışmalı konu ise ‘alt lisans’ verilecek mi, verilmeyecek mi?
YENİ iletişim teknolojisi 4.5G’den sonra bu yılın en çok
konuşulacak ihalesine geri sayım başladı. O da Süper Lig canlı
yayın ihalesi. 25 Kasım’da tamamlanması ön görülen ve kulüplerin en
az 600 milyon dolar beklediği ihale, bu kez çok daha kritik.
Yaklaşık 15 yıldan beri Süper Lig maçlarını yayınlayan Digiturk, Katarlı beIN Medya Grubu tarafından satın alındı. Grubun Türkiye’deki ilk sınavı olarak görülen yayın ihalesiyle Digiturk abonelerini kaybetmemek için elinden geleni yapacak. İhalenin en büyük taliplerinden biri de Doğan Grubu’nun televizyon platformu D-Smart. Daha önce Avrupa Şampiyonlar Ligi maçlarının yayın haklarını alan D-Smart, Süper Lig’in yayın ihalesine iddialı girecek şirketlerden. Ancak ihaleye bu kez iletişim operatörleri de asılacak.
3 OPERATÖR HAZIRLANIYOR
Bunun ilk sinyali haziran ayında Turkcell’den geldi. Şirketin Genel Müdürü Kaan Terzioğlu, “Mobilde futbol içeriğini müşterilerimize ulaştırabilmek için ihaleye girebilir, farklı iş birliklerine de gidebiliriz” dedi. Türk Telekom da televizyon platformu Tivibu ile tecrübeli adaylar arasında yer alıyor. Özellikle şirketin yeni CEO’su Paul Doany ile entegrasyon sürecini hızlandırmak ve atağa kalkmak isteyen Türk Telekom için bu ihale çok önemli. Mobil iletişim sektöründeki diğer bir oyuncu olan Vodafone’un da ihaleye katılmak için kolları sıvadığı sektörde konuşulanlar arasında.
5 MİLYONLUK PAZAR
İhele şartnamesinin önümüzdeki günlerde kesinleşmesi bekleniyor.
Şartnamenin ne şekilde çıkacağı ve ihalenin hangi yöntemle
yapılacağı şirketlerSüper ihale için geri sayım başladı
açısından büyük önem taşıyor. Çünkü mevcut sistemle bir ihale
yapılırsa abone sayısının kısıtlı kalması, daha çok kişinin futbol
izleme şansının yok olacağı öne sürülüyor. Çünkü yayın ihalesini
alan şirket haklarını başka şirketlerle paylaşmaya yanaşmıyor.
Fiyatlar da yüksek tutulduğu için Süper Lig çok fazla eve
giremiyor. Bu yüzden de sektör oyuncularının büyük bir bölümü ihale
şartnamesine yayın hakkı paylaşımı konusunda hükümler girmesini
talep ediyor. Özellikle alt lisanslamanın mecbur hale getirilmesi
durumunda hem TV platformları hem de iletişim operatörleri
sayesinde futbol yayınlarının daha geniş bir kitleye ulaşacağı
konuşuluyor.
Sektör yetkililerinden aldığımız bilgilere göre şu anda Türkiye’de 1.5 milyon Lig TV abonesi bulunuyor. Bu rakam Türkiye nüfusunun yüzde 7’sine denk geliyor. Başka bir deyişle Türkiye’de 100 kişiden sadece 7 kişi evde canlı maç izleyebiliyor. Ancak Avrupa ülkelerinde bu rakamlar yüzde 20 ile yüzde 30 arasında değişiyor. Yapılan tahminlere göre elverişli koşullar oluşturulduğunda bu rakamın yaklaşık 5 milyona kadar çıkabileceği belirtiliyor.
5 farklı model konuşuluyor
Peki kıran kırana geçecek ihalede hangi modeller öne çıkıyor? Sektörde en çok konuşulan lisans modellerine bakıldığında, 5 farklı seçenek öne çıkıyor:
1) Tekli lisans: Bu lisans modelinde ihaleyi kazanan şirket, tek başına yayınları gerçekleştiriyor. Şu anda Digiturk’ün sahip olduğu tekli lisans, şartnamedeki süre bitimine kadar geçerli. Ancak bu lisans modeline sahip olan şirket, yayını paylaşmaya yanaşmıyor.
2) Alt lisanslama (reseller): En çok tartışılan lisans modeli de bu aslında. Bu lisans tipinde ihaleyi tek bir şirket kazansa bile şartname gereği alt lisanslamayla daha fazla şirkete yan yayın hakkı veriliyor. Ana lisans tipini alan şirket, kâr edebileceği bir maliyet hesabı çıkarıyor ve bu fiyatı alt lisanslama yapacak şirkete sunuyor. Alt lisansa sahip olan şirketler de ana lisansa sahip olan şirketle müşterilerine aynı fiyatı sunuyor. Böylelikle maç yayınlarında rekabet ortamı oluşturularak, Türkiye’deki ekran başındaki futbol seyircisinin artırılması amaçlanıyor.
3) Federasyon modeli: Bu modelin benzeri İspanya’da uygulanıyor. Naklen yayın hakkının sahibi bizzat Futbol Federasyonu oluyor. Kendisi bir marka yaratıyor. Maçların çekimi başta olmak üzere tüm operasyonu üstleniyor. Diğer tüm yayıncı kuruluşlar, abone başı bir bedel karşılığında yayını satın alıyor. Fiyatlamayı federasyon kendisi belirliyor. Abone sayısı ve taahhütleri göz önüne alacak federasyon her kuruluş için farklı bir tarife oluşturabiliyor. Bireysel (ev) yayın hakları için ihale yapılmasına gerek kalmıyor. İhale sadece ticari aboneler ve yurtdışı haklarıyla ilgili sınırlı tutulabiliyor.
4) Mecraya göre lisans: Bu seçenekte televizyon, mobil, IP TV olmak üzere farklı izleme seçeneklerine göre ihale çeşitleri sunuluyor. Örneğin, mobil yayın ihalesini kazanan şirket, abonelerine sadece akıllı telefon ve tablet uygulamaları üzerinden hizmet verebilecek. Ancak mecraya göre lisanlama modeli şu anda dünya üzerinde çok fazla tercih edilmiyor. Bu yüzden Türkiye’deki şansı da az olarak görülüyor.
5) Ek lisans: Türkiye’de konuşulan diğer bir modeli ise ek lisans. Bu yayın ihalesini alan şirket, maçtan önce ve sonra röportajlar gibi yan haklara sahip oluyor. Ancak ek lisans paketi de gelir hacmi çok olmadığı için şirketlerin ilgisini çekmiyor.
Kaç yıllık olacak
İHALE sonrasında elde edilecek gelir de TFF’nin alacağı pay da azaltılacak. “25 Kasım’da ihaleyi tamamlamak istiyoruz” diyen TFF Başkanı Yıldırım Demirören, gelirlerinin yüzde 12’den yüzde 4’e düşeceğine belirtti. Demirören, ayrıca yayın gelirlerinin takımlara paylaştırılmasında da düzenlemelere gidileceğini belirtti. Bir önceki ihale 4 sezonu kapsarken, yeni yapılacak ihalenin kaç sezonluk olacağı da henüz netleşmedi.
Kulüpler ne istiyor?
* Yayın ihalesinde rakamın 600 milyon doların üzerine çıkmasını
bekliyor.
* Maçların gündüz saatlerinde oynanıp statlara daha fazla seyirci
çekmeyi istiyor.
* Maçlarının aynı zamanda canlı olarak yabancı ülkelerde de
yayınlanmasını talep ediyor.
* Anadolu kulüpleri havuzdan daha fazla pay talep ediyor.
* Şampiyonluk yaşamış beş takım ise havuzdan yeteri kadar pay
alamadıklarını söylüyor.
Avrupa’da yayın gelirleri nasıl dağıtılıyor?
İNGİLTERE
İngiltere Futbol Federasyonu bu gelirleri “50-25-25” kuralına göre
dağıtıyor. Bu modelde federasyon, başlangıçta naklen yayın
gelirlerinin yüzde 50’sini tüm kulüplere eşit olarak veriyor. Daha
sonra kalan yüzde 50’nin yarısı sportif performansa, diğer yarısı
ise kulüplerin popülaritesine bağlı olarak, haftalık yayınlanan
naklen maç sayılarına göre dağıtıyor.
FRANSA
Fransa Ligue 1’de ise naklen yayın gelirlerinin yüzde 83’ü
dayanışma primi adıyla 20 kulüp arasında eşit olarak
paylaştırılıyor. Toplam gelirin yüzde 10’u sportif performansa,
yüzde 7’si ise her hafta yayınlanan maçlar içinde en yüksek
reytingi alan üç maçı oynayan kulüpler arasında pay ediliyor.
ALMANYA
Avrupa’nın en fazla seyirci unvanına sahip olan Bundesliga’da ise
yayın gelirlerinin yüzde 50’si kulüplere eşit olarak dağıtılıyor.
Kalan gelir ise sportif performansa ve kulüplerin başarısına göre
pay ediliyor.
İSPANYA
La Liga takımları yayın hakları yeni sezonda yüzde 50 eşit, yüzde
25 takımların 5 yıllık performanslarına göre ve yüzde 25 de kaynak
yaratmalarına göreSüper ihale için geri sayım başladı
gelir kazanacak.
İTALYA
Yayın gelirlerinin yüzde 40’ı bütün kulüplere eşit olarak
dağıtılırken, yüzde 30’luk bölüm kulüplerin sportif
performanslarına, kalan yüzde 30 ise kulüplerin televizyonda
yayınlanan maçlarının sayılarına göre paylaştırılıyor.
TÜRKİYE
Toplam yayın gelirinin yüzde 35’i katılım payı olarak 18 kulübe
eşit olarak dağıtılıyor. Kalan gelirlerin yüzde 45’i performans,
yüzde 11’i şampiyonluk sayıları, yüzde 9’u ise ilk 6’ya giren
takımlara veriliyor.
Süper Lig yayın hakları tarihi
1994-1996
Söz konusu iki yılda takımların yayın hakkından elde ettiği toplam
gelir 30 milyon dolardı.
1996-1999
1996’da havuz sistemine geçildi ve yapılan 3 sezonluk ihale
sonucunda da ligin tüm maçları 140 milyon dolara pazarlandı.
1999-2001
Bir sonraki ihale 1999’da gerçekleştirildi ve 2 sezonluk yayın
bedeli 120 milyon dolar oldu.
2001-2005
2001’de yapılan 4 sezonluk ihale neticesinde ise bu rakam 614
milyon dolara çıktı. Ancak o yıllarda yaşanan ekonomik kriz
sebebiyle kur sabitlemesi yöntemine başvuruldu ve kulüplerin
kazancı da yaklaşık olarak yarı yarıya azaldı.
2005-2008
Yapılan ihalede yayın hakları, toplam 376 milyon dolara alıcı
buldu.
2008-2010
2008’deki ihale 2 sezonu kapsadı ve ihaleyi kazanan kuruluş, yıllık
140 milyon dolar vermeyi taahhüt etti.
2010-2014
2010’da yapılan ihalede ise rekor kırıldı ve Süper Lig’in yayın
geliri yıllık 321 milyon dolara çıktı.
2014-2016
İlk 3 yıl sonunda, mevcut anlaşma 2017 yılına dek uzatıldı. Böylece
Süper Lig, Avrupa’da en fazla yayın geliri elde eden 6’ncı lig
oldu.