Yazarlar Fenerbahçe için ne yazdı
Fenerbahçe, Sivasspor deplasmanında istediğini 0-0’lık skorla aldı. Spor yazarları F.Bahçe ile ilgili şu yorumda bulundular...
Rıdvan Dilmen (Milliyet): İstediğini Aldı
Sivaslı oyuncular da, taraftarlar da çok gergindi. Hatta
federasyonu ve MHK'yi topa tuttular maç içerisinde. Ama dönüp
baktığınızda iki yıldır şampiyonluğa oynayan tek Anadolu takımı
onlar. Hatta bu yıl da altı hafta kala zirvedeler. Kupada da yarı
finaldeler. Beğenmedikleri federasyon ve hakemler. Herkes Sivas'ın
mücadelesine saygı duyuyor. Aman dikkat bu işlerle fazla
uğraşmasınlar.
Fenerbahçe takımı zorlu deplasmanlarda bütün yıl yapmadığı pasları son 15 dakika yapınca 3-4 net pozisyon buldu. İkinci yarının başında aynı pozisyon içinde iki top direkten dönünce (bunlardan bir tanesine Volkan müdahale etti) ve dakikalar 70'e gelince artık Sivaslı oyuncular havlu attı. Sonuçta Fenerbahçe'nin ligi bitti, kupa da teselli olarak finale kaldı.
Fenerbahçe takımı iyi oynamadı ama ilk maçtaki skor avantajını korumayı başardı.
Mustafa Kamil Abitoğlu hakikatan bu yıl formda. Ancak MHK dünkü yardımcıları 15 gün dinlendirsin. İki takım o kadar dikkatsizdi ki, bayrak kaldırmaktan kolları yoruldu.
Gürcan Bilgiç (Sabah): Ciğerden Oynadılar
[page_end]Fenerbahçe maçı planladığı gibi yaşadı. Arsenal rövanşına giderken de aynı tedirginlik ve korkuyu taşıyorlardı. Kendi sahalarında kalarak savaştılar. Çağ dışı bir oyun oynamış ama sonraki haftalar için derin bir "nefes" almışlardı...
1-0 galip gibi başladılar Sivas maçına da. İki gol yiyene kadar maç da onlarındı, final bileti de... Böyle bir ortamda Aragones'ten risk alacak, futbol oynatacak bir taktik beklenemezdi. Zaten elinde bunu düşünecek kadrosu da yoktu. Beyin takımı (Alex, Semih ve Emre) "sakata" çıkınca, kalanların "ellerinden geleni" yapmaktan başka çaresi kalmamıştı.
"İyi oynamanın zamanı değil" sözünü akıllarına kazıyarak, tüm performanslarını ciğerlerine yüklediler.
İki kalecinin büyüdüğü dakikaları izlemeye başlamıştık. Genç Volkan Babacan ışık saçıyordu. Petkoviç, Guiza'ya geçit vermiyordu. Bülent Uygun'un elindeki tüm ofansif oyuncularla maçı zorlaması sonrası, Fenerbahçe birden bire pas üstünlüğünü ele geçirdi. Kalabalık hücumlar yapmaya, o çok değerli bir golün ensesinde gezmeye başladılar.
Bu kadar darbe ve yara almışken, finali cebine koyan Fenerbahçe, taraftarına en azından bir kupa vaad ediyor. Ciğerden oynayacakları bir maç daha olacak. Başkan Aziz Yıldırım, Aragones ve futbolcular kendilerini taraftarlarına affettirecekleri önemli bir fırsat yakaladılar. Hasretin peşindeler artık.
Selçuk Yula (Fotomaç): Aslında Önemli
[page_end]F.Bahçe, 26 yıl sonra kupaya giden yolda Sivasspor karşısında çok zor anlar yaşadı ama zor anlar da yaşattı. 8 eksikle gittiği deplasmanda lig liderine iyi direndi. Galibiyetle de dönebilirdi. Zaten sezon başından beri söylüyoruz; bu takımın ne zaman ne yapacağı belli değil. O yüzden ne yazık ki F.Bahçe bize doğru dürüst yorum yapma şansı vermedi. İlk devre idare edildi, ikinci yarı başlar başlamaz ise Sivasspor'un direkten dönen iki topu var.
Göbek'te oynayan Önder ve Yasin'i beğendim. Keşke hep böyle uyum içinde olsalar da o bölgeye yabancı gelmese. Çünkü yabancı transferi forvet ve orta saha oyuncuları için kullanılmalı. Selçuk ile Deniz'in mücadelelerini de beğendim. Beğenmediğim bir adam var; o da Deivid.
Şu da bir gerçek ki 100 yılı aşan geçmişiyle koskoca F.Bahçe'nin elbette ki ilk hedefi Avrupa ve ligdir. Ama ne yapalım ki bu sezon F.Bahçe için kupayı almak zorunlu hale geldi. Çünkü önümüzdeki sezon Avrupa'ya açılmak için artık tek çare bu. Yoksa gerisi laf-ı güzaf. "Bu kupa ne yazık ki onem kazandı" diyecektim ama 26 yıllık hasret nedeniyle de "önemli değil" diyemiyorum.
Ziya Şengül (Star): Sivas Oynamadı Turu Fener Atladı
[page_end]Dün gece Fener'in en iyisi dedemdi dedem! Yerinde bir türlü duramıyordu. Hop oturup hop kalkıyordu. El-kol hareketleri yapıyordu. Tabi bizi de şaşırtıyordu. Çünkü hiç böyle görüntüler vermemişti bugüne kadar.
Aragones'in kulübedeki hareketleri, Selçuk'un ayağındaki her topu rakibine vermesindendi bence!.. Deivid de İngiliz aristokratları gibiydi. Topla buluştuğu anlarda, ‘Ben niye bu sahadayım?' diyen adamdı.
Fenerbahçe, ilk maçın avantajını koruma adına, pasif bir futbol sergiledi. Yanlışlarıyla, doğrularıyla tedbirliydiler. Hadi Fener böyleydi... Ya Sivas? Garip bir şekilde, galibiyet için, tur için futbol oynamadılar. Gol pozisyonları bulmadılar mı? Buldular. Üst üste iki topları da direkten döndü; birincisi Sezer, ikincisi Kamanan'la...
Bülent Uygun kardeşime bakıyorum, sakin tavırlarıyla, kılığı kıyafetiyle, Brezilyalı teknik direktörler gibi. Ama bu takımın geriye doğru gitmeye başladığının farkında olması lazım. Eğer sen ligin lideriysen, saha ve seyirci avantajını, rakibine baskı kurarak kullanmalısın.
Fenerbahçe, çok eksiği olmasına rağmen, çeyrek asırdır özlemini duyduğu kupayı kazanma adına finale çıktı... Haydi hayırlısı!..
Kemal Belgin (Türkiye): Aragones'in Aklı Kazandı
[page_end]Hıncal Uluç usta, bu Mehmet Yıldız için A Milli Takım'da oynayacak yegane santrafor diye yazıp söylemişti.
Dün akşamki kupa yarı final son ayağına bu nasıl bir giriş diye düşünebilirsiniz. Bundan böyle her yazımda Türkiye'de futbolu teknik anlamda yorumlayanların nerede olduklarını vurgulayacağım. Sivasspor'un, Kadıköy'deki 3-1'in altından kalkabilmesi kolay mıydı? Cevap hemen evet olabilir. Çünkü Fenerbahçe'nin dün akşam sahadaki kadrosu ciddi şekilde sınıf düşmüştü.
Sivasspor düne kadar bütün pas alış-veriş ve hücum organizasyonlarını Mehmet Yıldız‘a programlamıştı. Bu çok ilkel bir futbol kurgusuydu. Sadece fizik kapasitesiyle var olabilen Mehmet, onu da yitirince F.Bahçe savunmasının adamlarından biri oluvermişti. Yani Sivasspor özellikle ikinci yarıda, ilk yarıya oranla daha fazla pas yaparak rakibine yaklaşıyordu ama aynı pozisyonda direklere vuran iki topun dışında Aragones‘in kalabalığında eriyip gidiyordu.
Sonuçta F.Bahçe'nin yarım yamalak takımı akılcı bir oyun kurgusuyla Sivas'ı seyredip dar bir alanda oyunu kabullenerek finale yürüdü. Sivasspor'un da böyle bir tuzak içinde yapacakları çok da çeşitli değildi. Hele hele Yasin, Önder, Deniz ve Selçuk‘un yanına Mehmet Yıldız da eklenince.
Hakan Yaşar (Vatan): F.Bahçe Her Gün Sivas İle Oynasın
[page_end]Sadece ilk yarıda F.Bahçe, Sivas'ı 7 kez ofsayta düşürdü... Bu F.Bahçe savunmasının mı, Sivas hücumcularının mı başarısı, tartışılır! Önder'in Mehmet Yıldız, Yasin'in Kamanan'la kucak kucağa oyundaki üstünlüğü dikkat çekti... Yine de 2 kez arkaya sızdı Sivas... Birinde Yasin çizgiden hayatının kurtarışını yaptı, diğerinde Babacan soğukkanlılığının meyvesini aldı.
Kötü zemin kısmen F.Bahçe'yi topu şişirmeye zorladı... Ki şişen topların çoğunu avlayan Bilica, kimi anlarda da sektirdi. Eğer 2 forvetli oynansa, ya da Deivid geriye gelmek zorunda kalmasa 2. topları kullanabilirdi F.Bahçe. Ancak bu, teoriden pratiğe dönüşemedi.
İkinci yarının başında bir kırılma anı yaşandı. Sezer ve Kamanan'ın direklerden dönen şutları vardı... Sivas'ın Konya maçından sonra yine 2 topunun direğe takılması gösteriyor ki, bu takımın direklerle bir sorunu var. Belki de Futbol Tanrıları "Bizi şampiyon yapmazlar" diyenlere bir mesaj yolladı.
Tabii o şutlar atılırken Selçuk ve Vederson neredeydi, sorgulamak lazım.. Özellikle Uğur'un yerine oynayan Vederson'daki futbol unutkanlığı dikkat çekici.. 2 tane yüzde yüz golü atamadı ki, "Uğur'dan kötüydü" desek yanlış olmaz...
Bir de Deniz Barış konusu var.. Sanıyorum, sık sık ‘ağlamaklı' poz veren Aragones'e bu Deniz meselesi ders olmuştur! Yanı başında duran Marco'yu görmemiş. Özet olarak F.Bahçe, Petkoviç olmasa farklı kazanabilirdi. Bu şartlara göre ise final başarısı müthiş.. Bir de Bülent Uygun maçı çok istedi. Yine de lige ağırlık verdiği kesin. Ancak Sivas'taki Fener fobisi aşikâr. F.Bahçeliler "Keşke her gün Sivas'ya oynasak" diyecektir.
Selim Soydan (Vatan): Dede'ye Ders
[page_end]BÖYLE maçlar öyle zordur ki.. Ligde yediğin kırbaçların acısını sırtında hissedersin futbolcu olarak.. Bütün sezon yüzüne bile bakmayan hocan belki de en kritik 90 dakikada senden medet umar.. Eksikler de öyle 1-2 değil, tam 8 tane.. Üstelik 20 haftadır ligin zirvesine oturmuş, senden aldığı üst üste 2 yenilginin acısını çıkarmaya bileylenmiş Sivas deplasmanındasın.. İşte buradan final çıkarmak kolay iş değil.. Bunu sağlayan F.Bahçeli futbolcuları teker teker kutluyorum.. Aragones'e ise tebrik yok, çünkü hak etmiyor.
Aragones'in haftalardır dalga geçercesine bir kulübeye, bir sahaya, bir 18 dışına koyduğu Deniz Barış, mücadeleci ve fizik gücü yüksek Sivas'a karşı ilk yarıda biraz zorlandı.. Ama ikinci 45 dakikada F.Bahçe'nin sahaya hakim olmasını sağladı.. ‘Dede'ye önemli bir ders verdi.. Demek ki, bu çocuk ilk 11'in gediklisi olmalı.
Böyle hayati bir maçta bile varlık gösteremeyenler ise çok gol kaçıran Güiza (Gerçi hatalı ofsayt bayraklarıyla 3 atağı kesildi), Vederson, Deivid, Ali Bilgin ve Gökhan'dı.. Eğer gelecek sezon için bu maçlar bir kriter oluşturacaksa, bu son saydığım beşlinin F.Bahçe kadrosunda kalmasına imkân yok..
Umarım futbolu çok iyi bilen yönetim de bunu görmüştür!