TFF, F.Bahçeye serçe olup Trabzon'a şahin kesilmemeli!
Trabzonspor Kulüp Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu'nun Fenerbahçe-Trabzonspor maçının hakemi Bülent Yıldırım'ı telefonla aramasının ardından yaşanan gelişmelerden dolayı hakem Yıldırım'ın bu maçtan alınması gerekir.
Zira Trabzonspor- Fenerbahçe maçının hakemi Bülent Yıldırım'ın
yaşanan gelişmelerden dolayı bir kabahati olmasa da, hakemin
zan altında kalmasını önlemek amacıyla Futbol federasyonu maç
saatine kadar ismini açıklamayacakları yeni bir hakem
görevlendirmeleri olan ve olabilecek dedikoduları önlemiş
olurdu.
Aksi halde maçın sonucu ne olursa olsun tartışmaların önü
alınamayacaktır ve polemik konusu olmaya devam edecektir.
Dolayısıyla MHK' nın Fenerbahçe-Trabzonspor maçının hakemini
değiştirmesinin spor kamuoyu gibi bende daha iyi olacağı
kanaatindeydim. Ancak maçın başlayacağı saate kadar hakem
değişikliği yapılmadı. Şimdi maçın skoru ne olursa olsun bu maç
hakkında çıkacak söylentiler artarak devam edecektir.
AZİZ YILDIRIM'A KARŞI SERÇE OLAN TFF, HACIOSMANOĞLU'NA ŞAHİN KESİLMEMELİ
TFF, Fenerbahçe - Trabzonspor maçı öncesi hakem Bülent Yıldırım'ı telefonla arayarak görüşmesi nedeniyle Trabzonspor Kulübü Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu'nu kınadı.
TFF Yönetim Kurulu tarafından yapılan yazılı açıklama şöyle:
"Trabzonspor Kulübü Başkanı Sayın İbrahim Hacıosmanoğlu'nun hafta sonu oynanacak Fenerbahçe A.Ş.-Trabzonspor A.Ş. maçının hakemi Bülent Yıldırım'ı telefonla arayarak görüşmesi, futbolumuzda örneği görülmemiş bir olay olarak nitelemesi ve "Bu olay göstermiştir ki hakemlerimize yönelik baskı kurma çabası, aklın ve vicdanın kabullenemeyeceği bir seviyeye gelmiştir." diye açıklama yapmıştır.
Türkiye Futbol Federasyonu, Trabzonspor Kulübü Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu'nun Fenerbahçe-Trabzonspor maçının hakemi Bülent Yıldırım'ı telefonla aramasına tepki göstermesi gayet doğaldır ama aynı federasyon "gerekirse hakem odası basarım" diyene de benzeri tepkiyi gösterebilmeli. Hatta daha fazla ve daha sert bir şekilde bunu yapabilmeli. Çünkü hakem odası TFF'nin yatak odası gibidir. Toplumumuzda yatak odası basmanın da ne anlama geldiğini anlatmaya da gerek yok sanırım.
Mesela Aziz Yıldırım ile bir dönem Fenerbahçe’de yöneticilik yapan Hulusi Belgü'nün basına yansıyan açıklamasında Ankara’da oynanan Gençlerbirliği maçı için “Geçmişte Aziz Yıldırım’ın hakem odası bastığına şahit oldum. Hatta birlikte hakem odasına gitmiştik” dediği biliniyor. Bu iddia ve ikrarın hesabı neden sorulamadı?
Ayrıca BJK Başkanı Fikret 'Orman'ın FB Başkanı Aziz Yıldırım'a atfen 'Ben soyunma odası basmam' şeklindeki gönderme yapması üzerine Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım'ın yaptığı karşı açıklamada, oynadıkları bir maçı yöneten hakem için "Ben soyunma odasına giderken koridorda gördüm söyledim. Devre arasında уanlış уaptığını уüzlerine söуlüуorum. Gerekirse basarım onu da bilsinler." dediği biliniyor.
BİRİ HAKEMİ KORİDORDA GÖRMÜŞ SÖYLÜYOR, DİĞERİ DE TELEFON AÇARAK...
Zamanında "gerekirse hakem odasını basarım" diyene gereken ceza verilmediğinde, bir başkaları da adalet ve iyi yönetim isteğiyle hakemi arayıp söylemiştir. Bunu da gizlemiyor, bizatihi kendisi beyan ediyor zaten.
Türk futbolunu ve hakem camiasını direkt olarak ilgilendiren böylesi bir durumda TFF yetkililerinin sessizliğe bürünmesi anlaşılır gibi değildi.
Bir diğer önemli husus ise; F.Bahçe Başkanı Aziz Yıldırım Beşiktaş eski başkanı günümüzün TFF başkanına atfen "Yıldırım Demirören de zamanında hakem odasına, rakip soyunma odasına gitmedi mi?" dediği basına yansıdı.
Hatırlatmak isterim ki; Federasyonun daha fazla sessiz kalması Süper lig'de bugüne kadar oynanan ve oynanacak olan diğer maçlar için zihinlerde kuşku oluşturacaktır!
TFF, kendi yönetiminde bulunan başkanın adının geçtiği bu meseleye duyarsız kalıpta bir başka kulübün başkanının hakemi araması karşısında çok sert tepki göstermesi hakkaniyete ve adil yönetim anlayışına terstir. Öncelikle TFF bu duruma kayıtsız kalmamalı. Federasyon yetkilileri, Türk futbolunu ve hakem camiasını bizatihi ilgilendiren bu tür açıklamalar karşısında son derece cılız, son derece alttan alıcı tepkiler geliştiriyorlar. Ortaya atılan bu iddiaların peşine düşmüyorlar. Anadolu kulüplerine cevap verme konusunda gösterdikleri cevvalliğin aynısını İstanbul kulüplerine karşı gösteremedikleri görülüyor.