Fenerbahçe'de, karabulutların dağılma süresi, sıkıntılı havaya
rağmen Konya'daki maçın sonucuna endeksliydi. Olağan şüphelerden
uzak var olma savaşı..
Var olmanın en önemli gerçeği emek ve disiplindi. Takım olma
sadakatının öznesi ise; gençlik ve cesaretti.
Oyuna baktığımızda;
Savunmada Şener ve Martin Skirtel, kazanmak adına paylarına düşenin
fazlasını yaptı. Mehmet Topal, kaybettiklerini kazanmak için
düşünce gücünü ayaklarının önüne aldı.
Sorumluluk alan gizli özne Jailton'du. Fenerbahçe'de hazine
sandığından çıkan isim, mücevher niteliğinde golünü atan Elif
Elmas'tı. Yeniden başlangıca istinaden elmas vuruşla futbol
kalitesini ispatladı. Benzia'nın sihirli dokunuşu, kaliteli ekstra
pası gole giden işaret fişeği oldu. Sabır, tecrübe ve takım duruşu
galibiyetin tanımıydı. Takımın en zayıf halkası,oyunda buharlaşan,
pozisyonlarda eli ayağı titreyen İsmail Köybaşı'ydı.
Kazanmak adına oynanan arzulu futbol, uzakları görebilmek için
ayağa kalkan duyguların yansımasıydı..
Kritik virajda;
Fenerbahçe'nin mağlup olması için, ellerini yağdanlıklarıyla
ovuşturan bir takım medya yazarları, kendilerine kalp masajı
yaptırmaları gerekir..!
Sonuç olarak;
Fenerbahçe, kendi kaderinin tek hakimiydi. Oynadığı futbol arka
sokaklardan meydana yürüyen cesaretti.
Aşk hikayesinin yeniden doğma günleri yakındı.. alınan bu haklı
galibiyet, taraftarlara unutulmuş güzellikleri hatırlattı.