Uluç Rijkard'ı yerden yere vurdu
G.Saray tökezledi Hıncal Uluç, Frank Rijkaard'a neler demedi ki! Sivri dilli yorumcu Hollandalı teknik adam için zehir zemberek bir yazı yazdı...
Frank Rijkaard'ı takımında başında çıktığı ilk maçla birlikte
eleştirmeye başlayan Hıncal Uluç, haftalardır yaptığı uyarılarını
A.Gücü hezimeti sonrası iyice sertleştirdi... Uluç, Hollandalı
Teknik Adamı Sabah'taki köşesinde eleştirirken çok ağır ifadeler
kullandı... İşte sivri dilli yorumcunun ağır yazısı
"Go home Rijkaard!.."
Başlık bir klişe.. Hem de İngilizce bir klişe.. Daha geçen hafta
klişelerden ne kadar nefret ettiğini yazan Hıncal'ın yazısının
tepesinde.. Ne var ki amacım, bir klasik protesto sloganı atmak,
hele hele Rijkaard gibi birisine "Defol" demek değil..
Rijkaard, Türkiye'de İngilizce hocalık yapıyor.. Anladığı dil o..
Türkçe bilmiyor ve adım gibi biliyorum ki, kendisi ile ilgili
eleştirilerden de pek haberi olmuyor.. Okuması mümkün değil.
Birisinin ona okuması gerek.. Kim?.. O acemi delikanlı gibi görünen
tercümanı mı?. Onun transferini gerçekleştiren Haldun Üstünel
mi?.
Bilemem.. Bizde "Okuma" değil, "Kaçırma" geleneği vardır,
yazılanlar ağırsa hele..
Oysa, Rijkaard'ın okuması gerek..
"Go Home Rijkaard" lafı ona çok şey ifade eder.. O zaman merak da
eder.. "Niye" diye..
O zaman bu yazıyı ona okurlar.. Perşembenin gelişini çarşambadan
haber veren, Ankaragücü bozgununu 24 saat önceden haber veren
yazımı da okurlar hatta..
Cumartesi sabahı, bu sayfanın en tepesinde "Asıl tokat daha
gelmedi!.." yazıyordu.
Gerçek Galatasaray ve Rijkaard, 3.3'lük yanıltan ortalamayı
tutturanlar değil, Ali Sami Yen'de Eskişehir ve Sturm Graz gibi,
herhangi bir Avrupa kupasında tek tur bile geçemeyecek iki takımı
geçemeyenlerdir..
Kaldı ki, 1-1'lik bu beraberlikler, benim sezon başından beri
uyardığım "Tokat" da değildir.
Çünkü, Eskişehir de, Graz da, Ali Sami Yen'e kazanmak için değil,
beraberliğe razı çıktılar. Buna rağmen en az Galatasaray kadar gol
kaçırdılar.
Bir gün, bu ikisinden de daha iyi bir takım, kazanmak için çıkacak
ve gerçek tokatı o zaman göreceğiz" diye başlıyordu o yazı ve
Rijkaard'ın hatalarını uzun uzun, çok da ayrıntılı anlattıktan
sonra..
"Ne demek istediğimizi körü körüne Rijkaard'a biat edenler,
aşağılık komplekslerinden bir türlü sıyrılamayanlar anlamıştır
sanırım..
Anlamamışlarsa.. Rijkaard böyle devam ederse, giderek yaklaşan
'Büyük Tokat'ta kafalarına dank edecektir" diye de bitiyordu..
O Büyük Tokat 24 saat sonra geldi..
[page_end]O Büyük Tokat 24 saat sonra geldi..Gelmesi de
Galatasaray'ın şansı oldu.. Gelmese, Fener maçında şaklayacak ve
6-0'ı da tarih yapacak bir skor ortaya çıkacaktı. Şimdi bu tokat,
Rijkaard'ı kendisine getirecektir.. Getirmezse gider zaten.. Bakın
bu defa, klişe slogan değil, mantıksal lafımı ediyorum.. Kendine
gelmezse gitmeli.. Gitmezse, gönderilmeli..
Galatasaray'ın bugünkü feci durumunun sorumlusu asla ve asla
futbolcular değil.. Rijkaard maçtan sonra "Biz yenildik" dedi..
Yanıldı.. Bir defa Galatasaray "Biz" değil ki, hele son
maçlarda..
İkincisi.. Yenilen, o çok yetenekli futbolculardan oluşan ve
herkesi gıpta ettiren dev kadro değil!.. O dev kadrodan,
haftalardır, verimsiz, zevksiz, tatsız tutsuz bir futbol çıkaran ve
bu futbolda, babasının sucuk tavasının başında yalanarak bekleyen
çocuk gibi "İllaki" diye ısrar eden Rijkaard..
Bakın iki ihtimal var..
Ya Rijkaard futbolu bilmiyor, ya da Türkiye'yi ve Galatasaray'ı
ciddiye almıyor.. Avrupa'da iş bulamadı ya, boşluğu doldurmak için
bir iki yıl oyalanmaya gelmiş..
Maç sonunda Bahri Havadır'ın (Bravo Bahri. Çok akıllı ve gerekli
sorular sordun..) sorularına yanıt verirken söyledikleri, bir
itiraf..
"Nonda ile Baros tabii yan yana oynar.. Ama takım zaten çok iyi
oynuyor. Olmayan şey son vuruş. İyi oynayan takımı ve oyunu niye
değiştireyim. Son vuruşu yapanı değiştiririm" dedi..
İnanmazsınız, ama aynen böyle
dedi..
[page_end]İnanmazsınız, ama aynen böyle dedi...
Eskişehir, Graz ve Ankaragücü önünde oynanan rezil futbolu Rijkaard
"İyi" sanıyormuş meğer.. Yani pes.. "Alay mı ediyorsun efendi"
derler adama.. Sen Türkiye'yi ve Türk seyircisini bu kadar mı
hafife alıyorsun..
Bu rezilliğin adı Rijkaard dedi diye "İyi futbol olacak" ve biz
bunu yutacağız öyle mi?..
Hadi ordan!..
Efendim, Nonda ile Baros yan yana da oynarmış ama, o zaman takımda
çok değişiklik yapmak gerekirmiş, oysa son vuruşu yapacak adamı
değiştirmek daha kolaymış.. "Yuh" derler adama, Rijkaard
"Yuh!.." futbol dilinde..
Senin elinde Türkiye'nin gelmiş geçmiş en zengin kadrosu var.. Hem
kalite, hem kantite olarak..Sayı mı?..
Bir değil, iki takım çıkar, bu kadrodan.. Perşembe Graz'ı, Pazar
Ankaragücü'nü 3-0 yenecek, iki ayrı takım..Futbolları da zengin
adamların var Rijkaard, aklına gelecek her taktiği, her sistemi
oynatabilecek. Oyun içinde hatta adam bile değiştirmeden, futbolu,
taktiği akla kara gibi değiştirmeni mümkün kılacak..
Arda.. Sağ bek de oynar, sol açık da.. Orta sahada oyun da
kurar..
Kewel.. Sağ açık, sol açık, oyun kurucu, ön libero, hatta
stoper..
Keita.. Sağ açık, sol açık, santrfor..
Elano.. Nereye koyarsan koy!..
Sabri, sağ bek, sağ açık..
Say sayabildiğin kadar Rijkaard.. Hemen her adamın en az iki yerde
ayni başarıyla oynar..Sen ne yapıyorsun.. Kör değneğini bellemiş,
ezber bir 11, ezber bir oyun düzeni ve ezber değişiklikler..
Rakip eşek değil çözdü seni.. Seyirci eşek değil, sen önüne ne
koyarsan onunla otlasın!..
Yahu sen başka şey bilmez misin?. Aklın başka şeye basmaz mı?..
Hadi maç içinde taktik değiştirmeyi beceremiyorsun, ya da cesaret
edemiyorsun.. Bir maçtan ötekine başka şey düşünmekten de aciz
misin?.
Sen nasıl Hocasın Rijkaard?..
[page_end]Sen nasıl Hocasın Rijkaard?.. Bak "Sen nasıl Büyük
Hocasın" bile demiyorum.. "Sen nasıl hocasın?.."
Takımı telefonla Hollanda'dan yönetsen, bugünkünden farklı mı
olurdu durum, madem ayni "Ezber" e devam edilecek. Niye zahmet
ettin buralara?..
Senin bu ezber, aptal ve korkak taktiğini tercümanın uygulardı,
nasılsa..
Korkak ya, Rijkaard.. Korkak..
İki forvetten kork, ille iki ilave kazma ile oyna.. İki ön libero
eklemesiyle dört stoper.. Niye?.. Dudağını uçuklatacak rakip mi
çıktı karşına bugüne dek, Türkiye'de Avrupa'da?..
Ankaragücü maçında, 0-0'a hem de nasıl razı olup, üçüncü ön
liberoyu da soktun oyuna, "Korkak" Hocam.. Sarp ve Ayhan yetmedi..
Topal'ı da oyuna sokup iyice çekildin ve bu ön liberoların
hatalarıyla birer gol yiyip 3-0 yenildin..
Türkçe bilseydin "Korkunun ecele faydası yok" derdik sana
Hocam..
Asıl acısı Rijkaard..
Galatasaray'ı "Takım" yapamadın.. Bu takımda "Biz" diye oynayan tek
kişi kalmadı. Kaptan Arda dahil herkes tek başına "Kahraman" olmak
için oynuyor..
Bak Sevgili Arda.. Maçın 14'üncü dakikasını banttan izle..
Ankaragücü kalesine 5 metre mesafede, avut çizgisine yakın çalım
atıyorsun.. Bir attın, içeri.. Şut pozisyonuna girdin. Bir çalım
daha attın, çizgiye.. Gol asisti yapma pozisyonuna girdin. Ama ne
şut attın, ne asist yaptın, bir çalım daha attın ve kaptırdın
tabii, sonunda.. O üçüncü çalımın sebebini, mantığını bana bir
anlat ne olur?.. "Şunun için attım, Hıncal Ağbi" de..
Maçı keyfin için, tek başına kahraman olmak için oynuyorsun. 18'in
sol köşesi üzerinde içeri doğru attığın çalımlar her maçta
ezberlendi artık. Pas vermek değil, şut atmak için yapıyor ve her
defasında topu dağlara taşlara yolluyorsun, pas bekleyen
arkadaşların dövünürken.. Ve sen kaptansın Arda.. "Sahada 'Ben'
değil 'Biz' varız dersi vermesi gereken adam.. Ama İmam bunu
yapınca Cemaat içine ediyor Galatasaray'ın ve kenardaki Rijkaard
adlı adam, kaç maçtır, bu takımın nasıl "Ben"leri oynadığının
farkında değil, önlem almıyor..
90 Dakikaya, 90 Rijkaard yanlışı koyabilirim aslında..
Mesela, anlamsız yan topları, hâlâ önleyemeyen Rijkaard..
Mesela, Servet'in kendisini Messi sanmasına engel olamayan
Rijkaard.. "Yahu Servet efendi basit oyna..
Sen oyun kurucu değil, stopersin.. Rakip hücumda ilk görevin topu
en hızlı şekilde tehlike zonunun dışına çıkarmaktır. Topu taca
atmaya utandığın için Galatasaray'ın yediği golün haddi hesabı yok"
diyemeyen, Galatasaray'ın takım olarak en büyük zaafının Servet
olduğunun farkına dahi varamayan Rijkaard!..
Rijkaard silkinip kendine gelmeli.. Türkiye ve Galatasaray'ı
küçümsemekten vazgeçip, adam gibi hocalık yapmalı..
Ya da..
Gitmeli, gerçekten!.