Yazarlar Fenerbahçe için ne yazdı?
Fenerbahçe, Hacettepe'yi 7-0 gibi oldukça farklı bir skor ile mağlup etmesinin ardından spor yazarları karşılaşmayı yorumladı.
Rıdvan Dilmen (Milliyet): Garip
Sanki Fenerbahçe’ye geçen hafta transfer hakkı tanındı ve takım baştan aşağıya değişti. Forma aynı, şort aynı ama oyuncular bir farklıydı, sanki yerlerine başkaları gelmişti.
Bunları skordan dolayı demiyorum. O ne arzu, o ne mücadele idi. Altı günde bir takımda bu kadar şey değişir mi? Değişen aslında oyuncular değildi. Oyuncuların beyniydi. Tabii ki Hacettepe havlu atmış bir takım görüntüsünde. Erken goller de yiyince disiplinden koptu, maç farka gitti. Ama oyun 7-0 iken bile 81. dakikada Deniz ve Emre ikilisinin oyun başından beri sürdürdüğü pres devam ediyordu. Belediye karşısında 10 kişilik rakibe karşı hiç mücadele etmeyen takım Hacettepe’ye karşı 11’e 11 7-0 kazanıyor. Sanki sahada rakibi yiyicekler.
İlk 11’de Semih’in olması Alex’in performansını artırıyor, takımın önde baskı yapmasını sağlıyor. Ama geçen hafta ile bu hafta arasında bu kadar fark olmaz. O zaman da Aragones’i eleştirirken oyuncuları da sorgulamak gerekiyor. Onların da kendilerine gelmesi lazımdı. Dün bu göründü. Emre son dönemlerde iyi oynuyordu, dün eski durumuna geldiğini gördük. Deniz de çok iyi oynadı. Deniz’in performansı Emre’nin oyun kurmasını sağladı. Alex ikinci forvet olarak Semih’e yakın oynadığı için hemen hemen her hücum tehlike yarattı. Maçlar hep bu farkla bitmez. Ama bu skoru doğuran mücadeleyi, arzuyu koyan takım (gol sevinciden belli) en azından bundan sonraki maçlarda da bu kadar mücadele etmeli. Taraftarın da istediği tek şey bu.
Hakemi çok beğendim. Belki maç zor gözükmese de oyuna çok yakındı. Avantajları da oynattı. Hacettepe takımı ise fazla yürekli idi.
Bu arada az maç oynanmasına rağmen zeminin bu hali çok düşündürücü.
Selçuk Yula (Takvim): Fenerbahçe'nin sevgililerine hediyesi
[page_end]Fenerbahçe dün akşam Aragones'in şu ana kadar yaptığı bütün yanlışları suratına vururcasına oynadı. Bir süredir GüizaSemih muhabbeti yapılıyordu. Bizim isteğimiz her ikisinin de aynı anda formayı giymesiydi, ama Aragones hep Güiza'yı tercih etti. Biz de dedik ki, "Fenerbahçe'yi küçük gördüğün belli, ama illa ki tek forvet oynayacaksan burada Semih'i kullanmalısın." Sonra dedik ki, "Alex gibi Türk futbol tarihinin gelmiş geçmiş en iyi yabancı futbolcusunu kenara alma lüksün olamaz. Aldığın zaman Fenerbahçe'yi sabote edersin." Ama, sevgili hocamız bunu da yaptı.
Sevgili Aragones, herhalde anlamışsındır. Fenerbahçe, Türkiye'nin en büyük kulübü olma özelliğinden çıkmış, dünya kulübü olma yolunda dev adımlar atıyor. Umarız ki dün akşam gerçeklere geri dönmüş, Fenerbahçe'nin ne olduğunu anlamışsındır. AlexSemih ikilisinin nasıl iyi anlaştıkları belki de dikkatini çekmiştir. Keşke, ''Ben İspanya'yı şampiyon yapmış teknik direktörüm" edasıyla, buraya anormal paralarla gelen bir teknik adam havalarını bıraksaydın da şimdiye kadar saçma sapan puanlar kaybedileseydi. Şunu iyi bil ki Fenerbahçe asla sana muhtaç değildir. Ve olması da mümkün değildir.
Dün Fener 20 öndeyken ''Üç.. Üç.." diye bağıracak bir taraftar kitlesi aradım, ama maalesef bulamadım. Önemli olan F.Bahçe'nin 25 milyon sevgilisine ''Sevgililer Günü"nde verdiği güzel hediyeydi. O da kutlu olsun...
Kemal Belgin (Türkiye): Güiza'ya yazık oldu
[page_end]Sanırım futbol tarihinin en ilgi çekici istatistiksel verisi dün akşam Kadıköy’de sahnelendi.
F.Bahçe’nin Güiza‘sız takımı müthiş bir patlama (!) yaparken, Samandra’daki çift kalelerde yaşamadığı kolaylıklarla geceyi geçirdi. O ne müthiş tempoydu
Savunma, dalga dalga gelen (!) Hacettepe akınlarında gösterdiği müthiş organizasyon ve dirençle tribünleri kendine hayran bıraktı (!). Hatta dün geceki maçın öyle özellikleri vardı ki, yayıncı kuruluş bile Alex‘in attığı 2 gole yetişemeyen eşine banttan yayın yaptı. Gerçekten dün akşamki maç Hacettepe kalecisi, Hacettepe’nin uzun stoperi başta olmak üzere tarihe geçecek eylemlerle doluydu.
Hacettepe’nin teknik direktörü Erdoğan Arıca ne müthiş bir manevra yaptı ki (!), Serkan Atak‘ı daha devre bitmeden oyuna alıp maça ağırlık getirmeye yeltendi. Şayet F.Bahçe dün akşamki maçı 20 gollük bir averaj gerekliliğiyle oynasaydı, inanın daha fazlasını da atabilirdi.
Asıl Volkan‘ı eleştiriyorum. Bu maçta nasıl olur da gol atamaz.
Hakan Yaşar (Vatan): Semih, Alex'i bile koşturdu
[page_end]Skor alışılmadık... Gol sevinçleri de. Her zaman söylüyorum. F.Bahçe’nin çapını rakipleri belirliyor. Rakip Hacettepe’ye bakın. 12 haftadır kazanamayan bir garibanlar topluluğu. Fişleri çekilmiş, işleri bitmiş. Süper Lig için İlhan Cavcav belli ki unlarını eleyip elekleri asmış!
Belediye maçında dünkü ruh neredeydi? İlla 10 kişiye yenilmeniz mi gerekiyordu? Bunlar saçma gelebilir insanlara. Ama bu taraftar bir gün fıtık oluyor, diğer gün dengesiz bir skorla karşılaşabiliyor. Neden?
Şu kesin ki, Semih Fener’e her zaman lazım adam. Bunu Aragones anlamıştır artık. Ki, Uğur Boral’dan bir pası (Dk.30) alamadı. Alsa, o da Alex gibi hat-trick yapacaktı. Ya da Aragones onu görmeye tahammül edip 75. dakikada oyundan çıkarmasaydı.
Sorgulanması gereken şu; F.Bahçe’nin 7-0’ı tesadüf mü, devamı gelir mi? Şov futbolunun sürmesi adına çekincemi kenara yazıyorum.. G.Birliği, Sivas, Kayseri gibi üç zorlu rakip var sırada. Üçü de Fener’e ters takımlar. Bu maçlardan kayıpsız çıkmak F.Bahçe’nin kaderini belirler...
Çok tekme yiyen Emre’yi kuzu gibi gördüm.. Açıkçası Fatih Terim’in İzmir’deki fırçası yaramış. İyi oyun kurdu ayrıca... F.Bahçe adına bir diğer pozitif tablo, hat savunmanın ofsayt başarısı. Kısmen iyiydiler..
7-0'dan sonraki vites küçültmek gayet mantıklı. Rakibe de saygı duymak lazım. Hacettepe’nin bir golü bulmak için ne kadar çabaladığını ama beceremediğini gördük...
Son iki söz... 1. Gol sevinçleri taraftara bir sitemdi.. 2. Çamur deryası zemini görüp burada UEFA finalinin oynanacağına inanmak zor. Rentistas paralarından biraz çimlere harcansa hiç de fena olmaz...
Selim Soydan (Vatan): F.Bahçe ruhu bu
[page_end]Olağanüstü paralarla ‘Gol atsın’ diye transfer edilen Güiza, Hacettepe karşısında yoktu. İspanyol’un yokluğuna vatandaşı Luis Aragones dışında üzülen olmamıştır. Çünkü Güiza’nın olmaması F.Bahçe’nin Hacettepe maçını kazanmasındaki en önemli etkendi. O yoktu ama Fener takımı 5’i ilk yarıda olmak üzere 7 gol birden attı...Aragones’in tüm futbol gerçeklerini hiçe sayarak Büyükşehir maçında kenara aldığı Alex dün döktürdü, üç gol attıp, iki asist yaptı ve hocasına adeta ders verdi. İlk onbirin değişmez ismi olması gerekirken Aragones’e bir türlü kendisini beğendiremeyen Semih sahanın yıldızıydı. Akıl dolu iki gole imzasını koydu. Bir tane de Alex’e attırdı. Ve 90 dakikanın sonuna kadar da oyunda kalmalıydı...
Bu kadar olumlu görüntünün yanında, sonraki maçlar için uyarı niteliğinde görüntülerde vardı. Bunların başında savunma geliyor. 7 gol atan bir takımın en iyi oyuncularından birisi kalecisi Volkan ise ne demek istediğim anlaşılır sanırım. Volkan 2. yarıda 4 tane çok önemli gol pozisyonunu önledi. Özellikle Ali Bilgin’in bölgesinden çok açıklar verildi.
Umarım Aragones artık yaptığı hataların farkına varmıştır. Bundan sonra Alex ile Semih’i birlikte oynatır. Yoksa yanlış yapar...
Sanki Fenerbahçe’ye geçen hafta transfer hakkı tanındı ve takım baştan aşağıya değişti. Forma aynı, şort aynı ama oyuncular bir farklıydı, sanki yerlerine başkaları gelmişti.
Bunları skordan dolayı demiyorum. O ne arzu, o ne mücadele idi. Altı günde bir takımda bu kadar şey değişir mi? Değişen aslında oyuncular değildi. Oyuncuların beyniydi. Tabii ki Hacettepe havlu atmış bir takım görüntüsünde. Erken goller de yiyince disiplinden koptu, maç farka gitti. Ama oyun 7-0 iken bile 81. dakikada Deniz ve Emre ikilisinin oyun başından beri sürdürdüğü pres devam ediyordu. Belediye karşısında 10 kişilik rakibe karşı hiç mücadele etmeyen takım Hacettepe’ye karşı 11’e 11 7-0 kazanıyor. Sanki sahada rakibi yiyicekler.
İlk 11’de Semih’in olması Alex’in performansını artırıyor, takımın önde baskı yapmasını sağlıyor. Ama geçen hafta ile bu hafta arasında bu kadar fark olmaz. O zaman da Aragones’i eleştirirken oyuncuları da sorgulamak gerekiyor. Onların da kendilerine gelmesi lazımdı. Dün bu göründü. Emre son dönemlerde iyi oynuyordu, dün eski durumuna geldiğini gördük. Deniz de çok iyi oynadı. Deniz’in performansı Emre’nin oyun kurmasını sağladı. Alex ikinci forvet olarak Semih’e yakın oynadığı için hemen hemen her hücum tehlike yarattı. Maçlar hep bu farkla bitmez. Ama bu skoru doğuran mücadeleyi, arzuyu koyan takım (gol sevinciden belli) en azından bundan sonraki maçlarda da bu kadar mücadele etmeli. Taraftarın da istediği tek şey bu.
Hakemi çok beğendim. Belki maç zor gözükmese de oyuna çok yakındı. Avantajları da oynattı. Hacettepe takımı ise fazla yürekli idi.
Bu arada az maç oynanmasına rağmen zeminin bu hali çok düşündürücü.
Selçuk Yula (Takvim): Fenerbahçe'nin sevgililerine hediyesi
[page_end]Fenerbahçe dün akşam Aragones'in şu ana kadar yaptığı bütün yanlışları suratına vururcasına oynadı. Bir süredir GüizaSemih muhabbeti yapılıyordu. Bizim isteğimiz her ikisinin de aynı anda formayı giymesiydi, ama Aragones hep Güiza'yı tercih etti. Biz de dedik ki, "Fenerbahçe'yi küçük gördüğün belli, ama illa ki tek forvet oynayacaksan burada Semih'i kullanmalısın." Sonra dedik ki, "Alex gibi Türk futbol tarihinin gelmiş geçmiş en iyi yabancı futbolcusunu kenara alma lüksün olamaz. Aldığın zaman Fenerbahçe'yi sabote edersin." Ama, sevgili hocamız bunu da yaptı.
Sevgili Aragones, herhalde anlamışsındır. Fenerbahçe, Türkiye'nin en büyük kulübü olma özelliğinden çıkmış, dünya kulübü olma yolunda dev adımlar atıyor. Umarız ki dün akşam gerçeklere geri dönmüş, Fenerbahçe'nin ne olduğunu anlamışsındır. AlexSemih ikilisinin nasıl iyi anlaştıkları belki de dikkatini çekmiştir. Keşke, ''Ben İspanya'yı şampiyon yapmış teknik direktörüm" edasıyla, buraya anormal paralarla gelen bir teknik adam havalarını bıraksaydın da şimdiye kadar saçma sapan puanlar kaybedileseydi. Şunu iyi bil ki Fenerbahçe asla sana muhtaç değildir. Ve olması da mümkün değildir.
Dün Fener 20 öndeyken ''Üç.. Üç.." diye bağıracak bir taraftar kitlesi aradım, ama maalesef bulamadım. Önemli olan F.Bahçe'nin 25 milyon sevgilisine ''Sevgililer Günü"nde verdiği güzel hediyeydi. O da kutlu olsun...
Kemal Belgin (Türkiye): Güiza'ya yazık oldu
[page_end]Sanırım futbol tarihinin en ilgi çekici istatistiksel verisi dün akşam Kadıköy’de sahnelendi.
F.Bahçe’nin Güiza‘sız takımı müthiş bir patlama (!) yaparken, Samandra’daki çift kalelerde yaşamadığı kolaylıklarla geceyi geçirdi. O ne müthiş tempoydu
Savunma, dalga dalga gelen (!) Hacettepe akınlarında gösterdiği müthiş organizasyon ve dirençle tribünleri kendine hayran bıraktı (!). Hatta dün geceki maçın öyle özellikleri vardı ki, yayıncı kuruluş bile Alex‘in attığı 2 gole yetişemeyen eşine banttan yayın yaptı. Gerçekten dün akşamki maç Hacettepe kalecisi, Hacettepe’nin uzun stoperi başta olmak üzere tarihe geçecek eylemlerle doluydu.
Hacettepe’nin teknik direktörü Erdoğan Arıca ne müthiş bir manevra yaptı ki (!), Serkan Atak‘ı daha devre bitmeden oyuna alıp maça ağırlık getirmeye yeltendi. Şayet F.Bahçe dün akşamki maçı 20 gollük bir averaj gerekliliğiyle oynasaydı, inanın daha fazlasını da atabilirdi.
Asıl Volkan‘ı eleştiriyorum. Bu maçta nasıl olur da gol atamaz.
Hakan Yaşar (Vatan): Semih, Alex'i bile koşturdu
[page_end]Skor alışılmadık... Gol sevinçleri de. Her zaman söylüyorum. F.Bahçe’nin çapını rakipleri belirliyor. Rakip Hacettepe’ye bakın. 12 haftadır kazanamayan bir garibanlar topluluğu. Fişleri çekilmiş, işleri bitmiş. Süper Lig için İlhan Cavcav belli ki unlarını eleyip elekleri asmış!
Belediye maçında dünkü ruh neredeydi? İlla 10 kişiye yenilmeniz mi gerekiyordu? Bunlar saçma gelebilir insanlara. Ama bu taraftar bir gün fıtık oluyor, diğer gün dengesiz bir skorla karşılaşabiliyor. Neden?
Şu kesin ki, Semih Fener’e her zaman lazım adam. Bunu Aragones anlamıştır artık. Ki, Uğur Boral’dan bir pası (Dk.30) alamadı. Alsa, o da Alex gibi hat-trick yapacaktı. Ya da Aragones onu görmeye tahammül edip 75. dakikada oyundan çıkarmasaydı.
Sorgulanması gereken şu; F.Bahçe’nin 7-0’ı tesadüf mü, devamı gelir mi? Şov futbolunun sürmesi adına çekincemi kenara yazıyorum.. G.Birliği, Sivas, Kayseri gibi üç zorlu rakip var sırada. Üçü de Fener’e ters takımlar. Bu maçlardan kayıpsız çıkmak F.Bahçe’nin kaderini belirler...
Çok tekme yiyen Emre’yi kuzu gibi gördüm.. Açıkçası Fatih Terim’in İzmir’deki fırçası yaramış. İyi oyun kurdu ayrıca... F.Bahçe adına bir diğer pozitif tablo, hat savunmanın ofsayt başarısı. Kısmen iyiydiler..
7-0'dan sonraki vites küçültmek gayet mantıklı. Rakibe de saygı duymak lazım. Hacettepe’nin bir golü bulmak için ne kadar çabaladığını ama beceremediğini gördük...
Son iki söz... 1. Gol sevinçleri taraftara bir sitemdi.. 2. Çamur deryası zemini görüp burada UEFA finalinin oynanacağına inanmak zor. Rentistas paralarından biraz çimlere harcansa hiç de fena olmaz...
Selim Soydan (Vatan): F.Bahçe ruhu bu
[page_end]Olağanüstü paralarla ‘Gol atsın’ diye transfer edilen Güiza, Hacettepe karşısında yoktu. İspanyol’un yokluğuna vatandaşı Luis Aragones dışında üzülen olmamıştır. Çünkü Güiza’nın olmaması F.Bahçe’nin Hacettepe maçını kazanmasındaki en önemli etkendi. O yoktu ama Fener takımı 5’i ilk yarıda olmak üzere 7 gol birden attı...Aragones’in tüm futbol gerçeklerini hiçe sayarak Büyükşehir maçında kenara aldığı Alex dün döktürdü, üç gol attıp, iki asist yaptı ve hocasına adeta ders verdi. İlk onbirin değişmez ismi olması gerekirken Aragones’e bir türlü kendisini beğendiremeyen Semih sahanın yıldızıydı. Akıl dolu iki gole imzasını koydu. Bir tane de Alex’e attırdı. Ve 90 dakikanın sonuna kadar da oyunda kalmalıydı...
Bu kadar olumlu görüntünün yanında, sonraki maçlar için uyarı niteliğinde görüntülerde vardı. Bunların başında savunma geliyor. 7 gol atan bir takımın en iyi oyuncularından birisi kalecisi Volkan ise ne demek istediğim anlaşılır sanırım. Volkan 2. yarıda 4 tane çok önemli gol pozisyonunu önledi. Özellikle Ali Bilgin’in bölgesinden çok açıklar verildi.
Umarım Aragones artık yaptığı hataların farkına varmıştır. Bundan sonra Alex ile Semih’i birlikte oynatır. Yoksa yanlış yapar...