Uluç Rijkaard'ı yerden yere vurdu
G.Saray'ın G.Antep'i mağlup ettiği karşılaşmayı değerlendiren Hıncan Uluç, Frank Rijkaard'ı yine yerden yere vurdu...
Hıncal Uluç, bugünkü yazısında Galatasaray teknik direktörü Rijkaard'ı eleştirdi. Uluç "Verilen arada Rijkaard'ın muhasebe yapıp yapmadığını merak ediyordum. Dehşet içinde gördüm ki Rijkaard kaldığı yerden devam ediyor" dedi.
Hıncal Uluç, Fotomaç Gazetesi'ndeki 'Hiç değişiklik
yok' başlıklı Bülent Can ile yaptığı söyleşide
şunları söyledi;
Hiç değişiklik yok
Galatasaray-Gaziantep maçının analiziyle başlayalım. Karlı ve soğuk
bir havada oynandı. Rakibin 33. dakikada kırmızı kartla oyun
dışında kalmasına karşın sarı- kırmızılı ekip gol atmakta zorlandı.
Ayrıca Nonda bir de penaltı kaçırdı. İkinci yarının ilk maçında
Galatasaray'ı nasıl buldunuz?
Benim Galatasaray'la ilgili fazla bir merakım yok. Özellikle
Türkiye ligi söz konusu olduğu zaman 'Galatasaray'ın kadrosunun iki
şampiyon çıkarabileceğini' başından beri söylüyorum ben... Benim
merak ettiğim konu; Rijkaard'ın ikinci yarıya nasıl
başlayacağıydı!..
Rijkaard, Rijkaard olabilseydi, yani bizim kafamızda yarattığımız,
canlandırdığımız, 'Galatasaray'ın başına Rijkaard geliyor' haberini
duyduğumuz zaman hayal ettiğimiz adamın, yarısı, 4'te 1'i
olabilseydi, Galatasaray ilk yarıyı 10 puan farkla önde bitirirdi.
Buna rağmen Fenerbahçe'nin gerisinde kaldı. Verilen ara boyunca
Rijkaard'ın 'kendi muhasebesini yapıp yapmadığını', 'eleştirileri
dikkate alıp almadığını' merak ediyordum, nereden nereye geldiğini
merak ediyordum; dehşet içinde gördüm ki bıraktığımız yerden devam
ediyor. Hiçbir değişiklik yok. Maçı okuyamıyor. En önemli eksiği
bu. Gözünün önünde oynanan maçta neler olup bittiğinin farkında
değil.
Sezon başında Galatasaray'a fevkalade cesur bir hücum futbolu
oynatıyordu ve bu yüzden gole yansıyanın çok üstünde pozisyon
zenginliği üretiyordu takım. Sonra birden bire ne olduysa, korkak
futbola döndü ve korkak futboldan vazgeçemedi.
İkinci yarıya da korkak futbolla, savunma adamı ağırlıklı bir
takımla sahaya çıktı. Buna da bir şey demedim. Çünkü saha koşulları
kötüydü, kar yağışı altında oynanıyordu Gaziantep maçı.
'Böyle bir sahada, hem de kendi stadında kötü bir sonuçla ikinci
devreye başlamamayı' düşünmüş olabilir. Buna da saygı duydum.
ELANO ŞAŞKINA DÖNDÜ
[page_end]Ama maçın 33. dakikasında Gaziantep 10 kişi kaldığı zaman
Rijkaard'ın hemen oyuna müdahalesini bekledim. Çünkü Gaziantep bu
dakikaya kadar zaten savunma oynuyordu. 10 kişi kalınca iyice 0-0'a
döndürecek oyunu ve kenarda Galatasaray'ın ligde oynayacağı 17 maç
için 2 milyon euro ödediği bir adam oturuyor. 2 milyon euro'yu
17'ye bölersen Jo'nun bir maç için kenarda kaç paraya oturduğunu
tahmin edebilirsin. 10 kişi kaldığı andan itibaren Galatasaray'ın
çift forvete dönmesi gerekirdi. Çıkaracağı adam da belliydi. O ana
kadar sahanın en kötüsü olan Barış. Galatasaray bütün akınlarını
soldan yapıyordu, Arda-Caner-Hakan üçlüsü ile... Ama aynı Arda sağa
geldiği zaman; Arda- Barış-Uğur üçlüsü aynı etkili atakları
yapamıyorlardı. Barış'ın yüzünden! Çünkü Barış'a geldiği zaman
ölüyordu top. Barış çıkacak, Jo girecekti. Bu değişikliği yapmadı!
Dedik ki ikinci yarı başlarken soyunma odasında anlatacaktır Jo'ya;
'Sen bu takımda ilk defa oynayacaksın. Bu maçta senden şunları
şunları istiyoruz, bekliyoruz' diye... 'Bu konuşmayı yapacak ve
ikinci yarının başında sahaya sürecek' diye bekledik. 10 dakikalık
gecikme için Rijkaard'a prim tanıdık. Ancak ikinci yarıya aynı
11'le başladı Galatasaray!.. Sanki Gaziantep 10 kişi değil, stat
sanki Ali Sami Yen değil, tribünlerde Galatasaray seyircisi yokmuş
gibi... İlk devre boyunca gol kaçırmak dışında hiçbir şey yapmayan
Nonda ile oynamaya devam etti. Nihayet maçın bitmesine 27 dakika
kala Jo'yu almayı akıl etti. Maç başına aldığı ücret 117 bin
euro'yu bulan Jo'yu son 27 dakika oyuna aldı. Jo oyuna girerken
hayretler içinde kaldık, Galatasaray'ın o ana kadar en iyi
oyuncusu, 'Galatasaray'a geldiğinden bu yana en iyi oyununu
oynuyor' demiyorum ama pazar günü, Ali Sami Yen'deki Galatasaray'ın
en iyi oyuncusunu kenara aldı. Şaşkına döndü Elano. 'Beni mi, bir
yanlışlık olmasın' dercesine isyan etti. -Nonda da kendisini
'çıkaracak' diye kenara gitti üstelik! Yani yapacağı iki tane şey
vardı; kötü oynayan Nonda'yı çıkarıp, Jo'yu almak ya da çok kötü
oynayan Barış'ı çıkarıp Nonda ve Jo ile çift forvete dönmek. Çift
forvete döndü ama o çift forvete oyun kuracak adamı kenara aldı.
Barış'ı oyunda tuttu. İnanılır gibi değil! Sahanın kenarında
Rijkaard değil de görme engelli biri olsa duyduğu seslerden doğruyu
bulur, Elano'yu oyundan almazdı. Elano oyundan çıkarken,
Gaziantep'in teknik direktörünün koşup Rijkaard'a teşekkür etmesini
bekledim. Böyle bir şey olmaz. Alay eder gibi...
NONDA'DAN PENALTI DERSİ
[page_end]Gaziantep 10 kişi, maç Ali Sami Yen'de ama golü atan maçı
alacak. Atılacak herhangi bir gole cevap verecek güç; ne
Galatasaray'da var, ne Gaziantep'te var!..
Şans Galatasaray'ın ayağına geldi ve Galatasaray bir penaltı
kazandı ama bu penaltıyı sahanın en kötü futbolcusu attı. Rijkaard
sahanın en kötü adamına attırdı. Bizim evde 10-12 Galatasaraylı
maçı seyrediyoruz, Nonda'yı görünce bir kişi 'Gol olur' demedi.
Herkesin ağzından aynı anda aynı cümle çıktı: 'Nonda penaltıyı
atamaz." Herkes farkında Nonda'nın o penaltıyı atamayacağının ve
Nonda tarihin en kötü penaltısını attı. Ortadan, kalecinin tam
durduğu yere, plase... Kaleci kendini bir tarafa attığı halde ayağı
orada kaldığı için, ayağına çarptı top. Kaleci topu kurtarmadı,
kaleci penaltıyı kurtarmadı. Nonda penaltıyı kaçırdı. 'Penaltı
nasıl kaçırılır?' diye ders verir gibi kaçırdı. Ama o Nonda'nın o
penaltıyı kaçıracağını bir tek kişi bilmiyor, fark etmiyor,
görmüyor, anlamıyor: Rijkaard!.. O zaman birisi bana anlatsın,
Rijkaard nasıl büyük hoca!.. Rakip 10 kişi kaldığı zaman oyuna
müdahale edemiyorsun. İkinci yarı başladığı zaman birinci yarının
analizini yapamıyorsun. Sahada kim iyi oynuyor, kim kötü oynuyor,
bunun farkına varamıyorsun, en iyi oyuncuyu kenara alıp, en kötü
oyuncuya kader penaltısını attırıyorsun ve büyük hoca oluyorsun!..
Adnan Polat ve Haldun Üstünel kardeşlerime soruyorum: Bu nasıl
olur? Çok açık soruyorum ve de çok net soruyorum: "Rijkaard mı
futbolu bilmiyor, ben mi bilmiyorum?" Söylesinler bana!.. "Biz
hocamıza güveniyoruz, Hıncal sene başından beri yaptığı
eleştirilerle futboldan anlamadığını gösteriyor" desinler bana!..
İkisi de arkadaşım, kırılmam, gücenmem. Desinler ama bir göreyim
bakalım... Ki bu laflar kayda geçsin. Kayda geçsin istiyorum.
'Hıncal, Rijkaard'ın futboldan anlamadığını iddia ediyor. Rijkaard
anlıyorsa, Hıncal anlamıyor' demektir. 'Hıncal anlıyorsa, Rijkaard
anlamıyor' demektir. Söylesinler bana!.. İsim de veriyorum: Adnan
Polat ve Haldun Üstünel lütfen cevap versin. Böyle bir şey olmaz.
Bu demektir ki ikinci yarıda Galatasaray'ı büyük tehlikeler
bekliyor.