Yazarlar Fenerbahçe için ne yazdı?
Fenerbahçeli spor yazarları Gaziantepspor karşısında alınan mağlubiyetin faturasını Daum'a kesti. Peki kim ne yazdı?...
Gürcan Bilgiç (Sabah): Yazık bile denemez
Fenerbahçe, daha önce "Alexsiz'liği" denemişti. Elektrikleri
kesilmiş ve beceriksiz bir haldeydiler. G.Antep'de de farkları
olmadı. Bunu fark ettirmek için çabaları da yoktu. Daum da bunların
içindeydi, zaten hep öyleydi. Değişim için "risk" almak gerekir.
Bunun için de yürek lazım. Sığındığı liman (pahalı futbolcular) bir
sürü mazeret üretiyor zaten.
Sekiz haftadır kayıpsız geçen bir serisi var Fenerbahçe'nin. Bu
süreçte yenilgileri veya beraberlikleri de olabilirdi. Tıpkı dünkü
gibi. Kimse de buna bir şey diyemez. Ligin en zor deplasmanlarından
birini oynarken hele. Son dakikalarda yediğiniz golle kaybedilen
puana normalde ancak "yazık" denebilir.
Maçı TV'den seyredenler arasından böyle konuşanlar veya yazanlar da
olacaktır. Ama Kamil Ocak'taki görüntü ve notlarda Gaziantep
kalecisinin yaptığı kurtarış yazmıyor. Fenerbahçe'nin iki bekinin
(Carlos-Gökhan) bindirmeleri de yok. Maçı kontrollü oynayıp, topun
kendi ayağında kalmasını sağlamak için bilerek yapılan bir
temposuzluk da değil bu.
Biraz İstanbul BŞB maçının son dakikalarında vakit geçirirken sarı
kart gören Alex'in izlenimleri var. Çaresizlikte ve kadercilikte
istikrar var yani...
Sorumluluk alan yok. Mehmet Topuz en isteyeceği yerde, forvetin
arkasında yer alıyor. "İlaç" için olsun, bir ver-kaç arasın
arkadaşlarıyla...
Ya da orta sahaya yaklaşıp, o etkili driplinglerinden birini
göstersin.
Yok arkadaş! Aynı Kazım gibi; kendisi sahada, etkisi formülünde
olan bir performans.
Selçuk Yula (Fotomaç): Daum'un yanlışları
[page_end]Her şeyin bir sonu vardır. F.Bahçe'nin 9'da 9'luk
serisinin sonu da G.Antep'te yaşandı. Haa "Bu maçta yaşanır mı"
derseniz yanıtım 'hayır' olur. F.Bahçe 9'da 9'u çok rahat hem de
skoru farklı bir şekilde yaşayabilirdi ama Daum'un yanlış
tercihlerinin kurbanı oldu. Takımın en fazla koşan, iş yapan,
atılan golde mükemmel asist yapan Vederson'u dışarı alıp Santos'u
koymasının nedenini anlayamadım. Aynı şekilde sağ kanatta tek
başına mücadele eden Gökhan Gönül'ü çıkarıp Bekir'i almasına da bir
anlam veremedim. Aslında ikinci 45 dakikada hiç koşmayan,
arkasındaki Gökhan Gönül'ü yapayalnız bırakan Kazım'ı çıkartıp
Özer'i alsa, aynı şekilde gene ikinci 45 dakikada yorulup sadece
oyunu seyreden Carlos'u çıkartıp Vederson'u geriye çekip öne Uğur
Boral veya Santos'u alsa bu maç inanın ki 3-4 farkla F.Bahçe'nin
galibiyeti ile biterdi. Daum bunları göremedi.
İleride Semih'in yalnızlığını göremedi. Ortada Emre ile Baroni'nin
koşa koşa formalarını ıslatıp kulübeye "Yanımıza ne olur koşan bir
adam koyar mısınız" diyen bakışlarını görmedi. Ve F.Bahçe'nin güle
oynaya 9'da 9 ile döneceği G.Antep deplasmanından mağlubiyetle
dönülmesine neden oldu. Tamam... Lugano gibi, Güiza gibi, en
önemlisi Alex gibi futbolculardan yoksunsun. Kabul ediyorum. Sahaya
çıkan 11 de çok iyiydi. Zaten takım da çok iyiydi. Vederson'un
harika ortasına Semih'in mükemmel kafa vuruşu ile öne de geçmişsin.
Oyun tamamen senin hakimiyetin altında. Bir problem de yok. Ama
yanlış değişiklikler F.Bahçe'nin sonunu hazırladı. Maç F.Bahçe'nin
galibiyeti ile bitseydi Emre'yi sahanın yıldızı, Semih'i de her
zamanki gibi görevini yapan futbolcu ve Baroni'yi de Aurelio'yu
aratmayacak bir ön libero olarak gösterecektik. Skor yazarı
olmadığımız için yine bunları gösteriyoruz. Ama yanlarına sahanın,
yani oynayan bütün futbolcuların en iyisi olan G.Antepsporlu Cesar
Souza'yı da ekleyerek.
Kemal Belgin (Türkiye): Ahh Alex Vahh Alex!
[page_end]Bir futbol takımının maliyeti ülke gerçeklerinin çok
üzerinde 100 milyon euroları geçiyor da o takımın alacağı
galibiyetler ya da puan 1 oyuncunun kafasına veya ayaklarına
kalıyorsa, o takımın geleceğinin parlak olmasını beklemek; asla
mümkün değildir.
İddialı şekilde soruyorum:
Benzeri bir mantıkla bugün Avrupa haritasının üzerinde bir tek
takım dahi gösterebilir misiniz?
Yazıya böyle girişimin sebebi, F.Bahçe’nin ilk defa yenilgiye
uğrayışının Alex‘siz kalışına bağlanacağını şimdiden okur ve duyar
gibi olduğumdandır.
Yazık!.
Daum, Mehmet Topuz‘la Kazım‘ın görevlerini belirlemede bütün hafta
bunalım geçirirken; aslında Vederson‘u Roberto Carlos‘la
harcamasının faturasını ödeyeceğini çoktan kestirmeliydi. Bölgesine
gelen bütün boş topları sanki ileride çok fizikli futbolcuları
varmış gibi 60-70 metre kullanan Roberto Carlos yenen ilk golde de
seyirci kalarak acaba Daum’a bir şeyler anlatabilmiş midir?
Pekiyi o nedir?
“Artık beni bırak” mesajıdır.
Emre‘nin Semih‘le bütünleşebilmek adına çırpınışı Cristian‘dan hiç
destek görmezken, Semih‘in muhteşem golüyle G.Antepspor’un teknik
direktör yanlışları nerede ise ceza tahtasına yansıyacaktı.
G.Antepspor’un Portekizli hocası Julio Cesar‘ın uçtaki en son adam
değil de o tip oyuncunun arkasında oynarsa faydalı olabileceğini
dün bu galibiyetle sanırım artık anlamıştır.
Erman‘ın bu ülkede en doğru adrese pas verme özelliği olan orta
saha oyuncusu iken yerine arsa tipi Jorginho‘nun oynatılışı da
F.Bahçe’nin yukarıdaki orta saha zaaflarının uzun süre üstünü örten
yanlıştı.
Şayet G.Antepspor Beto ve Erman doğrularını taa başlangıçta
düşünebilseydi; F.Bahçe o dramatik ama muhteşem frikik golüyle
değil, daha evvel teslim alınabilirdi.
Birinci vitesle gitmeye çalışan antika bir araba çağımızdaki yeni
modelleri geçemez.
İşte dünkü maçın nerede ise bir 65 dakikası iki eski model arabanın
yarışı idi sanki.
Sonra bir tanesi modernize edilince, eski arabayı yerle bir
etti.
Selim Soydan (Vatan): Daum kaşınıyor
[page_end]8 haftadır hiç kayıp vermeden gelmişsin G.Antep’e.. Alex,
Lugano ve Güiza gibi 3 asın kadroda bile olmadığı halde 1-0 öne
geçip 1.5 puanı erkenden cebine koymuşsun.. Karşındaki rakibin
kımıldamaya bile mecali yok.. Bu tablonun sonunda 2-1 mağlup
oluyorsan hatayı önce kendinde arayacaksın Daum Efendi, başkasında
değil..
Daum, eksik kadro ve yaklaşan G.Saray derbisi nedeniyle yine
vur-kaç yapmayı hedeflemişti.. Allah’ı var, 1-0’dan sonra sahada
Topuz değil Alex olsa F.Bahçe farka gidebilirdi.. Sorun da burada
zaten.. Alex olmadan bu takım maç kazanamıyorsa, dün sahada yer
alan 14 futbolcu ile teknik adamın da aynaya bakma zamanı
gelmiştir..
Daum'un marifet saydığı ‘Aman aman, 1-0 olsun, bizim olsun’
anlayışı, maalesef bütün takıma sirayet etmiş durumda.. Herkes
birden görev adamı olmuş, kimse ne etliye bulaştı ne sütlüye.. 1
puana adını bile değiştirmeyi göze alacak Couceiro, mecburen 76’da
Erman’ı, 80’de de Beto’yu sokunca o ‘bitik’ Antep canlandı.. Gol
bağıra çağıra ‘Geliyorum’ dedi.. Daum’un bu bölümde yaptığı
hamlelere bakın, Vederson-Gökhan-Topuz’u çıkarıp
Santos-Bekir-Özer’i soktu..
Oysa madem 1-0’ın üstüne yatıyorsun, orta sahayı kalabalıklaştırsan
ve Antep’in 2. bölgeyi çabuk geçmesini engellesen isteğine
ulaşacaksın.. Vederson ile Gökhan çıkacak son adamlardı ayrıca..
Mesela ilk golde adamını kaçıran Santos.. 2. gol öncesi gereksiz
bir faul yapan ise Bekir.. Lugano’suz defans yolgeçen hanı,
1.50’lik Olcan bile biri direkten dönen üç kafa vuruşu yaptı,
düşünün..
Mehmet Demirkol (Milliyet) Harika zamanlama
[page_end]Böylesine düşük performanslı sıradan bir maç için
fazlasıyla parlak final oldu. Da Silva’nın, Volkan’ın bakışlarıyla
bile zor takip edebildiği serbest vuruşu için alkış yetmez. Maç
boyunca sürekli şut deneyen Brezilyalı’nın bacaklarında o dakikada
böyle bir güç olabilmesi sebebiyle bile kutlamalı... Sergilediği
gerçekten inanılmaz bir vuruş kalitesiydi. Futbolun kendine has
özelliğiyle vasatın altındaki bu sıkıcı oyun aklımızda belki de
sadece bu şahane perdeyle hatırlanacak.
Fenerbahçe dün, dünyanın dört bir yanındaki birçok kulüpte
gördüğümüz milli maç sonrası sendromunu en ileri boyutta yaşadı.
İlk 30 dakikada Antep’in pasif oyunu bile onları tam bir takım
yapmadı. Özellikle Emre-Topuz-Semih hücum nüvesinin akıl almaz
uyumsuzluğu sadece bizim için değil, oyuncuların bizzat kendisi
için dahi şaşırtıcıydı. Sürekli birbirlerine sitem edişlerinden
bunu anlayabilirsiniz.Bu üçlü iyi çalışmayınca zaten varlıkları
tartışmalı olan Kazım ve Vederson’dan da yararlanmak mümkün
olamazdı.
Belki oyun dengede gitse sarı-lacivertlilerin kendilerine gelme,
Daum’un da olaya el koyma çizigisi öne çekilebilirdi. Ancak
Fenerbahçe için sonun başlangıcı oynadıkları bu ‘5 benzemez’ oyunun
galibiyet için yeterli olabileceği fikrine kapılmaları oldu. Oyunu
kontrol etmeye topa sahip olmaya hiç yeltenmediler neredeyse.
Semih ileride attığı gole rağmen Fenerbahçe’deki en kötü
performanslarından birini sergiledi. Pivot özelliklerini hiç ama
hiç kullanamadı. Topuz ilk yarıdaki 2 şut denemesi dışında oyuna
hiç girmedi. Emre de fazlasıyla geride kaldı. Durdular. Topu zorla
Antep’e verdiler. Kontratak da yapamadılar.
Antep de duruma isyan eden oyuncu ise Olcan’dı. Biraz şansla maçı
çok önce dengeye getirebilirdi. Ancak bu Antep için daha mı iyi,
yoksa daha kötü mü olurdu, bunu söylemek zor. Bana kalırsa tam
zamanında beraberliği bulup şahane bir finalle 3 puanı aldılar.
Daha erken olsa Fenerbahçe’nin kendine gelecek zamanı olacaktı. Bu
harika zafere rağmen şunu bilmeliler ki hâlâ lig standardının
altındalar. Fenerbahçe’yiyse, tarif edecek bir standart yok
maalesef. Akıllar hiç maçta değildi.
Semih Yuvakuran (Zaman) Rekoru Julio
Cesar durdurdu
F.Bahçe, Gaziantep'e büyük usta Alex'ten yoksun
geldi. Tabii ki bu arada Güiza'nın sakatlığı, Dos Santos ve
Lugano'nun, yorgunluğu F.Bahçe için handikaptı. Bu da devamlı
oynayan 3 oyuncunun eksikliğini işaret ediyordu.
Şu ana kadar oynanan maçların kayıpsız
geçilmesi, 'Antep'te de devam mı?' sorusunu akıllara getirdi. Cevap
bekleyen bir diğer soru da, 'Antep kötü gidişe kendi saha ve
seyircisi karşısında 'dur' diyecek miydi? Gaziantep'in niyeti,
eksik ve yorgun F.Bahçe'yi devirip çıkışa geçmekti. Fenerbahçe'nin
kadrosuna baktığımızda, oynamayanların yerine oynayanların da
kaliteli futbolcular olduğunu gördük. Ancak Güiza, Alex ve
Lugano'nun yokluğu büyük bir dezavantajdı.
İki takım da karşılaşmaya kontrollü başladı. Aynı zamanda yine iki ekip de çok top kaybetti. 17. dakikaya kadar ortada olan maçta ilk pozisyonu Julio Cesar harcadı. Bu F.Bahçe için şanstı. Gole kadar F.Bahçe, göbekten pozisyon bulmaya çalıştı. G.Antep ise tam tersine, kanatlardan gelerek F.Bahçe kalesinde tehlikeler oluşturdu. F.Bahçe biraz kanatlara indi. Önce Roberto Carlos'un ortasında Mehmet Topuz'un güzel volesini izledik. Sonra da Vederson'un ortası geldi. Ve nöbetçi golcü Semih Şentürk, F.Bahçe'yi 1-0 öne geçirdi. Golden sonra iki tarafın da ataklarıyla geçen bir mücadeleye şahit olduk. Bu ana kadar Emre Belözoğlu, Cristian ve Mehmet Topuz bence çok iyi oynadılar.
İkinci yarıda havanın sıcaklığının da etkisiyle iki takıma da rehavet çöktü. F.Bahçe, geri çekildi. Çünkü skor avantajı onlardaydı. Kontrataklarla da G.Antep kalesinde pozisyon aradılar. G.Antep, uykudan öyle bir uyandı ki son 30 dakikada F.Bahçe ceza sahasını adeta yerle bir etti. Özellikle Olcan, eski takımı F.Bahçe'yi çok zorladı. Arkadaşlarını da ateşledi. Kaçırdığı bir kafa şutundan sonra G.Antep'in golü 'geliyorum' diyordu.
Nitekim G.Antep, Julio Cesar'ın şık vuruşuyla eşitliği yakaladı. Golden sonra F.Bahçe, biraz hareketlendi. Ama kaçırılan iki golden sonra bu sefer G.Antep, hızlı hücumla F.Bahçe'yi yakaladı. Kazanılan faul de penaltı atışı gibiydi. Topun başına geçen günün yıldızı Julio Cesar, skoru 2-1'e getirdi.
Gündüz karşılaşmaları büyük takımlara yaramıyor. Nitekim, F.Bahçe de gündüz maçından nasibini aldı. Şimdi haftaya oynanacak G.Saray derbisi daha da önem kazandı. Çok kaliteli bir maç bizleri bekliyor. Ama önce UEFA Avrupa Ligi'nde Steaua Bükreş maçı... G.Antep karşısında Emre, Cristian ve Mehmet Topuz'un mücadelesini çok beğendim. Keşke, herkes onlar kadar oynasaydı. Böyle olsaydı G.Antep maçı kaybedilmezdi.