Ya Twitter olmasaydı…

Ya Twitter olmasaydı…

Muhammed Işık muhmed42@gmail.com

Öyle bir durumdayız ki maçı izlesen de izlemesen de fark etmiyor. Twitterda takip ettiğin kişiler sana maçın gidişatını, pozisyonlarını, oyuncu değişikliklerini, kaçan golleri tek tek paylaşıyorlar. Zaman zaman bu yola bende başvurmuyor değilim. Maç izlerken takipçilerime bende maç ile ilgili görüşlerimi ve analizlerimi paylaşırım.

Facebook’un pabucu dama atıldı desek yeridir. Çünkü bu twitter sanat, iş, spor ve siyasi dünyanın buluştuğu bir nokta haline geldi. Tüm muhabirler son dakika gelişmelerini twitterdan paylaşıyorlar. Kanallar spor haberlerini twitterdan yayınlıyorlar. Magazin haberleri yine Twitterda…

Neredeyse programların tamamında twitter için yer ayrılmış durumda. Genel olarak tüm oyuncular twitter kullanıyor. Mesajlarını oradan veriyorlar. Ropörtaj yapmaya bile gerek kalmıyor. Twitter sayesinde Sow’un serbest kalma maddesinin olmadığını Ömer Temelli’den öğrendik. Fakat alacağı ücret konusunda içime sinmeyen konular hakkındaki sorularımı yanıtsız bıraktı.

Az zamanda çok maç

Hafta içi maçların çoğalması ile herkes zora girdi.

Muhabirler koşturmacandan evlerinin yollarını unuttu.

Canlı yayın araçları sürekli gurbette.

Futbolcular artık antrenman mı yoksa maç mı yapacaklarını karıştırdılar.

İzleyenler kaçıncı haftada olduğunu unuttu.

Yani bu zorlu süreç herkesi yordu. Perşembe günü Fenerbahçe ve Beşiktaş’ın maçları var. Hemen 3 gün sonrada Fenerbahçe ile Beşiktaş arasında derbi maçı var. Bu maçın temposu beklentimizin altında olabilir. Takımların kötü oyun oynamaları halinde 3 gün önceki maçı bahane edeceklerinden emin olabilirsiniz. Hatta maç sonu röportajlarda 3 gün önce maç oynadık diye serzenişte de bulunacaklar. İngiltere Liginde bu tür maçlara alışık olan takımlar inanın hiç şikayetçi değiller. Bizim takımlar yatmaya alışık olduğundan, bu tür sık maç oynadıkları dönemde şikayet ediyorlar.

Mehmet Ali Aydınlar bunu hak etmiyor.

Süreci başından beri yönetemediler. Aldıkları kararların arkasında dik duramadılar sürekli revizyon yaptılar. Bazen karar alamadılar. Bu sürecin sorumlusu TFF’dir. Ama ben Mehmet Ali Aydınlar’ı bu dönemde başarısız bulsam da kendisine sarf edilenlere kesinlikle katılmıyorum.

Onunda diğer Fenerbahçe’liler kadar Fenerbahçe’li olduğunu biliyorum.

Sponsor olarak takıma sağladığı katkı unutulmamalıdır.

Fenerbahçe Acıbadem’in tüm maçlarını izleyen ve tribündeki Fenerbahçeliler gibi sevinen bir adamı Fenerbahçe düşmanı ilan etmek doğru olamaz.

Süreçteki hatalarına bende sizler kadar kızmakla birlikte şu an itibari ile tarafsız davranmak zorunda olduğunu bilmemizde fayda var. TFF Başkanı oldu diye külüne zarar verecek işlere bilinçli bir şekilde imza atması asla söz konusu değildir. Bunları Türk futbolunun başına ilk kez gelen büyük bir olaya bağlıyorum. İlk kez başa geldiği için hele ki göreve geldikten 3 gün sonra olduğu için ne yapacaklarını bilemediler. Doğru ya da yanlış yapmalıydılar ama ben Uefa ile görüşme yapan kişiler hariç, başkanın bu konuda bilinçli bir kampanya yürüttüğünü düşünmüyorum. Uefa kendi müsabakalarında sonuçlanan 7-1’lik Lyon maçının hesabını vermeden kimseden hesap sormaya kalkamaz.

Federasyon bu saatten sonra cesur olmalı. Kurullar dosyaların tamamını incelemeli. 58.madde ne diyorsa uygulanmalı. İkinci alternatif olarak da mahkeme sonucunu beklemeli. Bu işler içinde sürekli birilerine hesap vermemeli.

https://twitter.com/#!/muhmed83