Yazarlar dev derbi için ne yazdı?

Spor yazarları Beşiktaş ile Galatasaray arasında oynanan yılın son derbisi ile ilgili birbirinden ilginç analizler yaptılar. O yorumlar.

Galatasaray’la evinde ligin son derbisine çıkan Beşiktaş sahadan galip ayrılmayı bildi. Spor yazarları bu galibiyetin ardından artık Beşiktaş’ın şampiyonluğu garantilediğini yazdı.

İşte spor yazarlarının maçla ilgili yorumları:

Güven Taner (Star): Zor Yolculuk 

Ucunda şampiyonluk olan bir maçı oynamak kolay değil. Umut ile endişe iç içe oluyor ve müthiş bir baskı kuruyor futbolcuda. Ne var ki onlar, bu tür gerginlikleri taşımayı da bilmeli. Beşiktaş böyle bir baskı altında, kontrollü bir oyunla işe sarıldı. Gol yememeliydi. İyi kapandı, topu kazandığında az pasla ve hızla açılmayı amaçladı. Kapanırken sağda Holosko ve Toraman ile solda Ekrem ve Üzülmez ile Kewell ve Arda'dan doğacak tehlikeleri boğmanın önlemini aldı.

Devre sonundaki gol Beşiktaş'ın konsantrasyonunu bozmuş, işi bitirdiklerini sanmasına yol açmış olmalıydı. Peş peşe iki pozisyon verip beraberliğe düşmeleri bundandı. Zorlama ataklarla öne geçtikten sonra heyecanı doruğa çıktı ve açılan Galatasaray'ı avlamayı düşüneceğine kapanma psikolojisine yakalanarak oyunu riske soktu. Oysa çok iyi kontratak olanakları doğuyordu.

Beşiktaş'ı bu noktadan sonra tutan rakibi G.Saray'dan çok eline geçirdiği avantajı yitirmenin endişesiydi. Yanı sıra hakemin yanlış düdükleri de Beşiktaş'ı huzursuz etti. Abitoğlu, Beşiktaş'ın net penaltısını vermedi. Denizli'nin pasif kalan Bobo'nun yerine Nobre'yi sürmesi oyunu bir ölçüde önde tutmasını sağladı.

Beşiktaş, zor yolculuğa devam ediyor...

RIDVAN DİLMEN'İN YORUMU BİR SONRAKİ SAYFADA[page_end]

Rıdvan Dilmen: Şahane Maç (Milliyet)

Müthiş bir maç oldu. Galatasaray’ı, Bülent Korkmaz’ın göreve gelmesinden sonra hiçbir maçta bu kadar istekli, arzulu ve canlı görmemiştim. Maça müthiş asıldılar. Hem derbi oynamaları, hem de Avrupa Ligi hesapları onları daha da motive etmişti.

Beşiktaş klasik 4-3-3, Galatasaray 4-4-2 ile başladı. Çok yüksek tempoda geçti karşılaşma. Her iki takımın da hep öne doğru oynama isteği, doğal olarak pas hatalarını çoğalttı. Ama her iki takım oyuncuları da çok yoruldu. İki taraf da ekonomik oynamadı.

Galatasaray maça sanki İnönü Stadı’nda değil de tarafsız bir sahada oynar gibi başladı. Rahat ve ayağa paslarla Beşiktaş’ın organize olmasını engellediler. Kontrolü ele aldılar. Dakikalar ilerledikçe Galatasaray’dan gol beklerken, Beşiktaş öne geçti. Galatasaray yenik duruma düşmesine rağmen düzenini bozmadı, aynı tempoda devam etti. Beşiktaş’ın paniklemesi beraberliği getirdi.

İkinci yarının ilk dakikalarında Galatasaray yine baskı kurmuşken, Beşiktaş kontrataktan Yusuf’un bireysel yetenekleriyle ikinci golü attı. Beşiktaş’ın iki golünde Emre Aşık ve Mehmet Topal’ın da katkısı vardı.

Aslında maçın başıyla sonu aynı oldu. İki takım da kazanmak için elinden geleni yaptı. Açıkçası ben Galatasaray’ın bu kadar iyi bir performans göstereceğini tahmin etmiyordum. Beşiktaş sezon başından bu yana kovaladığı şampiyonluğa çok yaklaştı. Dün gece belki iyi oynamadı ama iyi mücadele etti.

Emre Aşık’ın Yusuf’a yaptığı hareket penaltı. Yine Emre Aşık’ın Nobre’yi formasından çekişi ikinci sarıdan kırmızı karttı.

SERGEN YALÇIN'IN YORUMU BİR SONRAKİ SAYFADA[page_end]

Sergen Yalçın: Bu işin dönüşü olmaz (Vatan Gazetesi)

Böylebir durumda futbol oynamak için sahada yer alan herkesin çelik gibi sinirlere ihtiyacı var.. 5 yıl aradan sonra şampiyonluğa ilk defa bu kadar yaklaşmışsın.. Seyircin arkanda ama çığlık çığlığa bağırmaları üstündeki baskıyı arttırıyor.. Karşındaki rakibin pozitif futboldan başka hiçbir derdi yok, sen ne kadar gerginsen onlar o derece rahat.. Kulağın bir yandan da Sivas’ın maçında.. Üstüne takdir haklarını senin aleyhine kullanan bir hakem var..

Hepsi arka arkaya gelince Beşiktaş’a müthiş bir telaş hakim oldu dün gece.. Hiç kimse normal havasında değildi.. Girip-çıkanlar da dahil 14 futbolcu içinde öne çıkan tek isim bile olmadı.. Pardon düzeltiyorum, Rüştü yaptığı kritik kurtarışlarla ve sürekli oyunu soğutmaya çalışarak Beşiktaş’ın en başarılı adamı oldu.. Oysa G.Saray’da Arda, Baros, Ayhan çok üst düzey futbol sergilediler..

G.Saray'ın futbol karakteri zaten Beşiktaş’a ters geliyor.. Orta sahasındaki oyuncular iyi pas yapıyorlar, Kewell yine sonlara doğru düştü ama golünü attı.. Baros, Nonda, Arda zaten gergin olan Beşiktaş defansını çok fazla meşgul ettiler.. Oyunun hakimiyeti G.Saray’ın elindeydi.. Yine de en iyi oynadıkları anlarda 2 tane gol yediler.. Hem de kendi adamlarının katkılarıyla.. İlk gol duran toptan, Bobo’nun kafası Topal’a çarpmasa gol olmazdı.. 2. golü hatırlayın.. Emre Aşık taca atabileceği topu Yusuf’a kaptırdı.. Yusuf iyi sürdü, son hamlede topun dibine gireyim derken iyi vuramadı ama yine Topal’a çarpan top önüne düştü ve gole dönüştü.. Yani G.Saray’ın göbekteki 2 adamı sanki Beşiktaşlı gibi oynadılar..

Tansiyonu her an daha fazla yükselen maçın kopacağı noktalar vardı.. Mesela Abitoğlu, Emre Aşık’ı 2. sarı karttan atabilirdi, hatta atmalıydı.. Yapmadı.. İbrahim Üzülmez’e yapılan hareket penaltı, onu da es geçti.. Maç 3-1’e gelse, Beşiktaş’ın üstündeki 1 tonluk yük de kalkmış olacaktı.. Hatta Yusuf’a ‘kendini attı’ diye sarı kart gösterdiği pozisyon bile iyice incelenmeli.. Bunun dışında G.Saray, galibiyeti getirecek fırsatları yakaladı.. Hatta devreyi 2-1 önde bile kapatabilirdi.. Beceremediler, nitekim her zamanki kural işledi, atamayana attılar..

Bütün bunların dışında Tello’nun sakatlanması da Beşiktaş açısından fren oldu.. Çünkü 2 forvetin arkasında oynayan Şilili, Holosko ile Bobo’nun önüne toplar atabilir, takımı ön tarafta tutabilirdi.. Burada Yusuf’un hakkını vermek gerek.. Ortaya çıkması gereken bütün kritik maçlarda sorumluluk aldı, sonucu değiştirdi.. Yani yapması gerekeni yerine getirdi.. Denizli, hafif sakatlığı olan Yusuf’u 2. yarıya saklamakla bir yerde iyi yaptı, direnci yüksek oyuncularla G.Saray’ın alanlarını kapatmayı denedi.. Takımı sürekli topun gerisinde tuttu, G.Saray’ı üzerine çekti.. G.Saray bulduğu fırsatları değerlendirse belki bu strateji ters tepecekti.. Ama işler onun istediği gibi gitti..

İşin tekniğini-taktiğini artık bir kenara bırakalım.. Beşiktaş, dün gece şampiyonluğunu ilan etmiştir.. Küme düşme ihtimali kalmayan Denizli’den 1 puan almaları bile yetiyor.. Bu işin buradan dönüşü olmaz.. Kazanmaları gerekiyordu, kazandılar..


ERMAN TOROĞLU'NUN YORUMU BİR SONRAKİ SAYFADA

Erman Toroğlu: Beşiktaş seviliyor (Hürriyet)

İki taraf da gergin... Ama ilk 45 dakika Beşiktaş sahada hiç yok. Her yönüyle Galatasaray oynuyor... Galatasaray kaçırıyor... Galatasaray atıyor, ama Beşiktaş ilk yarıyı 1-0 galip bitiriyor. İlk yarının özeti bu.

Çünkü Kewell inanılmaz kaçırıyor... Baros topu uzun atıyor, Sabri kaçırıyor... Mehmet Topal vuruyor kendi kalesine, Beşiktaş galip. Tello orta alanda maçın kahramanı olmak istiyor, kendi şahsi becerisiyle pozisyona giriyor, pas vereceğine şut deniyor. İlk yarı Galatasaray sahaya hakim istediği gibi top gezdiriyor. Oyunu istediği gibi yönlendiriyor, Galatasaray belki bu sezonun en iyi futbolunu oynuyor. Beşiktaş da bu sezon oynadıklarının en kötülerinden birini.

İkinci yarı Yusuf giriyor... Galatasaray orta alanda hakim olduğu için Yusuf’un girmesi sarı kırmızılılara avantaj gibi geliyor. Ama Yusuf yürüye yürüye o golü atınca, yine ibre Beşiktaş’a dönüyor. Bu golde de Mehmet Topal var. Top dönüyor, dolaşıyor çarpıyor, kaleye giriyor. Bu sene top da Beşiktaş’ı seviyor, yukarıdaki de.

Özlediğimiz lig

İkinci yarı fazla bir değişiklik yok. Beşiktaş yine gergin. Burada futbolcu için zor olan şu; sen sahada mücadele ediyorsun ama öbür statlardan gelecek haberlerle maçın altında eziliyorsun. Aslında seyirci için güzel bir lig, ama gelin siz onu bir de teknik adamlara ve futbolculara sorun.

Hakem Mustafa Kamil Abitoğlu genelde iyi maç yönetti, ama yine Türk hakemliğinin sıkıntısı ile karşı karşıya geldi. Eğer sarı kartları göstermeye başladıysan, aynı pozisyonlarda kırmızıya dönüştüreceksin. Döndüremiyorsan, ya ilk gösterdiğin sarı yanlıştır, ya da ikinci gösteremediğin sarıdan kırmızı yanlıştır. Dün akşam bunu iki pozisyonda Abitoğlu yaşadı. Ama hakem otoritesi olarak, tavrıyla, kişiliğiyle bence sınıfı geçti. En büyük hatası aynen Bünyamin Gezer gibi oyunun içine giriyor. Futbolcunun hareket alanını ve görüşünü engelliyor. Bu da önemli bir eksiklik. Çünkü Türk futbolunda, bırakın Türkiye’de Avrupa’da bile pozisyonun gol olmasına sebep olan hakemlerimiz vardı.

Öyle veya böyle, hatasıyla sevabıyla güzel bir lig yaşıyoruz. Daha da önemlisi namuslu bir lig yaşıyoruz. Bence altı çizilecek nokta. Yıllarca özlemişiz.

ATİF KEÇECİ'NİN YORUMU BİR SONRAKİ SAYFADA[page_end]

Atıf Keçeci (Zaman):  Beşiktaş 'Şampiyonluk Benim Hakkım' Diyor

Beşiktaş'ın gözü İnönü'de, kulağı rakiplerinin maçlarında idi. Siyah-Beyazlılar, tribün desteği arkasında bir maça çıkmıştı. Rakip, şampiyonluk iddiasını yitirmiş, prestij adına kazanmak isteğindeydi. Bülent Korkmaz'ın Nonda ve Baros ikilisine forvette görev vermesi, bu isteminin taktik olarak sahaya yansımasıydı.

İbrahim Üzülmez, önünde oynayan Ekrem'in geri dönüşlerde ağır kalışı bu bölgede Arda'nın çok rahat top yapmasını kolaylaştırdı. 26'da Kewell inanılmaz bir kötü vuruşla, daha sonrasında Rüştü ile karşı karşıya kalan Arda'nın Sabri'ye 'gol yap' diye uzattığı topu arkadaşı ezince Beşiktaş adına şanslı dakikalar notlara düşüldü.

İkinci yarıda sahada Yusuf vardı; ancak 49'da pas organizasyonu sonucu Kewell skora eşitlik getirdi. 59'da Emre Aşık atağa çıkarken Yusuf, rakibe önde basınca kaptığı topla şık bir gol kazandırdı. Sonrasında galibiyeti korumak önemli olduğundan, kontrol futbolu Kartal'ı şampiyonluk yolunda avantajlı konuma getirdi

SANLI SARIALİOĞLU'NUN YORUMU BİR SONRAKİ SAYFADA[page_end]

Sanlı Sarıalioğlu (Yeni Şafak): Kartal Zirveden İnmez   

Stres Beşiktaş'ı yemiş bitirmiş. Elleri ayakları tutmuyor. İki pas yapamıyorlar. Korku yüreklerini sarmış. Hiç rahat değiller. Oyunu güzelleştirmek akıllarının ucundan bile geçmiyor. Tek düşünceleri skor. Bu düşüncenin skoru zorlaştıracağının farkında değiller. Öne geçtikten sonra sadece ve sadece gol yememeyi amaçlıyorlar. Büyük takım bu şekilde oynamaz. Ve rakibin pas trafiğine böylesine izin vermez.

Mustafa Denizli, futbolcularından bu tür oyun istememişti ve de beklememişti. Bazen teknik direktör de işte böyle çaresiz kalabiliyor. Sahadaki futbolcusunu istediği gibi yönlendiremiyor. Beşiktaş'ın en güçlü bölgesi olarak orta alanı görüyorduk. Fakat yetersiz kaldılar. Öne geçtikleri dakikalarda tempoyu biraz attırsalardı farkı açıp maçın sonunu çok daha kolay getirebilirlerdi.

Bu Yusuf sihirbaz gibi biri. Rakibinin midesinin içinden geçiyor. Attığı gol usta işi. Bir anda tabelayı değiştirdi. Yusuf'u tamamlayacak biri olsaydı Beşiktaş bu denli zorlanmazdı. Yarışın son metrelerinde oyunun kalitesi kimsenin aklına gelmez. Gerçeği tek yansıtan goller ve puanlardır. Beşiktaş, sadece ve sadece bunu hedefleyerek oynadı ve sonunda da amacına ulaştı. Şimdi çok büyük bir avantaja sahip. Artık elinde tek engel kaldı. Sivasspor, Ali Sami Yen'de G.Saray'ı farklı yenmediği sürece Beşiktaş'a Denizli'de bir beraberlik bile yetecek. Kartal'ın Denizli galibiyetinde ise tüm hesaplar sona erecek. Bu saatten sonra Beşiktaş, artık zirveden inmez. Ben kendilerini şimdiden kutluyorum.

Maçın 4 kader anı vardı. Birincisi Rüştü'nün Baros ile karşı karşıya kaldığı pozisyonda kurtarışı, ikincisi yine Rüştü'nün Arda'nın korner atışını mükemmel çelmesi. Üçüncüsü Yusuf'un golüydü. Dördüncüsü ise hakemin İbrahim Üzülmez'in düşürülüşüne vermediği penaltıydı. Maç berabere sonuçlansaydı hakem bu nedenle çok suçlanırdı.

VEDAT OKYAR'IN YORUMU BİR SONRAKİ SAYFADA[page_end]

Vedat Okyar (Vatan): Kazanma Zamanı

Her iki takımı da maç öncesi düşüncelerimde G.Saray'ı daha rahat, Beşiktaş'ı daha bir iğneli fıçı içinde görüyordum. Yanılmadım, aynen de öyle oldu. Topa daha çok sahip olan, oyunu geriden kendi takımında tutabilen taraf G.Saray'dı. İğneli fıçı tabirim F.Bahçe lig maçından dolayı. Sarı-lacivertliler de aynen böyle sabırlı, ‘bulabilirsem atarım havasında' top oynadı, Beşiktaş'ı da yendi. G.Saray da farklı düşünmemiş. Onlar da yüzde bin, 3 tane çok net gol kaçırdılar.

Beşiktaş'ın attığı goller var. Birinciyi anlattık. İkinci için bir ukalalık yapacağım. Yusuf Şimşek alındığında ‘Beşiktaş şampiyon olacaksa bu adamın 3-5 tane maça imzası olur' diye iddiada bulunmuştum. Yusuf da 3'ü, 5'i buldu, şampiyonluğa büyük eli değdi.

Kim iyi oynadı kim kötü oynadı bu saatten sonra oralara dalmam. Zor bir maçı iyi oynamayarak geçtiler. Tebrikler. Tabii ki dün akşamdan ön plana çıkan oyuncular var. Ben bir şey demiyorum. Hep beraber istediler, hep beraber kazandılar. Stres dolu maçı kazanmak kolay değildi. Bu stres Beşiktaş'a fren yaptırdı. Tabii ki büyük bir avantajı elen geçiren siyah-beyazı ekip son maça giderken, Yeşilköy'den şampiyonlukla uçmak isteyecek.

Maçın hakemi Mustafa Kamil Abitoğlu birkaç yanlış düdük üfledi. Ama maçın genelinde hep topun yanındaydı. Ne gördüyse de onu çaldı.

SİNAN VARDAR'IN YORUMU BİR SONRAKİ SAYFADA[page_end]

Sinan Vardar (Takvim): Zafere Sadece 1 Maç Kaldı

Bazı maçlar vardır ki küçücük bir hata bir sezondaki bütün emekleri bir anda yok edebilir. İşte Beşiktaş-Galatasaray karşılaşması da bu gruba giren maçlardan biriydi. Özellikle Siyah- Beyazlı takım açısından karşılaşmanın önemi çok büyüktü. Ligin 32. haftasını lider bitirmiş bir takımın buradan şampiyonluğu vermesi Beşiktaş camiası adına çok büyük bir yıkım olurdu.

Siyah-Beyazlı takımda Delgado'nun yokluğunda Mustafa Denizli'nin neden Yusuf Şimşek'i ilk 11'de oynatmadığını sorgulamak gerekir. Çünkü maçın ilk devresinde Beşiktaş lider oyuncu sıkıntısı çekti. Futbolculardaki stres ayaklarına franga vurmuş gibiydi.

2. devre Galatasaray yine oyuna iyi başlayan taraftı. Nitekim Kewell'ın attığı gol bir anda skora beraberliği getirdi. O dakikadan sonra Beşiktaş için sıkıntılı dakikalar başladı. Ancak Yusuf'un golü Beşiktaş'a bir kez daha hayat verdi.

Bu golün ardından Galatasaray karşısında Beşiktaş'ın kondisyon gücü iyice ortaya çıktı. Eğer biraz daha dikkatli olabilselerdi skoru artırabilirlerdi. Beşiktaş bu galibiyetle şampiyonluk yarışında çok büyük bir avantaj sağladı. Sivas maçı kazanınca turu 1 hafta daha erteleyen Siyah-Beyazlı ekip gelecek hafta zaferini ilan edecek.

İLKER ATEŞ'İN YORUMU BİR SONRAKİ SAYFADA[page_end]

İlker Ateş (FotoMaç): Oldu Gibi...

Beşiktaş'a artık yarı resmi şampiyon gözüyle bakabilirsiniz. 'Derbi kazanmadan şampiyon olunmaz' diyenlere de dün gece anlamlı bir cevap verilmiş oldu. Bunlar tamam. Beşiktaş bu hakemle ve bu savunmayla sahadan nasıl galip ayrıldı, şu satırları yazarken hâlâ anlamış değilim. Sivok dışında Beşiktaş'ın savunma oyuncuları dün gece uyur gezer gibi dolaşıp durdular. İlk yarıda Sabri'nin, ikinci yarıda Baros'un karşı karşıya pozisyonları gol olsa bu skor doğar mıydı? Bence doğmazdı..

Holosko sahada var mıydı, yok muydu gören varsa söylesin. Beşiktaş'ın dinamosu Ernst'in vasatın altında kalması da bana göre maçın en büyük sürpriziydi. Nobre son çeyrekte oyuna girip Yusuf'la birlikte topu rakip alana taşıdı ve orada tuttu. Bu galibiyette ve dolayısıyla muhtemel şampiyonlukta Yusuf için her halde ayrı bir sayfa açılacaktır. Hakem Abitoğlu'na gelince... Sabri sarı kart gördükten on onbeş saniye sonra Sivok'u adeta parçalıyor ikinci sarıdan atılması lazım ama hakem seyrediyor. İbrahim Üzülmez gole gidiyor, Kewell tarafından yerle bir ediliyor hakem yine seyirci. Eğer dün gece puan kaybetse bugün en çok konuşulan kişi Abitoğlu olacaktı. Bizim Turgay Demir hafta boyunca bu hakeme sürekli dikkat çekip durmuştu. Demek ki yerden göğe kadar haklıymış.

FATİH DOĞAN'IN YORUMU BİR SONRAKİ SAYFADA[page_end]

Fatih Doğan (FotoMaç): Şampiyon Beşiktaş

Beşiktaş bu dakikadan sonra şampiyonluğu bırakır mı? Futbolda her ihtimal var ama mümkün görünmüyor. Çünkü en önemli engel G.Saray derbisiydi. Bu maçı kazanılması Beşiktaş'ın şampiyonluk yolunu açtı. Konya'nın F.Bahçe'ye yenilmesi, Beşiktaş'ın son rakibi Denizli'nin ligde düşmemesini sağladı. Denizlispor son maçını kaybetse de, ikili averajda Konya'nın üzerinde kalacağı için kendini garantiledi. Bu yüzden Siyah-beyazlı takımın karşısında can derdine düşmüş bir Denizli bulmayacak. Bu yüzden Beşiktaş'ın Denizli'ye takılması, Türk futbolunda "yeni bir mucize" demek...

Taraftarın tepkisine rağmen Sabri'yi kollarının altına alıp tünele götürmesi tam bir liderlik örneği. Milli takım oyuncusu, Rüştü gibi olur. Helal olsun! Tek tek futbolcuları yazmanın imkanı yok. Birini övmek diğerine haksızlık olur. Ama Yusuf'a da iki satır yazalım. Kritik anlarda attığı kritik goller bir şeyi gösteriyor. Yusuf zor maçların adamı. Yani bir yıldız. Bazen takıma 34 maç oynamasa da 3-4 kritik maç kazandıracak oyuncular vardır. Yusuf da onlardan biri. Aldığı parayı hak etti. Beşiktaş taraftarının kalbini sonunda fethetti. Denizli'nin de ligde kalmayı garantilemesini de göz önünde bulundurarak, Beşiktaş'ın şampiyonluğu hayırlı olsun...

LEVENT TÜZEMEN'İN YORUMU BİR SONRAKİ SAYFADA[page_end]

Levent Tüzemen (Sabah): Utandıranlar Utansın

Matematiksel olmasa da bana göre Beşiktaş şampiyon oldu. Fenerbahçe'nin Konya'yı yenmesinden sonra ikili averajda önde olan Denizli rahatladı. Beşiktaş'ın bu avantajı bırakacağını sanmıyorum. Şampiyonluk Beşiktaş camiasına şimdiden hayırlı olsun. Avrupa takımlarına karşı Türk futbolcularının kafasındaki korku prangalarını kıran ve üç büyük takımı şampiyon yapan tek Türk antrenörü Mustafa Denizli'yi de kutluyorum.

Galatasaray'ın kaybetmesinde iki kader adamı vardı biri Arda, diğeri de Baros.. Arda kişisel oynamaya çalıştıkça hem kendi battı hem de Galatasaray'ı batırdı. Öyle ki; 3'üncü dakikada arka direkte boş ekleyen Kewell'a topu ortalamadı. 14'te de Sabri'nin önüne topu atmayıp kendi kullandı.

Baros da gözü kapalı atacağı golleri Rüştü'nün üzerine vurdu. Hele hele ikinci yarının başında Rüştü'nün üzerinden topu aşırtmaması şaşırtıcıydı.

Futbolcuya söz geçiremeyen ve futbolcuya dayalı sisteme çanak tutan Galatasaray yönetiminin nasıl bir tavır alacağını merak ediyorum.. Çünkü Fenerbahçe, Galatasaray'ın önüne geçti.. Şimdi Galatasaray'ın önünde kazanması gereken bir Sivas maçı.. Bu ruh haliyle kazanacaklarını zor görüyorum. Umarım futbolcular utanır ve Sivas'ı yenerler. Yenemezler ve Fenerbahçe'yi geçmezlerse (Fenerbahçe Trabzon'a gidiyor) UEFA Kupası'na ikinci elemeden katılırlar.

Derbide bazı Galatasaraylı futbolcuların performansı kafamda soru işaretleri yarattı. Bazı Galatasaraylı dostlarım arayıp "Maçı izlerken utandım"ıdediler. Asıl utanması gerekenler onları utandıranlardır.

OSMAN TANBURACI'NIN YORUMU BİR SONRAKİ SAYFADA[page_end]

Osman Tanburacı (Yeni Şafak): Galiptir Bu Yolda Mağlup

Galatasaray maça tutuk başladı, ilk dakikada Orkun geri pasta saçmaladı, 19'da Mehmet Topal ayağındaki topu Tello'ya verdi Galatasaray bunlardan kolay yırttı... 40'ta film koptu! Tello frikik attı Bobo kafaladı, Mehmet, topal bir vuruş yaptı, bir yıldan fazla kaleye hasret kalarak refleksleri dumura uğramış Orkun terse düştü Galatasaray golü yedi. Beşiktaş attı sayıldı devre 1-0 kapandı. Oysa o ana kadar oyun ortada, hatta Beşiktaş kendi saha avantajını kullanamıyor bile... Arda hem de sağda döktürüyor, Beşiktaş'ın da sol kanadı felç!

Galatasaray golü yedikten sonra Sabri önce yan hakeme, sonra Holosko'ya öyle bir babalandı ki evlere şenlik. Şu çocuğun Galatasaray'dan gittiği günleri bir görsek... Büyük takıma hiç yakışmıyor. Hakem Kamil Abitoğlu daha önce sarısı olan Sabri'yi oyundan atmadıysa büyük bir 'kıyak' çekmiş oldu! Hakem avantaj kurallarına uyarak oyunu kesmedi, maçın önüne geçmedi oyuncuların tuzaklarına düşmeyerek çok da iyi bir maç yönetti.

Galatasaray iyi oynarken, çok gol kaçırırken, hiç beklemediği anlarda kendi kalesine attığı(!) iki golle hatalarının kurbanı oldu. Ancak Bursaspor sahasında Antep'le berabere kalınca G.Saray mağlubiyete rağmen UEFA'yı büyük ölçüde cebine koydu. Beşiktaş'ı tebrik ediyorum, kozunu iyi kullandı, son haftaya lider girdi. Ama hala kimsenin garantisi yok!

HAKAN ÜNSAL'IN YORUMU BİR SONRAKİ SAYFADA[page_end]

Hakan Ünsal (Star): Aslan Oynadı Kartal Kazandı 

Galatasaray, maça çıkarken, elindeki bütün cephanesini kullanan asker gibiydi. Kulübüsinde oyuna alacağı oyuncusu olmayan ve sahadaki oyuncularının pozisyonları değişmiş bir takımdı. Zaten Bülent hoca değişiklik de yapmadı.

İlk 20 dakikaya baktığımızda, oyunun hakimi olan, kendi evinde oynuyor gibi gözüken taraf G.Saray'dı. Ayhan ve Barış maç boyu çok iyimücadele etti ve iyi pas alışverişi yaptı. Bunun sonucunda Galatasaray, maç boyu orta sahanın hakimi oldu.

Beşiktaşlılar daha 30. dakikada yoruldu. Sebebi, bundan önce hiçbir maçta görmediğimiz bir tarzda oynamaları idi. Bobo hariç neredeyse hepsi, top Galatasaray'dayken adam adama oynadılar. Futbol, ‘atamayana atarlar' oyunu. Dakika 55'e geldiğinde Galatasaray'ın 5 net gol pozisyonu varken, evinde oynayan Beşiktaş'ın pozisyonu yoktu. İlk golü kendi kalesine atan Galatasaray ikinci gol öncesi de, topu taca atmayarak kendi hatası sonucu yenik duruma düştü.

Maç, baştan sona Beşiktaş alanında geçti. Beşiktaş taraftarı ve takımı alınmasın ama, Beşikaş bu yıl şampiyon olursa hiçbir şey yapmadan ve oynamadan olacak. Galatasaray ve Fener'in olmadığı lige, hep birilerinin puan kaybı ile tutundular. Liderlik koltuğuna gelişinde iyi oyununun etkisi çok azdı. Eğer olursa, bu şampiyonluk Beşiktaş'ın tarihindeki en şanslı ve kolay şampiyonluk olacak.

AHMET ÇAKIR'IN YORUMU BİR SONRAKİ SAYFADA[page_end]

Ahmet Çakır (Zaman): Kartal'ın Canını Sıkmama Görevi Yerine Getirildi!

Atalarımız, birinin kısmeti kapandığında ya da işleri ters gitmeye başladığında neler olacağına ilişkin yığınla söz etmişler. Dün geceki maç Cim Bom açısından bunun kanıtı oldu. Başka bir durumda güle oynayabileceği maçı, rakibine verdi. Bunu, iki akılalmaz gol armağan edip sayısız pozisyonu da harcamak şeklinde, son dönemde çok tekrarlanan bir uygulamayla yaptı.

Aslında maç öncesinde ağırlıklı görüş, şampiyonluk havasına girmiş taraftarın itmesiyle Beşiktaş'ın ne yapıp edip kazanacağı yolundaydı. İlk 45 dakika hiç de buna uygun geçmedi ama tebalada yazılı olan Siyah Beyazlı takımın üstünlüğüydü.

Sarı Kırmızılı takımın ilk yarıda neredeyse tek kale oynaması zaten başlıbaşına gol yiyeceğinin kanıtı sayılabilirdi. Çok daha rahat durumda Baros'un kendi atmayıp Sabri'ye de mümkün olabilecek en kötü şekilde verdiği pas, oyunun döndüğü kader anı oldu.

İkinci yarının başında Baros'un inanılmaz ama aynı zamanda alışılmış beceriksizliğinin ardından Kewell adeta isyan edercesine attığı golle Beşiktaş'ı epeyce korkuttu. Çünkü sonrasında galibiyet golünü atabilecek olan Galatasaray gibi görünüyordu. Ancak bu aşamada Emre Aşık ve M.Topal'ın Beşiktaş'a şampiyonluk kadar değerli yardımlarıyla ikinci gol geldi. E.Aşık'ın rahatlıkla dışarı atabileceği topu Yusuf'un önüne bırakması, pozisyon ölürken de M.Topal'ın bir kez daha aynı katkıyı sağlaması Cim Bom'u yıktı.

Sarı Kırmızılı takım son bölümde de gole yakın olan taraftı ama son dönemde 1 maçta 2 gol atmaları mucize haline gelmiş, o hak da geçen hafta G.Birliği karşısında kullanılmıştı. G.Saray'ın ve maçın en iyisi olduğu halde, bilinen nedenlerle bunu söyleyebilmenin pek kolay olmadığı Sabri'nin kullanamadığı iki büyük fırsatla Beşiktaş'ın canını sıkmama görevi yerine getirilmiş oldu.

YALÇIN DÜMER'İN YORUMU BİR SONRAKİ SAYFADA[page_end]

Yalçın Dümer (Fanatik): Tebrikler!

Ligin istikrar formasını üzerine giymiş bir ev sahibi, durumuna baktığımızda bu sezon inanılması zor ve şaşırtıcı bir senaryonun kahramanları olmuş konuk! Biri hedefi olan, taraftarına bayram yaşatmaya hazır Beşiktaş, diğeri içi boşalmış sevenine arabesk dinleten Galatasaray. Üstelik eksiklerle dolu, kalesinde bu sene 90 dakika değil, 9 saniye görmediğimiz ve artık veda etmeye hazırlanan Orkun! Ama her ne olursa olsun sonuçta derbi, skoru falcılıkla çözülemeyecek bir akşam. Hadi bakalım inelim sahaya...

Topa her daim sahip, kontrollü futbolu tercih edende. Arda'nın göz kamaştırıcı futbolunun arkasında oynayan Sabri'nin payı büyüktü. Nonda'nın boşvermişliği, Kewell ve Baroş'un bonkörlüklerinin faturasını Mehmet Topal ödedi, şansızlığının da kurbanı olarak. İkinci 45'de de baskın olan yine Floryalı'lardı. Kewell bu kez kaçırmadı fakat konuk takımının defansı Yusuf'u öyle bir kaçırdı ki. İnanılmaz. Anlatılmaz izlenmesi lazım...Maçın sonlarında hakemde sahne almak istedi. İbrahim Üzülmez'e Kewell tarafından atılan dirsek penaltı olmalıydı.

Sonuçta beklenen gerçekleşti iyi oynamamasına rağmen favori kazandı. Bülent Korkmaz ve Galatasaraylı futbolcuları dün akşam için eleştirmek yersiz. Dogrusunu söylemek gerekirse bu kadar mücadale edeceklerini hiç tahmin etmemiştim. Beşiktaş'ı şahsıma iki üç kendini bilmez tarafından yapılan saldırıya rağmen kutluyorum. Maçı hak etmediler ama şampiyonlugu evet...    

Günün Önemli Haberleri