Dünya Kupası'na katılma şansını yitiren ve hazırlık maçlarında
da kötü bir performans sergileyen milli takım..
Türk halkı olarak milli takım maçlarını sabırsızlıkla
beklediğimiz zamanlar çok geride kalmakla birlikte, artık maçın
oynanacağı günleri ve saatleri bile unutur olduk. Şimdi bunun
sebepleri nedir diye kendi kendimize bir soru sorduğumuzda, hemen
hemen hepimimizin aklından geçenler aynı sayılır.
Elbette ki TFF!
Türkiye Futbol Federasyonu ne için var?
Milli takımın başına Lucescu'yu getirmekle yeterince hata yapan
bir federasyondan çok şey beklemek de sanıyorum ki bizlerin hatası.
Lucescu halinden fazlasıyla memnun çünkü kaybedeceği hiçbirşey yok.
Oynaması gereken oyuncular yerlerine konmayı
geçtim, kadroya dahi alınmıyor. Takıma resti çekip gitmiş adamların
ayağına kadar gidilip takıma çağırılıyor. Yedek kulübesi kan
ağlıyor. Teknik direktörün, dünya yansa bir avuç samanı yanmıyor.
Sonra neden seyirci yok, neden destek yok?
Pardon da insana bir sorarlar sevgili Demirören, sen ne
yapıyorsun?
Neredesin? Ne şartlar altında ne vaad ediyorsun?
Lucescu'nun arkasına sığınıp, onu hedefe koymakla federasyonun
eline hiçbir şey geçmez.
Kendinizi böyle kandırmayın. Yöneticiler olarak masaya oturun,
akıllıca konuşun, plan program yapın.
Günü kurtarmaya çalışmak zarardan başka hiçbirşey kazandırmaz.
Atleti bile yabancı olan, devşirme sporcuların kazandığı madalyayla
kendisi gurur duyan ama futboldaki yabancı sınırına takılan
yöneticilerin daha önemli işlere eğilmesi gerektiğini
düşünüyorum.
Günlük polemiklerle insanları oyalama devri geçti . Bu saatten
sonra yapacak tek şey, başarısızlığın da insanlara özgü olduğunu ,
insanların hata yapabileceğini anlamak, kabullenmek ve artık
yararlı olamadığınızı kabul ederek o koltukları icraat yapabilecek
kişilere devretmek.
Yoksa ortada milli takım diye bir şey kalmayacak.
Sevgili okurlar, bir sonraki yazıda görüşmek üzere sağlıcakla
kalın…