Yazarlar Fenerbahçe için ne yazdı
Fenerbahçe UEFA Avrupa Ligi'nde FC Sion'u eleyerek adını gruplara yazdırdı... Spor yorumcuları sarı-lacivertli ekip için şunları yazdı...
RIDVAN DİLMEN- Normal -MİLLİYET
Honved eşleşmesinin bir benzerine tanık olduk. Tek fark, Honved
ile ilk maç Kadıköy’de oynanmış, işi bitiren Fenerbahçe deplasmanda
idare ederek turu atlamıştı. Bu kez Cenevre’den 2-0’lık avantajla
geldi, aynı Honved rövanşı gibi yine sıkmadan alınan bir
beraberlikle Avrupa Ligi’ne katıldı.
İnanın bu tür kupa maçlarında ilk karşılaşmada ciddi avantaj yakalayan takımların rövanşını yazmak güçleşiyor. Oyuncuları eleştirmek de doğru olmuyor. Teknik Direktör Daum, Santos’u Alex’in bölgesinde denedi. Uğur’un maç kondisyonunu artırmak istedi. Aynı şekilde Selçuk’un da... Savunmada Lugano-Önder ikilisi görev aldı. Sonuçta Semih-Güiza ikilisinin beraber oynamışlıkları vardı. Selçuk ile Emre’nin de... Bu yüzden Daum, Cristian-Selçuk ikilisini görmek istedi. Bu tür arayışlar ilk maçın verdiği rahatlıktan tabii ki...
İlk yarının sonlarına doğru bir ara herkes “ne oluyor” dedi. Çünkü Sion tura ortak olmuştu. Ama Fenerbahçe hemen eşitliği sağlayıp, ikinci yarı oyunu rölantiye alarak, rahat rahat yorulmadan turu geçti.
Lugano hazır olmadığı için rakibin tek forvetine sürekli Önder hamle yapmak zorunda kaldı. Aynı Diyarbakır’da Bilica’nın yaptığı gibi. Anlaşıldı ki, hoca Kazım’da ısrar edecek. Sürekli oynatıyor, güven kazansın diye. Santos daha çok orta saha oyuncusu olduğu için Semih’e uzak oynadı. Çok formda Emre olmadığı için orta ikilinin forvete katkısı yoktu. Sonuçta Sion İsviçre liginden gelen bir takım (kolay kolay maçları golsüz bitmiyor). Açıkcası ben farklı bir maç beklemiyordum, tempo ve skor olarak. Bu yüzden de formalite maçıydı. Bir kaç dakika lig maçına döndü ama kısa sürdü. Ancak savunma arkasına atılan toplarda sıkıntı devam ediyor.
Bu arada taraftarın takıma güvenmesi ve coşkusu çok önemli. Dün de görevlerini en iyi şekilde yaptılar.
ZEKİ ÇOL'UN YORUMU DİĞER SAYFADA... [page_end]
ZEKİ ÇOL- F.Bahçe'ye Sion uyarısı -ZAMAN
Tholot, ilk maç sonrası yaptığı açıklamada, "Fenerbahçe'yi gözümüzde fazla büyüttük. Korkak oynadığımız için kaybettik." demişti. Sion, dün cesur oynadı. Hele ilk yarıda, savunmayı hallaç pamuğu gibi attı, Fenerbahçe'ye ecel terleri döktürdü.
Üstelik maça daha 2. dakikada yediği golle yenik başlamasına karşın.
Peki, ne oldu da roller bu denli değişti? Deplasmandaki ilk maçta 2-0 gibi net bir skoru yakalayan ve baştan sona kontrolü elinde tutan F.Bahçe, yalnızca rakibi cesur oynadığı için mi, hele savunmasında bu sezon rastlanmadık ölçüde acze düştü?
Hayır. F.Bahçe, rakibi ciddiye almadı. Uzun süre oyun disiplinini sağlayamadı. Takım gibi oynayamadı. Savunma yapmayı beceremedi. Hücum organizasyonunda yetersiz kaldı. Ve bunun sonucunda da ilk yarıda amiyane tabirle çuvalladı.
Daum, doğru bir yaklaşımla takımda rotasyon uyguladı. Roberto Carlos'u kadroya almadı. Bilica, Emre, Güiza'yı kulübede tutup, oyuna başladı. Amacı hem bu dört oyuncusunu dinlendirmek hem de diğerlerine ilk onbirde oynama şansı vermekti.
2. dakikada gelen o gol, 2-0'la zaten tur vizesini düşünen F.Bahçe'nin avantajını iyice artırdı. Ama sonrasında müthiş bir boşvermişlik başladı. Kazım, adam kovalamadı. Uğur, adam kovalamadı. Lugano zaten hazır değildi, rakip yüklendikçe iyice sırıttı. Önder'le hiç uyum sağlayamadı. Sion, F.Bahçe'nin dış oyuncularını takip etmediği bekleriyle zorlanmadan kanat bindirmeleri yaptı. Bir duran topta, sol beki ortaladı, sağ beki savunmanın arasından yükseldi golü attı. Sıklıkla şut fırsatı buldu. F.Bahçe'den çok daha fazla pozisyon oluşturdu. Sürekli arkaya adam kaçıran F.Bahçe savunması, yine böylesi bir hatayı yapınca Volkan, Dabo'yu indirdi. Sion, penaltıdan skoru 2-1'e taşıdı.
Fenerbahçe, bu golle de akıllanmadı. Yine dağınık, yine verimsiz oynamayı sürdürdü. 40. dakikada Kazım, Bührer'le girdiği ikili mücadelede ceza alanı içerisinde kendisini bıraktı. Hakem lütfetti, penaltıyı çaldı. Ve Fenerbahçe, skoru 2-2 yapıp rahatladı.
Devre arası uyarılarının ardından, ikinci yarı F.Bahçe rakibini biraz ciddiye aldı. Oyunun şekli değişti. Bu defa kontrol F.Bahçe'nin eline geçti. Emre ile Güiza'nın oyuna girmelerinden sonra pozisyonlar da üst üste geldi. Ancak fırsatlar değerlendirilemedi. Ve F.Bahçe'nin ders çıkarması gereken maç berabere bitti. F.Bahçe, gruplara gitti.
Şimdi maçı bir yana bırakıp Dos Santos'la ilgili bir paragraf
açacağım. Dos Santos, dün Alex'in pozisyonunda oynadı. İyi toplar
kullandı. İlk golde mükemmel bir zamanlamayla baskı uygulayıp topu
çaldı. Golün güftesini yazdı, bestesini yazdı. Ardından bir de
penaltı golü attı. Bu sezon elemelerdeki gol sayısını 4'e çıkardı.
Dos Santos için daha önce Fenerbahçe'nin alternatif golcüsü olacak
diye yazmıştım. O, şu sıralar başrolü kaptı. Dos Santos'u bu sezon
farklı bir kimlikte izleyeceğiz. Kariyerinin en çok golüne
ulaşacağı bir süreci yaşıyor. Ve gol, Fenerbahçe'yi skora taşımaya
başlayan Dos Santos'a yakışıyor.
GÜRCAN BİLGİÇ'İN YORUMU DİĞER SAYFADA...
[page_end]
GÜRCAN BİLGİÇ- Seyircili maç! -SABAH
İlk maçın skor rahatlığı üzerine eklenen, Sion'un alçak çıtası, F.Bahçe'yi 'önem' verdiği lig maçı öncesinde rotasyona götürdü. Takım ve oyun liderlerinin (Emre, Carlos ve sakat Alex) olmadığı bir maçta, sahaya çıkan ekibin "Geçmesi gereken 90 dakika" olarak gördüğü karşılaşmada, az kalsın, kalplerin duracağı gerilim de oluştu.
Sion 2-1'i yakaladığında, Avrupa Ligi'nde bir gol uzakta kaldığında, Portekizli hakemin Kazım'a yapılan hareketi 'penaltı' olarak yorumlamasıyla, herkes rahatladı. Semih ile ikili olmaya soyunan Santos'un yarattığı ilk gol ve usta penaltısı dışında, takımın veya sistemin parçası olmaya niyetlenmemesiyle birlikte kopukluk başladı. Semih'in orta sahaya yaklaşıp, sağını;solunu rakip alana çekmeye çalışması bile 'beyhude' çaba olarak kalıyordu. Tek bir organize atak yapamıyor, özellikle sol bindirmelerde "hatalı paslar" zinciri kuruyorlardı. Cristian ve Selçuk'un diklemesine yaptığı bir koşu olmadı gibi, etkili pas denemesine kalkışmamaları bile dikkat çekiciydi.
YILDIZ TARAFTARDI
Bu noktada F.Bahçe'nin kendi yarı alanında bulunan ve savunmayı
düşünen yapısını ne kadar derli;toplu düşünsek bile, iş rakip
sahaya geldiğinde, "biri bir şeyler yapsın" etabı başlıyordu.
Diyarbakır'dan kurtarıcı olarak dönen Gökhan Gönül'ün, iki Sion
golünden de 'hatalanması' da ilginçtir. Kendine aşırı güvenin
cezası kesiliyordu. 77'de Emre ve Güiza değişiklikleri ile
F.Bahçe'ye biraz 'hareket' geldi. Ve yine ilginçtir, bekin önüne
geçmesi gereken Santos, forvetin 'üçüncüsü' olarak kendini ilan
etti.
Bu tip 'almazlar'ın görüleceği maçlar elbette olacaktır. Ancak
golleri atıp, bir;iki bilek hareketi ile alkışları yutmanın,
Santos'u 'ayrıcalıklı' sınıfa yükseltmesi doğru mu?
Daum, kazanan takımına ses çıkarmıyor ve her şeyi oluruna bırakıyor. Bir şeylerin daha iyi olmasını sağlamak için, kaybetmek mi gerekiyor? Maçın yıldızı elbette taraftarlardı. Maraton'un A ve B blokları, tezahürat yasaklısı, F.Bahçe gönüllüsü deli fişekleri bir araya getirmişti nihayet. Ve dalga dalga yönettiler tüm stadı. Müthiş şovlarla, sıkıcı maça eğlence ve hareket kattılar. Uzun yıllar sonra koltukları dolu olmasına rağmen 'seyircisiz' izlediğimiz Saracoğlu'nda, 12. oyuncuyu da izledik.
ÖMER ÜRÜNDÜL'ÜN YORUMU DİĞER SAYFADA... [page_end]
ÖMER ÜRÜNDÜL- Yanlış kadro sırıttı!
-SABAH
Daum'un çok yanlış rotasyonu turu çantada keklik görmenin rehaveti
ile birleşince 90 dakika çok kötü bir futbol sergileyen
Fenerbahçe'yi, Sion karşısında muhtemel bir faciadan devre
sonundaki penaltı golü kurtardı.
Fenerbahçe maça golle başladı desek yerinde olur. Santos'un kişisel
çabasıyla rakipten kaptığı topla attığı gol, Fenerbahçe'yi iyice
rahatlattı. Zaten ilk maçta da deplasmanda alınan iki farklı skor
avantajı da vardı. Futbolcular için artık herşey güllük
gülistanlıktı.
Ancak kısa süre sonra gelen beraberlik golü ardından gelişen Sion atakları takımı bir türlü kendine getirmiyordu. Bu arada penaltıdan rakibin ikinci golü de gelince sarı-lacivertlilerde moraller bir anda bozuldu. Tersi olarak rakip de müthiş bir direnç kazandı. Bundan sonra işler artık çok zordu Fenerbahçe için. Ama devrenin son dakikalarında kazanılan penaltıyla skora gelen denge takımı rahatlattı.
Bu rahatlığa rağmen ikinci yarıda Fenerbahçe bir türlü oyuna ağırlığını koyamadı. Oyuna genelde hükmeden ve gol arayan konuk ekip Sion'du. Ancak turun gitmesi için atmadan iki gol yenmesi gerektiğinden Fenerbahçeli futbolcularda kötü oyuna rağmen stres yoktu. Bu sayede fazla ciddi bir pozisyon verilmeden 90 dakika tamamlandı.
MANTIK ARANAMAZ
Daum'un rotasyonu mantıkla bağdaşacak cinsten değildi. Bu sezon
yedek kalacaklarını bildiklerinden Selçuk ve Uğur Boral'ın hem
moralleri bozuk hem de maç eksikleri vardı. Aynı şekilde Lugano'nun
gelişiyle Önder de sıkıntıya düşmüştü üstelik ilk maçta Bilica
cezalı olduğu halde Daum Önder'i yedek soyundurmuştu. Dün gece üçü
de bir arada sahadaydı. Ayrıca Lugano daha hazır değil. Geçen hafta
Alex formatında oynayan Semih ise ileriye çekilmiş arkasında da
ikinci forvet rolünde Santos yer alıyordu. Santos, Brezilya Milli
Takımı'nın sol beki yani esas görev yeri burası. Fenerbahçe
ihtiyacı olduğundan kendisini orta sahanın solunda kullanıyor. Daum
bu tip bir oyuncuya ileri uç arkası görev veriyor; olacak iş değil.
Eşyanın tabiatına aykırı. Dua etsinki o penaltı golü geldi.
ALTAN TANRIKULU'NUN YORUMU DİĞER SAYFADA... [page_end]
ALTAN TANRIKULU- Bu kez Dos Santos -HÜRRİYET
Dünya Kupası’na yaklaşık 10 ay var.. Ama Dos Santos bu formunu sürdürür, fiziki direncini artırırsa Güney Afrika’daki kupanın konuşulan oyuncularından biri olur..
Henüz maçın başında attığı gol, penaltıdaki ustalığı, sezon başından beri skora olan katkısı ve sakin oyunuyla Fenerbahçe’nin önemli silahlarından biri haline geldi Dos Santos..
Daum, rotasyon yapan teknik adamlar sınıfına girdi Sion karşısında.. Selçuk ve Uğur Boral’a ilk onbirde görev verdi.. La Liga’dan aldıkları transfer tekliflerinin ardından bu iki oyuncunun sahaya ilk onbirde çıkması morallerini artırmış olsa gerek.. Vederson da özellikle savunma anlamında daha gayretliydi. Sarı lacivertli ekibin yediği gollerden biri duran toptan, diğeri sağ kulvardan gelişen bir kontratakla oluşan penaltıdan geldi..
Rehavet etkiledi
İlk maçta alınan 2-0’lık galibiyet ve ikinci dakikada gelen gol
seyirciyi iyice rahatlattı. Ama takımı da rehavete itti. İsviçre
ekibi 2-1’i bulduğu dakikalarda takımın kendine gelmesi için bir
hamle gerekiyordu.. O hamle son haftaların hırçın ama formda
isminden geldi.. Kazım sürati, gücü ve biraz da rahatlığı sayesinde
penaltıyı kazandıran isim oldu.. Rahatlığı diyorum, çünkü ikinci
golün yendiği anlarda Alex ve Emre gibi çok önemli iki beyin yokken
o sorumluluğu almak önemlidir..
Gelelim zaaflara.. Volkan düzeyinde bir kaleci artık çok sert kullanılmayan serbest vuruşlarda kalesini terk etmeli, hamle yapmalı.. En azından rakibi bozmalı.. Lugano, Önder, Selçuk gibi hava hakimiyeti yüksek oyuncular duran toplarda adam paylaşımını dikkatli yapmalı. Takımın en önemli oyuncularından biri haline gelen Gökhan Gönül yorulmaya başladığı anlarda biraz da basit oyunu tercih etmeli, her pozisyonda rakibi geçmeyi düşünmemeli.. Uğur Boral seyirciye kulağını tıkamalı.. Her top kaybından sonra demoralize olmamalı. Cristian biraz daha hücuma katılıp uzaktan şut çekme yeteneğini kullanmalı..
Bugünkü kurada Fenerbahçe’yi çekecek olan takımların içi fazla rahat olmayacak.. Bu kadar çok silahı olan bir takımı durdurmak artık her rakip için problem.. Tabii savunma direncinin daha üst seviyelere çıkması şartıyla..
YALÇIN TÜRK'ÜN YORUMU DİĞER SAYFADA... [page_end]
YALÇIN TÜRK- Lidersiz Fenerbahçe! -FANATİK
Daum, Fenerbahçe'nin her maçına ideal 11'iyle çıkmak zorunda değil herhalde. Daum, Fenerbahçe’nin her maçına ideal 11’iyle çıkmak zorunda değil herhalde. Uğur, Selçuk, Önder, Vederson da bu takımın oyuncuları olduklarına göre, bazı karşılaşmalarda onlara da görev düşecek. İşte Sion rövanşı... Kulübede oturanlar için biçilmiş kaftan. Üstelik karşılaşmanın hemen başında ilk maçta rakibin en iyisi Serey Die’nin hatasını Dos Santos affetmeyip, Fenerbahçe’yi 1-0 öne geçirdi. İşte o anda Sarı-Lacivertli formalılar kafalarında maçı bitirdiler.
Lugano-Önder ikilisi, hatalar zincirinin halkalarıydı. Martinho,
Vanczak, Chihab, Obradovic, Dabo ve Serey Die iki kanadın yanı sıra
göbekten inatla bindirdi. Cristian ile Selçuk, Emre’yi çok arattı.
Futbolda rakibi hafife almak bazen telafisi olmayan yıkımlara neden
olabilir. Fenerbahçe bu korkuyu yaşadı ve tribünlere de yaşattı. 90
dakikanın genelinde top daha çok Sion’lu futbolcuların ayağına
yapıştı. Gökhan yorgun, Uğur formsuz ve isteksizdi. Orta sahası
lidersiz Fenerbahçe, kanatlarını da açamadı. Defansın arasında
kalan Semih tek başına çaresiz kaldı. Daum, Emre ile Güiza’yı
sonlara doğru değil de daha erken sahaya sürseydi sanki her şey
daha farklı olacaktı.
Fenerbahçe’nin dün gece en iyi oyuncusu, 12 numarasıydı. Maç
boyunca susmayan tribünler, müthiş bir şovla Saracoğlu’nu
aydınlattı. İyi ki ilk maç Fenerbahçe’nin 2-0 lehine bitmişti.
ERCAN SAATÇİ'NİN YORUMU DİĞER SAYFADA... [page_end]
ERCAN SAATÇİ- Artık böyle rakip yok -HÜRRİYET
FENERBAHÇE artık Avrupa Ligi’nde. Ancak, çekilecek kuralarla belirlenecek olan gruplarda çok farklı bir atmosfer olacak.
Fenerbahçe artık Sion gibi rakiplerle değil çok daha üst düzey takımlarla oynayacak. Sion maçları eğer bir kriterse, Fenerbahçe’nin gruplarda işi bir hayli zor olur.
Oyunu organize etmekte zorlanan bir kadro vardı dün gece sahada. Alex yok, Emre de maçın büyük bölümünde 2-0’lık avantaj nedeniyle dinlendirildi. Ama görünen o ki, Sion gibi rakip karşısında bile 1-0 öne gemcesine rağmen oyunu organize edemeyen Fenerbahçe, özellikle ilk yarıda tam anlamıyla çuvalladı. Aslında o çuvallama bugüne dek dirençsiz rakiplerle oynayan Fenerbahçe’nin tüm eksikliklerini gözler önüne serdi. Dünkü Fenerbahçe’nin ne yedek kulübesi ne de oyun anlayışı Avrupa Ligi’ni de, Türkiye Ligi’ni de kaldıracak gibi gözükmüyor. En az 8 oyuncunun rekabet etmeden ilk 11’de oynaması kesin iken, bu takımın uzun maratonlarda ayakta kalabilmesi o kadar kolay değil.
Yani anlayacağınız, bundan sonra böyle rakipler yok. Tam tersi, çok daha mücadeleci ve güçlü takımlar var. Ve transfer dönemi 1 Eylül’de bitiyor.
Tribünler neden boş?
ÖNCELİKLE belirtmeliyim ki; tribünler çok dolu olmasa da,
karşılaşmayı izlemeye gelen büyük Fenerbahçe taraftarı her zamanki
gibi takımlarını ateşlemek için var güçleriyle desteklerini
verdiler ve alıştığımız güzel tribün şovlarını sergilediler.
Fakat bir de gerçek var ki, Fenerbahçe Avrupa Ligi ön eleme
karşılaşması oynamasına rağmen tribünlerde yer yer büyük boşluklar
vardı.
ALAATTİN METİN'İN YORUMU DİĞER SAYFADA... [page_end]
ALAATTİN METİN- Daum'un 6 yabancı arayış maçı -AKŞAM
Daum maçtan önce 'En iyi kadromuzla sahaya çıkacağız' demişti. Şimdi soruyorum; 'Sayın hocam sizin en iyi kadronuzda, Emre yok mu! Selçuk mu var?'
Lugano'nun yanında Önder'i oynatmasını bir arayış olarak anlayabiliyorum. Hatta emeklilik dönemine giren Carlos'un yerinde Vederson'u denemesini. Oyun kurucu olarak Alex'in yerinde Santos'u görmek istemesini de. Ama 77 dakika Emre'yi kulübede oturtmak niye!
Oyuna Emre, Güiza ile başla, daha sonra da istediğine şans ver.
Yapmadı.
Nedeni de, kafasında Sion maçı hiç yoktu. Kazandım, tur atladım
diye düşünüyordu. Onun içinde bu maçı Türkiye'de oynatacağı altı
yabancı için bir test olarak gördü.
Deivid'i oynatmayacak. İkinci keseceği yabancıyı aradı. Onun
için Bilica'nın yerinde Önder'i denedi. Carlos kendisini
toparlamazsa, Vederson'u diri tutmak istedi.
Yani bu iki yabancıdan birisi Türkiye liginde oynamayacak..
Brezilya milli takımında sol bek oynayan Santos'un yeri de göbek
değil. Kötü değildi, presle top kazanıp gol de attı, arkadaşlarına
paslar da verdi. Ama bir Alex değil.
En önemlisi ise Kazım'ın durumu.
Ne zaman ne yapacağı belli olmayan Kazım'a bel bağlamak, deveye
hendek atlatmak kadar zor. İnsanı rezil de eder, vezir de.
Penaltı yaptığı pozisyonda 'topu kucağına alıp ben atacağım, ben
yaptım' demesi ise çok komikti.
Bu takımın penaltıcısı yok mu! Maçtan önce kimin korner, kimin
penaltı atacağı belli değil mi! Belli ise Kazım niye ısrar
ediyor!
Fenerbahçe'nin en iyi transferi Cristian ile Santos. Bu ikili takımın havasını çok değiştirdi. Yarın öbür gün Özer, Mehmet Topuz ve Alex gelince her şey çok farklı olur ama, Daum ne yapar onu çözemiyorum. Nedeni de Rize maçında oynayan Topuz, o günden beri yok. Yedek bile sahaya çıkmıyor. Özer, Diyarbakır maçında on-onbeş dakika, dün gece de iki dakika var.
Kulübenin güçlü olması güzel de, sahaya en iyi on biri çıkarmak zor. Sıkıntı da burada başlıyor.
SEMİH YUVAKURAN'IN YORUMU DİĞER SAYFADA... [page_end]
SEMİH YUVAKURAN- Daum riski çok seviyor- ZAMAN
Yıllarca üst düzey takımlarda meşin yuvarlağı kovalamış bir
futbol adamı olarak şunu söyleyeyim; rakip kim olursa olsun, ilk
maçın skoru ne olursa olsun asla küçümsemeyeceksin.
O zayıf gördüğün takım seni öyle bir duruma düşürür ki, bir
sezonluk emeğin heba olur gider. Nitekim daha önceki yıllarda
Fenerbahçe'nin MTK kazası, Galatasaray'ın Tromsö faciası,
Beşiktaş'ın Valeranga hezimeti, Trabzon'un Anorthosis kâbuslarını
hep birlikte yaşadık Daum da bunlardan ders çıkarmadığını, sahaya
sürdüğü 11'le gösteriyordu. İlk maçın net skorunun rehavetiyle
Daum, orta sahanın beyni Emre'yi, forvetin güçlü ismi Güiza'yı
yedek kulübesinde oturttu. Bunun kabul edilebilir bir tarafı da yok
değil diyerek Daum'un avukatlığına soyunanlar olabilir. Zira zorlu
bir maç trafiği F.Bahçe'yi bekliyor. Ama başta söylediğim gibi koca
bir camianın bir yıllık emeğini 90 dakikada çöpe atarsanız bunun
hesabını kim verir?
Sion tabii ki F.Bahçe'nin rakibi olacak çapta bir takım değil. Türkiye Ligi'ne koysanız belki orta sıralara bile zor oynar. Ama işlerini ciddiyetle yaptıkları için Fener'e kan kusturdular.
Andre Dos Santos, bu sene Fener'in en önemli oyuncusu olacağını her maçta biraz daha ispatlıyor. Henüz 2. dakikada attığı gol ve hücumdaki etkinliğiyle Santos, kendi üzerine takım kurduracak bir oyuncu olduğunu gösteriyor. Ama Dos Santos'u sahada çok iyi anlayan oyuncular olduğunu zannetmiyorum. Her şeye rağmen bu takımın ve özellikle de Santos'un Alex ve Emre gibi bir beyne ihtiyacı var.
F.Bahçe'nin dün gece bazı zaaflarının hâlâ giderilmediği
gözlendi. Maalesef bu takımın ciddi şekilde yan top zaafı var.
Yapılan her orta, yürekleri ağızlara getiriyor. Zaten yenilen ilk
golde de stoper hatası söz konusu. Maçın hakemi, penaltı
pozisyonundan önce Gökhan Gönül'e yapılan faulü es geçince F.Bahçe
az kalsın uçurumun kenarına geliyordu. Böylesi kolay maçlarda bile
bu kadar zorlanırsan, gruplarda gözünü açamazsın. Kabul etmek
gerekir ki, gruplarda Sion'dan daha zorlu takımlar olacak.
SELÇUK YULA'NIN YORUMU DİĞER SAYFADA...
[page_end]
SELÇUK YULA- Futbolun acı gerçekleri -TAKVİM
Daum, maça Diyarbakır'daki 11'den 4 kişi değiştirerek başladı. Bu değişikliklerin takıma olumlu yansıdığını söylemek mümkün değil. Santos'un erken atılan golüyle 1-0 öne geçilmesine rağmen o kadar kötü o kadar mücadele etmeden o kadar isteksiz bir oyunla maça devam edildi ki, Kadıköy'de resmen bir kabus yaşanmaya başlandı. Sion takımı, 2-1 öne geçtikten sonra girdiği pozisyonları gole çevirse tur için gerekli skoru sağlayacak. Buna karşılık F.Bahçeli futbolcular ve Daum işin ciddiyetinde değiller. Yetişen penaltı skoru 2-2'ye taşıdı da biraz nefes alınarak ilk 45 dakika içine girildi.
Nasıl olsa deplasmanda 2-0 galibiz, nasıl olsa golü de bulduk, dercesine oynarsanız futbol adama öyle bir tokat atar ki ne olduğunuzu şaşırırsınız. Bu kadar çok pas hatası yapılması ancak laubalilikle açıklanabilir. Selçuk her topu rakibe atıyor, Uğur her topu rakibe atıyor. Son haftların en formda adamı Gökhan her topu rakibi atıyor. Kazım topları eziyor, 2 golde parlamasına rağmen Santos da topları eziyor. Semih ileride yapayalnız. Önder ile Lugona aralarına atılan her topu seyrediyor. Orda da bir tek Christian çırpınıyor. İşte ilk 45 dakikanın özeti bu. Skor 2-2 olması ise F.Bahçe adına büyük bir şans.
Daum, şaşılacak biçimde ilk yarı dökülen kadroyu 2. yarıda sahaya sürdü. Yine yüreğimiz ağzımızda maça devam ettik. Her an yiyebilinecek bir gol, sonraki dakikalarda bütün F.Bahçeliler'e ecel terleri döktürebilirdi.
Cristian ve Santos yani iki Brezilyalısı'yla ayakta kalmaya çalışan bir Fener vardı. Bu bir gerçek ki bazen rotasyonlar pek de faydalı olmuyormuş. Aslında doğrudur. Tur orda bitti diye bir rotasyona gidilebilir ama sahadaki kötü futbolu ve her an turun gidebileceği bir skor beklenirken bu rotasyonlardan saha içerinde vazgeçmek de gerekebilir.
75'den sonra yapılan değişikliklerle F.Bahçe hiç olmazsa rakip kalede görünmeye başladı. Dün gecenin tek gablibi vardı o da takımlarını inanılmaz destekleyen Fenerbahçe taraftarıydı. İyi oynarken herkes canhıraş bağırır ama önemli olan takım sahada dökülürken onları canlandıracak tezahüratı yapmaktır. Tribünler bu konuda derslerde okutulacak bir ders verdi.
Sonuçta çantada keklik gibi gözüken tur her an önümüzden gidebilirdi. Böyle dakikalar yaşadık. Demek ki hiç bir zaman futbolun acı gerçeğini unutmamak gerekir. Umarım ki bu da hiç bir zaman unutulmayacak bir ders olmuştur.
ZİYA ŞENGÜL'ÜN YORUMU DİĞER SAYFADA... [page_end]
ZİYA ŞENGÜL- Bu Fenerbahçe ile Avrupa Ligi çok zor -STAR
Fenerbahçe, Sion’a misafir olduğu 2-0’lık maçın avantajını Saracoğlu’na taşıdı. Ne kadar da mutlu olmuştuk. Beklentilerin odak noktası Saracoğlu’nda farklı kazanacak bir Fenerbahçe takımıydı.
Maç başladı, Dos Santos’tan Fenerbahçe mükemmel bir golün sahibi oldu. Sonrasında farka gidecek bir Fenerbahçe beklerken, abuk sabuk bir savunma hareketlenmesiyle, duran topta kalede golü gördük. Semih’in ilk yarıda kaçırmış olduğu, biraz da topun sevmediği pozisyonda Sarı-Lacivertli takım golü bulamazken, bir de akıllara durgunluk veren penaltı pozisyonu ikram edildi. Böylece 2-1’lik skor Sion’a hediye edilmiş oldu!
İyi ki de Santos vardı bu maçta. İlk golün sahibi olurken, Kazım’ın kazandırmış olduğu penaltıdan golü atarken, Fenerbahçe’yi panik ataktan kurtaran adam oluyordu. Böylesine kolay kazanabilecek Fenerbahçe’nin oyunu riske sokması nedendir? Fener’in savunmasındaki bireysel hataların rakibine atak şansı yaratması hiç de şık düşmedi deyip, bu Fenerbahçe’nin bugünkü maçta bazı futbolcuların isimlerini vermeksizin eleştiri oklarını koymak istiyorum. Ayıp oluyor; yan paslar, geri paslar, pas hataları... Kimi tarif ettiğim zaten bellidir! Daum kardeşimize serzenişte bulunmakta istiyorum. Orta sahada bazı futbolcular var. Yürüyerek oynuyorlar. Baroni takım oyunu oynuyor. Onun yanındakilerin hala nasıl futbol oynadığını anlamış değilim.
Fenerbahçe savunması kaleciyle birlikte keza yan toplarda ağır kalmış fermanlar gibi rakiplerine ikramda bulunuyor. Futbolunu çok beğendiğim golcü Semih bu maçta varlık göstermedi. Ama onun yerine giren Güiza ise “Nasıl gol kaçırılır” resitali çekti. Girer girmez abuk sabuk gol kaçırdı. Fazla eleştiriye gerek yok. Sadece uyarılarda bulunmak istedim.
Fenerbahçe, Avrupa Ligi’ne girdi. Hayırlı olsun. Ama bu takımla işler zor. Fener değiştirilmeli, kimler oynaması gerekiyorsa onlar oynamalı....
OGÜN ALTIPARMAK'IN YORUMU DİĞER SAYFADA.. [page_end]
OGÜN ALTIPARMAK- Zor da olsa turladı
-YENİŞAFAK
İsviçre Cenevre'de alınan 2-0'lık galibiyet ve dün akşam Şükrü
Saracoğlu Stadı'ndaki maçın 2. dakikasında gelen golle
Fenerbahçe'nin daha rahat bir futbol oynayacağı düşünülürken rakibi
Sion'un baskılı ve diri oyunu karşısında oldukça zorlandı. Kendi
yarı alanından çıkarken birçok pas hatası yapan Fenerbahçe oyunun
insiyatifini de rakibi Sion'a kaptırdı.
Fenerbahçe'de Bilica, Roberto Carlos, Emre ve Güiza yoktu. Bunların yerine oynayan Önder, Vederson, Semih ve Uğur'un oyuna aç ve arzulu bir futbol oynamalarını beklerken hayal kırıklığına uğradık. Bilhassa orta sahada Selçuk'un çok hata yapması orta alanda top kaptırması canlı rakibini harekete geçirdi ve Sion oyunda birden bire 2-1 galip duruma geçti. Allah'tan Kazım'ın ceza alanına birden girdiği girdiği pozisyonda hakem pozisyonu haklı olarak penalt?yla değerlendirdi ve Fenerbahçe oyunda beraberliğe kavuştu.
Fenerbahçe Sion'la 2-2 berabere kalınca tur atlayıp gruplara çıktı. Ama dün akşam oynadığı futbolla maalesef taraftarları mutlu edemedi. Bir de taraftarların ilk defa maçta şarkılar söyleyerek takımının motivasyonunu bozması da oyunu ağırlaştırdı. Halbuki Fenerbahçe seyircisi zaman zaman tezahürat yapmayarak takımını ateşler ki zaman zaman da yaptığı tezahüratla takıma çok faydalı işler yaptırır.
Oyunun son 15 dakikasında takıma giren Emre ve Güiza oyunun şeklini hemen değiştirdi ve Fenerbahçe gol pozisyonları yakalamaya başladı. Ama Güiza'nın müsait pozisyonda kaleci ile karşı karşıya kaldığı pozisyonda kaçırdığı gol Fenerbahçe'yi galibiyetten mahrum etti. Her maçta Güiza'nın yakaladığı gol pozisyonlarını bugüne kadar hiçbir forvet oyuncusunda göremedik. Güiza bu pozisyonları gole çevirirse Fenerbahçe de ortaya rahat futbol koyar.
Her şeye rağmen yorgun Fenerbahçe tur atladı ve yoluna devam
etti. Sakat futbolcuların bir an önce takıma dönmesi şarttır.
Bugünün futbolunda yedekleri zengin olmayan takım şampiyon olamaz.
Onun için Fenerbahçe'nin kadrosunu mutlak suretle zenginleştirmesi
lazımdır. Başka türlü hem Süper Lig, hem Avrupa Ligi hem de Türkiye
Kupası'nda Fenerbahçe başarılı olamaz
NECATİ BİLGİÇ'İN YORUMU DİĞER SAYFADA...
[page_end]
NECATİ BİLGİÇ- Yedekler sınıfta kaldı- FOTOMAÇ
deplasmanda 2-0 yendiği Sion'u Saracoğlu Stadı'nda
elinden kaçırmasına sebep oldu. Takımda yer bulamamaktan şikayet
eden futbolcular sahada tel tel dökülürken, bu rezaleti 77 dakika
yedek kulübesinde seyreden Daum da onlar kadar kusurluydu.
Taraftarlar, zaman zaman hem bu kötü futbolu, hem de yüksek giriş
ücretlerini sahaya sırtlarını dönerek protesto ettiler. Santos'un
attığı gol olmasa, tur kaçmasa bile berabere kalmak bile şüpheli
olurdu.
Kötü futbola rağmen
Sion, fizik kondisyonu yüksek, anlaşmış bir takım. Fenerbahçe ile
çok iyi mücadele etti.. Ama gol sahalarında başarısızdı. Sion,
yenik duruma düştükten sonra hakemin ikramlarıyla 2-1 öne geçti ve
sarı-lacivertli takım eğer durum 3-1 olsa maça havlu atacaktı.
Allah'tan Kazım'a yapılan penaltı imdada yetişti ve Santos'un
ayağından beraberliği yakaladı. Bu kötü futbola rağmen pozisyon
bakımından galibiyeti kaçıran taraf Fenerbahçe oldu. Emre'nin oyuna
girişinden sonra da oyunda üstünlüğü ele geçiren Fenerbahçe
Güiza'nın kaçırdığı iki golden sonra sahadan tur için yeterli olan
beraberlikle ayrıldı ve Avrupa Ligi'ne katılmayı sağladı.
Daum riski anlamıştır
Maçın Portekizli hakemi bazen çok hafif temaslara faul çalarken,
bazen da açık müdahalelere seyirci kaldı. Nitekim Fenerbahçe'nin
yediği golde top, Fenerbahçe lehine taca çıkmıştı, ama faul çaldı.
İlk gol bu yüzden geldi. 2. golde ise, top rakip sahada Gökhan'ın
ayağından sert bir müdahaleyla alındı ve atağı Volkan penaltıyla
durdurmak zorunda kaldı. Daum'da herhalde rakibi önemsemeyen bir
takımı sahaya sürmenin ne kadar riskli olduğunu anlamıştır.