Yazarlar Galatasaray için ne yazdı?
Galatasaray'ın Diyarbakırspor deplasmanından 3 puan almasını değerlendiren spor yazarları birbirinden farklı yorumlarda bulundular...
Rıdvan Dilmen (Milliyet) Bu kez kazandı
Galatasaray’ın üç puanı bulması önemliydi. Çünkü Fenerbahçe’yi
kovalarken Beşiktaş’ın da nefesini arkasında hissetmeye
başlamıştı
Tıpkı 3. haftada oynanan Diyarbakır - Fenerbahçe maçının bir
benzerini yaşadık. Diyarbakır o karşılaşmada da Mendoza’nın
Galatasaray’a attığı golün benzerini Tazemeta ile bulmuş ve öne
geçmişti.
Şampiyonluğu kovalayan takımlar çizgi halinde oynadıkları ve geniş
alan bıraktıkları zaman, rakipte de aralara top atabilen oyuncu
varsa bu tür golleri kalelerinde görüyorlar. Bu doğaldır.
Maçtan önce tansiyonun düşürülmesi maçı da olumlu etkiledi.
Galatasaray takımı yediği golden sonra daha fazla önde basmaya
başladı. Kaldı ki, 4-3-3’ün en önemli prensibi zaten önde baskıdır.
Diyarbakır kontratak yapıp ikinci golü bulamayınca Galatasaray’ın
klas ayaklarıyla maçı lehine çevirmesi kaçınılmazdı. Nitekim de
böyle oldu. Ayhan’ın ortasında sağ bek Sabri eşitliği sağladı.
Hatırlarsanız Fenerbahçe’nin sağ beki Gökhan Gönül de Diyarbakır’da
aynı kaleye golü atmıştı.
Beraberlik golü Diyarbakır’ın güvenini alırken, Galatasaray’a
direnç ve moral verdi. İkinci yarıda da Kewell’ın indirdiği topta
savunma oyuncusunun ayağı kayınca Arda hem kendi, hem de takımı
için çok kritik bir gole imza attı. Kendisi için diyorum; çünkü iyi
oynadığı maçlarda bile eleştirilen Arda sanırım bu golle hem
kaybetmek üzere olduğu özgüvenini geri kazandı, hem de
eleştirilerin önünü tıkadı.
Barış önce rakibinin ayaklarına atladı, ardından voleybol oynadı.
Hakemin kırmızı kartı doğruydu. Barış gibi Galatasaray formasını
giyen bir oyuncunun sarı kartı cebinde iken etkisiz bir bölgede
böyle sorumsuz ve acemice davranması düşündürücü.
Galatasaray takımı son yarım saat 10 kişi oynamasına rağmen bir
pozisyon dışında rakibine fazla şans tanımadı. Bu önemli bir
artıydı. Diyarbakır’ın fazla pas yapmasına imkan tanıdılar, bu
gayet normaldi. Ancak Diyarbakır yoğun pas trafiğine rağmen etkili
olamadı. Çünkü Galatasaray savunması ceza yayının bir hayli önüne
çıkınca rakibi yaklaştırmadı. Son iki deplasmandan puansız dönen
Galatasaray’ın bu kez üç puanı bulması önemliydi. Çünkü
Fenerbahçe’yi kovalarken Beşiktaş’ın da nefesini arkasında
hissetmeye başlamıştı.
Bu arada lige verilecek 15 günlük ara bütün takımlar için şans.
Sakatların iyileşmesi, işlerin yoluna sokulması açısından bulunmaz
fırsat.
Levent Tüzemen (Sabah) Akıl ayak
işbirliği[page_end]
Galatasaray orta sahada zafiyet yaşarken yazılı ve görsel medyanın
ortak görüşü "Rijkaard, Barış'ı neden oynatmıyor?" şeklindeydi.
Sivas ve D.Bükreş maçlarında ilk 11 şansını yakalayan Barış üst
düzey futbol oynayarak Sarp ve Topal ile birlikte alkışları
toplamıştı. Galatasaray, Diyarbakır'da ecel terleri dökerek
kazanırken Arda'nın attığı galibiyet golünde Barış'ın topu orta
sahadan Kewell'a çabuk aktarması çok akıllıcaydı. Diyarbakır'ın
direnci düştüğü, Galatasaray'ın etkili olduğu zamanda Barış ne
yaptı? Sarı kartı olmasına rağmen en kritik anda topa elle
dokunarak takımını 10 kişi bıraktı.
Rakibi pozisyon gereği düşürür ya da topa elle zorunlu
dokunabilirsin, buna kimse bir şey diyemez.
Barış'ın tehlike yokken yaptığı davranış tam bir şımarıklık. Ne
yazık ki; iki maç üst üste iyi oynayıp övgü alan Türk futbolcusunun
karakterinde şımarmak var. Barış sakın medyaya "Ben niye
oynamıyorum?" diye yakınmasın.
ARDA TEK PASLA GÜZEL
Mustafa Sarp'ın yerine
oynayan Ayhan, Sabri'ye attırdığı gol dışında Galatasaray'ın iki
maçta orta alanda yakaladığı direncin dengesini bozdu, ayağa pas
organizasyonunda fazlasıyla hata yaptı. Sık sık ileri çıkıp yerini
terk ettiği için orta alanda derin boşluklar oluştu. Topal rakiple
mücadele ederken hep yalnız kaldı ve hem kendi bölgesini hem de
Ayhan'ın boşalttığı alanı kontrol etmeye çalıştı. Diyarbakırlı
futbolcuların kafası Antep maçında kalmış olacak ki; Galatasaray'ın
orta alanda bıraktığı boşluğu değerlendiremediler. Ziya Doğan'ın
çalıştırdığı takımların en güçlü yönü fizik gücüdür. Ayman'ın
yokluğunda Diyarbakır'ın fizik gücü yerlerde süründü.
Bu yüzden hızlı hücuma çıkamadılar. Galatasaray'ın en çalışkanı
yine Sabri'ydi.
Üç maçtır sahada 90 dakika oynayan Kewell, Galatasaray'ın aklını
ayaklarına taşıyarak oynayan en etkili oyuncusuydu. Arda'nın koşu
yoluna kafayla bıraktığı ve gol olan pası akıl doluydu.
İlk yarı Diyarbakır'ın sol beki Basem'in agresif oyunu karşısında
öfkelenen ve sürekli rakibini geçmeye kafayı takan Arda'nın bu
tutumu kendine ve takıma zarar verdi. Ancak Arda ikinci yarı oyunu
geniş alanda oynayıp ayağında top tutmaktan vazgeçip, tek pas
oynamaya başlayınca etkili oldu, Galatasaray'a hücumda derinlik
kazandırdı.
Hakan Ünsal (Star) Arda iyiyse takım da
iyi [page_end]
Diyarbakırspor’un ve ligin en etkili ikilisi Tazemeta-Mendoza’nın
Galatasaray’ın defansını da zorlayacakları belliydi. Bu iki hızlı
ve kuvvetli forvet önde oynayan Galatasaray defansı için oyunun her
anında tehditti. Üstelik maçın başında öne geçip Galatasaray’ı
iyice riskli bir oyuna ittikten sonra atılan topların çoğu bu iki
forvet tarafından ya alındı ya da faul yapıldı. Galatasaray’ın
yediği golde Hakan Balta’nın yerinin kaybetmesi ve orayı Ayhan’ın
kapatmaya çalışması sonuç vermedi. Hakan Balta pozisyonda yerinde
olsa gol olmazdı. Diyarbakırspor 10. dakikadan sonra sanki maçın
80. dakikaları oynanıyor gibi geri yaslandı. Galatasaray gibi bir
takıma üstüne gelmesi için davetiye olan bu anlayış sonucunu doğal
olarak verdi.
Kewell, Arda ve Nonda’yı durdurup etkili ataklar yaptılar.
Herkes forvet ve orta alan oyuncularına konsantre iken Sabri gibi
sürpriz bir oyuncu golü atar. Bu, Sabri’nin en önemli özelliği.
Attığı golle kötü günleri geride bırakan Arda’ya hoşgeldin demek
doğru olur sanırım. Galatasaray’ın moralli ve istekli bir Arda’ya
çok ihtiyacı var. Barış da Galatasaray için gerekli bir isim.
Hırslı, tempolu ve mücadeleden kaçmayan fakat kendini kontrol
etmekte zorlanan bir oyuncu! Attığı gol ve istekli görüntüsü ile
Arda takımın iyisiydi.
Osman Tanburacı (Yeni Şafak) Maç değil
çökelek[page_end]
Galatasaray topsuz oyunda hiç yok, toplu oyunda ise darmadağın!
Rakip topu kapınca Galatasaray bir türlü pozisyon alamıyor olmadık
toplar tehlike yaratıyor. Golü de öyle yedi. 11'de durup dururken
orta alanda Kewell top kaptırdı, Ayhan seyirci kaldı, savunma da
yerini alamayınca Mendoza hançer gibi 18'e saplandı, Leo da
zamanlamada hata etti Galatasaray golü yedi. Böyle gol amatör
kümede yenmez!
Rijkaard'ın takımı hücuma çıkarken de savruk. Devamlı soldan işliyor. Nonda ortada yapayalnız, Arda sağda yokları oynuyor. Bir tane bile kombine atak yok! Sebebi açık ve net; Rijkaard orta alanı Mehmet Topal, Barış ve Ayhan'la üçleyince zaten yeni sistemi ezberleme güçlüğü çeken takım hepten çuvalladı! Bu saydığım üç isimin gol için hiçbir çabası yok. Sadece rakibi kontrol edip defansif algılamayla iş götürüyor. Hal böyle olunca ileride konuşlanan Kewell, Nonda ve Arda hem birbirlerinden kopuyor, hem savunmaya dönük üçlü blokla atağa kalkanlar arasındaki mesafe açılıyor. Futbol bu değil! Rijkaard'ın işi zor. Eldeki değerler entegrasyonu sağlayamıyor. Barış da sarı gördü, maazallah!
Mevsim başında Galatasaray savunmasının önündeki 6'lıyla rakibi bunaltan bir baskı kuruyordu, üçlü orta alana dönünce herkes birbirinden koptu!
RİJKAARD BARIŞ'I ALMALIYDI
Diyar'ın hocası tribünde… Oyunu kalabalık orta saha. Kaptan Ümit ön libero gibi. Şener, Celalettin, Abdullah da daha çok savunmayı yedekliyorlar ileride iki süratli adam; Mendoza ve Tazemeta Galatasaray'ın açığını kolluyor. Statik bir maç! Durağan. Tam bir çökelek!
Bereket Galatasaray devre biterken Sabri'yle yediği gol gibi hiç yoktan bir gol attı da durup dururken beraberlik geldi.
İkinci yarı başında Arda'yla golü erken bulan Galatasaray rahatlarken Diyarbakır'ın ayarı kaçtı. Hatalar sonucu gelen goller sonucu belirledi ama sahada futbol değil komedi vardı. Her iki takımın da topu kullanamayan orta sahaları koşuştu durdu! Rijkaard, sarı kartı olan Barış'ı kenara almamakla büyük hata etti Barış'ın ikinci sarıdan kırmızı göreceği aşikardı!
Rijkaard hatasına devam etti. Eksik kalan takımda Nonda'yı aldı
Linderoth'u soktu ki tek farklı galibiyeti korusun. Bu kez ileride
Arda ve Kewell etkisiz kaldı, Elano girdi o da tırt!, Her giden top
geri döndü. Galatasaray son yarım saati 10 kişi oynadı. Verilmiş
sadakası varmış ki kazandı!
Turgay Şeren (Akşam) Galatasaray kaybederken
kazandı[page_end]
Sarı-Kırmızılı takım herhalde Diyarbakır’a gelirken, eğer
Diyarbakırspor’u televizyonlarda izlemedilerse karşılarında
böylesine güçlü bir rakip bulacaklarını hiç düşünmemiş
olmalılar..
Unutmadan söyleyeyim; Diyarbakırspor’un kalecisine ben kaleci
demem.. Espinoza’nın yan toplara çıkıp vurmasına rağmen ıskalaması
ve Arda’nın attığı golde topu kurtaracağına olduğu yere düşüp golü
seyretmesi bir kalecinin yapacağı şeyler değildir. Ama Espinoza
işte böyle bir kaleci. Ve adam Diyarbakırspor kalesinde
oynuyor...
Diyarbakırspor’da çoğu tanıdığımız futbolcular yer alıyor. Mesela
Tolga, Şener, Diallo, Erdal, Adnan, yeni transferleri Tazameta ve
Mendoza ki bu iki yabancı futbolcu da hiç fena değiller. Zaten
Galatasaray’a golü de Mendoza attı. Şener’in harika ara pasında,
Gökhan Zan, Servet, Hakan Balta seyretti. Mendoza da gelip
Franco’nun yanından golü atıverdi. Peki Franco ne yaptı
diyeceksiniz? O da takım arkadaşlarına uydu.
Galatasaray kazandı. Kazanan her zaman haklıdır. Galatasaray’ın
orta sahası Barış, Mehmet Topal, Ayhan ile toparlanmış. Barış’ın
kırmızı kart görmesi, Mehmet Topal’ın ayağındaki topu iyi
kullanmasına karşın rakibiyle mücadelede eksik kalması ve Ayhan’ın
kenarda çokça vakit harcamasına rağmen, Barış kırmızı kart görene
kadar kötü işler yapmadı Galatasaray’da.
En çok koşan Kewell. Forvette gitmediği yer kalmadı. Nonda, belki
de Galatasaray’a geldiğinden bu yana en kötü futbolunu oynadı.
Tabii Rijkaard da haklı olarak onu oyundan aldı. Rijkaard’ın bir
tarafı var; galip takım değiştirilmez diyor. Bence haklı. Dün de
öyle başladı maça. Bükreş’te kazanan takımını çıkardı sahaya ama ne
yazık ki Mustafa Sarp cezalıydı, onun yerine Ayhan oynadı.
Önümüzdeki hafta maç yok. Bu her takım için bir avantaj. Gelecek
maçlara gezmek mi yoksa iyi hazırlanmak mı diye düşünseler, benden
onlara tavsiye iyi çalışmaktır. Rakip kalede bir kaleci olsaydı
Galatasaray, en az Diyarbakır’dan bir puanla dönerdi
İstanbul’a.
Mehmet Demirkol (Milliyet) Kontrol futboluna
devam[page_end]
Galatasaray artık ligin başındaki o parlak ve ihtiraslı oyunu
oynamıyor belki. Ancak minimum hatayla kontrollü oynamayı öğrenmiş
görünüyorlar
Belli ki, geçen hafta Antep maçı ve sonrasında olup bitenler
Diyarbakırspor’da kimyayı bozmuş. Çünkü benim bildiğim hiçbir Ziya
Doğan takımı normal şartlarda öne geçtiği bir maçta böyle kolay
teslim olmaz. Bunun bir benzerini bu sene Fenerbahçe maçında da
görmüştük. Sahaya girenler vs. maç içinde Diyarbakır’ı çok
etkilemişti. Ve çok iyi başladıkları maçı anlaşılmaz şekilde
kaybetmişlerdi.
Dün Galatasaray’ın bildik savunma zaaflarından golü bulduktan sonra
oyun ve rakip tam Ziya Doğanlık bir hal almıştı. Ama ne savunma
yapabildiler ne de kontraya çok yatkın oyuncularından bir üretim
görüldü. Yılın flaş oyuncusu Sabri’nin attığı güzel golde, ne kadar
boş kaldığına dikkat edin. Yerleşik savunmada böyle bir adam
kaçırma az görülmüştür. Hoca Ziya Doğan olunca çok az.
Galatasaray ise Fenerbahçe maçından sonraki süreci bu maçla
birlikte çok iyi atlatmış oldu. Takım artık ligin başındaki o
parlak ve ihtiraslı oyunu oynamıyor belki. Ancak minimum hatayla
kontrollü oynamayı öğrenmiş görünüyorlar. Bükreş deplasmanında
olduğu gibi soğukkanlılıklarını kaybetmeden çok az açık vererek,
kondisyonlarını ekonomik kullanarak ve hatta topu rakibe verip
bekleyerek oynadılar. Gol dışında 11 kişi oldukları bölümde hiç
pozisyon vermediler. Bunda Elano tipinde bir oyuncu kullanmak
yerine Barış’ı tercih etmelerinin payı büyük. Onunla iki yönlü
oynamak daha kolay... Ancak Barış’ın atılmasına yol açan iki
hareket gerçekten de affedilir cinsten değil. Bu eksikliğin
Diyarbakır gibi kimyası bozuk bir takıma karşı olması
Galatasaray’ın ve Barış’ın şansı... Eğer daha dişli bir ekip
olsaydı genç oyuncunun başı çok ağrıyabilirdi.
Sabri yine takımın en iyisiydi. Arda biraz toparlanmıştı. Kewell’ın
liderliğine zaten söyleyecek bir şey yok. Linderoth’a bir şeyler
olmazsa sanırım Ayhan’ın yerini dolduracak. Son olarak hala De
Sanctis’teki sorun neydi anlayabilmiş değilim. Ya da Franco’daki
üstünlük!
Bahri Havadır (Akşam) Arda niye bu kadar
sevindi[page_end]
Başkan Adnan Polat ve arkadaşları maçtan bir gün önce halay çekip,
zılgıt yaparken oldukça keyifliydiler.
Ancak maç günü başkanın gerilimli olduğu her halinden belliydi.
Oysa “Olay çıksın ortalık karışsın”, “Türk, Kürt birbirine girsin”
diye düşünenler yanıldı. Herkes kol kola ve dostça maça geldi. En
küçük bir olay dahi meydana gelmedi. Ben en çok buna sevindim,
mutlu oldum. Ama başkanın sıkıntılı yüz ifadesi maçın sonucuyla
ilgiliydi. Belli ki “Acaba” kuşkuları vardı. Maç başladığında öyle
de oldu. 11. dakikada Mendoza’nın golünde hem Polat’ın hem de
Rijkaard’ın yüzleri daha da esmerleşti. Galatasaray kötü futbol
oynuyordu. Rakibine üstünlük sağlayamamıştı. Bundan dolayı
endişeliydiler. Ta ki 43. dakikaya kadar. Sabri skoru 1-1’e
getirdiğinde, yedek kulübesinde sessiz sedasız, hem de mutsuz
oturan Rijkaard fırlayıp taç çizgisine kadar koştu. Başkanın da
yüzünde hafif bir tebessüm oluştu!
Bu yarıda (34. dakikada) Barış’ın düşürülmesine hakem Tolga Özkalfa
penaltıyı çalabilirdi. Ama devam ettirdi. Barış’ın sarı kart
gördüğü pozisyonda, kaptan Arda arkadaşının yanına gelip
susturmasa, Barış kırmızı kartı o anda görebilirdi. Ama aynı Barış
63. dakikada, çocuk gibi davrandı. Sarı kartı olduğunu bildiği
halde topa elini uzattı ve kırmızıyı gördü.
Nonda’nın saklambaç oynaması, Ayhan’ın oyuna ağırlık koyamaması,
vesaire gibi konular detay. Benim aklım 52. dakikadaki Arda’ya
takıldı. Kewell’ın nefis pasında Arda düzgün bir vuruşla golü
attığında öyle bir sevindi ki sanki hayatının ilk golüydü! Abartılı
bir sevinçti. Bağırması, çağırması, yumruk şov yapması, o yüz
ifadesi hâlâ gözümün önünde.
Aslında bu abartının nedeni günlerdir Arda’nın baskı altında
olmasının bir patlamasıydı. Çünkü kaptan Arda nice goller, çalımlar
attı. Nice rakiplere sahayı dar etti ama bu kadar sevinmemişti.
Çünkü Arda’nın gece hayatı, gündüz hayatı, sevgilisi, arabası her
şeyi didik didik mercek altına alındı. Ondandır bu sevincin
böylesine abartılı olması! En azından ben öyle düşünüyorum.
O golden sonra maça karamsar tabloyla bakan Adnan Polat’ın yüzünde
gülücükler açtı. Nerdeyse bir gün önceki gibi kalkıp halay bile
çekecekti. Tabi bu işin şakası.
Hakan Şükür (Fanatik) Eksilince
çoğaldılar[page_end]
Hakkında birçok polemiğin yaşandığı maç, Galatasaray Diyarbakır’a
ayak bastıktan sonra, farklı bir atmosfere büründü. Yapılan özel
karşılama ve sevgi gösterileri, Galatasaray için maçı deplasman
havasından çıkarmıştı. Diyarbakır’ın oyuna hızlı başlaması ve
Galatasaray’ın oyundan tamamen düşmesi, sezona hızlı başlayıp
ilerleyen haftalarda düşmesiyle benzerlikler taşıyordu. Galatasaray
aşırı tempo yapmadan, attıkları goller dışında kendilerini oyuna
çok vererek oynayan Arda ve Sabri’nin tüm açıkları kapatması ve
nadir girilen pozisyonlardan ikisini değerlendirmeleriyle sonuca
ulaştı.
Kewell, Arda, Sabri...
Barış’ın ilk kartından sonra yaptığı yanlış hamle zamanlamaları,
Rijkaard çıkarmadan hakemin onu kenara almasını gerektiren bir
ortamı hazırladı! Mücadele gücüyle oynayan Barış’ın gördüğü ikinci
kart, Galatasaray’ı stresli dakikalara soktu ama tüm takım,
eksildikten sonra çok kontrollüydü. Ayhan ve Mehmet Topal’ın oyunu
iyi tutması, Kewell’ın müthiş profesyonelliği, Servet ve Gökhan
Zan’ın dikkatli oyunları kazanmak için yeterli faktörlerdi.
Hakan Balta’nın performansı
Diğer yandan bir başka soruna dikkat çekelim. Yenilen goldeki
diziliş dikkatimi çekti. Defansın solunda -ani gelişen bir atak
olmamasına rağmen- Mendoza ile Ayhan’ın pozisyonun içerisinde
olması, Ayhan için iyi bir örnek olsa da takım savunması adına
düşündürücü. Volkan Yaman’ın gönderilişi, Caner’in yeterli şans
bulamaması nedeniyle Galatasaray’ın zaman zaman bu bölgede
zorlandığını görüyoruz. Kewell’ın da savunmaya çok yardım etmemesi
Hakan Balta’nın temposunu düşürüyor.
Ligin heyecanı artacak
Bir paragraf da Diyarbakırspor seyircisine... Maç öncesi karşılama
ve maç anındaki tutum ve davranışları hem bu sahada oynarken hem de
çeşitli defalar seyrettiğim maçlarda aşina olduğum tavırlardı.
Sezon başında geç kurulan bir kadro olmaları, şu andaki zor
durumlarının başlıca sebebi. Ama ligin ikinci yarısında çok daha
iyi bir Diyarbakırspor izleyeceğimizin sinyallerini de vermiyor
değiller.Fenerbahçe ve Beşiktaş’ın oynamadan (!) kazandıkları üçer
puandan sonra Galatasaray’ın bu zorlu deplasmandan galip dönmesi,
ilk yarının sonuna kadar olan süreci ve ikinci yarıyı bizler için
daha keyifli hale getirecektir.