Yazarlar Trabzon için bunları yazdı
Zirve takibini sürdüren Trabzonspor, G.Birliği engelini Alanzinho ile aştı... Spor yazarları köşelerinde şu yazıları kaleme aldılar...
Zorlu Gençlerbirliği deplasmanında Alanzinho'nun son dakika golüyle 2-1 galip gelen Trabzonspor, çeşitli eleştirilere rağmen yazarlar tarafından hak eden taraf olarak görüldü.
Süper Lig'in 26. haftasında Gençlerbirliği'ne konuk olan Trabzonspor, ikinci yarıda sergilediği oyunla, kaçırılan onca gole rağmen, Alanzinho'nun son dakika golüyle maçı 2-1 kazandı ve fenerbahçe'yi takibini sürdürdü.
Spor yazarları çeşitli eleştirilerine rağmen Trabzonspor'un galibiyeti hak ettiğine inanıyorlar.
Güneş, yine de şanslıydı. Hem ilk yarıda şaşkın Trabzon karmasına karşı Gençler ikiyi bulamadı, hem de Zumdick devre arasında yaptığı geri vites (ama bir değil, iki değil, 3 vites geri) hamlesiyle rakibinin üstüne gelmesine yeterince imkân tanıdı. Bunca yetenekli oyuncusu olan Trabzon’a bu kadar uzun zaman üstünüze gelme fırsatı tanırsanız, onlar da Manisa’da ve İnönü’de yaptıkları gibi galibiyeti bulacaklardır.
Tabii Trabzon bu maçı hakkıyla kazandı, ama kalan 8 haftadaki şampiyonluk yarışında en önemli handikabının kalede olacağını söylemek herhalde kehanet sayılmaz. Şenol Güneş geçtiğimiz hafta öyle kritik bir adamını kaybetti ki, Aykut Kocaman belki Alex’i yitirse onun kadar üzülmeyecektir (Fenerbahçe’nin her şeye rağmen Semih de Souza’sı var, ama Trabzon’un bir Onur’u daha yok). Güneş muhtemelen bundan sonraki maçlarda rakiplere uzaktan daha az şut vurdurmak için çareler arayacak gibi..
İlk yarıdaki Trabzonspor, bilindik performansının çok gerisindeydi. Ancak ikinci yarıda gerçekten iyi mücadele etti. İnatla, ısrarla galibiyeti kovaladı. Rakibi kendi alanına hapsetti, sürekli hataya zorladı. Bir Trabzonspor klasiğini bu maçta da ortaya koydu, tıpkı içerideki Gençlerbirliği ve deplasmandaki Konyaspor, Gaziantepspor, Manisaspor, Beşiktaş maçlarında da olduğu gibi geriden gelip bu zor karşılaşmayı kazandı.
Başlangıç kadrosu ve saha içi yerleşimi, Trabzonspor açısından risk içeren bir yapıdaydı. Nitekim ilk yarıda takım biraz da bu nedenle bocaladı. İkinci yarıda Serkan'ın sağ beke çekilmesi ve Alanzinho'nun oyuna girmesiyle Trabzonspor normale döndü, oyunda inisiyatifi tamamen eline aldı. Alanzinho, attığı kritik golün dışında, oyuna hareket getiren ve Trabzonspor'un bu bölümdeki performansına yaptığı katkıyla alkışı hak eden adamdı.
[page_end]
Alanzinho bireysel yeteneğini kullanarak golünü atıp Trabzonspor’u belki ipten aldı ama hatalar ve eksiklikler bir anda koybulup gitti mi? Elbetteki hayır.. Trabzonspor 9 puan öndeyken Fenerbahçe ile puan puana geldiyse bunu sadece hakemlere bağlayamayız.. Bordo-Mavili takımın da hataları oldu..
Nitekim bu hataları dünkü maçta da çok net şekilde gördük.. Şenol hocam herhalde bu hataları görüp gereken tedbirleri de alacaktır.. Önemli olan geç kalmadan bunu yapması..
İlk yarıda hiç kullanılmayan kanatlar işlerlik kazanınca, sağlı sollu ortalarda Gençlerbirliği savunması zor anlar yaşamaya başladı. Ancak Burak ve özellikle Umut’un girdikleri pozisyonlarda bitirici vuruşları yapamamaları, tribünler kadar Trabzonspor takımını da germeye başladı. Oyunun sıkıştığı bu tip maçlarda kilidi açacak oyuncu sıkıntısı çeken Trabzonspor’da bu kez Alanzinho çıktı sahneye. Çabukluğunun yanı sıra son vuruşlardaki kalitesi tartışılmayan Güneş’in gizli silahı, Manisa deplasmanından sonra takımını bu kez de başkentte ipten aldı.
Zirve yarışında, ilk yarıdaki futbolundan çok uzak bir görüntü çizen Trabzon’un işinin kolay olmadığını söylemek yanlış olmaz. Bordo-mavili ekibi yarışın içinde tutacak en önemli faktör, dünkü maçın ikinci bölümündeki hırs ve kazanma isteği olacaktır. Tabii Umut’un 100. gol stresinden kurtulması, Burak’ın bencilliğini terk etmesi, Trabzonspor’un kolay gibi görünen ancak zora dönüşen maçları kazasız atlatmasını sağlayacak.
[page_end]
İkinci yarı, Şenol Güneş'in direktifiyle Ünal Karaman doğru bir hamle yaptı ve Tayfun'u çıkartıp yerine Alanzinho girdi. Serkan, sağ beke geçti ve ilk yarının aksine sahada rakibi baskı altında tutan ve pozisyonlar bulan bir Trabzonspor sahneye çıktı. Savunma orta sahaya yakın oynayıp alan daraltınca; Gençlerbirliği forvetine top gitmedi.
Alanzinho bana göre maçı çözen oyuncu oldu. Aldığı her topta yaptığı driplinglerle; adam eksilterek, savunmanın dengesini bozdu ve tempoyu yükseltti. Uzatma dakikalarında attığı mükemmel golle de üç puanı getiren oyuncu oldu. Bu galibiyet, şampiyonluk yarışında Trabzonspor'un ligin son haftasına kadar varolacağının da göstergesi oldu.
Özellikle maçın ikinci yarısında Trabzonsporlu oyuncuların mücadele güçlerini sahaya yansıtmaları, saha içi yardımlaşmaları ve kazanma hırslarının üst düzeyde olması yarınlar adına büyük umutlar verdiği düşüncesindeydim.
Hayri Beşer (Zaman): Üçü bir arada olmuyor hocam...
İlk 20 dakika ile devrenin bitimine kadarki performansı dikkat çekici olsa da benim bir Colman takıntım var. Şampiyonluğu hedefleyen bir takımın o pozisyondaki oyuncusu takımını sürükler, maç kazandırır. Arjantinli beyzade ise ne yapacağı az çok bilinen bir memur vasatına demir atmış, durumu idare ediyor. Bana göre Trabzonspor, ondan çok daha fazlasını hak ediyor.
İkinci yarıdaki Trabzonspor, her bakımdan rakibinden üstündü. Giray'la gelen beraberlik golünden sonra oyunu tamamen G.Birliği sahasına yıktı. Sahanın duran ayakları Jaja ve Colman da kenara alındı. Ancak Umut'un son vuruş sendromu beklenen galibiyet golünün gelmesini geciktirdi. Ta ki, uzatma dakikalarına geçilene kadar. Alanzinho 'iş başa düştü' dercesine hünerli solunu konuşturarak geceye damgasını vurdu.
İhsan Öksüz (Yeni Şafak): Alanzinho mucizesi
İkinci yarıda Tayfun - Alanzinho değişikliği Trabzonspor'u rayına oturtmaya yetti. Biraz da risk alan Trabzonspor rakibin üstüne çöktü. Ağır sahaya rağmen iki ekip de üstün bir mücadele örneği sergilediler. Klas elemanı daha fazla olan Trabzonspor sonunda maçı koparıp yarışta kaldı. Trabzonspor'un koskoca bir ilk yarıyı heba ettiği de anlaşıldı. Bordo mavili ekibin savunmak için değil de gol amaçlı futbolu sevdiği bir gerçek... Nitekim bunu kaçıncı kez yapıyorlar. Gençlerbirliği özellikle ilk yarıda Trabzonspor'dan zaman zaman üstün oynadı. Hakem Bülent Yıldırım ve yardımcılarının zeminin azizliğinden olacak tartışılacak kararları oldu.
Mustafa Sapmaz (Akşam): 2. şampiyonluk golü
Selçuk'un Alexvari pasında Giray'ın golünden sonra tek kale oyunda, Trabzonspor golü çok daha erken gelebilirdi.
Gençlerbirliği defansının ortasındaki Aykut-Burak ikilisinin arasına atılan her top tehlikeli pozisyona dönüşmüşken bunu çok iyi değerlendiremediler.
Aslında golün gecikmesi maçı daha anlamlı hale getirdi. Şampiyonluğa oynayan takımlar sezonda bir tane 'şampiyonluk golü' atar! Alanzinho, bu sezon ikinci kez 'şampiyonluk golü' attı. Sezon sonunda kupayı havaya kaldırırlarsa herkes Ankara'daki 90+'yı hatırlayacak!
Ancak şampiyon olamazlarsa bunda hakem kararları değil, 55 ile 90'ıncı dakika arasında gol kaçırma yarışına giren forvetleri sorumlu olacak!
Lütfü Özel (Vatan): Takibe devam[page_end]
Lütfü Özel (Vatan): Takibe devam
İKİNCİ yarıya teknik direktör eli değerek başladı Trabzon. Defanstan Tayfun’u çıkaran Şenol Hoca, Serkan’ı sağ beke kaydırıken, bekleneni vermekte zorlanan Colman ve Selçuk’un yanına topu daha iyi taşıma ihtimali olan Alanzinho’yu yerleştirdi. 4-3-2-1 görüntüsüyle ve Brezilyalı’nın hareketli futboluyla dengeyi sağlayan konuk ekip daha üretken futbolla sahaya ağırlığını koymayı başardı.
İlk yarının başarılı isimleri Serkan ve Hurşut’un da nefesleri bitince önce ofsayt golle skora denge geldi. Bu kez panikleyen ve kaybetmemek için iyice geriye yaslanan rakibi karşısında saha ile birlikte psikoljik üstünlüğü de ele geçiren Trabzon yüklenmeye devam etti. İstediğini de 90. dakikanın bitiminde elde etti.
Hami Mandıralı (Takvim): Alanzinho böyle istedi
İlk yarı G.Birliği adına 1-0 bitti. İkirci yarı bambaşka bir Trabzonspor izledik. Rakibine top oynatmayan, sağlı sollu ataklarla saldırdılar. Özellikle de bu maçta görüldü ki Trabzon duran toplardan gol kazanacaktı.
Onun mesajını verdi. Selçuk'un duran toplardaki becerisi ve defansın hava hakimiyeti ön plana çıktı. Giray'ın kafasıyla beraberlik sağlandı. Trabzonspor için en önemli artı, Alanzinho'nun oyuna girdikten sonra bireysel becerisi, oyuna asılışı, maçı kurtarma duygusunun en üst düzeye çıkması.
Bunu gerçekleştiren Alanzinho, hem galibiyet golünü getirdi hem zirve yarışına tekrar ortak olunmasını sağladı. Sahanın yıldızı da oldu.
Cem Buba (Türkiye): Trabzon’un inadı
Trabzonspor, aslında daha maçın başında işi bitirirdi, ancak Burak ve Umut inanılmaz goller kaçırarak bir yerde takımlarına köstek oldu. Özellikle Umut, ikinci yarıda boş kale yerine topu havalara dikti. Orta sahada Colman ve Jaja’nın isteksiz oyunları, Trabzonspor’un ilk yarıda Gençlerbirliği karşısında mahkûm oynamasına neden oldu. Bu iki oyuncunun değişmesinden sonra, sanki Trabzonspor’a sihirli bir değnek deymiş gibi canlandı ve zor maçı lehine çevirdi. Gençlerbirliği böyle oynasaydı, şu anda çok başka yerde olurdu. Gerçekten çok büyük bir mücadele verdiler. Ancak Serdar‘ın sakatlanmasıyla oyuna giren genç kaleci Ramazan çok hatalı bir gol yiyerek yenilgiyi hazırladı diyebiliriz. Her şeye rağmen Gençlerbirliği’nde Hurşut, Serkan, Aykut oyuna renk katan futbolculardı.
Sonuç olarak, Trabzonspor, deplasmanda bir kez daha son dakikalarda zıpladı (!) ve belki de şampiyonluğu etkileyecek bir üç puanın sahibi oldu..
Hakan Arslan (Star): Korku filmi sürüyor
2. yarı Alanzinho’nun girişiyle oyun düzeni biraz olsun normale döndü. Alanzinho solda, ama Burak yine içte. Burak bu kez de içerden sağa kaçmaya başlayınca, alıştığımız ofansif üretkenliğe az çok yaklaşıldı hiç değilse. Duran top silahı da kritik bir anda eşitliği sağladı. Ama bu gol Trabzon’u ateşleyeceğine frenledi neredeyse. Kalabalık göbeği delme girişimleri ve duran toplar yalnızca. Jaja-Ceyhun değişikliği duran toplara yönelik miydi bu kez sahiden de? Bilemiyorum. Üstüne Umut’un “dalya sendromu”da sürünce, 2. gol bir türlü gelmedi.
Kasımpaşa maçı bir kenara, Trabzon 21.-24. haftalar arası 3 galibiyet, 1 beraberliği son dakikalarda kurtarmıştı. İnat, hırs ve konsantrasyonla. Bu kez de aynı formül işledi. Alanzinho Manisa’da yaptığınca son dakika golüyle 3 puanı getirdi, Trabzon taraftarı da son zamanlarda iyice alıştığı “korku filmi”ni izlemeyi sürdürdü. Şampiyonluk yolunda Karadeniz gibi çırpınıp duruyor taraftarın yüreği de. Mutlu son gelecekse değer elbet.
Süper Lig'in 26. haftasında Gençlerbirliği'ne konuk olan Trabzonspor, ikinci yarıda sergilediği oyunla, kaçırılan onca gole rağmen, Alanzinho'nun son dakika golüyle maçı 2-1 kazandı ve fenerbahçe'yi takibini sürdürdü.
Spor yazarları çeşitli eleştirilerine rağmen Trabzonspor'un galibiyeti hak ettiğine inanıyorlar.
Güneş, yine de şanslıydı. Hem ilk yarıda şaşkın Trabzon karmasına karşı Gençler ikiyi bulamadı, hem de Zumdick devre arasında yaptığı geri vites (ama bir değil, iki değil, 3 vites geri) hamlesiyle rakibinin üstüne gelmesine yeterince imkân tanıdı. Bunca yetenekli oyuncusu olan Trabzon’a bu kadar uzun zaman üstünüze gelme fırsatı tanırsanız, onlar da Manisa’da ve İnönü’de yaptıkları gibi galibiyeti bulacaklardır.
Tabii Trabzon bu maçı hakkıyla kazandı, ama kalan 8 haftadaki şampiyonluk yarışında en önemli handikabının kalede olacağını söylemek herhalde kehanet sayılmaz. Şenol Güneş geçtiğimiz hafta öyle kritik bir adamını kaybetti ki, Aykut Kocaman belki Alex’i yitirse onun kadar üzülmeyecektir (Fenerbahçe’nin her şeye rağmen Semih de Souza’sı var, ama Trabzon’un bir Onur’u daha yok). Güneş muhtemelen bundan sonraki maçlarda rakiplere uzaktan daha az şut vurdurmak için çareler arayacak gibi..
İlk yarıdaki Trabzonspor, bilindik performansının çok gerisindeydi. Ancak ikinci yarıda gerçekten iyi mücadele etti. İnatla, ısrarla galibiyeti kovaladı. Rakibi kendi alanına hapsetti, sürekli hataya zorladı. Bir Trabzonspor klasiğini bu maçta da ortaya koydu, tıpkı içerideki Gençlerbirliği ve deplasmandaki Konyaspor, Gaziantepspor, Manisaspor, Beşiktaş maçlarında da olduğu gibi geriden gelip bu zor karşılaşmayı kazandı.
Başlangıç kadrosu ve saha içi yerleşimi, Trabzonspor açısından risk içeren bir yapıdaydı. Nitekim ilk yarıda takım biraz da bu nedenle bocaladı. İkinci yarıda Serkan'ın sağ beke çekilmesi ve Alanzinho'nun oyuna girmesiyle Trabzonspor normale döndü, oyunda inisiyatifi tamamen eline aldı. Alanzinho, attığı kritik golün dışında, oyuna hareket getiren ve Trabzonspor'un bu bölümdeki performansına yaptığı katkıyla alkışı hak eden adamdı.
[page_end]
Alanzinho bireysel yeteneğini kullanarak golünü atıp Trabzonspor’u belki ipten aldı ama hatalar ve eksiklikler bir anda koybulup gitti mi? Elbetteki hayır.. Trabzonspor 9 puan öndeyken Fenerbahçe ile puan puana geldiyse bunu sadece hakemlere bağlayamayız.. Bordo-Mavili takımın da hataları oldu..
Nitekim bu hataları dünkü maçta da çok net şekilde gördük.. Şenol hocam herhalde bu hataları görüp gereken tedbirleri de alacaktır.. Önemli olan geç kalmadan bunu yapması..
İlk yarıda hiç kullanılmayan kanatlar işlerlik kazanınca, sağlı sollu ortalarda Gençlerbirliği savunması zor anlar yaşamaya başladı. Ancak Burak ve özellikle Umut’un girdikleri pozisyonlarda bitirici vuruşları yapamamaları, tribünler kadar Trabzonspor takımını da germeye başladı. Oyunun sıkıştığı bu tip maçlarda kilidi açacak oyuncu sıkıntısı çeken Trabzonspor’da bu kez Alanzinho çıktı sahneye. Çabukluğunun yanı sıra son vuruşlardaki kalitesi tartışılmayan Güneş’in gizli silahı, Manisa deplasmanından sonra takımını bu kez de başkentte ipten aldı.
Zirve yarışında, ilk yarıdaki futbolundan çok uzak bir görüntü çizen Trabzon’un işinin kolay olmadığını söylemek yanlış olmaz. Bordo-mavili ekibi yarışın içinde tutacak en önemli faktör, dünkü maçın ikinci bölümündeki hırs ve kazanma isteği olacaktır. Tabii Umut’un 100. gol stresinden kurtulması, Burak’ın bencilliğini terk etmesi, Trabzonspor’un kolay gibi görünen ancak zora dönüşen maçları kazasız atlatmasını sağlayacak.
[page_end]
İkinci yarı, Şenol Güneş'in direktifiyle Ünal Karaman doğru bir hamle yaptı ve Tayfun'u çıkartıp yerine Alanzinho girdi. Serkan, sağ beke geçti ve ilk yarının aksine sahada rakibi baskı altında tutan ve pozisyonlar bulan bir Trabzonspor sahneye çıktı. Savunma orta sahaya yakın oynayıp alan daraltınca; Gençlerbirliği forvetine top gitmedi.
Alanzinho bana göre maçı çözen oyuncu oldu. Aldığı her topta yaptığı driplinglerle; adam eksilterek, savunmanın dengesini bozdu ve tempoyu yükseltti. Uzatma dakikalarında attığı mükemmel golle de üç puanı getiren oyuncu oldu. Bu galibiyet, şampiyonluk yarışında Trabzonspor'un ligin son haftasına kadar varolacağının da göstergesi oldu.
Özellikle maçın ikinci yarısında Trabzonsporlu oyuncuların mücadele güçlerini sahaya yansıtmaları, saha içi yardımlaşmaları ve kazanma hırslarının üst düzeyde olması yarınlar adına büyük umutlar verdiği düşüncesindeydim.
Hayri Beşer (Zaman): Üçü bir arada olmuyor hocam...
İlk 20 dakika ile devrenin bitimine kadarki performansı dikkat çekici olsa da benim bir Colman takıntım var. Şampiyonluğu hedefleyen bir takımın o pozisyondaki oyuncusu takımını sürükler, maç kazandırır. Arjantinli beyzade ise ne yapacağı az çok bilinen bir memur vasatına demir atmış, durumu idare ediyor. Bana göre Trabzonspor, ondan çok daha fazlasını hak ediyor.
İkinci yarıdaki Trabzonspor, her bakımdan rakibinden üstündü. Giray'la gelen beraberlik golünden sonra oyunu tamamen G.Birliği sahasına yıktı. Sahanın duran ayakları Jaja ve Colman da kenara alındı. Ancak Umut'un son vuruş sendromu beklenen galibiyet golünün gelmesini geciktirdi. Ta ki, uzatma dakikalarına geçilene kadar. Alanzinho 'iş başa düştü' dercesine hünerli solunu konuşturarak geceye damgasını vurdu.
İhsan Öksüz (Yeni Şafak): Alanzinho mucizesi
İkinci yarıda Tayfun - Alanzinho değişikliği Trabzonspor'u rayına oturtmaya yetti. Biraz da risk alan Trabzonspor rakibin üstüne çöktü. Ağır sahaya rağmen iki ekip de üstün bir mücadele örneği sergilediler. Klas elemanı daha fazla olan Trabzonspor sonunda maçı koparıp yarışta kaldı. Trabzonspor'un koskoca bir ilk yarıyı heba ettiği de anlaşıldı. Bordo mavili ekibin savunmak için değil de gol amaçlı futbolu sevdiği bir gerçek... Nitekim bunu kaçıncı kez yapıyorlar. Gençlerbirliği özellikle ilk yarıda Trabzonspor'dan zaman zaman üstün oynadı. Hakem Bülent Yıldırım ve yardımcılarının zeminin azizliğinden olacak tartışılacak kararları oldu.
Mustafa Sapmaz (Akşam): 2. şampiyonluk golü
Selçuk'un Alexvari pasında Giray'ın golünden sonra tek kale oyunda, Trabzonspor golü çok daha erken gelebilirdi.
Gençlerbirliği defansının ortasındaki Aykut-Burak ikilisinin arasına atılan her top tehlikeli pozisyona dönüşmüşken bunu çok iyi değerlendiremediler.
Aslında golün gecikmesi maçı daha anlamlı hale getirdi. Şampiyonluğa oynayan takımlar sezonda bir tane 'şampiyonluk golü' atar! Alanzinho, bu sezon ikinci kez 'şampiyonluk golü' attı. Sezon sonunda kupayı havaya kaldırırlarsa herkes Ankara'daki 90+'yı hatırlayacak!
Ancak şampiyon olamazlarsa bunda hakem kararları değil, 55 ile 90'ıncı dakika arasında gol kaçırma yarışına giren forvetleri sorumlu olacak!
Lütfü Özel (Vatan): Takibe devam[page_end]
Lütfü Özel (Vatan): Takibe devam
İKİNCİ yarıya teknik direktör eli değerek başladı Trabzon. Defanstan Tayfun’u çıkaran Şenol Hoca, Serkan’ı sağ beke kaydırıken, bekleneni vermekte zorlanan Colman ve Selçuk’un yanına topu daha iyi taşıma ihtimali olan Alanzinho’yu yerleştirdi. 4-3-2-1 görüntüsüyle ve Brezilyalı’nın hareketli futboluyla dengeyi sağlayan konuk ekip daha üretken futbolla sahaya ağırlığını koymayı başardı.
İlk yarının başarılı isimleri Serkan ve Hurşut’un da nefesleri bitince önce ofsayt golle skora denge geldi. Bu kez panikleyen ve kaybetmemek için iyice geriye yaslanan rakibi karşısında saha ile birlikte psikoljik üstünlüğü de ele geçiren Trabzon yüklenmeye devam etti. İstediğini de 90. dakikanın bitiminde elde etti.
Hami Mandıralı (Takvim): Alanzinho böyle istedi
İlk yarı G.Birliği adına 1-0 bitti. İkirci yarı bambaşka bir Trabzonspor izledik. Rakibine top oynatmayan, sağlı sollu ataklarla saldırdılar. Özellikle de bu maçta görüldü ki Trabzon duran toplardan gol kazanacaktı.
Onun mesajını verdi. Selçuk'un duran toplardaki becerisi ve defansın hava hakimiyeti ön plana çıktı. Giray'ın kafasıyla beraberlik sağlandı. Trabzonspor için en önemli artı, Alanzinho'nun oyuna girdikten sonra bireysel becerisi, oyuna asılışı, maçı kurtarma duygusunun en üst düzeye çıkması.
Bunu gerçekleştiren Alanzinho, hem galibiyet golünü getirdi hem zirve yarışına tekrar ortak olunmasını sağladı. Sahanın yıldızı da oldu.
Cem Buba (Türkiye): Trabzon’un inadı
Trabzonspor, aslında daha maçın başında işi bitirirdi, ancak Burak ve Umut inanılmaz goller kaçırarak bir yerde takımlarına köstek oldu. Özellikle Umut, ikinci yarıda boş kale yerine topu havalara dikti. Orta sahada Colman ve Jaja’nın isteksiz oyunları, Trabzonspor’un ilk yarıda Gençlerbirliği karşısında mahkûm oynamasına neden oldu. Bu iki oyuncunun değişmesinden sonra, sanki Trabzonspor’a sihirli bir değnek deymiş gibi canlandı ve zor maçı lehine çevirdi. Gençlerbirliği böyle oynasaydı, şu anda çok başka yerde olurdu. Gerçekten çok büyük bir mücadele verdiler. Ancak Serdar‘ın sakatlanmasıyla oyuna giren genç kaleci Ramazan çok hatalı bir gol yiyerek yenilgiyi hazırladı diyebiliriz. Her şeye rağmen Gençlerbirliği’nde Hurşut, Serkan, Aykut oyuna renk katan futbolculardı.
Sonuç olarak, Trabzonspor, deplasmanda bir kez daha son dakikalarda zıpladı (!) ve belki de şampiyonluğu etkileyecek bir üç puanın sahibi oldu..
Hakan Arslan (Star): Korku filmi sürüyor
2. yarı Alanzinho’nun girişiyle oyun düzeni biraz olsun normale döndü. Alanzinho solda, ama Burak yine içte. Burak bu kez de içerden sağa kaçmaya başlayınca, alıştığımız ofansif üretkenliğe az çok yaklaşıldı hiç değilse. Duran top silahı da kritik bir anda eşitliği sağladı. Ama bu gol Trabzon’u ateşleyeceğine frenledi neredeyse. Kalabalık göbeği delme girişimleri ve duran toplar yalnızca. Jaja-Ceyhun değişikliği duran toplara yönelik miydi bu kez sahiden de? Bilemiyorum. Üstüne Umut’un “dalya sendromu”da sürünce, 2. gol bir türlü gelmedi.
Kasımpaşa maçı bir kenara, Trabzon 21.-24. haftalar arası 3 galibiyet, 1 beraberliği son dakikalarda kurtarmıştı. İnat, hırs ve konsantrasyonla. Bu kez de aynı formül işledi. Alanzinho Manisa’da yaptığınca son dakika golüyle 3 puanı getirdi, Trabzon taraftarı da son zamanlarda iyice alıştığı “korku filmi”ni izlemeyi sürdürdü. Şampiyonluk yolunda Karadeniz gibi çırpınıp duruyor taraftarın yüreği de. Mutlu son gelecekse değer elbet.