İyi bir gazete kendisiyle konuşan ulustur.
İyi bir gazeteci de umudu ve karamsarlığı dengede tutan, gördüklerini ve bildiklerini samimiyetle anlatandır.. Can Ataklı gibi..
Onun; yazılarını yazdığı köşesinde, ışık saçan bir lambası var.. ve lambasını yakmasına onay veren "Korkusuz" bir gazetesi..
Kalbinin ve zihninin zenginliğinde biri olan, "Vicdanların Feneri" Can Ataklı ile Fenerbahçe'yi konuştuk...
*Hakan Cerrahoğlu : Can Ataklı ne kadar Fenerbahçeli ve Fenerbahçe'yi bize nasıl anlatır?
*Can Ataklı : Ben kendimi iyi bir Fenerbahçeli olarak tanımlıyorum. “İyi niyetli” bir fanatik diyebilirsiniz. Kendi takımını tutan ama rakiplerin hakkının yenmesine de gönlü razı olmayan, ezeli rakiplerinden pek çok dostu olan bir Fenerbahçeliyim.
*Fenerbahçe duygusal bir camia mı?
*Çok. Hem de çok. Bundan da memnunum. Duygusallık belki bazen karar almalarda ve eylemlerde olumsuz etkiler yaratabilir ama sonuçta duygusal olanın ahlakı da vardır vicdanı da ve namusludur.
*3 Temmuz sürecinde Fenerbahçe FETÖ tarafından hedef alınmış, kumpas yapılmıştı.. Bu süreçte Fenerbahçe'nin hakları, geleceğe yönelik hayalleri, şampiyonlukları çalındı mı, Fenerbahçe camiası yara aldı mı?
*Sadece Fenerbahçe mi? 3 Temmuz süreci tüm Türk futboluna ağır darbe indirdi. Halkın en büyük eğlencesi, tutkusu, gönül bağları yok edildi. Kendimden vereyim örneği. Eskisi gibi maçlara ilgi duymuyorum. Fenerbahçe’nin bile ne durumda olduğuna bakmıyorum çoğu kez. Çünkü bir dinci cemaatin peşine takılarak ülkeyi yönetmeye kalkanlar futbolu katlederken duyguları da katlettiler. Fenerbahçe elbette bu iğrenç saldırıdan yara aldı. Ama diğer takımlar da en az Fenerbahçe kadar etkilendiler bundan
*Fenerbahçe'ye karşı oynanan oyunlar gerçeğinde; " futbol", Fenerbahçe'ye karşı "Wicked Game" oynanan bir oyun mu?
*Fenerbahçe, Türk futbolunun lokomotifi.. Bir değer.. İnci gibi.!, çamurda erimeyen. Sportif alanda bir çok branşda faaliyet gösteren, başarılarıyla hep zirvede olan ülkemizin en köklü kulübü. Kıskanılması doğaldır. Başarısız olması için içeriden, dışarıdan oyunlar oynanması da..
*Elbette her çıkışın bir inişi vardır. Ancak şunu da unutmayalım, başarılı olanların ille de inmesi gerekmez ya da iniş kimseyi rahatsız etmeyecek biçimde yavaş ve sakin olabilir. Önemli olan çıkılan yeri hazmetmektir. Bir anda tepeden düşmemektir. Ayrıca düşmeyi de bilmek en büyük erdemlerdendir.
*Fenerbahçe'ye oyuncu transfer ederken, Robin Van Persie, Fernandao, Diego Ribas vb gibi oyunculara güvenip, hatalı transfer yapılması ile ilgili düşünceleriniz?
*Başkan ve yönetiminin, sportif direktörün, teknik kadro ve scaut ekibin ince eleyip, sık dokuyacağı hassas bir nokta, tabi bu durum. Saydığın oyuncular Fenerbahçe'de başarılı olamadığı gibi, kulübü de mali açıdan zarara uğrattı. Gayet tabi , sürekli başarısızlıklarda bu transferlerin yanlış yapılmış olabileceği fikri ağır basmaya başlar. Geçmiş döneme ait hatalardı, bunlar.. Ben, yeni başkan Ali Koç ve yönetimdeki arkadaşlarına güveniyorum. Göreve geldiklerinde ciddi bir borç devraldılar. Profesyonel anlayışla üstesinden gelmeye çalışıyorlar. Bazı transferlerin yanlış yapılmış olabileceğini düşünüyorum. Üstesinden geleceklerdir, inanıyorum.
*Ben Ali Koç’u çok samimi buluyorum. Ali Koç Türkiye’nin en büyük holdinginin sahiplerinden. Türkiye’nin en zenginlerinden. Ama Fenerbahçe’nin diğer başkanları da Türkiye’nin en zenginleriydi.Yani demem o ki; zengin diye başarılı olacağı anlamına gelmiyor. Ali Koç zenginliği ön plana çıkarmıyor. Çok para harcayarak Fenerbahçe’yi başarıdan başarıya koşturacağını söylemiyor.Buna karşı ben Ali Koç’ta müthiş bir vizyon görüyorum ve bu vizyonu parasal gücüne dayandırarak sunmuyor bizlere.Şu röportajı yaptığınız gün itibarıyla Fenerbahçe’nin başarılı olduğunu söylemek belki mümkün değil ama inanıyorum ki Ali Koç’un vizyonu Fenerbahçe’yi başarıya götürecektir.Ali Koç hayallerini çok parasına güvenerek anlatmıyor. Konuya bilimsel bakıyor işi bilenlerine soruyor, onlardan katkı alıyor.Bu açıdan bakınca ben Fenerbahçe’nin geleceğinin çok iyi olacağına inanıyorum.
*Can Ataklı Fenerbahçe markasını bize nasıl tanımlar?
*Valla nasıl tanımlarım? Çok önemli bir marka. Kişilere kimlik veren bir marka. İnsanları mutlu eden, var olduğunu hissettiren bir marka.
*Fenerbahçe'de özlenen tablo şampiyonluğun fotoğrafı nasıl olur sizce?
*Şu andan bakınca hayalim şöyle; Fenerbahçe bütün derbi maçları dahil bundan sonraki bütün maçları kazanır. Sezon sonu geldiğinde ilk 6-7 haftanın başarılı olmayan sonuçları unutulur gider ve ipi göğüsler. Bu fotoğraftan daha güzeli olur mu?
*Fenerbahçe'nin acil problemleri için düşünceleriniz? ve Philip Cocu'nun Fenerbahçe'de geleceğini nasıl görüyor sunuz?
*Skor taraftarlığı yaparsak bırakın Cocu’yu, Ali Koç’un bile gitmesi gerek. Ama Fenerbahçe milyonların sevgilisi. Bu nedenle skora bakarak taraftarlık yapamayız. Cocu en doğru seçim mi bilemem. Ama akıl ve mantıkla seçilmiş bir isim. “Çok param var istediğimi getiririm” mantığı ile değil “Yetenekleri, deneyimi ve vizyonu ile Fenerbahçe’ye çok şey katacaktır” mantığı ile getirilen bir teknik adam.Şu anda doku uyuşmazlığı olması kimseyi umutsuzluğa kaptırmamalı.!Tabii bu görüşüm Cocu’dan asla vaz geçilmesin anlamına gelmez.Herşeyi bilemeyiz, Cocu’nun henüz başarılı olmamasının bilmediğimiz nedenleri de olabilir. Sonuçta, Fenerbahçe dünyanın da en iyi futbolcularının bir araya geldiği bir takım. Böyle bir kadro ile uyum sağlanamamış olabilir, bunları göz önünde bulundurmak zorundayız.Kısa sürede gitmesi de uzun süre kalması da bana şaşırtıcı gelmez.
*Ali Koç başkan, FB Tv de eski teknik ekibin görevine son vermesi ile ilgili, “Bu arkadaşların, oyuncuların teknik verilerini performans bilgilerini dışarıya sızdırdıklarını, futbol casusluğu yaptıklarını” söyledi.. Siz bu konu hakkında neler söylersiniz?
*Bu tabii çok önemli bir açıklama. Böyle bir davranış hem disiplin kurallarına asla uymaz hem de bir tür ihanettir. Yıllarını Fenerbahçe’de geçirmiş ve buradan geçinmiş hatta kendi çaplarında servetler edinmiş kişilerin karakterlerini nasıl böylesine bozduklarının da ortaya çıkarılması gerekir.
Demek ki; Fenerbahçe’ye uzanan bazı eller var ve bu uğurda kendini Fenerbahçe’ye adamış görünen isimleri bile kandırıp kendi emelleri için kullanabiliyorlar.
Ali Koç’un bu açıklamayı yapmakla kalmamasını, Fenerbahçe’yi bir tuzak hazırlayanların ortaya çıkarılması için elinden geleni yapmasını dilerim. Bu konunun açıklığa çıkmaması kulüp içinde huzursuzluk yaratabilir bunu göz önünde bulundurmak gerekir.
* Ali Koç, Kaleci Volkan Demirel’in yedek kaldığı için disiplinsiz davranışlarda bulunduğunu, ve formsuz olduğu için de kadro dışı kaldığını söyledi. Kaleci antrenörü olarak kalmasını isterim” dedi.. Bu konuda sizin görüşleriniz?
*Volkan bu güne kadar Fenerbahçe’ye başarıyla ve vefakarca hizmet etti. Seyircinin gönlünde de taht kurmayı başardı.
Her futbolcu bazı zamanlarda form düşüklüğü gösterebilir. Ancak bu form düşüklüğü yılların verdiği güven ve güçle çarpıtılıp disiplinsizliğe dönüşürse bu da kabul edilemez. Volkan’ın varsa sorunları önce teknik yöneticisiyle aha sonra da yeni başkanıyla çözmesi gerek.
Bir kapris uğruna Volkan gibi bir kalecinin Fenerbahçe’de kötü kişi olmasını içime sindirmem zor olur. Umarım Volkan Ali Koç’un önerisine uyarak Fenerbahçe’ye daha çok uzun yıllar hizmet eder. Bu hem kendisine hem de takıma yarayacaktır.
*VAR sistemi hakkında fazla bilgi ve deneyimimiz yok. Hepimiz için geçerli bu. Dünyada da yeni bir uygulama bu. Maç oynandığı sırada pozisyon tekrarının gece tv ekranlarında yapıldığı kadar kolay ve yardımcı bir etken olacağı varsayıldı.Ancak unutulan şu; o tv prgramlarında birçok pozisyon bırakın kamuoyunda bölünmelere yol açmasını bizzat programa katılanların bile arasını açıyordu zaman zaman.Bence VAR olmalı. Şartım şu ki eğer VAR kullanılmasına karar veriyorsak; hakemin burada verdiği kararı tartışmayalım. Çünkü şöyle bakıyorum; eski düzende hakemler çoğu kez saniyenin onda biri kadar sürede gördüklerine göre karar veriyorlardı. Tartışsak bile sonuçta kabullenmek zorundaydık., Burada ise pozisyon tekrarı izleniyor. Artık o aşamada da hakeme karışmayalım. Her durumda saniyenin onda birinde verdikleri karardan daha sağlıklı karar vereceklerine inanalım. İnanamıyorsak da sesimizi çıkarmayalım, çünkü aksi takdirde bu işin sonu yok.
*******************
Gerçek anlatımların en değerli yolu doğruluktur..
Can Ataklı, gerçeğe ulaşmayı, gerçeği aramayı meslek edinmiş, halkına bilgi vermek adına, güçlü olmanın türlü yollarında değil; dürüst olmanın tek yolunda doğruları yazmaya devam ediyor.. ve hep tek tabanca olarak!
Ve ben de diyorum ki;
Aşk her yerde üç harfle yazılır, Fenerbahçe olarak söylenir.. "I love you more than ı can say" şarkısıyla devam eder.. İnsanlar yaşadıkça..