Yazarlar F.Bahçe için neler yazdı?
Spor yazarları İBB'yi tek golle geçen Fenerbahçe hakkında olumlu eleştiriler yapmayı tercih ettiler...
Süper Lig'in 14. haftasında İBB'yi Alex'in tek golüyle geçen Fenerbahçe, spor yazarları tarafından iyi yolda görünüyor.
İşte futbol yorumcularının Fenerbahçe
değerlendirmeleri...
"Niang ve Baroni rakip savunmaya sağ tarafta basıp hataya zorlayıp topu kapıyorlar. Hemen 2 savunmacının arasından hızla 6 pasa dalan Alex’e ortalıyorlar ve gol. Fenerbahçe’de çok uzun süredir görülmeyen bir organizasyon bu. Önde pres, anında reaksiyon, hemen organizasyon, iyi final... Aykut Kocaman’ın, Alex-Semih-Niang üçlüsünü aynı anda sahada tutacak bir orta saha üzerinde çalışması şart. Yoksa kendi gücünün yarısını bile kullanmadan sezonu tamamlayacaklar. Fenerbahçe ancak bu üç oyuncuyu birlikte sahada tutabilirse fark yaratabilir."
"79. dakika. Niang topu ağlara gönderse Fenerbahçe 10 kişi kalan rakbi karşısında farka gidecek. Yine 79. dakika. Fenerbahçe savunmasını bire bir yakalayan İbrahim, İskender’in önüne nefis bir pas atıyor. Bekir son anda yüzde yüz golü kurtarıyor. Sanki geride kalan haftaların bir özeti 79. dakika. İnişleri çıkışları bu kadar ani yaşayan bir ekibin kaçan penaltının ardından yiyeceği bir gol domino etkisi yaratabilirdi kuşkusuz. Rüzgarın, atmosferin, seyircinin sabırsızlığının yarattığı baskı eksik Belediye’nin direncini artırdı. Ama son vuruşlarda bu kez Fenerbahçe şanslı olunca çok önemli bir üç puan haneye yazılmış oldu. Bu karşılaşma sonrası Fenerbahçe kaybolmaya başladığını düşündüğü bazı şeyleri tekrar kazandı. Sanki “Lost” dizinin final bölümünün canlandırıldığı Kadıköy’deki Trabzon şoku sonrası takımın toparlanması çok uzun sürdü. Sakatlar kulübeye dönmeye başladı. Hep takıldığı rakibini yenerek şampiyonluk iddasını korudu."
"Alan daraltmayı bilen, topa sahip olup iyi kullanmaya çalışan,
dirençli ve ısıran bir takım Belediye. İbrahim Akın’ın kaleyi
yokladığı 2 pozisyonla Volkan’ı da ciddi biçimde rahatsız ettiler.
F.Bahçe ilk 25 dakika boyunca topu kanatlara indiremediği için
sıkıntı çekti. Ancak golden sonra Gökhan ve Stoch daha etkin
biçimde devreye girme fırsatı buldu. Golde beni hayrete düşüren bir
şey oldu. Bugüne kadar “yan pas kralı” olarak tanımladığımız
Baroni, 2 kez üst üste rakibe önde baskı uyguladı ve topu kaptı. O
kapılan top, Topuz’un nefis ortasıyla gole dönüştü. Baroni madem
bunları yapmayı beceriyordu, düne kadar nerdeydi acaba?
Aslında Fenerbahçe'den galibiyet bekliyordum. Özellikle ilk yarıya
baktığımızda Büyükşehir'in Fenerbahçe üzerinde bu kadar baskı
kuracağını tahmin etmiyordum.
Çünkü Büyükşehir, kendi oyun taktiğinin dışına çıkarak Fenerbahçe'nin üzerine gitti. İbrahim Akın'la tehlikeli olan takım, dün bu konuda başarılı olamadı. Olimpiyat'ta yine sahneye Alex çıktı. Brezilyalı'nın golünde Cristian'ı da kutluyorum. Verdiği mücadelenin yanı sıra kaptığı topu güzel bir yere çıkardı. Alex de meşin yuvarlağı aynı güzellikte ağlara gönderdi.
)
Geçmiş sezonların sonlanma noktasında (Olimpiyat Stadı veya
Belediye maçları), yeni bir başlangıç yakaladı Fenerbahçe. Oynadığı
futbolu anlatmak gereksiz. Çünkü iyi bir şeyler bulmak çok mümkün
değildi. Sadece bireysel performansların saman alevleri içinden
birkaç pozisyonu cımbızlayarak, galibiyeti anlatabiliriz.
Alex, tarihe geçip, müzeye emanet ettiği ayakkabıları ile beraber,
bu maçın temposunu da raflara kaldırdı. Golü attığında sahanın
Stoch ile beraber en kötüsüydü.
F.Bahçeliler'in diyeceğini biliyorum. Alex çıkmasa penaltıyı gol
yapar, maç 2-0'a gelirdi. Ama kendilerine boşuna dert etmesinler.
Her yiğidin bir yoğurt yiyişi var. Aykut hocanın gözünde Alex iyi
de oynasa kötü de oynasa oyunda kalma süresi en fazla 70-75 dakika.
Bu bakımdan F.Bahçe seyircisinin bu sezon bu uygulamaya alışması
lazım.
Biri, muhtemelen teknik direktörü, Baroni'ye demek ki, "Artık arada bir ileri çık." demiş. Geçen hafta, aslında çok yabancısı olduğu ceza sahası içerisine girmiş ve onun asistiyle Alex'in attığı Fenerbahçe'nin 3000. golü gelmişti.
Baroni, dün de ceza alanı içerisinde bir göründü, pir göründü!
Mahmut'a baskı uyguladı, topu Mehmet Topuz'a aktardı, o kaleye
paralel ortaladı, Alex geriden boş koşu yaptı ve fileleri
havalandırdı. Asist Topuz'un, gol Alex'indi. Ancak hakkını yememek
lazım, pozisyonu zorlayan ve gole çok önemli katkı yapıp alkışı hak
eden Baroni'ydi. Demek ki Baroni'nin arada bir rakip kale önünde
görülmesinin hem kendisine hem de takımına yararı var!
)
İstatistikler bundan evvelki maçları İstanbul Büyükşehir’in önde
olduğunu gösteriyordu. Fenerbahçe, Olimpiyat Stadı’na biraz
tedbirli, biraz ürkek oyun başlangıcıyla ve Niang’ın üst üste
kaçırdığı yüzde 100’lük gollerle, sıkıntılı başladı.
Fenerbahçe’nin orta sahasında Cristian Baroni’nin sergilediği
futbolu olağanüstü güzellikte izledim. Hatasız futbol oynadığını
söyleyebilirim. Enlemesine ve gereksiz geri oynama düşüncesine hiç
sahip değildi. Hep dikine ve adrese teslim toplar attı.
Fenerbahçe, Alex’in iyi sezgi ve fırsatçılığıyla attığı golle
ilk yarıyı bitirdi.
Fenerbahçe Atatürk Olimpiyat Stadı'nda nihayet şeytanın bacağını kırdı. İbrahim Akın, Tum gibi kontratağa yatkın, süratli futbolcular Fenerbahçe için her zaman tehlikeli olmuştur. Fenerbahçe bu sezon oynadığı 13 maçta 18 gol yedi.