1983 doğumlu ve Fenerbahçe’li bir
yazar olarak bu kupanın ne olduğunu, sevincinin nasıl olduğunu, bu
kupayı almanın nasıl bir duygu olduğunu tadamadım. Bu gidişle, bu
mantıkla daha uzun yıllarda bu duygudan mahrum kalacağa benziyorum.
Her yıl şampiyonluğa oynayan bir kulübün 28 yıldır bu
kupayı alamamış olması çok büyük bir ayıptır. Hele hele
finale çıkıp orada rezalet bir futbol oynayıp kaybetmek ayıbın
daniskasıdır.
Bu yılda aynı tabloyu ilk maçlarda
yaşıyoruz. Bana göre Fenerbahçe’nin gruptan çıkma şansı kalmadı.
Rakibin puan kaybetmesini beklemek Fenerbahçe’ye ne kadar yakışır?
Fenerbahçe futbol takımında RUH yok. Futbolcular
sahada ekstra bir çaba içine girmiyorlar. Sadece futbol oynamaya
çalışıyorlar ama kafalarının sahada olmadığı çok net anlaşılıyor.
Kafaları maçtan sonra gidecekleri eğlence mekânlarında mı,
ev partilerinde mi bilinmez. Takımın bu denli ruhsuz ve
isteksiz olmasının başka nedeni ne olabilir ki? Tribündeki
taraftar sahadaki futbolcudan çok daha istekli ve
gayretli. Özellikle Santos’un kafasında
Fenerbahçe yok. Cristian ve
Selçuk intikam alırcasına kötü oynuyor.
Semih’in takımdan ayrılma sinyalleri onun
katkısını da düşürdü. Niang’da inanılmaz bir düşüş
var. Defans hattı evlere şenlik. Kalede ise
Volkan’a alternatif yok.
Fenerbahçe acilen orta sahasını
değiştirmelidir. Bu orta saha Fenerbahçe’nin başına daha çok iş
açar. Ne Cristian ne de Selçuk bu
takımda istenilen katkıyı sağlayamaz. Emre
Belözoğlu’nun form grafiğinin de inişli çıkışlı olduğunu
düşündüğümüzde onun form düşüklüklerinde onu aratmayacak bir
transfere ihtiyaç var. Aykut Kocaman’da kredisini tüketmek
için çaba gösteriyor. Ona duyulan güven de yavaş yavaş
sarsılıyor. Fenerbahçe’de olduğunun farkında değil. Biraz
daha dikkatli olmalı, takıma gerektiğinde müdahale etmeli ve rakibi
de düşünmeli. Olur olmadık değişiklikler yapıyor. En yakın örneğe
bakalım. Uğur Boral kupa maçında ve mağlup
durumdayken neden oyuna girer? Bunun bana göre bir izahı
olamaz.
Bu şekilde inat edildiği takdirde ligde de başarı sağlanamaz. Her
zaman söyledim, yine söylüyorum.
İki orta saha, bir forvet birde sol bek
alınmalı.
Kazım gitti.
Bilica’da gönderilmeli. Gerekiyorsa
Semih,
Santos, Cristian ve
Gökhan ile de yollar
ayrılmalı. Takımın menfaatleri neyi gerektiriyorsa o yapılmalı. Bu
takım aksi takdirde kupada da ligde de emekler ama yürüyemez. Yürür
ama koşamaz. Daha fazla inat edip taraftarı üzmenin anlamı yok.
Eğer bu işi layıkıyla yapacaksanız görünen köye kılavuzun
gerekmediğini de bilin.
Her şey ortada olduğuna göre, söz
siz yönetimde…
BU YAZIYI
FACEBOOK'TA YORUMLAMAK İSTERSENİZ TIKLAYINIZ...