Spor Toto Süper Lig'de 22. haftanın en önemli maçında Trabzonspor kendi saha ve seyircisi önünde Fenerbahçe'ye 3-0 mağlup oldu. Dün akşam Avni Aker'de öyle bir ilkyarı izledik ki anlatabilmek zor. Maçın altıncı dakikasında, Volkan'ın kalesinden çıktığını göre Trabzonsporlu Adrian'ın uzak mesafeli aşırtma vuruşunu, Fenerbahçeli Egemen kalenin içinden çıkardı. Ancak verilmeyen bu golle Trabzonspor 1-0 öne geçebilirdi. Bu haksız durum maçın kırılma noktası oldu ve Trabzonspor oyundan düştü. Rakibin dağıldığını gören Fenerbahçeli oyuncular şans faktörünün etkisiyle maça asılmaya başladılar.
Şansızlık Trabzonspor'un yanındaydı hep. Çünkü hiç pozisyon yokken Bamba kendi kalesine gol attı. Buda yetmezmiş gibi şanssızlar sürdü ve kendi kalesine gol atan Bamba, Baroni'nin golünde de topun çarptığı isim oldu.
Zaten önemli saha içi rahatsızlıkları olan, diken üstündeki Trabzonspor'un moralini bozarken rakibine göre pas yüzdesi çok yüksek olan Fenerbahçe'yi rahatlattı. Bir de buna ilaveten Fenerbahçe'nin şans golüyle fark 2'ye çıktı. Bundan sonra devre sonuna kadar Trabzonspor sahada yoktu. İkinci devreye Trabzonspor yine yeni bir hevesle hızlı ve atak başladı ama sonunu bi türlü getiremediği için sonuca gidemedi.
Fenerbahçe maçının Trabzonspor için önemli ve kazanmalarının gerekli olduğu bir maçtı. Ancak şansızlık, beceriksizlik ve maça motive olamamakta eklenince mağlubiyet kendinden gelmiş oldu. Karadeniz fırtınası sarı kanaryalara yenildi ama kendi hata ve beceriksizliğinden dolayı yenildi.
Zira geçen hafta Sivasspor mağlubiyetinin ardından iç sahada alacakları bir galibiyetin hem moral, hem puan, hem de hedef koyma açısından Trabzonspor için gerekli olduğunu ancak hakem ve kendi futbolcularının hatası, isteksizliği ve güçsüzlüğü yüzünden gereksiz yere mağlup oldu.
Şimdiye kadar Trabzonsporun kaybettiği maçların sorumlusu olarak bordo-mavili ekipten başka neden veya sorumlu aramadım. Ama bu maçta hakem Bülent Yıldırım'ın, gerek bilerek gerekse bilmeyerek yaptığı önemli bir hata, bana göre maçın kaderini etkiledi.
Çünkü durum 0-0 iken Trabzonspor'un verilmeyen bir gölü var. Fenerbahçe'nin golünün öncesinde Egemen'in kale çizgisinin içenden çıkardığı top vardı. Sahada ve Tv'den maçı izleyenlerce görülmektedir ki, top çizgiyi geçiyor. Ve yine gördük ki, en gerideki defans oyuncusunun hizasında kalması gereken yardımcı, orada F.Bahçeli oyuncu dururken orta sahaya doğru koşuyor. Ne demek oluyor bu? Golü kim vermedi, karar neye göre verildi? Oysa verilmeyen gol maçın seyrini değiştirebilirdi.
Papatya falına göre gol mü değil mi diye karar verilmez
Trabzonspor'un çizgiyi geçen nizami golü verilseydi maçın akışı ve kaderi değişirdi. Zira golün verilmeyişi kırılma anı oldu haliyle oyuncuların morali bozuldu ve maça büyük etki yaptı. Papatya falına göre karar verilmez. İzleyicilerin gördüğünü daha yakın mesafeden maçı yönetenlerin görebileceğine göre hakem gol kararını vermeliydi. Hakem maçın kaderini etkiledikten sonra seyircinin gazını almak için Trabzonspor lehine bir kaç faul verdi. Verdi vermesine ama nizami golü vermedikten sonra 40 kere faul versen ne yazar!
Trabzonspor iki maç daha kaybederse düşme hattına girer
Trabzonspor bu kadar kötü, ruhsuz, vasat bir futbol oynayamaya devam ederse ve iki maç daha kaybederse düşme hattına girer. Bordo mavili ekipte bir kaç futbolcu hariç diğerleri amaçsız ve Trabzonspor ruhuna yakışmayan bir futbol oynadılar daha doğrusu hiçbir varlık gösteremediler. Trabzonsporlu bazı futbolcular Fenerbahçe karşısında pas manyağı oldular, ezildiler, saha da boş boş gezindiler.
Kimseye bir şey demek istemiyorum ama üzülüyoruz, böyle olmaması lazım Trabzonspor'un. İnşallah hayırlısı olur. Bazı taraftarların Başkanın veya yönetimin istifa etmesi yönündeki taleplerine ben şahsen katılmıyorum. "Dere geçerken at değiştirilmez" düşüncesinden hareketle mevcut yönetim görevini süresi içerinde tamamlamalı. Dolayısıyla yıl sonunda yapılacak olan Kongreye hazırlıklı girilmeli.
Hakem maçı neden ve niçin uzatmadı?
Bu hususta bazı yorumcuların belirttiği gibi hakemin maçı uzatmaması Trabzonsporun acziyetini kurtarmak değil tam aksine Fenerbahçe'yi korumak denilmesi daha yerinde olurdu. Çünkü geçmiş maçlara bakıldığında Fenerbahçe'nin geriye düştüğü bazı maçlarda oyunun 5-6 dakika uzatıldığı biliniyor. Ve bu uzatmalar sayesinde pek çok kez maçların kurtarılmış olduğu bilinen bir gerçek.
F. Bahçeli Emre hatasını anladı, Volkan ve Baroni'de yanlışta ısrar etmemeli
Fenerbahçeli oyumcular Cristian Baroni ve kaleci Volkan'a atılan cisimler ne surette olursa olsun tasvip edilemez. Ancak Cristian Baroni tribünden atılan leblebi büyüklüğündeki cismin kendisine isabet etmesiyle utanmasa kendisini yere atacaktı. Hakeza kaleci Volkan'da aynı, kendini bilmez bir kaç sorumsuz taraftarın atmış olduğu cisimler yüzünden hakeme şikayette bulunması seyirciyi tahrik etmeye yetiyor ve artıyor da. Emre ise bu maçta geçmişten ders çıkararak sahaya atılan cismi yerden alıp saha kenarına atıp oyuna devam etmesi ile kendisini seyirciye affettirmeye çalıştı.
İşte Trabzon bu..
Maç öncesinde gerilim olmaması için sakinleştirici açıklamalar yapılmaktaydı. Sanki Fenerbahçe maçında olay çıkacakmış havası veriliyordu. Ancak Trabzon halkı ve taraftarlarının çok sevdikleri takımlarının hak etmedikleri bir şekilde Fenerbahçe'ye 3-0 yenilmelerine rağmen en ufak bir taşkınlık yapmamaları,ortalığı yakıp yıkmamaları bunun bariz göstergesidir.