Toraman'dan Guus Hiddink'e övgüler
İbrahim Toraman; Beşiktaş'ı, Hiddinkli Milli Takımı ve Bursaspor'un şampiyonluğunu değerlendirdi. İşte Toraman'ın o ropörtajı..
İbrahim Toraman millî formayla buluşmanın mutluluğunu yaşarken,
"Hiddink'le çalışmak ayrıcalık" diyerek
duygularını ifade etti. Beşiktaş'ta mutlu olduğunu söyleyen
Toraman, Bursaspor'un şampiyonluğunu da "baskı
yaşamadılar" diyerek değerlendirdi.
''Futbolcu iyi oynadığı zaman Millî Takım’a seçilme
beklentisi içine girer. Bu beklentisi gerçekleşmediği zaman da
üzülür. Ben de duygularımı saygı sınırları çerçevesinde dile
getirdim. Ama ülkemizde bu sözler, üzerine ek yapılarak
yayınlanıyor.'' diyen İbrahim Toraman, Futbol Federasyonu
basın departmanının hazırladığı TamSaha Dergisi'ne yaptığı
açıklamada önemli konulara değindi.
İşte Toraman'ın TamSaha'daki açıklamarı;
''Hiddink ABD kampında hepimizi yakından tanımak için yoğun bir
çaba sarf etti. Onun gibi dünyaca ünlü ve Avrupa’da teknik direktör
arayan her takımın gündemindeki ilk birkaç isimden biri olan
antrenörle çalışmak gerçek bir ayrıcalık. Geçmiş başarılar geçmişte
kalır. Eğer onlarla yaşamaya devam ederseniz, başarılı olmanız
mümkün değil. Bu sezon da şampiyonluğu elde etmek için elimize iki
önemli fırsat geçti ama biz ikisini de değerlendiremedik. Farklı
mevkilerde başarılı olabiliyorum ki, bana bu değişik görevler
veriliyor. Baktığınız zaman sağ bek ve ön libero pozisyonları da
alışkın olduğum stoper bölgesinden çok da farklı değil. Çok yönlü
olmanın benim için bir avantaj olduğunu düşünüyorum. Türk
futbolunda yaratılan baskı ortamına dayanabilmek gerçekten güç. Üç
büyük takımın futbolcuları bunu fazlasıyla yaşıyor. Tüm bunların
oluşturduğu başarma azmi bazen ters etki yapabiliyor.
İstediklerinizi sahaya yansıtamıyorsunuz.
BURSASPOR ÜÇ BÜYÜKLER BASKI ALTINDAYKEN ARADAN
SIYRILDI
Bursaspor üç büyük takımın baskı altında oynama dezavantajını
kullanarak aradan sıyrıldı. Psikolojik olarak kendilerini
ikinciliğe hazırladılar. Sezon başında ya da ikinci yarıdan
itibaren kendilerini şampiyonluğa odaklasalardı, şampiyon
olamazlardı. Büyük takımlar artık lig mücadelesini çok daha ciddiye
alacak. Üç büyüklerin kadrolarını ciddi şekilde
kuvvetlendirmelerini bekliyorum. Anadolu takımlarının sezon
başından şampiyonluk havasına girmemesi lâzım. Çünkü o baskıyı
kaldırmak hakikaten zor.
Millî Takım’da çok iyi bir kadromuz var. Gelişime açık oyunculara
sahibiz. Kaybedilen sürpriz puanlar finallere gitmemizi engelledi.
Daha iyi organize olmamız ve taktiksel olarak birbirimizi daha iyi
anlamamız gerekiyor. Beşiktaş’ta A takımı zorlayan Atınç Nukan 1993
doğumlu bir oyuncu. Fiziği gayet düzgün. Yaşı daha çok genç ve iyi
özellikleri var. Kendini geliştirirse ileride hem Beşiktaş’a hem de
Milli Takım’a faydalı bir stoper olur. Benim için Beşiktaş’tan
kopmak gerçekten zor. Bu sezon sözleşmem bitiyordu ama ben 3 yıllık
daha mukavele imzaladım. Ayrılmak isteseydim, rahat bir şekilde
Avrupa’da bir takıma gidebilirdim. Ama burada sevdiğim ve
sevildiğim bir yerdeyim.''
TamSaha'daki İbrahim Toraman röporajının
soru ve cevapları da şöyle; [page_end]
Son olarak 8 Eylül 2007’deki 2-2 biten Malta maçında millî formayı
giymiştin. Yaklaşık 2 yıllık bir aradan sonra ABD kampıyla yeniden
kadroda yer almak sana neler hissettirdi? A millî formayı ilk kez
2002 yılında giydim ve 2007 yılının Eylül ayına kadar birçok kez
Millî Takım için oynama fırsatım oldu. Son iki yıldır ise millî
formadan uzak kaldım. Tabii işler her zaman istediğiniz gibi
gitmiyor. Geçmiş hakkında artık çok fazla konuşmak istemiyorum. Her
zaman alınan kararlara saygı duyulması gerektiğini söyledim.
Şüphesiz Millî Takım'da olmak isteyip de içinde yer alamadığım
dönemler oldu. Ancak profesyonel futbol hayatının içerisinde bunlar
da var. Bunu bilerek yoluma aynı şekilde devam ettim ve tekrar
Millî Takım’a seçildim. Bu ortamda bulunmak gerçekten güzel. İki
yıllık bir aradan sonra millî formayı yeniden giyebilmek benim için
mutluluk verici. Artık daha da önemlisi bu formayı düzenli
giyebilmek ve Millî Takım’a sürekli hizmet edebilmek.
Millî Takım’dan uzak kaldığın dönemlerde neler
düşündün?
Kadroların açıklandığı dönemlerde ismini göremediğinde verdiğin
tepkiler de vardı… Futbolcu iyi oynadığı zaman Millî Takım'a
seçilme beklentisi içine girer. Bu beklentisi gerçekleşmediği zaman
da üzülür. Ben de hissettiğim duyguların bir dışavurumu olarak
görüşlerimi dile getirdim. Ama her zaman saygı sınırları
çerçevesinde kaldım, sivri sözler söylemedim. Tabii, ülkemizde
şöyle bir durum var. Siz medyaya bir açıklama yaparsınız, onun
üzerine dört-beş ek yapılarak yayınlanır. Ondan sonra da ortalık
karışır. Bunun sıkıntılarını çektim. Oysa ki benim çok fazla
beyanatım olmadı.
HİDDİNK’LE ÇALIŞMAK
AYRICALIK[page_end]
Uzun süredir ayrı kaldığın Millî Takım ortamında artık Guus
Hiddink gibi dünyanın da saygı gösterdiği bir teknik direktörle
çalışacaksın. ABD kampında takımda ne gibi değişiklikler fark
ettin?
Hocamız daha yeni gelse bile yaşanan bir değişimi
gözlemleyebiliyoruz. Hiddink, ABD kampına 30 futbolcu çağırdı ve
bizleri yakından tanımak için yoğun bir çaba sarf etti. Onun bize
olan yaklaşımının ve bizimle olan iletişiminin son derece iyi
olduğunu söyleyebilirim. Ancak detaylı yorum yapmak için henüz
erken olduğunu düşünüyorum. Ayrıca Hiddink gibi dünyaca ünlü ve
Avrupa’da teknik direktör arayan her takımın gündemindeki ilk
birkaç isimden biri olan antrenörle çalışmak gerçek bir
ayrıcalık.
Geride bıraktığımız sezonu kendi performansın açısından
değerlendirdiğinde neler söyleyebilirsin?
Aslında benim ne düşündüğümden çok başkalarının beni nasıl bulduğu
daha önemli. Ben sahaya çıktığımda her zaman elimden gelenin en
iyisini yapmaya çalışıyorum. Futbolun içerisinde yeri gelir iyi
oynamak da var kötü oynamak da. Benim gayretlerimin Beşiktaş
camiası ve taraftarlarınca görüldüğünü düşünüyorum.
Bir sezon öncesini iki kupayla kapatan Beşiktaş’ın geride
bıraktığımız sezon her iki cephede de varlık gösterememesini nasıl
değerlendirmek gerekiyor?
2008-09 sezonunda iki kupayı da aldıktan sonra bu sezonu kupasız
geçmek bizleri fazlasıyla üzdü. Ancak burada yapılması gereken tek
bir şey var. Nasıl üstün başarılar da çabucak unutuluyorsa,
başarısızlıklarımızı da gereken dersleri çıkardıktan sonra unutmalı
ve önümüze bakmalıyız. Takım halinde kötü bir sezon geçirdik. Her
ne olursa olsun, kaliteli bir takımımız var ve yeni sezonda daha
iyi olacağımıza inanıyorum.
İki kupaya sahip olmanın getirdiği bir doygunluk ve tatmin
hissi sizin kötü bir sezon geçirmenizde rol oynamış olabilir
mi?
Başarılar da başarısızlıklar da kolay unutulduğu için böyle bir
duygu içine girdiğimizi sanmıyorum. Geçmiş başarılar geçmişte
kalır. Eğer onlarla yaşamaya devam ederseniz, başarılı olmanız
mümkün değil. Bu sezon da şampiyonluğu elde etmek için elimize iki
önemli fırsat geçti ama biz ikisini de değerlendiremedik.
Peki, Beşiktaş'ın şampiyonluğu yakalayamamasında hangi
faktörler etkili oldu? Takımı belirli bir noktaya
getirdik. Ancak hiç beklemediğimiz maçlarda puan kayıpları yaşadık
ve o atmosferden bir türlü çıkamadık. Son 5-6 maçın olduğu periyoda
gelmiştik. O zamana dek kaybettiğimiz puanlar bizi şampiyonluk
yolunda geriye bıraktı. Sezona iyi başlangıç yapamamak ve alınan
beraberliklerin de bunda rolü oldu. Suçu takım olarak kendimizde
arıyoruz.
Bu sezon seni bazen sağ bek, bazen stoper, bazen de ön
libero olarak izledik. Bu durum sana “Nerede olsa oynuyorum, aman
ne güzel” diye mi düşündürüyor, yoksa belli bir mevkiin oyuncusu
olmak, oyuncunun kapasitesini sergilemesi açısından daha mı
avantajlı?
Ben stoperim. Yani savunma oyuncusuyum. Ama takımlarda değişen
koşullar, hocaların düşünceleri ve taktikleri gereği sizden farklı
görevler üstlenmeniz istenebiliyor. Sizin de bunları yerine
getirmeniz lâzım. Demek ki ben değişik yerlerde başarılı
olabiliyorum ki bana bu tarz görevler veriliyor. Farklı bölgelerde
oynamayı asla sorun etmiyorum. Baktığınız zaman sağ bek ve ön
libero pozisyonları da alışkın olduğum stoper bölgesinden çok da
farklı değil. Çok yönlü olmanın benim için bir avantaj olduğunu
düşünüyorum.
BURSASPOR BASKI YAŞAMADI [page_end]
Bir yandan şampiyon Beşiktaş, diğer yanda kariyerli yabancı
teknik adamlar, geniş kadrolarla Fenerbahçe ve Galatasaray dururken
Bursaspor şampiyonlukla kucaklaştı. Sence Bursaspor’u bu üç takımın
önüne geçiren faktörler nelerdi?
Türk futbolunda
yaratılan baskı ortamına dayanabilmek gerçekten güç. Üç büyük
takımın futbolcuları bunu fazlasıyla yaşıyor. Taraftar, camia ve
medya baskısı var. Tüm bunların oluşturduğu başarma azmi bazen ters
etki yapabiliyor. İstediklerinizi sahaya yansıtamıyorsunuz.
Şampiyonluğa oynayan takımın her maçını kazanması gerekiyor.
Kaybettiği zaman büyük yaralar alıyor, büyük üzüntüler yaşanıyor.
Bunu atlatmakta da zorluk çekiliyor. Bursaspor üç büyük takımın bu
dezavantajını kullanarak aradan sıyrıldı. Bence Bursaspor son ana
kadar şampiyon olacağına inanmadı. Psikolojik olarak kendilerini
ikinciliğe hazırladılar. Sezon başında ya da ikinci yarıdan
itibaren kendilerini şampiyonluğa odaklasalardı, şampiyon
olamazlardı diye düşünüyorum. Kendilerini hiçbir zaman baskı altına
almadılar. Bu yüzden sahaya çıktıklarında rahat oldular. Bazı
maçlarda da şans kendilerinden yanaydı.
Bursaspor’un şampiyonluğu Türk futbolunda neleri
değiştirebilir?
Çok fazla bir değişikliğin olacağını düşünmüyorum. Büyük takımlar
artık lig mücadelesini çok daha ciddiye alacaklardır. Futbolda
yaratılan mali pastanın büyümesi ve Anadolu takımlarının bundan
daha fazla pay alması onların da bir atılım içerisinde olmasını
sağlıyor. Ancak üç büyüklerin kadrolarını ciddi şekilde
kuvvetlendirip yeni sezona öyle girmelerini bekliyorum. Anadolu
takımlarının “Bursaspor’un yaptığını biz de yaparız. Hedef
şampiyonluk” gibi iddialı sözler etmemesi lâzım. Ligin başından
itibaren o baskı ve stresi kaldırmak hakikaten zor. Yine büyük
takımlar çok puan kaybederse, Anadolu takımlarından bir tanesi de
bunu iyi değerlendirirse, başka şampiyonların gelmesi de mümkün
olur. Millî Takımımızın önünde Avrupa Şampiyonası elemeleri var.
Ama öncesinde Dünya Kupası elemelerinde nerede yanlış yaptığımızı
ortaya koymak gerekebilir. Senin bu konudaki görüşlerin neler?
Neden sadece İspanya’nın değil, Bosna-Hersek’in de arkasında
kaldık? Öncelikle şunu söyleyeyim, çok iyi bir kadromuz var.
Gelişime açık oyunculara sahibiz. Ama Dünya Kupası elemelerinde hiç
beklemediğimiz maçlarda puanlar kaybettik. Kaybedilen bu sürpriz
puanlar, bizim finallere gitmemizi engelledi. Daha iyi organize
olmamız ve taktiksel olarak birbirimizi daha iyi anlamamız
gerekiyor ki, sonuca gidebilelim.
Millî Takımımızın 2012 Avrupa Şampiyonası grubundaki şansı
hakkında neler söylersin?
Maçlar oynanmadan kâğıt üzerinde Almanya ve Türkiye favori
gösteriliyor. Oysa geçmiş elemelerde kaybettiğimiz sürpriz puanlara
bakarsak, kolay gibi gözükebilecek maçların bile zor geçeceğini
hesap etmemiz gerekir. Burada önemli olan bizim Millî Takımımızın
ne yapacağıdır. Tecrübeli oyunculardan kurulu bir takımımız var.
Bizden beklenen oyunu ortaya koymamız halinde, gruptan çıkarız diye
düşünüyorum.
Genç oyuncular arasında beğendiğin stoperler var mı?
[page_end]
Beşiktaş’ta A takımı zorlayan Atınç Nukan var. Manisaspor’la
oynanan maçta Mustafa Hoca kendisine ilk kez bir Turkcell Süper Lig
maçında şans verdi. 1993 doğumlu bir oyuncu. Fiziği gayet düzgün.
Yaşı daha çok genç ve iyi özellikleri var. Kendini geliştirirse
ileride hem Beşiktaş’a hem de Milli Takım’a faydalı bir oyuncu
olur.
Dünya Kupası finalleri başladı. Favorin kim?
Benim favorim İspanya. Hem son yapılan Avrupa Şampiyonası’nı
kazandılar hem de her mevkide üst düzey oyuncuları kadrolarında
barındırıyorlar. Brezilya ve Arjantin’i de hesaba katmak
gerekir.
Dünya Kupası’nın yıldızları hangi oyuncular
olur?
Arjantinli Lionel Messi ve Portekizli Cristiano Ronaldo
diğerlerinden çok farklı oyuncular.
Artık 29 yaşındasın, hedeflerin arasında hâlâ Avrupa’da
forma giymek var mı?
Benim için Beşiktaş’tan kopmak
gerçekten zor. Bu sezon sözleşmem bitiyordu ama ben 3 yıllık daha
mukavele imzaladım. Ayrılmak isteseydim, rahat bir şekilde
Avrupa’da bir takıma gidebilirdim. Ama burada sevdiğim ve
sevildiğim bir yerdeyim. Beşiktaş taraftarı ve camiasını seviyorum.
Onların da duygularının benim için aynı olduğunu hissediyorum.
Bazıları, “Kariyerin açısından iyi olur, neden gitmiyorsun?” diye
soruyor ama mutlu olduğum bir yerden gitmek bana zor geldi. Fakat
gelecek neler getirir bilinmez. Avrupa’ya gitmek her zaman
düşünülebilir.