Yazarlar G.Saray için neler yazdı
Cimbom'un yedek ağırlıklı kadro ile Sturm Graz'a yenildiği maçı köşelerinde yorumlayan spor yazarları şu değerlendirmeleri yaptılar...
Mehmet Demirkol -Kurtarma sınavı -Milliyet
Rijkaard sanırım dün bir kurtarma sınavı yaptı. Biliyorsunuz, günlerdir devre arasında kimlerin gidebileceği, hangi bölgelere transfer yapılacağı yolunda haber yağmuru var. Aydın, Alparslan, Linderoth vs. Dün kimlerin adı geçiyorsa, sahadaydı. Keita ve Servet’in eşliğinde, A2 takviyesiyle... Sanki gösterin kendinizi kalabileceğinizi ispatlayın diyordu onlara.
Ancak iyi niyetli bir hocanın tavrından çok, kazıkçı matematikçi gibiydi Hollandalı. Aydın santrforda, Alparslan ve Caner bekte... Ortada bir santrfor olmadığından Linderoth’un Barış’la birlikte oraları doldurması gerekiyordu, yine vs.
Yani Hollandalı dün kurtarma yazılısında en kolay soruları değil de, çalışılmayan yerlerden soran hocaydı.
Graz’ın ilk maçta ispatladığı üzere, disiplinli, ayağa pas, sürekli basan, zaman zaman yıldırıcı fauller yapan bir rakip oluşunu da bu duruma eklerseniz, gençlerin işi çok kolay değildi.
Buna rağmen oyuna arayan taraf olarak sarı kırmızılılar girdi. Keita solda, özellikle Serdar Eylik sağda çok iyi çalıştı. Ancak bu bölüm, santrforsuzluktan kimsenin olmadığı bir yere asistler şeklinde geçti. Kabul edelim ki, kanat için dahi fazla zayıf kaçan Aydın’a ekstra zor sorular sormuştu Rijkaard. Bu kalabalık içinde santrfor oynamak onun için imkansız bir hedefti.
Yine de topu orada tutmayı başardılar. Ta ki, hata hiç beklenmedik yerden gelene kadar. Sahadaki takımın en garanri iki oyuncusu Emre ve Servet’in üst üste yaptığı hatalardan gelen gol sonrası, Galatasaray’ın gençleri yumuşadı.
Aydın’ın kendi çabasıyla Gordon’dan kaptığı ve Beşiktaşlıların tüylerini bir kez daha diken diken eden pozisyondan gol çıkaramayışı çok dramatikti. Belki keşke o topu kapmasaydım diye düşünmüş dahi olabilir.
İkinci yarıda Keita’nın santrfora geçişinin ardından Galatasaray’ın üretiminin iyice düşüşü ise bir başka umut kırıcı olay olarak kayıtlara geçmeli.
Sonuç itibarıyla dünkü kurtarma sınavından geçen olmadı. Kabul edelim ki buna Rijkaard da dahil. Bu maç tek başına yıkıcı olmaz, ama Gençler ve Trabzon maçlarının sonuçlarını tamamlayıcı bir gölge olacaktır. Başarı gelirse Hollandalı’nın yönetim nezdinde elini kuvvetlendirecek gölge. Sonuçlar kötü olursa bulutları daha da karartacak bir gölge...
Hakan Şükür -Antrenman bile yapamadı- Fanatik
[page_end]Hakan Şükür -Antrenman bile yapamadı
Bir antrenman maçı temposundan bile düşük bir tempoda oynadı Galatasaray.
Her ne kadar rakipleri Galatasaray ayarında olmasa da Avrupa’daki başarılı grafik Avusturya deplasmanını turistik seyahat haline dönüştürmüştü maç öncesi. Buna paralel olarak lig ve Avrupa Kupası maçlarından dolayı fizik olarak çok yıpranan oyuncularını Avusturya’ya götürmedi Galatasaray. Sezon başında zaman zaman gördüğümüz Serdar Eyilik, çok az forma şansı bulan Aydın gibi birçok maçta oynatmadığı oyuncularına şans vererek maça başladı Rijkaard. Ama bir antrenman maçı temposundan bile düşük bir tempoda oynadı Galatasaray. Yenilen golde Servet’in hatası olduğu söylense de asıl hata o mevkide uzun süre oynamayan Emre Aşık’ın topu merkeze bırakmasıyla geldi.Gruptaki yerini değiştirecek herhangi bir beklentisi olmayan Galatasaray bu dakikadan sonra da kendini hiç zorlamadı.
Vurdumduymaz tavırlar
Tecrübeli oyuncuların vurdumduymaz tavırları genç oyuncuları da oynama isteğinden uzaklaştırdı. Doğal olarak çok keyifli bir oyun sunmadı Cim Bom. Şayet ihtiyaç duyulsaydı kendi sahamızda yenemediğimiz bu takımı farklı bir kadroyla orada rahatça geçebilirdik. Maç boyunca Aydın’ın karşı karşıya kalıp kaleciyi geçmesinin dışında başka net bir pozisyon üretemedi Galatasaray. Gruptaki yeri belli olarak gittiği Avusturya’dan iyi bir antrenman bile yapamadan döndü. Bundan sonraki süreçte ise ilk yarıda yaşanan bütün olumsuzlukları aşıp devre arasında tam takım (Yabancıların izinleri ayarlanabilirse) çalışabilirse Galatasaray lige ve Avrupa’ya daha iyi hazırlanabilir.
Yeni bir forvet yolda
Son haftalardaki forvetsiz oyun yönetimin yeni bir golcü alacağının sinyallerini verdi bize. Dünkü maçta da forvetsiz mücadele etmesi bunun bir göstergesiydi. Ama bu gelecek forvetin Baros’un düzelmesiyle birlikte Galatasaray’a nasıl bir katkı sağlayacağını hep birlikte göreceğiz. Diğer bir söylentiye bakılırsa Galatasaray Linderoth’u da göndererek yabancı kontenjanında yer açmayı planlıyor. Ancak bu konuda Linderoth’un nasıl ikna edileceği merak konusu. Galatasaray UEFA Avrupa Ligi’nde hedefini yüksek tutuyorsa grubu zirvede bitirme avantajına ve çekeceği avantajlı kuraya bakmaksızın son haftalarda düşen performansını mutlaka yükseltmeli. Cim Bom bundan sonra seyircisine daha iyi bir oyun izletmeli.
Ahmet Çakar -Böyle mi olmalıydı?- Zaman
[page_end]Ahmet Çakar -Böyle mi olmalıydı?
GRAZ- Bu sezon Avrupa'da hiç maç kaybetmeyip harika bir bilanço oluşturmuş Sarı Kırmızılı takımın bunu berbat etmeyecek bir sonuç alması tek beklentiydi.
Grupta Galatasaray'dan başka hiçbir takımdan puan alamamış rakip karşısında bir de yenilgi utancı gelmemeliydi. Üst tarafı düşünmeye değmezdi.
Ancak Cim Bom'un as oyunculardan kurulu takımının bile ne kadar kolay gol yediğini bilince pek umutlanmak da mümkün değildi. Nitekim o golü çok kolay yediği gibi sonrasında da yürekler ağızda izlenen pozisyonlar verdi.
Rijkaard eksik kadronun da bir dengesinin olmasına pek kulak asmamış gibiydi. Tam anlamıyla solak olan Alpaslan Erdem'in sağbek oynamak zorunda kaldığı için çektiği sıkıntı, ortaalanda Linderoth'un futbolu unutmuş olması, ilerde de Keita'nın 'kiminle nasıl oynayacağım' durumu, Aydın'ın artık bıktıran halleri bu kolay maçı faciaya dönüştürdü.
İlk yarıdaki tek pozisyonu Aydın kişisel becerisiyle buldu, ancak kaleciyi de geçtikten sonra yine örnek gösterilecek beceriksizlikle heba etti. Genç futbolcu, adeta Başkan Adnan Polat'ın kendisi hakkındaki olumsuz değerlendirmesini haklı çıkarmaya çalışır gibiydi. 3 yıldır olmayan bu maçta da olmadı...
Büsbütün yedeklerle çıkılmasın diye takıma konulan Servet'in goldeki hatası bu sezon için alışılmış bir durumdu. Bunun dışında da çok kolay çalım yedi ve rakibin sürekli arkasında kaldı. İyi dönemindeki Shevchenko karşısındaymış gibi sıkıntı çekti. 'Asıl oynatılmaması gereken benim' der gibi bir hali vardı.
Sarı Kırmızılı futbolcular idmanlardaki 5'e 2 oyununu futbol oynamak sanınca fena yanıldılar. Topa daha çok sahip olmayı ve rakibin yarı sahasında oynamayı üstünlük sandılar. Rakibin kendilerini tek pozisyon bile vermeden utandırıcı bir tıkanıklığa mahkûm ettiğini göremediler.
Sadece Barış'ın, o da pek fazla bir futbol değeri kazanmayan çırpınışıyla istediğini elde edebilmek mümkün değildi. Oyuncu değişiklikleri de pek derde deva olacak gibi görünmedi ve Galatasaray düpedüz dondu kaldı. Sadece soğuktan değil aynı zamanda futbolsuzluktan doğan bir donmaydı bu.
Hem oynayabilecek hem de oynatabilecek nitelikteki tek oyuncu olan Serdar Eylik'e hemen hiç top geçirilemeyişi takımın futbol aklının yetersizliğinin en önemli kanıtıydı. Genç futbolcu, birkaç kez içeri girip oyunu karıştırmak istemesi sonuç vermeyince sol çizgide hapis kaldı.
Çok koşan, iyi kapanan, disiplinli ve yardımlaşması üst düzeydeki Strum Graz karşısında Galatasaray bu yetersizlik içinde taraftarına acı çektirdi. Bırakın golü hatta pozisyonu, tehlikeli sayılabilecek yerlerde serbest atış kazanabilecek etkinliği bile gösteremedi.
Doğrusunu isterseniz, yorumlaması bile işkence olan bir karşılaşmaydı. Böyle olmamasını sağlamak Rijkaard'ın göreviydi ama Galatasaray'ın çok daha ciddi sorunlarına pek çözüm bulamayan Hollandalı hocadan bunu beklemek de pek gerçekçi sayılmazdı.
Deneyimli teknik adamlar her durumda yenilmememin önemini bilir ve onu yaparlar. Rijkaard'ın bu konuda daha farklı düşüncelerinin olduğu anlaşılıyor.
Levent Tüzemen -G.Saray dondurdu- Sabah
[page_end]Levent Tüzemen -G.Saray dondurdu
Rijkaard Graz'daki basın toplantısında şöyle demişti: "Bu maç sürekli oynatamadığımız oyuncularımızı görmek için iyi bir şans olacak. Onlardan kendilerini göstermelerini ve forma için arzulu olduklarını ispatlamalarını istiyorum." Kim bu oyuncular? Serdar Eyilik, Alpaslan ve Linderoth.. Bu üç oyuncuya Rijkaard'ın "kendinizi kanıtlayın" demesi biraz saçma olur.. Kadroyu görünce bu üç oyuncunun Galatasaray'daki oynama sürelerine baktım.. Alpaslan'ın ligde tek maçı bile yok. Alpaslan ön eleme maçlarından Tobol ve Talin'e karşı toplam 131 dakika oynamış. Serdar Eyilik de Tobol, Talin ve Netanya maçlarında 163 dakika forma şansı bulmuş, ligde de Sivas'a karşı 6 dakika oynamış. Serdar'ın toplam oynama süresi 169 dakikayı buluyor. Müzmin sakat Linderoth'ın istatiği şöyle: Tobol maçı: 33 dak. Netanya maçı: 61 dak. Türkiye Kupası'ndaki Buca maçı: 61 dak. Sivas maçı: 14 dak. Denizli maçı: 22 dak. Manisa maçı 22 dak. Lindertoh toplam 221 dakika forma giymiş.
SERVET'İN LAUBALİLİĞİ
Galatasaray, Graz maçına çıkarken 28 resmi maç oynamış, uzatmaları saymazsak ligde, kupada ve Avrupa maçlarında toplam 2520 dakika mücadele etmiş. Bu üç oyuncunun oynama sürelerini 28 maça göre değerlendirirsek sonuç "Devede kulak" olur. Bu üç oyuncu için Rijkaard'ın "Bazı oyuncular bu şansı iyi kullanmalı" sözü hatatır. Bu üçlünün sahada sadece görüntüleri vardı, futbolları kayıptı. Kaldı ki; Aydın ve Caner gibi fazlasıyla forma şansı bulan oyuncular da etkisizdi. Özellikle Aydın'ın kaçırdığı gol şaşırtıcıydı. Aydın zoru yaptı, rakipten topu çaldı ama boş kaleye atamadı. Neden? Aydın, vuruş öncesi rakibe ve kaleye değil topu bakıp vurduğu için golü kaçırdı. Birbirini tamamlamayan oyunculardan kurulu Galatasaray'ın iyi oynamasını beklemek hayalcilik olurdu. Maç boyu tüm yükü Barış, Keita, Ayhan, Servet ve Emre Aşık sırtladı. Galatasaray sürekli Keita'nın manadından yüklenmeye çalışınca Graz kolay önlem aldı. Rijkaard, "Dilerim namağlup ünvanımızı koruruz soğuk havada taraftarlarımızı futbolumuzla ısıtırız" demişti. Galatasaray futboluyla dondurdu, Servet'in laubaliği yüzünden yediği golle Avrupa'daki yenilmezlik ünvanını kaybetti.
Not: Maç dordurucu soğukta oynandı. Ama Graz'ın hiçbir iddiası olmamasına rağmen taraftarının tribünleri doldurması mükemmeldi. Bu görüntü dilerim bizim taraftarlarımızada ders olur.
Can Çobanoğlu -Zahmet oldu- Fanatik
[page_end]Can Çobanoğlu -Zahmet oldu
Seyredene de oynayana da eziyet çektiren bir maç vardı dün Graz'da. Seyredene de oynayana da eziyet çektiren bir maç vardı dün Graz'da.
Seyredene de oynayana da eziyet çektiren bir maç vardı dün Graz’da. Grup birinciliğini garantileyince Cim Bom herkesin yaptığını yapmıştı. Oynamayanlarla az şans bulanları, sahaya sürmüştü Rijkaard. Böyle geceler için normal olanı yapmıştı. Ama herhalde o da bizim gibi anormal olanı seyretti. Şans bulamayanlara şans vermişti, hakkında olumlu düşündükleri, beklentisi olanları, bizce ne Rijkaard sahada görebildi, ne de tribündekiler.
Gecenin sonunda, ‘dönüşte bu mutlaka takımda olmalı’ diyebileceğiniz, bir futbolcu ismi aklınızda kaldı mı? Peki soruyu tersten soralım: Normal kadro içerisinde, lig yarışında yer almasından ümidini kestiğiniz kaç futbolcu gözüktü?
Mazeret olabilir, iddiası kalmayan bir gece denilebilir. Ama gençler unutmamalı ki üzerlerindeki forma zor alınır, çabuk kaybedilir. Özellikle Aydın ve diğer gençler pamuk helva gibi takım bulmuşsunuz Avrupa gecesinde, böyle anları sonuna kadar zorlayıp kendinizi göstereceksiniz. İstanbul dışına çıkarsanız Galatasaray konforunu çok ararsınız. Bizden söylemesi Rijkaard da bir alem. Keita, Aydın ve Serdar üçlüsünden gol çıkabileceğini nasıl düşünmüş anlamak mümkün değil. Antrenman maçı bile olsa bu üçü bir arada olmaz. Hepsi çizgi adamı. İlklerin gecesi olacaktı Cim Bom kazansa. Grupta hiç yenilmeden en çok puan toplayan Türk takımı unvanıyla... Oysa ki tersi oldu: Graz hiç mağlup olmamışı, mağlup ederek kendi adına bir ilk yaşadı.
Hakan Ünsal Graz'ın laneti!- Hürriyet
[page_end]Hakan Ünsal Graz'ın laneti!
ENTERESAN takım bu Sturm Graz. 2000-2001 sezonunda Şampiyonlar Ligi’nde aynı grupta mücadele etmiş, çok daha güçlü ve kaliteli bir takım olmamıza rağmen içeride berabere kalıp deplasmanda yenilmiştik.
Bu sefer iki takım UEFA Avrupa Ligi’nde karşılaştılar, yine içerideki maç berabere bitti. Tarih tekerrür ederse o zaman deplasmandaki bu maçta G.Saray yenilecekti. Maçın başında golü yiyince “bu Graz’da bir lanet var” dedim. Üstüne Aydın “Kaçırılan komik goller’’ programının ‘Top 3’üne girecek pozisyonu atamayınca ‘Kara Büyü’ olduğuna karar verdim.
G.Saray liderdi, rahattı. Bu maç Aydın’ın, Serdar’ın, Linderoth’un, Caner’in ve Alparslan’ın bir şeyler göstermezlerse belki de formayı son kez giydikleri maçtı. Aydın’ın ciddi şekilde toparlanması lazım. Yıllardır bir Aydın fırtınası esiyor ya da estiriliyor. Alt yapıdan beri çok beğendiğim, çok iyi oyuncu olacağına inandığım yetenekti. Fakat birkaç sezondur şans bulmasına rağmen bunu iyi değerlendiremiyor. Bu şanslar da bir-iki maç da değil ayrıca. Gelen her hoca yeteneklerinin farkına varıp formayı veriyor. Peki Aydın yeteneklerinin ne kadarını sahaya veriyor? Daha yaşı genç ama Anadolu takımları Aydın gibi “Bir zamanlar genç ve yetenekliydi’’ dediğimiz oyuncularla dolu.
Sonun başlangıcı
BENİ diğer şaşırtan oyuncu Alparslan Erdem. İlk geldiğinde iyi sol ayağı ile dikkat çekmişti. Fakat o da sonradan Lost oldu. Ne yapıyor diye merak ediyordum ki, geçen hafta A2 Ligi’nde Beşiktaş ile oynanan maçta canlı seyrettim. Seyrettim ve hayret ettim. Bir oyuncu bu kadar mı düşer? Tamam, A takım oyuncusu alt yapıya gönderilince morali bozulur, üzülür. Fakat maça çıkınca ne yapması gerektiğini, nasıl oynaması gerektiğini bilir. Alparslan’ı tanımasam A2 oyuncusu bile demezdim. Şimdi Graz maçında kendisi için çok önemli bir fırsatı yakalamışken herhangi bir ekstra çaba içerisinde olmaması, formayı istediğini; en azından kadroda olmak istiyorumun mesajını Rijkaard’a verememesi Alparslan için sonun başlangıydı.
Tanju Çolak -Acil!- Fanatik
[page_end]Tanju Çolak -Acil
Transferler acil yapılmalı, yoksa her iki cephede de zor günler kapıda. Avusturya’daki maçın Galatasaray adına tek önemli yanı az sayıda oynama şansı bulan oyuncuların son durumlarını görmekti. Artık takımın eksik yerlerinin son röntgeni çekilip gerekli transferlerin yapılması kaçınılmaz. Hele de defansa acil olarak bir değil en az iki stoper transfer ihtiyacı Graz maçında da bariz ortaya çıktı.
Maçta en tecrübeli ve sürekli forma şansı bulan Servet ve Emre yenilen golde ciddiyetten çok uzaktılar. Emre’nin gelen topu vurduğu yer yanlıştı. Bu yanlışa ceza alanında Servet’in, rakibin baskısı altında topu kontrol etme çabası ve golun yenmesi ise ciddiyetsizliktir. Servet, her pozisyonda çalım yedi, her pozisyonda rakip arkalarına sarktı. Böyle defansif anlayış olur mu Allah aşkına!
Beyler karşınızdaki takım grubun sonuncusu, bizim birinci lig takımları ayarında. Keita hariç rakibin üstüne giden yok. Galatasaray’ın ilk yarıda bir pozisyonu var.
Aydın kardeş, bunları gol yapmazsan dalga geçersen, futbol da seninle dalga geçer, o formayı çok ararsın. Ayhan ve Linderoth’u hazır bulmadım. Ne tempo olarak, ne de kuvvet anlamında.
İmam cemaat misali takımın büyükleri bu kadar arzusuz ve coşkudan yoksun olursa gençleri nasıl olabilir?
Avusturya’dan çıkan sonuç; bu oyunculardan şu anda Rijkaard’ın gözüne çarpacak oyuncuyu ben göremedim. Transferler acil yapılmalı, yoksa her iki cephede de zor günler kapıda.
Turgay Şeren -Gençlerde ışık görmedim- Akşam
[page_end]Turgay Şeren -Gençlerde ışık görmedim
İ ki yıl önce Galatasaray büyük bir transfer girişiminde bulunmuştu. Alınanlar arasında Linderoth da vardı. İlk geldiği zaman bayağı iyiydi. Fakat şanssızlığı ona ağır bir sakatlık getirdi ve Linderoth bir anda kayboldu gitti. Uzun süre oldu, 'nerede bu Linderoth?' diye sordum; sakat tedavi oluyor diyorlardı. Linderoth dün akşam da sahada yoktu. Daha ne kadar sürecek bu tedavi sevgili Adnan Polat? O zaman mukavelesini fesh edin gitsin. Yazık değil mi Galatasaray'ın parasına...
Rijkaard, dün akşam özellikle gençlere yer verdi. İyi de yaptı ama unutulmasın sahaya genç çıksın yaşlı çıksın önemli değildir. Sahaya çıkan Galatasaray'dır. Avrupa Kupası maçı oynuyor. Alacağı puan ona hem para getirecek hem de itibar. Bunu Rijkaard biliyor mu acaba?
Galatasaray'ın tek bir gol pozisyonu vardı; 31. dakikada Aydın, rakibinin topu ıskalamasından faydalandı kaleciyle karşı karşıya kaldı, onu da geçmesine rağmen topu içeriye göndermeyi beceremedi. Yazık çok yazık Aydın...
Sturm Graz, kanatlardan getirdiği toplarla ve verdikleri paslardan iki üç tane yüzde yüz gol pozisyonunu da dışarı attı. Avusturya takımının en iyi oyuncusu olan Lavric, sakatlandı çıktı. Keşke fırsat olsa da Lavric, Türkiye'de bir takıma transfer edilebilse..
Galatasaray gençlere yer verdi ama Sturm Graz'ın esası genç zaten. İçlerinde bir iki tane yaşlı oyuncu var. Gerisi hep 20-25 yaş arasında genç.. Sahada bir şeyler yapmak isteyen ve yapacakları da kesin olan futbolculardan kurulu. Bugün için Sturm Graz takımı için var denemez. Ama önümüzdeki yıllarda şu anki futbolcularıyla çok farklı bir takım olacak. Bundan eminim..
Polonyalı hakem maçı çok rahat yönetti. Yalnız Galatasaray kale sahası içinde penaltı gibi bir şey oldu ama bakmadı bile.. Graz'ın kalecisi Gratzei hava toplarında çok iyi. O da gelecek vaad ediyor..
Dün akşam hem mağlup olduk, hem de para kaybettik.. Rijkaard, umarım dün geceden büyük ders almıştır. Genç oyuncuyu herkes çok sever ama o genç oyuncuların sahada bir şey olmak için çok ama çok çaba göstermeleri gerek. Fakat ben dün akşam o çabayı onlarda görmedim..
Gökmen Özdemir -Bu şans değil mi- Vatan
[page_end]Gökmen Özdemir -Bu şans değil mi
ÜZERİNİZE büyük bir takımın formasını giyip sahaya çıkıyorsanız, sizden beklenen her zaman galibiyettir. Kim ne derse desin, bu formalar her şartta kazanarak ‘büyük’ unvanını elde etmişlerdir çünkü... Hadi kazanamadınız; en kötü ilerisi için umut vermeniz adına o formalar teslim edilmiştir size... Ama siz hem kazanamıyorsanız; hadi bırakın kazanmayı pozisyona bile giremiyorsanız; üstüne gelecek için umut da vermiyorsanız niye büyük takımda oynuyorsunuz? Gidin çok eleştirilmeyeceğiniz, beklentilerin daha az olduğu bir takımda oynayın...
KİMSE G.Saray’ın Graz’da destan (!) yazmasını beklemiyordu bu kadrosuyla. Beklenen bir dik duruş gösterisiydi. “Biz bu kadromuzla da çıkar lakabımız ışığında ‘aslanlar’ gibi oynarız” diyebilmeliydi G.Saraylı futbolcular... Ama galiba ya beklentiler çok fazla ya da bu işte bir terslik var. Genç oyuncular genelde şans bulamamaktan yakınırlar. G.Saray’da oynayanların hiç şikâyet edecek durumu yok oysa.. Sezon başından beri her fırsatta sahaya atılıyorlar hocaları tarafından. Her seferinde bir umut... Fakat her şans ayrı bir hayâl kırıklığı yaratıyor. Hem Rijkaard’da hem yöneticilerinde hem de Türkiye standartlarının çok üzerinde genç futbolculara kredi veren G.Saray taraftarında...
AYDIN yıllardır potansiyel yetenek. Ama o kadar. Bir ileri adım yok. Sürekli cepten yiyor. Serdar Eylik santim ilerlememiş sezon başından bu yana. Alpaslan Erdem hâlâ aynı isteksiz tavırlar içerisinde. Tobias Linderoth yakında Acıbadem’in sahibi Mehmet Ali Aydınlar’ın kütüğüne geçer. Aykut yedek geldi, yedek gidecek... Caner biraz kıpırdanıyor ama bu haliyle sezon sonunda 3.5 milyon Euro etmez. Ayhan ısrarla “Benim yerime adam alın” diye bağırıyor.
TAKIM DENGESİNİ YİTİRDİ
TEK pozisyonla bitirdi G.Saray maçı. O da rakibin hatasından Aydın’ın kaptığı ama boş kaleye vuramadığı top... Fakat şu da bir gerçek ki G.Saray’ın ana sorunu organizasyon bozukluğu. G.Saray saha içi dengesini kaybetti. Kimin nerede, nasıl oynadığı belli değil... Stoperler dağınık. Bekler artık orta alanla hücum arasındaki üçgene giremiyorlar. Forvet deseniz; yok ki! Orta sahanın göbeği çekingen... Rakip ceza sahasını hiç düşünmüyorlar...
G.SARAY grubu lider bitirdi. Ligde hâlâ şampiyonluğun en büyük favorilerinden. Ama bu iş biraz ışık, biraz umut işi... Sizi destekleyenler, sizden beklenti içerisinde olanlar mum ışığı kadar da olsa bir parlaklık umuyorlar gelecek adına. G.Saray kötü oynar, kaybeder... Hepsi tamam... Ama G.Saray umut vermezse, o zaman insanlar pesimist düşünmeye başlarlar ki işte asıl sorun orada başlar...
İsmet Tongo -Acemiler mangası- Fotomaç
[page_end]İsmet Tongo -Acemiler mangası
Hava soğuk, sahanın zemini berbat, Galatasaray aslarını İstanbul'da bırakmış "Siz maçı televizyondan seyredin" demiş. Sahaya çıkan takım yedeklerden kurulu. Hiç kimse onlardan büyük bir başarı beklemiyor. Nedeni de Galatasaray'ın grup liderliğini garantilemesi. Ancak sahaya baktığınızda bir forvet oyuncusunun olmadığını kolayca tespit etmek mümkün. Bu forvetsiz gelişi, ben büyük bir hata olarak kabul ediyorum. Sebebi de maçın kaybının yanında, bir de alınacak paraların yok olması Galatasaray'a acı gelmeli. Galatasaray sahaya çıktığında Servet, Barış, Ayhan ve Aydın dışındakiler acemiler mangası gibiydi. Gençler topu süratle rakip sahaya taşıyor oralarda paslaşıp topu kaybediyordu. Daha doğrusu ne yapacaklarını tam olarak bilemiyorlar, gol atacak birini arıyorlardı. İlk görüntüde şu futbolcu kalmalı denecek bir isim göze batmadı.
Cimbom kötü başladı
Oyunun ilk 20 dakikasında Galatasaray kalesine ilk defa gelen Sturm Graz defans hatasında galip duruma geçti. Gol pozlsyonunda Aykut'un kestiği topu defans iyi takip etmedi ve Servet'te topu kaptırınca Graz için galibiyet kolay oldu. Golü atan Beichler kısa bir süre sonra Aykut'la karşı karşıya kalmasına rağmen topu auta attı. Böyle bir kaçırma olayını Galatasaray da yaşadı. Aydın rakibinden söküp aldığı topu sürdü kaleci ile karşı karşıya kaldı. Vurdu ama gerilerden gelen Graz'lı futbolcu gole izin vermedi. Aydın bu pozisyonda rölanti de oynayan film gibiydi. Devre böyle bitti. İkinci yarı başladığında Rijkaard, Aydın'ı sola, Keita'yı da ortaya çekti. Dakikalar ilerdikçe değişen fazla bir şeyin olmadığını görmek mümkündü. Rijkaard oyuna hiçbir katkısı olmayan Linderoht'u kenara aldı ve yerine Mustafa Sarp'ı koydu. Ayrıca Alparslan'ı da saha kenarına alırken genç Çetin'e ilk formasını giydirdi. Son değişiklik Servet-Hakan Balta arasında idi. Son 20 dakikada Galatasaray tek kale oynadı ama 'bal yapmayan arı' gibiydi. Sonuçta Galatasaray grup lideri oldu, acemiler mangası ise 1-0 yenildi.
Aziz Üstül Şanssızlık mı beceriksizlik mi?- Star
[page_end]Aziz Üstül Şanssızlık mı beceriksizlik mi?
Galatasaray grup liderliğini daha önceden garantilediği için, bu maça as kadrosu ile çıkmamasını doğal karşılayabiliriz.. Ancak madalyonun bir de öteki yüzü var. Ülke ve takım puanı meselesi. Yani bu maçı kazandığınızda takım olarak 2 puan, ülke olarak da 0.4 puan hanemize yazılacaktı. Hani diyordum Rijkaard biraz da işin bu yanına baksaydı da ona göre kadro çıkarsaydı. UEFA’ya 35 kişilik liste göndermişiz, yetmemiş son günde A2 takımından Çetin’i ilave ederek rakamı 36’ya çıkarmışız. Ama maç için Avusturya’ya giden oyuncu sayısı sadece 16... Bu da ayrı konu...
Hadi sahadakilerin çoğu acemiydi. Ama Servet’e ne demeli? Golde büyük hatası var. Adeta kafayla topu rakibine asist yaptı. İki kez de Lavric tarafından paçavraya çevrildi! Neyse ki Rijkaard Servet’i 74’de oyundan alıverdi. Aslında Servet’in ikinci yarının başından itibaren sahada olmaması gerekirdi. Gerçekten kötü bir günündeydi.
Sarı-kırmızılı ekipte forma şansı bulan Serdar Eylik gerçekten yetenekli bir oyuncu. Hani top da ayağına yakışıyor. Fakat ne hikmetse sanki biz Serdar’ı izlemeyelim diye ataklar hep sağdan geliştirildi. Soldan gelişenlerinde de adeta Serdar’ı sanki safdışı etme yarışı vardı. Ne olursa olsun bence ileride bu çocuk takımda iyi yerlere gelecek. Rijkaard’ın güvenip biraz dana şans tanıması lazım.
Lindertoh’u izlerken de içim burkuldu. Adam sanki ağrılar içinde oynuyor gibi. Yüzü hep buruşuk! Zaten hiç geçmeyen sakatlığı bir kez daha nüksetti ve o da 64’te kendini dışarıda buldu. Diğerlerine gelince... Sürekli onbirde yer bulamayanlar şöyle kendilerine enine boyuna bakacaklar. Belli ki onbiri haketmiyorlar. Bunu dün açıkça gördük.
Strum’a şanssızlığımız sürüyor. İstanbul’da 1-1, Graz’da 1-0. Buna şanssızlık mı diyelim, beceriksizlik mi?
Bülent Tulun -Takviye şart- Fotomaç
[page_end]Bülent Tulun -Takviye şart
Birinci olarak gruptan çıkmış olmanın garantisi Galatasaray'a yedek oyuncularının uluslararası platformda denenme fırsatını getirmişti. Kalede, uzun yıllardır bekleyen Aykut, belki de "Acaba Franco alınmasaydı, ben oynasaydım, ne değişirdi. Daha kötü mü olurdu, Süper Lig'de 21 gol yer miydim" diye empati yaparak bu maçta kalesini devraldı. Keza, sol bek olarak kiralanan ve çok az forma şansı bulabilen Caner de 11'de idi. Son yıllarda genç oyuncular içinde şans bulma açısından en önde, bu şansı kullanma açısından en kötü olan Aydın Yılmaz bu şansı bir kez daha kullanmak istiyordu. Sağ kanatta cezası (!) biten Keita hücumda deneyimli tek adamdı. Sol bek Alparslan'ın sağ bek mevkinde oynaması ise 2 yıl evvel Türkiye standartlarında iyi bir para ödenen Serkan Kurtuluş'un tamamen gözden çıkartılması anlamına geliyordu.
Linderoth gönderilsin
Maça gelince, çok fazla da söylenecek bir şey yoktu genelinde. Orta sahasını kalabalık tutup pres yapan Galatasaray Servet-Emre- Aykut ortak yapımı bir golle 20. dakikada 1-0 yenik duruma düştü. Pozisyonu olmayan bu golde amatör takımların bile yapmayacağı bir hatalar silsilesi vardı. Galatasaray'ın son senelerdeki en fiyasko transferi olup, parasını, pulunu alan, takımına verdiği ise koskoca bir hiç olan Linderoth yine yoklardaydı. Sol kanadı hiç çalışmayan, sağ kanattan Keita'nın getirdiği topları ise santrforsuz oynayan takımımız rakip stoperlerin kucağında kaldı. Aydın'ın ilk yarı kaleciyi geçip atamadığı gol ise saç baş yoldurdu. Yarın yapılacak kuralarda önemli takımlar yer alacak. Karşılıklı iki maçlık eleme sistemine göre oynanacak maçlar için Galatasaray'ın devre arasında ciddi bazı takviyeler yapması gerekiyor. Linderoth gönderilip ciddi bir orta saha oyuncusu alınması en önemli hamle gibi görünüyor. Süregelen sakatlıklar da artık zapt-ı rapt altına alınmalı.
Osman Tanburacı -Graz'a garez oldum!- Yenişafak
[page_end]Osman Tanburacı -Graz'a garez oldum!
Bu ne şanssızlıktır be kardeş… Alemi yen gel Graz'a takıl! Rij-Nees Grup'ta dört puan kaptırdı Sturm Graz'a… Neyse. Galatasaray Avusturya'ya lider gitti 1-0 yenildi yine lider döndü! Buna da şükür.
Rijkaard'ın sahaya genç takım sürmesi de çok doğal. Hem elindeki kadronun son durumunu görecek hem oynamayanları da oynatacak, hem de ligdeki Gençlerbirliği maçını düşünecek… Ancak fiyaka da bozulmayacak. Bu kofti takıma yenilmek hem Galatasaray'ı bozdu hem Rijkaard'ın kariyerini çizdirdi…
Bundan daha da beteri hem Galatasaray'ın hem ülke puanlarının uçmuş olması…
Gençlere şans
Serdar Eyilik göreceksiniz ileride çok daha iyi olacak. Bu gencin oyun zekası, topla buluşması ve rakibi şaşırtan akıl dolu atakları beni umutlandırıyor.
Kızgınlığım da Aydın Yılmaz'a! Bu çocuk bir türlü adam olmayacak… Gelen-giden her hoca ona şans veriyor… Lakin Aydın bunun farkında değil. Galatasaray'da hiçbir gence bu kadar şans verilmemiştir. Aydın Galatasaray formasının bir nimet olduğunu ne zaman anlayacak merak ediyorum. Devre arsında takasa giderse kimse şaşmasın! Bu kadar da bezginlik olmaz ki… Bulmuşsun şansı oynasana! Kaçırdığı gol felaket! Arkadan gelen adam var topu hala sağa taşıyor ki gol atsın! Kaleciye çalımı sola doğru bassa kale tabak gibi karşısında olacak!.. Gerçi rakip girecek golü elle çıkarttı ama… Olmaz! Aydın ters iş yapıyor. Gamsız ve faydasız! Yeter ama…
Keita da bir başka bomba!
Tek başına oynuyor. Etrafında çocukları da görünce kendini padişah zannetti!
Rijkaard, Keita ile çok uğraşacak gibime geliyor. Bu kadar egoist futbol oynanmaz! Topu çok iyi saklıyor, iyi adam geçiyor, ne arkadaşlarına servisi var ne gol girişimi…
Galatasaray Grup çıktı diye hoşgörümüzü kullanalım. Ama takım ııh