Uluç'a göre derbide Fener ağır basıyor

Hıncal Uluç, bugünkü yazısında çarpıcı açıklamalarda bulundu. Uluç "Türkiye'de futbolun istikrarı yok. Herkes kötü oynuyor. Bu nedenle her maçta her türlü sonuç çıkabilir... Türkiye'nin tadı kaçtı. Artık kız arkadaşımla doğru dürüst sohbet edemiyorum. Dinlendiğimi biliyorum" dedi.

Hıncal Uluç, Fotomaç Gazetesi'nde Bülent Can ile yaptığı söyleşide şunları söyledi;

Ara verilen lig bu hafta start alıyor. Cumartesi akşamı Beşiktaş- Fenerbahçe derbisi oynanacak. 12. haftanın devamında nasıl bir lig bekliyorsunuz?

Bu soruya yanıtım değişmiyor. Türkiye'de futbolun istikrarı yok. Herkes kötü oynuyor, Beşiktaş da kötü oynuyor, Galatasaray da Fenerbahçe de kötü oynuyor. Trabzon da kötü oynuyor. Çatladıkapıspor da kötü oynuyor. Onun için her maçta her sonuç olur. Onun için de bu lig bitmeden de bitmez. Son maça kadar bitmeden bitmez. Tabii bunun üzerine hakem hatalarını ekle, ısrarla belli takımların lehine yapılan hakem hatalarını ekle bunun üzerine ortaya çıkan tablo acıklı.

Beşiktaş karşısında Fenerbahçe biraz daha ağır basıyor gibi görünüyor. Ağır basmıyor. Kayseri maçında perişan olmuş, Gaziantep karşısında perişan olmuş Fenerbahçe nasıl ağır basıyor? Beşiktaş dökülüyor ama bir kalecisi çıkıyor 'yemem' diyor yemiyor. Bir kaleciyle maç kazanıyor Beşiktaş!.. Yarın kalecinin yanına da bir kişi eklenirse daha başka bir şey olabilir.

Galatasaray'ın orta sahasında müthiş bir forma rekabeti var. Keita döndü, Mustafa döndü, Elano, Ayhan, Aydın, Linderoth, Ayhan, Mehmet Topal, Topal, Arda ve Kewell şans bekliyor. Rijkaard kimi oynatmalı?

Kazmaları oynatmaya devam ederse orta sahada sıkıntı yaşamaya devam eder. Emir kullarını oynatıyor Rijkaard. Hiçbir yeteneği olmayan, koşmaktan başka özelliği olmayan, ne derse eyvallah diyen adam onun için makbul. Arda makbul adam değil, Elano makbul adam değil.

ŞİKAYETÇİ DEĞİLİM

Siyaset dünyasında sık sık konuşulan telefonların dinlenmesi konusu futbola da sıçradı ve hakemlerin de telefonlarının dinlendiği ortaya çıktı. Bu tür uygulamalara nasıl bakıyorsunuz?

Türkiye'nin tadı kaçtı. Ben Hıncal Uluç, kız arkadaşımla doğru dürüst konuşamıyorum. Dinlendiğini biliyorum. Kafamdaki şey şu; yarın hangi gazetede, hangi internet sitesinde bu konuşmayı okuyacağım. Onun için de ölçülü konuşmaya uğraşıyorum. 'Ne olur, ne olmaz' diye. Böyle bir şey olur mu? Benim dinlenmekten yana herhangi bir şikayetim yok. Allah razı olsun. O dinlemeler, hakkımda ileri geri konuşanlar için benim lehime olur. Ben yanımda cep telefonu taşımazdım, taşımaya başladım. Bir tane sebebini söyleyeyim sana: Çünkü bu telefonun sinyali izleniyor. Böylece benim her an nerede olduğumu polis biliyor. Bilsin. Bilsin istiyorum. Bu ayrı. Bu sinyalin izlenmesi ve bu telefonla yaptığım bütün konuşmaların dinlenmesi benim fevkalade lehime. Bana çamur atamazlar, bana tezgah kuramazlar. Çünkü bütün kayıtlar ellerinde. Ama iki kişi arasındaki özel konuşmalar bile kayda alınıp, sızdırılıyor medyaya, internet sitelerine. Yasalar telefonu dinleme hakkını veriyor. Ama diyor ki 'Şu konularla ilgili konuşmaları kayıt edeceksin. Onların ötesindekileri sileceksin, yok edeceksin. Hayır edilmiyor, o konuşmalar da internet sitelerine dağıtılıyor. Adamın itibarını sarsmak için. Sevgilimle konuşurken ben niye ölçülü konuşmak zorunda kalayım!..

GÖKÇEK'İN TAKIMI

Ankaraspor birleşmesiyle uzun süre gündemi meşgul eden Ankaragücü bu defa teknik direktör Karaman ile girdiği polemik ile gündemde. Yönetimin, Karaman'ı yüksek tazminatı gerekçesiyle göndermek için başvurdukları yol etik mi?

Cemal Aydın derdine yansın. Gitti Melih Gökçek'e boyun eğdi ve bin yıllık Ankaragücü'nü bu hale getirdiler. Artık Ankaragücü, benim bildiğim, tanıdığım, sevdiğim Ankaragücü değil. Ankaragücü, Melih Gökçek'in siyasal futbol takımıdır. Ne halleri varsa görsünler...