Yazarlar Hagi'nin biletini kestiler

Belediye karşısında tutunamayan Galatasaray'da spor yazarları faturayı Romen Teknik Adam Hagi'ye kestiler...

İstanbul Büyükşehir Belediyespor karşısında 1-0 öne geçmesine rağmen, sahada varlık göstermeden maçı 3-1 kaybeden Galatasaray'da spor yazarları teknik direktör Gheorghe Hagi'yi topa tuttular.

TÜM SPOR YAZARLARI NELER YAZMIŞ? OKUMAK İÇİN TIKLAYIN!

Süper Lig'in 23. haftasında İstanbul Büyükşehir Belediyespor'a konuk olan Galatasaray, maçı 3-1 kaybederken oynadığı futbol ile de seyredenleri üzdü. Spor yazarları bu puan kaybının en büyük sorumlusu olarak teknik direktör Hagi'yi gösteriyorlar.

Serdar Bali (Star): Galatasaray için artık bu lig zulüm!

Netice olarak Büyükşehir Belediye’yi yıllardır aynı istikrarlı futboluna devam ettiklerinden ötürü kutlamak gerekir.

Ayrıca iddiasız bir Galatasaray’ı seyretmek bana zevk vermediği gibi; sporseverlere de aynı duyguları yaşattığını düşünüyorum.

Galatasaraylı futbolcular oynadıkları futbolla bir an evvel sezonun bitmesini düşündüklerini sahaya yansıtıyorlar.

Aziz Üstel (Star) Hagi’nin de suyu ısınmaya başladı  

Ligdeki iddiasını ilk yarıda kaybeden Galatasaray, kadrosunu devre arasında kaleci Zapata başta olmak üzere Kazım, Culio, Stancu, Yekta gibi oyuncularla takviye etti.
Bu şu anlama geliyordu; Sarı-Kırmızılılar, bir taraftan sezon sonuna kadar toplayabildiği kadar puan toplayacak, diğer yandan da Türkiye Kupası’nı almaya çalışacaktı. Ayrıca takımın ikinci yarıda ortaya koyacağı performans muhalefetin ısrarla seçime gitmeye zorladığı Başkan Adnan Polat kadar Teknik Direktör Gheorghe Hagi’nin de geleceği açısından önem taşıyordu.

Geçen hafta kümede kalma savaşı veren Buca’yı zar-zor yenen Galatasaray için aslında İstanbul BŞ maçı da kazanmaya devam etmek için bulunmaz bir fırsattı. Çünkü, Turuncu-Lacivertliler, 4 sezondur Süper Lig’de Cim-Bom’a karşı oynadığı hiç galip gelememişti. Üstüne üstlük ilk 45 dakikayı şut bile atmadan tamamlamıştı.

Ahmet Çakır (Zaman): Güle güle Hagi

Artık Hagi şunu yapamıyor, bunu yapamıyor gibisinden sözlerin de bir anlamının kaldığını sanmıyorum. Rakiplerinden kat kat güçlü bir kadronun bu kadar kolay yenilmesi ve bunun asla önlenemez bir kader haline gelmesi, Galatasaray'da değil hiçbir hedefi olmayan vasatın altındaki takımlarda bile kabul edilemez. Güle güle Hagi! Seni sonsuza kadar seveceğiz ama teknik adam olarak asla hatırlamak istemeyeceğiz.

Levent Tüzmen (Sabah): Bileti kesilmeli

Ligin 23. haftasında 11. yenilgisini alan ve eksi 5 averaja sahip olan Galatasaray tarihinin en kötü dönemini yaşıyor, Başkan Adnan Polat ve elinde kalan yöneticiler seyrediyor. Bu utanç tablosunun bedelini birileri ödemeli.. Burnundan kıl aldırmayan Hagi'nin hocalığına bakınca ve kalan 11 haftayı düşünürsek Galatasaray unutulmayacak bir rezalet yaşayabilir...

Eğer Başkan Adnan Polat iddia ettiği gibi futboldan anlıyorsa bugün Hagi'nin biletini keser. Çünkü son basın toplantısında medyayı suçlayan ve "Birileri beni vurmak istiyor. Bunlar kulis oyunları. Daha zamana ihtiyacım var" diyen Hagi, inatçı, uzlaşmaz, kavgacı huyuyla ve bazı futbolculara karşı sergilediği tavırla Galatasaray'ı sabote ediyor.

Ünlü Alman filozof Goethe, "Her büyük dehanın kendi gidişi, kendi ifadesi, kendi tonu, kendi sistemi ve hatta kendi elbisesi vardır" demiş... Hagi futbolculuğunda bir dehaydı ama hocalığında dehalığından eser bile yok.

Gökmen Özdemir (Vatan): Ne mantıklı ne gerçekçi![page_end]

Gökmen Özdemir (Vatan): Ne mantıklı ne gerçekçi!

ANA prensiplerinden ödün vermiş, kontrolünü kaybetmiş G.Saray’ın her maçı ayrı bir hikâye.. Teknik direktörü kuyusunun nasıl kazılacağını bilir ama karşı koyamaz..

Futbolcusu menajeri ile sezon sonu için kaçış planları yapar.. Taraftarı futbolcusuna küfreder, sonra galibiyet bekler.. Yöneticisi içeride çatı kavgası verir, rant peşinde koşar.. Sonra bunu “Ben zaten başkana karşı dik duruyorum. Aman seçim olursa beni kayırın” diye camiaya satmaya çalışır.. Adnan Polat da kendi türküsünü mırıldanır:

“Herkes gider ben kalırım!”

Osman Tanburacı (Yeni Şafak): Hagi'ye acıyorum

Oysa Galatasaray ilk yarı oyunun hakimiydi, futbol adına güzel şeyler de yapıyordu. 32'de Baroş'un kurnaz deparı ve net vuruşuyla golü de bulmuştu. Sağlı sollu kanat ataklarıyla, kaybedilen toplarda geri dönüşlerle, rakibe ikili üçlü sıkıştırmalarla iyi futbol oynamaya çalışıyordu. Ama bedene yapışmış virüsten kurtulamadı. Bu virüs bazı futbolcuların bedenlerindeki futbolu katleden 'kalite' virüsüydü!

Galatasaray'da kalite eksiği hala devam ediyor. Böyle basit goller yenmez!

Ne yapsın Hagi?

Ona acımaya başladım.

Turgay Şeren (Akşam): Rüzgar yoksa G.Saray da yok

Galip takımda Gökhan Ünal, İbrahim Akın, Cihan ve Ekrem çok iyi oynadılar. Kalecilerine fazla bir iş düşmedi. Çünkü Galatasaray diye bir takım yoktu sahada... Hagi, bol bol basın toplantısı yapıyor.

Hagi bırak toplantıları, takımına bak.

Toplantılarla boşuna zaman geçirme. Sahada Galatasaray diye bir takım yok. Çarşamba günkü Türkiye Kupası maçında, takım tur atlayamazsa, bu senenin defteri tamamen kapanacak. Haberin olsun!

Bülent Tulun (Fotomaç): Hagi biliyor![page_end]

Bülent Tulun (Fotomaç): Hagi biliyor!

Gazı kaçmış kola kıvamında heyecansız, maça asılmayan, mağlubiyetten sonra bile rakip kalede baskı kuramayan bir takım izledik.

Cuma günü belki de en doğru laflardan birini isteyerek veya istemeyerek Hagi zaten söylemişti: "Başarı için iki şey lazım; güçlü bir yönetim ve kaliteli oyuncular." Yoruma gerek kalmayacak bir açıklama...

Elinizde kaliteli oyuncular ve güçlü bir yönetim olmadığına göre, Galatasaray'dan başarı beklemek de mucize beklemek gibi bir şey olsa gerek.

Bahri Havadar (Akşam): Şimdi de yazıyor...!

Bir zamanlar bağırırdı G.Saraylılar; 'Gerçekleri tarih yazar, tarihi de G.Saray...' Şimdi de yazıyor! Ama taraftarları bağıramıyor bu kez; ıstırap çekerek olup bitenleri izliyor. Bakın şu hale...G.Saray lig tarihinde ilk kez bir sezonda 11. kez yeniliyor. Daha ligin bitmesine de çok var aksi gibi; bu rakamın kaç olacağı bilinemiyor.

G.Saray ilk kez Büyükşehir'e yeniliyor; enterasanı yenilirken hiç direnemiyor. Şimdi ne diyeceksin?

İsmet Tongo (Foromaç): Skandal takım!

Atılan gol bir tane. Oynanan futbol sıfır. Saha neredeyse insanları kağıt gibi havada uçuracak kadar berbat ve soğuk.

Küme düşürme hakkını futboldan anlayan herhangi birine verseniz, yapacağı ilk iş kesinlikle bu G.Saray'ı kulağından tutup ligden atmak olur. İnsan da biraz gurur olur.

G.Saray gibi bir takım ne yapar, eder birkaç gün sonra G.Antep ile oynanacak kupa rövanşı için taraftarına güven verir.

Tribünlere bakıyorsunuz gelenleri parmakla sayarsınız. Ali Sami Yen çöküyor, yıkılıyor denildiği günlerde G.Saray bu Olimpiyat Stadı'nda taraftarlarını iki yılda hastane kapılarında nöbetçi yapmıştı.

Dün maçı izleyen bir avuç taraftara da G.Saray'ı yuhalamak düştü.

Hakan Dilek (Fotomaç): Rüzgara karşı

Her şey hazırdı İstanbul Şehremanetçileri için...

Rüzgar, Galatasaray'ın boş alan bırakması, sarı-kırmızılı oyuncuların çok top kaybetmesi....

Ve yıllardır bulamadıkları penaltıyı bu maçta yakalamaları..

Bunlara Hasan Şaş'ın bir televizyon programında söylediklerini de eklemek istiyorum... 'Belediyeciler kadar insanı sinirden bıktıran bir taktik anlayış olamaz!' Gerçi bu maçta bundan daha fazlasını yaptı turuncu-mavililer...

Şimdiye kadar yenemedikleri G.Saray'ı da devirdikleri büyükler kervanına eklediler.

G alatasaray mı? "Rüzgar söylüyor o yerlerde artık şarkımızı!" tadında Suzinak bir beste şimdi... ''Elde Var Hüzün!'' tadında bir şiir dizesi hem de boş tribünlerde inleyen...

Osman Şenher (Posta): Yazıklar olsun[page_end]

Osman Şenher (Posta): Yazıklar olsun

Galatasaray 14 sene şampiyon olmadığı dönemde bile bu kadar kötü duruma düşmedi. Futbol takımı onurunu bu kadar ayaklar altına almadı. Galatasaray Başkanı Adnan Polat ne düşünüyor bilemiyorum. Ama o da tarihe geçiyor. Bu kadar çok para harcanıp da böyle bir kötü takım kurmak gerçekten çok zor bir iş! Ancak bunu yapsa yapsa “Ben her şeyi biliyorum” deyip hiçbir şey bilmeyenler yapabilir.

Özcan Oal (Fotospor): Dondurucu hezimet

Ligde iddiası olmayan takımların futbolcuları için soğuk havada top oynamak büyük angarya olsa gerek. Buna bir de şiddetli esen rüzgarı eklersek, oynanan futboldan kalite beklemek hayal görmek olur. Ama Büyükşehir Belediyeli oyuncular, performanslarıyla milyonlarca dolarlık takıma acı bir ders verdiler.

Hagi aklı sıra gelecek sezonun takımını hazırlıyor. Ancak şimdiden ortada Daum iddiaları dolaşıyor. Bir teknik adamın bu ortamda başarılı olması beklenemez.

Galatasaray takımının orta sahası, oyuncularının çok fazla topla oynaması nedeniyle verimsiz kalıyor. Sabri zaman zaman iyi çıkışlar yaparak Stancu ile birlikte hücuma katılsa da Cimbom’un sahada varlığını göstermeye yetmedi. Çağlar yavaş yavaş direk adam olma yoluna girmiş. Oldukça klas hareketler yaptı.

Yine de hakkını vermek lazım takımın lokomotifi Milan Baros’tu Çok şık bir gol attı ama Hagi’nin yanlış takım tercihi hezimete çanak tuttu.

Osman Korkmazel (Fotospor): G.Antep de böyle yakalarsa!

Dondurucu soğuk, neredeyse bayrak direklerini devirecek şiddetteki rüzgar; futbolcuyu uyuşukluktan kurtarıp mücadele gücünü arttırır ve temposunu fişekler. İki takım oyuncuları bu tesirle oyuna biraz olsun renk kattılar. Dakikalar 30’u gösterene dek de sadece orta sahada didişip durdular. Galatasaray’ı biliyoruz da, Belediye’nin ilk yarıdaki tatsız oyununa takılıp kaldım. Abdullah Avcı fena fırçalamış olacak ki, rüzgarı da arkalarına alıp Holmen (gol attığı için değil bence çağdaş orta saha tiplemesi örneği verdiği için maçın adamı olmalı) ve Gökhan Ünal’la rahatsız etmeye başladılar. Zaten bu ikili galibiyetin de baş aktörleriydi. Makus talihlerini yenmeleri de ayrı bir sevinç kaynağı olmuştur Avcı ve talebelerine… Hagi’nin dünkü yazımda da belirttiğim gibi kadro seçimi, Gaziantepspor kupa rövanşına yönelikti. Çarşamba gecesi de bu on biri değiştireceğini hiç sanmıyorum. Ama Gaziantepspor dünkü 11’i böyle yakalarsa!..

Ruhi Kanal (Yeniçağ): Rüzgarlı tepe kabusu![page_end]
Ruhi Kanal (Yeniçağ): Rüzgarlı tepe kabusu!

G.Saray'ın ikinci yarıda zorlanacağı ortadaydı. Zira İstanbul ekibi rüzgar dezavantajına rağmen sık sık sarı kırmızılı kale önünde tehlikeli oldu...

İkinci yarının başlamasıyla evsahibi İstanbul, bu sahada daha çok oynamanın tecrübesiyle oyuna hakim oldu. Ve arka arkaya gelen goller sarı kırmızılıları ve Hagi'yi tam manasıyla alabora etti...

Galatasaray, dün rüzgarlı tepede hafta içinde oynayacağı kupa umutlarına kuşku düşürürken, dağınık, ilkesiz, kuvvetsiz ve seyircisizdi...Ortaya konan futbol ve alınan sonuç Hagi içinde karanlık günlerin hebercisi gibiydi..

Kemal Özcanlı (Fotospor): Ben büyük hoca değilim!

Öyle bir soğuk ki hava insanın kanını donduruyor. Rüzgar insanın yüzüne vurduğu zaman sanki on tonluk bir balyoz darbesi almış gibi oluyorsun. Hagi takımı 4-5-1 düzeni ile sahaya çıkardı. İlk yarı rüzgarı arkasına alan Galatasaray, Belediye’nin üstüne gidiyordu ama ısıracak cinsten değildi... Sanki dostlar alışverişte görsün tarzındaydı. Kırkbeş dakika boyunca Baros’un attığı golün dışında bir pozisyon yoktu. Bir tek Culıo çabalıyor, diğerleri onu izliyordu.

Evren Turhan (Fotomaç): İpin ucu kaçtı

Nasılsa yenilmeye artık alışan oyuncular bu alışkanlıklarını sürdürmek için olsa gerek hiçbir çaba sarfetmediler.

Hagi zaten artık ipin ucunu bırakmış. Değişikliklerde kafa yapar gibiydi. Ama asıl kafayı onla yapacaklar farkında değil.

Kazanılması bile şüpheli olan kupa bile bu rezilliği bence örtemez. Çünkü bu başarı değil, o formayı giyen oyuncuların onuru olacaktır.

Eğerki biraz taraftara ve camiaya saygıları kaldıysa, bu iğrenç geçen sezonu bir şekilde telafi etmeliler. Yoksa bırakın yollanmayı, valizlerini bile toplayacak vakit bulamayabilirler.

TÜM SPOR YAZARLARI NELER YAZMIŞ? OKUMAK İÇİN TIKLAYIN!

Günün Önemli Haberleri