Yazarlar Beşiktaş için ne yazdı?

Beşiktaş Türkiye Kupası’nı F.Bahçe’yi yenerek müzesine götürürken, spor yazarları sadece bir kupanın yetmeyeceğini yazdı.

İşte spor yazarlarının yorumları:

Güven Taner (Star) Kupa Böyle Alınır 

Fenerbahçe son lig maçında ‘kazanmasa da olur' rahatlığını taşıdığı için savunma sağlamlığını ilke edinip, kazanmak zorunda olan Beşiktaş'ın üstüne gelmesini istemiş ve doğru zamanda yerinde paslarla hızlı ataklar yaparak Beşiktaş'ı devirmişti.

Bu kez Beşiktaş gibi Fenerbahçe de kazanmak zorundaydı... Ve yitirmenin endişesinden doğan bir gerginliği olacaktı. En iyi kadrosu ile sahadaydı. Alex gibi çok önemli bir değeri yeniden kazanmıştı. Denizli, Beşiktaş'ı savunmaya yatkın biçimde kurmuştu. Bu kez zokayı yutmak istemiyordu. Üzülmez'i kulübeye çekip, Ekrem'i solda, Toraman'ı sağ kenarda görevlendirmesi, bir yandan dinamik savunma yapma bir yandan iki kenarda da hücuma hızlı gidip gelmenin yatırımı idi.

Fener aksayan Uğur'un yerine Semih'i alarak hücum gücüne katkı aradı. Fener, Güiza'yı kaçırmanın, Beşiktaş Bobo ile vurmanın peşindeydi. 2 gol kaçıran Bobo sonra nefis vuruşlara imza attı. Beşiktaş son yarım saate geride giren rakibinin oyunun iki yanını riske girerek oynamaya girişmesini büyük bir futbol olgunluğu ile değerlendirdi. Bir final takımı bir finali böyle oynardı. Beşiktaş'ın oyunu kazandığı kupa kadar değerli idi. Kalan 3 lig maçının ikisinde bu oyununu yinelesin ay sonunda dev bir kupası daha olur.

Sanlı Sarıalioğlu (Yeni Şafak): Kartal Fena Patladı

[page_end]Beşiktaş, "Yetti gayrı" dedi ve bu kez Fenerbahçe'ye hayat hakkı tanımadı. Volkan gibi patladı. Yusuf attı, attırdı, Bobo çivi çakar gibi çaktı. Kartal ligin intikamını almak için kararlıydı.

Mustafa Denizli önce Fenerbahçe'yi durdurmayı planlamıştı. Sağlam bir geri dörtlü ve önlerinde de Ernst ile Cisse. Yetmiyormuş gibi forvet oyuncuları da gerideki bloğa katkıda bulunuyorlardı. O nedenle de Fenerbahçe dar alanlarda sıkışıp kalıyordu. Her şeye karşın bol pozisyonlu bir maçtı. Beşiktaş topu kazandıktan sonra çabuk ataklarla karşı kaleye gidiyordu.

Maçın kahramanı kuşkusuz Yusuf'tu. Attığı gol tesadüfi değil. Baktı, nişan aldı ve Volkan'ı gafil avladı. 3. golü yoktan var etti.

Güiza Beşiktaş'ı boş geçmiyor. Bunun nedeni biraz da Beşiktaş'ın Güiza'yı boş vermesi. Rakibin en etkili golcüsü bu denli rahat bırakılmaz. 41. dakikada Güiza pas yerine şutu tercih etseydi Beşiktaş ilk yarıyı yenik de noktalayabilirdi. Gökhan Gönül çabuk, seri fakat stoper oynamasını bilmiyor. Orada hiçbir deneyimi yok. Lugano da uzun süredir oynamadığı için bocaladı. Bobo bu iki oyuncunun arasında hiç zorlanmadı. Topu istediği gibi kullandı. Lugano ve Gökhan Gönül Bobo'ya eskortluk ettiler.

Fenerbahçe yine orta alanda bol pas yapmak istedi. Zaman zaman yaptı da. Fakat bunu sonuçlandıramadı. Final paslarında sınıfta kaldılar. Ayrıca da çok adamla Beşiktaş kalesine gelirken savunmadaki arkadaşlarını kaderleriyle baş başa bıraktılar. İki kanadı da hiç iyi kullanamadılar.

Sezonun ilk kupasını Beşiktaş müzesine taşıdı. Bu kupa lig için de büyük moral oldu. Şimdi işleri daha kolay. Özgüven tavan yaptı. Bundan sonra yolları daha da açık.

Vedat Okyar (Vatan): İlk İşlem Tamam

[page_end]Maç iki taraf için de çok önemliydi. Bu prestij maçı artı para maçıydı. Cüzdana girecek para çok aklı başında bir oyuncu transferi demek. Bir başka yönü F.Bahçe için kocaman bir seneyi kurtarma maçıydı. Ligde oynadıkları ve kazandıları maç onların en büyük aldatıcı maç tüyosu oldu. F.Bahçe öne geçtiği bir maçı Beşiktaş önünde ancak kazanırdı. Arkadan geldiği hiçbir Beşiktaş maçını kazanma şansı yok. Lig maçı F.Bahçe için bu aldatmacayı yaptı.

Beşiktaş'ın bu kupayı kazanmasında yolunu açan en büyük faktör kaybettikleri lig maçının tuzağına düşmediler. Hep bir adım önde götürdükleri maçı kaybetmeleri mümkün değildi. Ligdeki kayıpta 10 oyuncunun 9'u kötü oynadı. Mustafa'nın yapacağı hiçbir şey yoktu. Dün akşam yapacağı çok şey vardı, ustalığını konuşturdu yaptı da. 2. yarı sazı Tello'nun kucağına bırakması bile maçın rengini değiştirdi. Zaten isteksiz, iştahsız oynayan bir Beşiktaşlı seyretmedim. Tello'nun yanına hemen Holosko'yu katıyorum. Bunların ikisi başrol. Gerisi sakın ola yanlış anlaşılmasın figüran değil hepsi büyük yardımcı.

BEŞİKTAŞ kupanın birini cebine koydu, öbürü için de büyük bir moral kazandı. Hiçbir oyun kendiliğinden kazanılmaz. Bu anlamlı kupayı kazanışta bütün Beşiktaşlılar'ın teri var, emeği var. Mustafa'nın işaret ettiği her şey yapıldı. Yenilen gol pek Beşiktaş'a yakışmadı. Bütün maçı iyi götüren Gökhan Zan, Deivid'in sahte koşusuna kapıldı, dışarılara taştı. Deivid'in de asist yaptığı topa okları Beşiktaş maçında aklına gelen Güiza gol yaptı. Bunda Sivok'un sırtını dönüp topu beklemesinin de büyük rolü var.

MAÇIN hakemi son dakikasına kadar fevkalâde yönetti. Son dakikada verdiği penaltı yanlış üflenmiş, çok büyük bir hata. Bünyamin'e yakışmadı. F.Bahçe'nin böyle teselli bir düdüğe ihtiyacı yok. Sahadan çıkan hiçbir skor futbolda utanılacak bir skor değildir. Sen mi biraz örtmeye kalkacaksın be arkadaş? 90 dakika iyi götürdüğü maçı abuk subuk bir düdükle kendi adına duman etti, yazık.

Sinan Vardar (Takvim): Elde Var Bir

[page_end]Beşiktaş için nereden bakılırsa bakılsın zor bir karşılaşmaydı. Bu sezon ligde 2 kez yenildikleri rakiplerine bir kez daha mağlup oldukları takdirde bunun bedeli gerçekten ağır olurdu. Bu arada maç öncesinde İzmir'de iki takımın taraftarının centilmenliği örnek bir tablo oluşturdu.

Yusuf'un orta şut karışımı şutunun gol olması Siyah-Beyazlı takım için gerçekten büyük bir şanstı. Beşiktaş daha oyunun başında 1-0'lık üstünlüğü yakalamıştı. Ancak Fenerbahçe geriye düştükten sonra maçı hakimiyetine aldı. Güiza'nın attığı golde Sivok'un hatası gerçekten çok büyüktü.

Bu kadar tecrübeli bir futbolcunun bu pozisyonda hata yapmaması gerekirdi.

Bu arada bu sezon ligde Beşiktaş'a 2 gol atan Güiza'ya neden bir önlem alınamadığını anlayamadım. Fenerbahçe 1-1'i yakaladıktan sonra daha kontrollü bir futbol sergiledi.

Maçın 2. yarısına Beşiktaş gerçekten çok hızlı ve tempolu başladı. Bir ara Fenerbahçe kendi sahasından çıkamadı.

Golün her an geleceği aşikardı.

Bobo 4. golü atınca Siyah-Beyazlı tribünler büyük bir sevinç yaşadı.

Ligde ezeli rakiplerine 2 kez yenilen Beşiktaş'ın intikamı gerçekten acı oldu. Fenerbahçe 26 yıllık hasreti sona erdiremezken Beşiktaş sezonun ilk kupasını müzesine götürmenin mutluluğunu yaşadı. Bu galibiyet Beşiktaş'a kutlu ve mutlu olsun. Bu arada Bünyamin Gezer'in verdiği penaltı kararı gerçekten çok komikti. Şimdi sırada lig şampiyonluğu var ve Beşiktaş'ın önünde sadece 3 engel kaldı. Bunu da başaracaklarına inanıyorum.

Basri Baykoç (Fanatik): Kartal Hasretle

[page_end]Aragones maçtan bir gün önce, ‘iki kere yendiğin bir takımı üçüncü kez yenmek zordur' derken, galiba haklıydı. Tüm planlarıyla Beşiktaş'ı iki kez yenerken, deşifre olmuştu zira Fenerbahçe. Buna karşılık, Mustafa Denizli'nin alternatifleri güçlü olmalıydı. Son haftaların formda ismi Holosko, Fenerbahçe'yi tehdit eden en güçlü Beşiktaş aktörüydü ilk yarıda.

Beşiktaş'ın her galibiyetinde önde oynayan oyuncuları kadar, defansif aktörlerinin de rol aldığını görüyoruz. Dün gecede Gökhan Zan, savunmadaki büyük başarısıyla öne çıktı. Oyun berabereyken Hakan Arıkan'ın kritik kurtarışları da, Beşiktaş'ın geriye düşmemesinde pay sahibiydi. Sonuçta kaliteli, hareketli ve bol pozisyonlu ismine yakışır bir final izledik. Beşiktaş özellikle de, ikinci yarı performansıyla bu farklı galibiyeti hak etti. Ve müdavimi olduğu kupayı bir kez daha müzesine taşıdı. Bünyamin Gezer, uydurma penaltıyı çalmasa, notunu yüksek tutabilirdi.

İlker Ateş (Fotomaç): Eze Eze Beşiktaş

[page_end]Beşiktaş başından sonuna kadar fazlasıyla hak ettiği bir final kazandı. Öyle bir oyundu ki son üç sezondur peş peşe gelen Fenerbahçe yenilgilerine toptan fatura kesmek gibi bir şeydi. Eğer Beşiktaşlı futbolcular son çeyrek dakika işi rölantiye almasalar tribünlerden yükselen "beş beş" sesleri beş gollü bir galibiyet getirebilirdi. Mustafa Denizli bu defa şapkadan tavşan çıkartırken Aragones'in kafasını çok fazla karıştırdı. Sağ tarafa bazen Tello'yu, ara sıra Toraman'ı, bazen de Holosko'yu kaydırarak Fenerbahçe'nin o bölgesini felç etti. Uğur Boral'ın oyundan alınmasından sonra Beşiktaş Fenerbahçe'nin sol kanadına daha fazla yüklenebilse inanın yarım düzinelik bir skor bile ortaya çıkabilirdi.

Holosko depara kalktığı zaman Fenerbahçe savunmasını perişan etti. Attığı son gol Bobo ile birlikte bir ortak yapımdı ve gecenin en güzel hareketiydi. Peki maçın yıldızı kimdi? Hiç tartışmasız gollerden herhangi birisine imza atmayan ama Fenerbahçe ataklarına tek başına bile direnebilen muhteşem Gökhan Zan'dı. Beşiktaş İzmir'de "Elde var bir" dedi. Üç maç sonra "Elde var iki" derse şaşırmayın.

Atıf Keçeci (Zaman): Kupanın Efendisi Kartal

[page_end]Beşiktaş'ın sezonu çift kupa ile kapatma arzusu, Fenerbahçe'nin 26 yıllık Türkiye Kupası'na olan hasreti, yurdun dört bir yanından sporseverleri Ege'nin incisi İzmir'e akın ettirmişti. Maç öncesi birkaç olayın dışında her iki kesimde de coşku vardı. Fenerbahçeliler lig karşılaşmasının havasıyla daha güven yüklüydüler.

Takım kadroları, mevcutlar dikkate alındığında olabilecek isimlerden kurulmuştu. Siyah-Beyazlıların önemli eksiği Delgado idi. İbrahim Üzülmez de ilk 11'de forma bulamamıştı.

Müsabaka başladığında ilk 5 dakika lig maçının tekrarı gibiydi. Sarı-Lacivertliler gene topu sahiplenip paslaşarak karşı alana gitme arzusundaydı. Hamle yaptıklarında karşılarında rakip oyuncuları çoklukla Sivok ve Ernst'i buldu. Bu bölümde soldan gelişen Beşiktaş atağında Yusuf'un topu kale önüne indirme isteği kaleci Volkan Babacan'ın ters vuruşuyla gol oluverdi.

Beraberlik her iki tarafa hareket getireceğine, ortada bir futbolu tercih etmeleri golü kontra ataklara bırakmak düşüncesini akla getirdi. İkinci yarı başladığında top gene fazlalıklı olarak Fenerbahçe'de kalmasına rağmen kanatsız oyunları orta alan kalabalıklığından başka bir işe yaramadı.

60'tan sonra sahne alan Kartal, Bobo'nun hareketlenmesi, rakip oyunculardan özellikle Alex'in yorulması ile farka gitti. İlk yarıda sahada varlığı belli olmayan Bobo, sonrasındaki futbolu ve golleri ile gecenin yıldızı olmayı hak etti. Beşiktaş sezonun ilk kupasını müzesine taşırken Fenerbahçe'nin umutları ise gelecek bahara kalıyordu.

Günün Önemli Haberleri