Yargıtay, aralarında Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım'ın da
bulunduğu 93 sanıklı şike davasında nihai kararını açıkladı.
Kararda, ''Kısmen onandı, kısmen düştü, kısmen
bozuldu'' denildi. Yargıtay 5. Ceza Dairesi, futbolda Şike
Davası'nda Aziz Yıldırım'a örgüt ve şike suçlarından verilen hapis
cezalarını onadı.
Yargıtay kararı üzerine Türkiye Futbol Federasyonu (TFF)'nin
Basın Sözcüsü Mete Düren'in Yargıtay'ın Aziz Yıldırım'ın kararıyla
ilgili yaptığı açıklamada "Konu bizim için
kapanmıştır." dediği basına yansıdı.
Aynı şekilde TFF Başkanı Yıldırım Demirören'de bir ay kadar önce
katıldığı bir futbol programında şike davasının Türkiye Futbol
Federasyonu açısından kapandığını belirtmiş ve "Bizim
verdiğimiz kararlar Yargıtay'ı ve mahkemeleri ilgilendirmediği gibi
onların kararları da federasyonumuzu ilgilendirmiyor. Yargıtay'dan
çıkacak karar ile ilgilenmiyoruz, biz şike dosyasını kapattık
2010-2011 futbol sezonu şampiyonu Fenerbahçe'dir"
demişti.
Zira TFF kanun kural tanımazlık yapamaz. Ayrıca bu nasıl bir
ahlaktır? Bu nasıl bir anlayıştır. Bu yapılan düpedüz kanun
tanımazlıktır. Türkiye Futbol Federasyonu başkanı ve yetkilileri
hangi hakla ve hukukla Yargıtay kararına rağmen "konu bizim
için kapanmıştır" diyebilmektedir?
Esasen konu TFF için kapanmadı tam aksine ardına kadar
açılacaktır. Artık bu işin gizlenecek, saklanacak bir tarafı
kalmamıştır. TFF yetkililerince geçmişte "Şike sahaya
yansımamış" şeklinde yapılan açıklamada ve bazı şeylerin
görmezden gelinmesine rağmen artık mızrak çuvala sığmamıştır ve
Güneşin balçıkla sıvanamaz olduğu yüce mahkemenin verdiği karar ile
haksızlık ortaya çıkmıştır.
Türkiye'de yargıçlar var
Şimdi ''2010-2011'' sezonun şampiyonluğunun nişanesi olarak
Fenerbahçe'nin müzesinde bulundurduğu kupa oradan alınıp asıl
sahibine teslim edilmesi gereklidir. Çünkü o döneme ait şampiyonluk
maçlarında şike iddiaları vardır ve dava Yargıtay tarafından
onanmıştır.
Nitekim 13-10-2013 tarihinde yaptığım açıklamada
"Bazıları Türkiye'de "Hukuk"un olduğunu unutmuş
olabilirler. Unutanlara hatırlatmakta fayda var. Şike davasıyla
alakalı mahkeme hükmüyle ve bu hükmün dayandığı mahkemenin hukuki
bakımdan yüksek mahkemede Yargıtay bir defa daha tetkik imkanını
sağlayan kanun yolunun vereceği nihai kararı asla unutulmamalı. Ve
ben inanıyorum ki Yargıtay şike davasını karara bağladığında hak
yerini bulacaktır. Umuyor ve inanıyorum ki; Trabzonspor 2010-2011
sezonu şampiyonluğunun nişanesi olan orijinal kupasına
kavuşacaktır.'' demiştim.
Şike için Yargıtay'ın kararının beklenmesi konusunda yaptığım
tahminlerimde ve öngörülerim de ne kadar haklı olduğum şimdi daha
iyi anlaşılıyor.
Trabzonspor'lular olarak biz şike suçuyla hüküm giymiş kişilerin
hapis cezasıyla ilgilenmiyoruz. Camiamızın beklediği tek şey
kupanın kulübümüze teslim edilmelidir.
Spor kamuoyunun beklentisi adaletsizliğin ortadan kaldırılması
için TFF kararından vazgeçmeli ve Yargıtay'ın kararına saygı
göstermeli.