Uluç'a göre G.Saray balıyla kazandı
G.Saray'ın farklı kazandığı Beşiktaş derbisini Fotomaç'ta analiz eden Hıncal Uluç, sarı-kırmızılı ekip için "ballı" dedi...
Spor yorumcusu Hıncal Uluç, Galatasaray'ı değerlendirdi. Uluç "G.Saray oynadığı 5 maçın 5'ini de kaybedebilir, bugün Sivas'ın durumunda olabilirdi" dedi.
Hıncal Uluç, Fotomaç Gazetesi'nde Bülent Can ile yaptığı
"Galatasaray ballı" başlıklı söyleşide şunları
dile getirdi;
Galatasaray ballı
Galatasaray,
Beşiktaş'ı net bir skorla mağlup etti.Ancak ortaya koyduğu futbol
fazla beğenilmedi. Siz iki takımı nasıl buldunuz?
Ben daha net konuşayım: "Beşiktaş oynadı, Galatasaray kazandı."
Maçın özeti bu... Tabelanın 3-0 olması bu gerçeği
değiştirmiyor.
Gayet rahatlıkla 3-0 Beşiktaş da kazanabilirdi ama ne yazık ki
medyamız geleneksel tabelacılığı içinde bu net ifadeyi kullanmaktan
çekiniyor. Bol eyyam içinde yazmışlar maçı ve kendileri ile çelişki
içindeler aslında. Galatasaray'ın en iyi oyuncusunda medya
müttefik; kaleci Leo Franco.
Beşiktaş'ın en kötü oyuncusunda da medya müttefik; kaleci Rüştü.
Bir takımı kalecisi kurtarmış, bir takımı kalecisi çözmüş. O zaman
hangi takım iyi oynamış olur? Bunu dahi bir araya getirip, bir
analiz yapamıyorlar. Hele o günden bu yana Mustafa Denizli'ye
yapılan eleştirileri okuyorum; inanamıyorum. Ya Türkiye'de futbol
analizi yapabilecek bir kafa yok, ki bu çok ağır bir itham olur ya
da bunların hepsi gerçekten eyyamcı ve tabelacı. Maç öncesi
Digiturk, derbi ile ilgili benimle kısa bir söyleşi yaptı. Geçen
hafta sana söylediğimi anlattım: "100 kere oynasalar bu kadrolarla
99'unu Galatasaray kazanır ama futbolun güzelliği şu ki 100.
ihtimal daima vardır."
Kadro farkının altını da şöyle çizdim: "Bugün Galatasaray'ın
başkanı olsanız ve size deseler ki aynı Ankaraspor ve
Ankaragücü'nde olduğu gibi, Beşiktaş emrinde olsa; hangi futbolcuyu
bedavaya alırsın?" Ben bir tane sayamıyorum. "Tersi" dedim;
"Beşiktaş Başkanısınız, Galatasaray'dan kaç kişi alırsınız?" En az
15 kişi sayılır.
Galatasaray'ın bırak kulübesini, tribünde oturanlar Beşiktaş'ta
direk oynar. Böyle bir kadro farkı varken bu maçı bu kadar bariz
Beşiktaş üstünlüğüne sokan şey ne; Mustafa Denizli'nin, tarihsel,
gayet iyi bilinen çözümcülüğü, maçı maçtan önce oynayıp kafasında
çözmesi. Mustafa Denizli harika bir taktik bilgisine sahip.
Alkışlanması gereken. Aksine sahaya sürdüğü kadro büyük eleştiri
aldı. Ben inanamıyorum. Tabii ki sürpriz yapman lazım. 100 kere
oynadığın zaman 99'unu kaybedeceğin bir maçı kazanmak için rakibini
şaşırtman lazım. Normal koşullarda her zaman karşındaki rakip
kazanır ve nitekim şaşırtma taktiğinin başarıya ulaştığını bizzat
Rijkaard söylüyor: "Çok şaşırdım" dedi. Daha maçın başlama düdüğü
çalmadan Rijkaard gibi bir adamı şaşırtıyorsan; 'birinci adımı
doğru atmışsın' demektir.
ZAAFLARINI ÇÖZMÜŞ
[page_end]Bizim medyanın klasik bir şeyi vardır; bir takım
kaybettiğinde, hangi takım olursa olsun, hemen kulübeye bakarlar, o
kulübede kim oturuyorsa 'Vay bunlar niye oynamadı?' der ve onu
yazarlar. Tersi olsa, yine kulübeyi yazarlar. Hiç fark etmez onlar
için. Geriye gidip, oynanmış derbilere bakalım bütün eleştirilerde
daima kulübenin hesabı sorulmuştur. Alex'i kulübede oturtursan,
'Alex niye kulübede oturuyor?' diye sorarlar, Deivid'i kulübede
oturtursan, 'Deivid niye kulübede oturuyor?' diye sorarlar.
Kulübeye bağlıdır onların maç yorumları. 'Nobre, Bobo ve Holosko
niye kenarda otururmuş' efendim!..
Peki bunlar 4 maçtır oynuyorlar, hem derbi de değil, Galatasaray'a
karşı da değil; sıradan takımlara karşı ne yaptılar? Kaç gol attı
Beşiktaş ligin başından bu yana!.. Bunların hangi gol başarıları
var ki Galatasaray'a karşı etkili olsunlar!.. Adam bu soruyu
sorarken, utanır. İyi olurlar, 'Holosko gibi, Nobre gibi, Bobo gibi
muhteşem golcülerin golcülerin var. Niye oynatmıyorsun' dersin
tamam. Ama adamlar zaten sıfır haftalardır. Ayrıca Galatasaray'ın
en zayıf yerinin savunması olduğu konusunda herkes müttefik mi!..
Nerede zayıf savunma? Servet ile Emre Aşık'ın havadan top
kaptırması, havadan gole izin vermesi mümkün mü? Kornerlerde gidip
Galatasaray'a gol kazandıran adamlar bunlar. Müthiş hava üstünlüğü
olan iki stoper. Bu iki hava üstünlüğü olan stoperin üzerine, zaten
sene başından bu yana bir tek kafa vurmamış Nobre ve Bobo ile mi
oynarsın; yoksa bu ülkenin en iyi kontratak adamları, yerden en
hızlı ve en iyi top süren adamları Tabata ve Nihat ile mi
oynarsın?
Bu çok basit, düz bir mantık. Bunları söylemek için futbol dehası
olmaya gerek yok. Baştan sen bunu düşünmeyebilirsin, ezberlemişsin
'Bobo ve Nobre' diye. Ama Mustafa Denizli bunları niye oynatıyor?'
diye bir düşünsen göreceksin!.. Emre ile Servet'i yukarıdan
aşamazsın ama yerden delebilirsin. 'Yerden oynama' deyince en uygun
malzeme kim? Tabata ile Nihat. Öbürlerini denemişsin, hiçbir halt
yapmamışlar. Denizli de denedi ama olmadı. Çünkü Nihat da kötüydü,
Tabata da kötüydü. Bunun üzerine onları oyundan aldı.
Galatasaray'da sahanın en iyi oyuncusu herkes ittifak ediyor;
Sabri. Kaç tane gol akını yaptı Yusuf, Sabri'nin olduğu kanattan.
Bir sayalım bakalım. 'Sahanın en iyi oyuncusu Sabri' diyenlerle bir
hesaplaşalım. Mustafa Denizli, Sabri'nin de Hakan Balta'nın da
hücuma çok çıktıklarını biliyor. Bunların boşalttıkları alandan,
yararlanmak için en teknik iki ayağını oraya koydu. Yusuf ve
Serdar'ı. Yusuf sağ kanadı allak bullak etti, Serdar soldan akınlar
yaptı, üç kere çok net gol pozisyonuna girdi ve iyi de vurdu.
Serdar'ın vuruşları gollük vuruştu. Tribünlere gitmedi. Ters
köşelere milimetrik vuruşlar yaptı. Ama, kısmet. Olmayınca
olmuyor.
HER ŞEY ORTADA
[page_end]Düşünebiliyor musun; Galatasaray savunmasının zaafını
çözmüş. 5 maçın istatistiklerine bakalım; 'Nobre, Holosko ve Bobo
niye oynamadı' diyen arkadaşlarıma soruyorum: Bu 5 maç içinde
Beşiktaş'ın en zorlu rakibi Galatasaray değil mi?
Peki Beşiktaş'ın istatistik olarak en çok pozisyona girdiği maç
hangisi; Galatasaray maçı. Türkiye liginin en güçlü kadrosuna
karşı, en fazla pozisyonu buldu Beşiktaş. O zaman bu kimin eseri. O
zaman bu Mustafa Denizli'yi alkışlamak mı, yermek mi lazım!..
Bir gazeteci olarak hakikaten utanıyorum. Bu eleştirileri okurken
utanıyorum. Söylediklerimin içinde insanları şaşkınlığa uğratacak,
'Vay Hıncal neler keşfetmiş' denilecek hiçbir şey yok. Hepsi
istatistiklere dayalı, konuşulan, yapılan analizler.
Bunları bulmak çok basit. 10 yaşında bir ilkokul çocuğu anlar. Ama
tabelada 3-0 Galatasaray yazıyor ya!..