Yazarlar Beşiktaş için ne yazdı?
Attığı 2 gol ile Eskişehir'den 3 puan almayı başaran Beşiktaş, şampiyonluk yarışında bir adım daha attı. Yazarların yorumu şöyle oldu...
Güven Taner (Star): Beşiktaş da Var
Beşiktaş şampiyonluk yakalamak, Eskişehir düşme korkusu yaşamamak için zorunluydu kazanmaya. İkisinde de oyuncu eksikleri vardı. Beşiktaş'ın bunu aşma şansı daha yüksekti. Kadrosu daha genişti.
Mustafa Denizli, sarı kart cezası sınırında olan beş adamından ikisini sahaya sürmüş, ötekileri kulübede tutmuştu. Bobo da oradaydı. Sanırım amacı Fenerbahçe maçının öncesinde kadroyu ekonomik kullanmaktı. Erken bulacakları golle rakibi tedirginliğe ve açık oyuna itebilirlerdi. Bunun çabasını harcadılar. Ne var ki ilk yarı boyunca altı kez gol getirecek şut olanağı bulmalarına karşın, golü üretemediler.
Beşiktaş'ı dün önce ayakta tutan sonra öne çıkaran adamlardan biri öncelikle ve elbette Fabian Ernst idi. Ona epeydir verimine hasret kalınan Delgado eklendi! Çalışkan ve araştırıcı olması yüzünden bu kanıdayım.
Ve... Yusuf... İkinci golü hazırlayışı nedeniyle onu maçın süsü ve en usta adamı oldu. Holosko'ya attırdığı golü hazırlayışı futbol tadı sevenlere tam bir şölendi.
Atıf Keçeci (Zaman): Beşiktaş 'Varım' Diyor
[page_end]Eskişehir Atatürk Stadı'na gittiğimde 27 sene öncesi, film şeridi gibi gözlerimin önünden geçti. O tarihte görevim gereği saha içerisindeydim. O maçın da dünküne benzer yanları vardı. Beşiktaş kazandığında şampiyonluğunu ilan edecek, Eskişehirspor ligden düşecekti. Mücadele olaylar sebebiyle hakem Talat Tokat tarafından Siyah-Beyazlı takım lehine tatil edilmişti.
Dün de 3 puan Kartal'ın şampiyonluğa uçuşu için 'devam', Kırmızı-Siyahlılar için sıkıntı anlamındaydı. Beşiktaş Teknik Direktörü Mustafa Denizli, kadro sürprizlerinin yenisini yapmış, İbrahim Üzülmez, Yusuf Şimşek ve Bobo'yu kulübeye çekmişti. Bu oyuncuların sakatlıkları olmadığını düşünürsek Fenerbahçe maçı öncesi dinlendirildikleri akla geliyordu.
Taraftarlar dün gene sıkıntılar içerisinde bir maç izlediler. Seyrek rakip ataklarda Youla kendine çalışmayıp arkadaşlarına final toplarını kazandırabilseydi, baskı altında oynarlarken gole kavuşabilirlerdi. 67'de çabuk oynayarak rakip alanda çoğalmak Kartal'ın gole kavuşmasını sağladı. Dağılan rakip defansın arasından ayağına gelen topu rahat pozisyonda Bobo filelere bırakmakta zorlanmadı. Tello ile değişen Yusuf Şimşek ikinci golün hazırlayıcısı olarak çok önemli işler yaptı. Rakip defansın sağ kanadını adeta dağıtarak Holosko'ya attırdığı gol, her haliyle süperdi.
Siyah-Beyazlı takım gene yapacağını yapmış ve son 20 dakikada maçı koparmıştı. Anlaşılan şampiyonluk düğümü, zirvedeki iki takımın maçlarının sonucu çözülecek.
Sanlı Sarıalioğlu (Yeni Şafak): Kartal Derin Nefes Aldı
[page_end]Yusuf bir gol attırdı, ömre bedel. Kaç kişiyi, kaç kez geçti sayamadım. Rakiplerinin iç organlarını adeta deldi. Ve Holosko'ya, "Lütfen şu topu ağlara yuvarla" dedi. Bu Yusuf müthiş biri. Diyoruz ya "Maçı koparacak, çevirecek adam" Yusuf işte tam öyle biri.
Nobre sakat ve ilk on birde Bobo yok. Ben bu işin sırrını çözemedim. Mustafa Hoca en önemli silahını kulübede oturtuyor. Bu mantığı bana kimse açıklayamaz. Dünyanın neresinde görülmüş asıl kahramanların sonradan devreye girdiği. Her şeye karşın Beşiktaş ilk yarıda son derece süratli oynadı. İnanılmaz sayıda şut denemesinde bulundu. Final paslarını iyi değerlendirebilseydi, işi çok erken bitirebilirdi.
İkinci yarının başında Lig TV'nin canlı yayınında Serdar Özkan-Tello çıkmalı, Bobo-Yusuf girmeli demiştim. Denizli Özkan'ı çıkardı yanına da Sivok'u ekledi. Tello'ya devre arasında dokunmadı. Maç sonrasında yaptığı konuşmada da "Sivok yabancı kontenjanına takıldığı için çıkarmak zorunda kaldım" dedi. Sevgili hocam Tello'yu çıkarsan yabancı kontenjanında yine bir fazlalık olmazdı. Aslında Denizli doğruyu yapmış. Benim çıkmalı dediğim Tello ilk golün asistini yaptı. Maçın kader anı 50. dakikaydı. İbrahim Üzülmez ters kademeye girerek yüzde yüz bir golü önledi. Rüştü de maçın sonlarına doğru mükemmel bir çıkış yaparak Eskişehirspor'a gol şansı tanımadı.
Beşiktaş en çok korktuğu deplasmandan yara almadan döndü. Yarış her geçen gün gittikçe kızışıyor. Önümüzdeki 5 hafta daha da keyifli geçeceğe benziyor. Kartal derbi öncesi derin bir nefes aldı.
Basri Baykoç (Fanatik): Denizli İmzası
[page_end]Denizli yönetiminde Beşiktaş bir çok maçı aldı belki ama biz çoğunu kendisine mâl etmedik. Yiğidin hakkını yememek lazım. Dünkü Eskişehirspor galibiyetinin mimarı, tek başına Denizli.
Bobo ile Yusuf'u oyuna alma zamanlaması ile en kritik deplasmanı çözen adam oldu kendisi. Aslında maça başladığı onbir de doğruydu. Beşiktaş son haftalarda olmadığı kadar ofansif anlamda yüklendi rakibine. Ama belli ki Denizli'nin planları ikinci yarıya aitti. Ve bugüne kadar yüksek beklentileri olduğu oyuncuları da yanında tutmuştu. Aslına bakılırsa en radikal kararı da bu idi. Bunu maçı çözen adamlar olarak ikinci yarıda oyuna soktukları ile ilintilendirmek istemiyoruz ancak gerçeği de balçıkla sıvayamayız.
İbrahim Üzülmez'in oyuna dahil oluşu Beşiktaş adına taktik ve teknik anlamda olmasa da bir enerji artışıydı. Tello'nun oyunda kalması da Denizli'nin artıları arasındaydı. Sonuçta Beşiktaş önemli bir deplasman maçından pozisyon vermeden ayrıldı. Kocaeli, Bursa ve Ankaraspor maçlarındaki ‘kadir kıymet bilmez' oyuncular arası ilişkileri terse çeviren bir görüntü çizdi. Bu da Siyah-Beyazlı ekibin şampiyonluğu sonuna kadar kovalayacağına ait ciddi bir belgedir.
İlker Ateş (Fotomaç): Yusuf Faktörü
[page_end]Bu ülkede saymakla bitmeyecek kadar topçu bir de futbolcu var. Kim o? Elbette Yusuf Şimşek... Sahada topu topu 13 dakika kaldı. Dosta, düşmana, herkese futbol konferansı verdi. Yazıya onunla giriş yapmasaydık, haksızlık etmiş olurduk. Holosko'ya attırdığı gol öncesi yaptıkları, tartışmasız yılın futbol gösterisiydi. Eğer Beşiktaş sezon sonunda hedefine ulaşırsa aslan payı Yusuf'un olacak. Bıçak sırtında bir maçtı... Beraberlik bile Beşiktaş'ı yarıştan koparacaktı. Hayrettir, haftalar sonra Beşiktaş ilk kez ilk yarısını çöpe atmadığı bir maç oynadı. Sayısız pozisyon buldu. Delgado rekor sayıda gol kaçırdı. Ve yine hayrettir Beşiktaş golleri, daha az pozisyon bulduğu ikinci yarıda rakip filelere gönderdi. Beşiktaş'ın ilk yarıda Eskişehirspor'a verdiği birkaç önemli pozisyon da vardı. Ancak ikinci yarıda dengeli bir oyunla kalesi önünde tek bir tehlike yaşamadı.
Artık Sivasspor ile nefes nefese bir şampiyonluk yarışı olacak. Bundan böyle kaybedene hayat hakkı yok. Bu ülkede en beğendiğim hakem olan Selçuk Dereli, mükemmel bir maç yönetti. Tek kusuru, Rüştü'nün kafasına tekme savuran Serdar'ı kırmızı kartla oyundan atmamasıydı. Beşiktaş dolu dizgin geliyor.
Fatih Doğan (Fotomaç): Yola Devam
[page_end]F.Bahçe, A.Gücü'ne kendi evinde kaybetmiş. Beşiktaş'a iki mesaj çıkmış. Birincisi, "Biz yarışta yokuz, haftaya İnönü'ye nane-limon geliyoruz." İkincisi, A.Gücü, 3 puan alarak tehlikeli hattaki Eskişehir'i sıkıntıya sokmuş. Bu yüzden maç daha sert geçecek. Sivas-Trabzon maçının sonucunu bir kenara bırakıyorum. Dün Eskişehir maçı öncesi bu tabloya bakıp şunu düşündüm; Beşiktaş, F.Bahçe derbisine Eskişehir galibiyetiyle çıkmalı! Aksi takdirde başını almış giden Sivas'ın bir yerde tökezlemesinin bile anlamı kalmayabilirdi. Eskişehir'de kaleci İvesa başta olmak üzere 7 futbolcunun oynayamayacak olması Beşiktaş'ı bu maçın mutlak favorisi yapmıştı. Ancak Mustafa Denizli kadroda yine bizleri şaşırttı. Ekrem'in solda, Toraman'ın sağda yer alması ve orta sahayı güçlendirmek adına tek santrfor Bobo'nun yedek oturtulması riskliydi. Özellikle ilk yarıda Beşiktaş, sürekli defansın gerisine adam kaçırarak gol bulma yoluna gitti. Bobo'nun yokluğu, özellikle siyah-beyazlıların topu ilerde tutamadığı ve takım olarak baskı kuramadığı anlarda hissedildi.
ikinci golde Yusuf'un jenerik olacak hareketleri Holosko'nun golünden daha güzeldi. İlk yarıdaki Beşiktaş, futbolcu tercihleriyle ve oyun inisiyatifiyle taraftarına endişe dolu 45 dakika yaşatsa da klasikleşen ikinci devre performansıyla yine galibiyete ulaştı. Siyah-beyazlı takım aldığı 3 puanla "Şampiyonlukta ben de varım" dedi.