Uluç'a göre kaybeden Rijkaard oldu

Galatasaray'ın Eskişehir ile berabere kaldığı maçı değerlendiren Hıncal Uluç, Rijkaard'ı maçı iyi okuyamamakla suçladı...

Hıncal Uluç, Fotomaç Gazetesi'nde Bülent Can ile yaptığı "Maçı okuyamadı' başlıklı söyleşide G.Saray'ın Hollandalı Teknik Direktörü sert bir dille eleştirdi...

Uluç, maçı iyi okuyamamakla itham ettiği Rijkaard'ı şu sözlerle eleştiri bombardımanına tuttu...

MAÇI OKUYAMADI
Aldığı başarılı sonuçlarla dikkat çeken Galatasaray, Eskişehir'e Ali Sami Yen Stadı'nda puan kaptırdı. Sarı-kırmızılı ekipte eksik olan neydi?

Haftalardan beri söylüyorum; 'Galatasaray'ın bir tokat yemesi lazımdı...' Oynamadan bol gollü galibiyetler alıyor ve üstelik bu bol gollü galibiyetler kaliteli bir boyanın kötü kaportayı iyi göstermesine neden oluyordu. Şiddetli bir yağmurda kaportanın zayıf olduğu ortaya çıkar ve nitekim Eskişehir maçı bunu gösterdi. Galatasaray bu dersi yenilerek alabilirdi, berabere kalarak aldı. En azından 1 puan aldı. Bu maçı da geçmiş maçlar gibi gollü geçseydi, perşembe günü oynayacağı Sturm Graz veya yaklaşan Fenerbahçe maçında alabilirdi bu dersi ve bu çok daha ağır olurdu Galatasaray için.

Şimdi kendine gelme fırsatı yakaladı. Ayrıca '5'te 5', '6'da 6' gibi gereksiz bir stres duvarı konmuştu futbolcuların önüne. 7'de 7 yapsaydı, '8'de 8' duvarı olacaktı. Bu stresten de kurtuldular. Ben gerçekten Eskişehir maçının Galatasaray için çok talihli bir puan kaybı olduğunu düşünüyorum. Sezon başında bu tür kayıpların sindirilmesi, özümlenmesi kolaydır ama sene sonunda puan kaybının telafisi zor olur. Derslerin erken alınmasında her zaman fayda var.

Kaybedilen iki puan şampiyonluk yolunda herhangi bir etki yapmaz. Her işte bir hayır vardır inancı içinde hareket edilebilir ama Galatasaray'ın gereken dersleri çıkarması kaydı ile. Eskişehir karşısında puanı Galatasaray değil, doğrudan Rijkaard kaybetti. Bosna Hersek maçındaki Fatih Terim'i ne kadar ağır eleştirdiğimi biliyorsun.

Fatih Terim için söylediklerimin hepsi hatta fazlasıyla Rijkaard için geçerli. Hatta Rijkaard'ın elindeki kadro, Fatih'in elindeki kadrodan güçlü. Fatih Terim, Bosna maçının ikinci yarısını okuyamadı, oyuna doğru müdahale yapamadı ve 3. değişiklik hakkını kullanmadan maçı bitirdi.

BU NASIL BİR MAÇ OKUMAKTIR!!
[page_end]Rijkaard da maçı okuyamadı, iki yanlış değişiklik yaptı. Ondan sonra da 3. değişiklik hakkını kullanmadan maçı bitirdi. Fatih Terim'in 3. değişiklik hakkını kullanabileceği adamlar sakat Nihat ve de Nuri Şahin'di. Halbuki Rijkaard'ın kenarda oturttuğu adamlar; Brezilya Milli Takımı'nın Elano'su, Türk Milli Takımı'nın Ayhan'ı! Farka bakar mısın? Maçın gitmekte olduğunu bir türlü göremedi Rijkaard ve 3. değişiklik hakkını kullanmadı, inanamadım! Bu nasıl bir maç okumaktır!..

Galatasaray gol atamıyor, çünkü gol pozisyonuna giremiyor. Niye gol pozisyonuna giremiyor, çünkü havadan uzun toplarla oynuyor. Havadan uzun toplarla oynamak Eskişehir kalecisine antrenman yaptırmak. Armut gibi topluyor adam topları. Kenarda Rijkaard ve onun yanında Neeskens, ikisinin de futbolları ve futbol bilgileri önünde şapka çıkarırım ama bazen 'insanların basireti bağlanıyor' demek ki!.. 'Yahu şu topu yere basın. Yerden kısa pasla, ayağa oynayın' deseler Galatasaray, Eskişehir'i allak bullak edecek. Bunu demiyorlar bir türlü!..

Habire havadan uzun toplar atılıyor, El Saka'nın olduğu savunma ve kaleci İvesa da topları rahatça alıyor. Son 20 dakikaya bir bak... 'O son 20 dakikada koşmaz' denilen, '90 dakikayı çıkaramaz" denilen 'Fiziği yetersiz' denilen Arda, Galatasaray yarı sahasında, Mehmet Topal ile Mustafa Sarp'ın arasına gidip top çıkarıyor. 'Arda, burada senin ne işin var? Senin oynayacağın yer burası değil. Hele maçın bitmesine 15 dakika kala. Senin oynayacağın yer rakip 18'in üzeri. Oradan gol asisti yapacaksın, oradan rakibi eksilteceksin. Senin geride ne işin var!' diyemiyorlar. Mustafa Sarp ile Mehmet Topal top çıkaramıyorlar. Onlar top çıkarsalar Arda'nın ne işi var; kendi yarı sahasında. Görüntüye bak. Bu noksanlığı Rijkaard gibi bir adam, Neeskens gibi bir adam göremiyor!

Galatasaray'daki bozukluğun sebebinin Mustafa Sarp ile Mehmet Topal olduğunu kaç maçtır göremiyor. Sorunun bunların top çıkaramamasından kaynaklandığını görmüyor ve oyun kuramadıkları, oyun başlatamadıkları için de Galatasaray mecburen uzun topla oynuyor. Uzun topla oynayınca da 'armut piş ağzıma düş', Eskişehir'in kucağına gidiyor. Şimdi bu nasıl teknik direktörlük?

Ben bunu televizyondan görüyorum ki televizyon sahanın bir bölümünü verir, tamamını vermez, Rijkaard ile Neeskens kenardan göremiyor. Galatasaray'ın yanlış olmayan yerlerinde düzeltmeler yapıyorlar. 'Takımı kurtaracak adam' diye Aydın'ı sokuyor. Sakatlık Kewell'da değil ki!..

Kewell iyi oynamıyor tamam ama Kewell her zaman Kewell'dır... Orada en azından iki Eskişehirli'yi meşgul ediyor. Birisi Kewell'ın yanında, öbürü kademede.

KEİTA 60'TA BİTTİ
[page_end]Aydın girdi Eskişehir savunması rahatladı. Hiçbir tehlike yaratmadı Aydın. 10 kişiye düştü Galatasaray. Bu senin elindeki bir takım, ezbere bildiğin takım. Keita hangi maç 90 dakika oynadı. 60. dakikadan sonra Keita'nın bittiğini, biteceğini bilmeyen, görmeyen var mı?

Kötü oynayan Kewell'ı çıkarırken, artık oyundan düşmüş Keita'yı oyunda tutuyor! Öbürü kötü oynuyor ama oynuyor hiç olmazsa! Diğeri oynamıyor, yok artık. Bir de Kewell'ı çıkardıktan sonra Aydın'ı sağa koyabilmek için Keita'yı sola alıyor. Bu dakikadan itibaren Galatasaray'ın bir tane kanat akını var mı, Aydın'dan ya da Keita'dan? Bu nasıl teknik direktörlük!..

Ve Nonda'yı çıkarıp, Milan Baros'u sokuyor. Sanki Nonda'ya çok toplar geldi, Nonda atamadı!.. Top gelmiyor ileriye, sıkıntı Kewell'da, sıkıntı Keita'da, sıkıntı Baros'ta değil. Sıkıntı Mustafa Sarp, Mehmet Topal'da. Senin elinde Ayhan gibi biri varsa, bunu denemeyi dahi düşünmüyorsan, ne diyeyim!..
Günün Önemli Haberleri